google.com, pub-1772441188610312, DIRECT, f08c47fec0942fa0 Kelime anlamı konu anlatımı I Türkiye I dinledebiyat
top of page

 

Test Çözmek Ä°çin Tıklayınız...

​

​

Tüm Dilbilgisi Konuları Ä°çin Tıklayınız...

KELÄ°ME ANLAMI KONU ANLATIMI

​​​​​​

 1- ANLAM BAKIMINDAN KELÄ°MELER

​

Gerçek (Temel) Anlam:  

​

​Kelimenin sözlükteki ilk anlamıdır. SözcüÄŸün halk arasında en yaygın olarak bilinen anlamıdır da denilebilir.

 

 “Bardağının boÅŸ olduÄŸunu fark ettim.” cümlesinde ‘boÅŸ’ sözcüÄŸü gerçek anlamda kullanılmıştır.

​

​​​ Örnekler:

​

​- Buradan yola çıkabiliriz. 

- Yağmur yağınca ayaklarım ıslandı.

- Ä°nsanın canı sıcak bir çorba çekiyor.

- Fındık aÄŸaçlarının arasından güzel bir geyik çıkıverdi.

 

Mecaz Anlam:

 

 Bir kelimenin asli anlamıyla bir yönden benzerlik iliÅŸkisi kurularak farklı bir anlamda kullanılmasıdır. Yani bir kelimenin kendi gerçek anlamı dışında farklı bir kelimenin anlamında kullanılmasıdır.

​

Örnek:  "Arkadaşının tatlı bir konuÅŸması vardı." cümlesinde tatlı sözcüÄŸü gerçek anlamda ağızdan alınan ve zevk veren gıdalar için kullanılan bir kelime iken yukarıdaki cümlede kulaÄŸa gelen seslerin verdiÄŸi zevki anlatmak için kullanılmıştır. 

 

Örnekler: 

​

Halası onun ince düÅŸüncesine hayran kalmıştı.

​

Arkadaşının sözlerine kırıldı.

​

Adamın boÅŸ konuÅŸmaları bizi çok bunalttı.

​

Sana bu konuyu bir daha açma dedim. 

​

​

 

Terim Anlam: 

​

Herhangi bir spor, sanat vb. alanla ilgili olarak kullanılan, cümle içinde kullanılışına  göre o alana özel anlam taşıyan sözcüklere denilir.

​

Örnek: "Üç perdelik bir oyun yazdım." sözcüÄŸünde  perde sözcüÄŸü kullanıldığı cümlede güneÅŸi engelleyen bir kumaÅŸ parçası anlamında deÄŸil, tiyatro ile ilgili özel bir kelime anlamında kullanılmıştır.

 

Örnekler: 

​

Artık gitarda notaları çıkarabiliyorum.

​

Oyuncu yanlışlıkla topu taca attı.

​

Bilgisayara ram aldım.

​

Ä°ki meridyen arasında 111 km. olduÄŸunu öÄŸrendim.

​

 

Argo Anlam:

​

Aynı uÄŸraÅŸ, meslek vs... alanındaki insanların benimseyip kullandıkları,söz konusu insanlar dışında herkesçe anlaşılamayan, kelimelere argo denir. Argo dil içinde dil özelliÄŸi gösterir. 

​

Argo küfür demek deÄŸildir.

​

Örnek:

Çocuklar elmaları arakladılar. ( çaldılar)

​

Bana bak süt çocuÄŸu bir daha uÄŸrama buralara.( toy, acemi)

 

​

Örnekler: 

​

​

Deli Kadir düÅŸmanlarını hacamat etmiÅŸ. 

( Delik deşik etmek anlamında.)

​

Bu yarışmayı kazanamazsak zokayı yuttuk

( PeriÅŸan olmak)

​

​

​

 

Yan Anlam: 

​

Temel anlamlı bir sözcüÄŸün yakıştırma ya da benzerlik ilgisi ile yeni bir anlamda kullanılmasına denir.

​

Örnek: 

Kör bıçağı bileÄŸi taşına sürttüm. ( Keskin olmayan)

​​

 Masanın ayağı kırılmış. (Masanın desteklerinden birisi)

​

​

 

​

Örnekler: 

​

Kapının kolu kırıldı.

​

MaÄŸaranın aÄŸzı depremle beraber kapandı.

​

Uçağın kanadının alev aldığını gördüm.

​

Tek başına üç çocuÄŸa bakıyor. 

 

​

​

​

​

2- ANLAM Ä°LÄ°ÅžKÄ°LERÄ° BAKIMINDAN KELÄ°MELER

​

EÅŸ Anlam

​

Farklı yazılıp farklı okunabilen ancak aynı varlık ya da kavramı karşılayan yani aynı anlama gelen sözcüklere denilir.

​

Örnek: "YüreÄŸi hızlı hızlı çarpıyordu." cümlesinde "yürek" sözcüÄŸünün eÅŸ anlamlısı kalp'tir

 

​

Örnekler: 

​

talebe- öÄŸrenci

​

siyah- kara

​

bellek- hafıza

​

acayip- garip

​

 

​

​

Yakın Anlam

​

EÅŸ anlamlı sözcükler gibi farklı okunup farklı yazıldığı halde anlam benzerliÄŸi bulunan sözcüklerdir. EÅŸ anlamlı sözcükler genel olarak her durumda birbirinin yerine kullanılabilirken yakın anlamlılar bazen kullanılabilir, her zaman kullanılamaz. Çünkü yakın anlamlı kelimelerde anlam aynılığı deÄŸil anlam benzerliÄŸi vardır.

​

Örnek:  "arkadaÅŸ" sözcüÄŸünün yakın anlamlısı  "dost" tur. Dost da arkadaÅŸ kiÅŸiye maddi ve manevi yönden yakındırlar. Ancak dost arkadaÅŸtan daha yakındır.

 

Örnekler: 

​

Kırgın- küskün

​

hısım- akraba

​

Tanıdık- bildik

​

Saçmak- dağıtmak

​

​

​

​

 

Zıt Anlam

​

Anlam bakımından birbiri ile çeliÅŸen sözcüklere denir. Bir kelimenin olumsuzluk eki almış hali zıttı deÄŸildir, olumsuzudur.

​

Örnek:

"Gelmek" sözcüÄŸünün zıttı "gelmemek" deÄŸil, " gitmek"tir.

                       

 "Gelmemek" gitmek sözcüÄŸünün olumsuzudur.

 

Örnekler: 

​

siyah- beyaz

​

iyi-kötü

​

güzel- çirkin

​

​

​

​

EÅŸ Seslilik

​

Yazılış ve okunuÅŸ bakımından aynı olan ancak anlam bakımından farklılık gösteren sözcüklere denilir. 

 

Örnekler: 

​

  • Yüzmeye gidiyorum .

  •  Cebimde yüz lira var.

  •  

  • BaÄŸa gidip üzüm toplayacağım.

  •  Ä°neklerin bağı çözülmüÅŸ.  

​

​

​

​

 

Anlam Daralması

​

SözcüÄŸün anlamının bir bölümünü zamanla kaybetmesine anlam daralması denir.

​

Örnek: "Erik" sözcüÄŸü önceden kayısı, zerdali gibi meyveleri de kapsayan bir anlama sahipken ÅŸimdi sadece bir meyve çeÅŸidi için kullanılmaktadır.

​

Örnekler: 

​

OÄŸul: Önceden erkek ve kız  evlat için kullanılırdı. Åžimdi ise erkek evlat için kullanılıyor.

​

Tünemek: Normalde her canlı için geceyi bir yerde geçirmek anlamında iken sadece kanatlı hayvanlar için bu anlamda kullanılıyor.

​

​

​​​​​Anlam Ä°yileÅŸmesi-KötüleÅŸmesi

​

SözcüÄŸün önceden taşıdığı genelde kötü anlamın zamanla olumlu ve iyi bir anlama dönüÅŸmesine Anlam Ä°yileÅŸmesi denir.

​

Örnek: Edepsiz, kavgacı anlamına gelen "yavuz" kelimesi günümüzde  "gözü pek"anlamında kullanılmaktadır.

 

Anlamın iyileÅŸmesinin tersi olan duruma ise Anlam KötüleÅŸmesi denir.

​

Örnek: "keleÅŸ" sözcüÄŸünün sözlük karşılığı yakışıklı ve iyi huyludur. Ancak günümüzde aÅŸağılayıcı anlamda kullanılmaktadır.

​

Örnekler: 

                                                            

 

Emek(eskiden "emgek" ):                  

      (anlam iyileÅŸmesi)

 

önceki anlamı         ÅŸimdiki anlamı

 acı, eziyet               alın teri, özenli

​

​

Canavar ...........................:  

(anlam kötüleÅŸmesi)

​

 önceki anlamı        ÅŸimdiki anlamı      

canı olan, canlı       vahÅŸi, yırtıcı    

​

 

Güzel Adlandırma

​

Bazı kelimelerin insanlarda uyandığı olumsuz etkinin derecesini azaltmak amacı ile farklı kelimelerle ifade edilmesidir.

​

Örnek: "Verem" sözcüÄŸü insanları derinden etkileyen bir sözcük olduÄŸu için insanlar verem  kelimesi yerine "ince hastalık"kelimesini kullanmışlardır.

 

Örnekler: 

​

Börü kelimesi yerine kurt kelimesi kullanılmıştır.

​

​

​

​

 

Genel ve Özel Anlam

​

Tek bir ÅŸeye özgü olmayıp kendisi ile alakalı varlık ya da kavramları kapsayan anlama genel  anlam denir.

​

Genel anlama göre daha az kavramı  ya da varlığı kapsayan ya da kendi anlamı dışında kapsamayan anlama özel anlam denir.

 

Örnekler: 

​

canlı (genel) - hayvan ( canlı kelimesine göre özel)-

​

balık (hayvan kelimesine göre özel)

alabalık(balık kelimesine göre özel)

​

​

​

Somut-Soyut Anlam

​

Beş duyu organı vasıtasıyla algılanabilen varlık ya da kavramları karşılayan anlama somut anlam denir.

​

Beş duyu organı vasıtası haricinde var olduğu bilinen ya da inanılan varlık ya da kavramların anlamlarına soyut anlam denir.

 

Örnekler: 

​

Somut: Hava, su, taÅŸ, toprak, ev..

​

Soyut: Rüya, sevgi, hayal .....

​

Not: Bir kelimenin somut olabilmesi için beÅŸ duyu organından en az biriyle algılanması yeterlidir...

​

​

​

​

 

Nitel -Nicel Anlam

​

Varlıkların ve kavramların sayılamayan, fiziksel anlamda ölçülemeyen özelliklerini ifade eden kelimeleri anlamlarına nitel anlam denilir.

​

Varlık ya da kavramların sayılabilen, ölçülebilen özelliklerini ifade eden kelimelerin anlamlarına nicel anlam denir.

 

​

 

Dolaylama

​

DoÄŸrudan ifade edilebilecek bir varlık ya da kavramı daha etkili bir ÅŸekilde dile getirmek için farklı kelimelerle ifade etmeye dolaylama denir.

​

​

Örnekler:

 

Sinema...............beyaz perde

Televizyon ..........sihirli kutu

Kömür.................kara elmas

Balık....................Derya kuzusu

​

​

​

 

Ad Aktarması

​

Bir kelimenin benzetme ilgisi söz konusu olmadan,  baÅŸka bir söz yerine kullanılmasıyla oluÅŸturulan ifadeye ad aktarması denir.

​

Ad aktarmasının diÄŸer ismi mecaz-ı mürsel'dir. Ad aktarmasında benzetme ilgisi dışında farklı ilgiler ile kelimeler arası baÄŸlantı kurulur.

 

Örnekler: 

​

Bu depo bizi Samsun'a götürmez.

(kastedilen  yakıt yeterliliÄŸi-iç-dış ilgisi)

​

Toplantıya bir sürü usta kalem gelecekmiÅŸ.

( yazar- parça-bütün ilgisi )

​

Bir damla bereket düÅŸmedi topraÄŸa.

( yaÄŸmur- neden-sonuç ilgisi)

​

Hiç Yunus Emre' yi okudun mu?

( Y. Emre'nin eseri- yazar-eser ilgisi)

​

​

​

 

Deyim Aktarması

​

Bir sözün benzetme maksadı ile temel anlamından farklı anlamda kullanılmasına deyim aktarması ya da anlam aktarması denir.

​

Bu yönüyle edebiyatta kullanılan mecaz, teÅŸhis, istiare gibi edebi sanatlara aynı zamanda deyim aktarması diyebiliriz.

 

Örnekler: 

​

KuÅŸlar toplanmış ÅŸarkı  söylüyorlar

 ( Ä°nsandan doÄŸaya- teÅŸhis sanatı)

​

Sert bakışı canımı sıktı.

(doÄŸadan insana-dokunmadan görmeye, mecaz)

​

Acı bir çığlıkla doldu ormanın içi.

(tatma duyusundan iÅŸitme duyusuna- mecaz

​

Karlar uçuÅŸuyordu aÄŸaçların üzerinde.

( DoÄŸadan doÄŸaya)

​

​

 

Yansıma

​

DoÄŸadaki seslerin taklidine yansıma denir. 

​

​​

Örnekler: 

​

Kuzuların "mee" diye ses çıkarması, suyun "şırr" sesi, köpeklerin "hav" sesi birer yansımadır.

Yansımadan kelime türetilebilir.

​

Yılanın tıslaması karşısında donup kalmıştım.

Tavukların cıyaklaması üzerine kümese koÅŸtu.

Köpekler sabaha kadar havladı.

​

​

​

​

 

3- KELÄ°ME ÖBEKLERÄ°

​

Ä°kileme

​

Anlatımı kuvvetlendirmek ve etkileyici kılmak için bazı kelimelerin art arda ifade edilmesine ikileme denir.

​

Ä°kilemelerin arasına virgül konulmaz ve ayrı yazılırlar.

 

Örnekler: 

​

Yavaş yavaş konuşmaya başladı.

( Aynı kelimenin tekrarı ile)

​

Aşağı yukarı elli yaşında vardı.

( Zıt anlamlı kelimelerin tekrarı ile)

​

Evimdeki tüm ıvır zıvırı attım.

( İkisi de anlamsız kelimelerin tekrarı ile)

​

Ben iyi miyi anlamam, kızarım.

( Biri anlamlı biri anlamsız kelimelerin tekrarı ile)

​

Su şırıl şırıl akıyordu.

( Yansımaların tekrarı ile)

​

EÅŸ dost birlikte olmuÅŸtuk sonunda.

( Yakın anlamlı sözcüklerin tekrarı ile)

​

 

Deyim

​

En az iki sözcüÄŸün bir araya gelerek kendi temel anlamlarından uzaklaÅŸarak beraberce ortak bir anlam ortaya çıkardıkları kelime grubuna deyim denir.

​

  • Deyimlerden kelime çıkarılamaz, deyimlere kelime eklenemez.

  • Normal ÅŸartlarda deyimi oluÅŸturan kelimelerden birisi fiil olur.

  • Deyimler daha çok cümle içinde kullanıldığında anlamlı bir yargı bildirir. Kendi baÅŸlarına deÄŸil.

​

Örnekler: 

​​

  • KonuÅŸulanlara çaktırmadan kulak kabartmıştı

  • Pabucunun dama atılacağını zannetti çocuk.

  • Gözden düÅŸmek istemiyordu hiçbir çalışan.

  • Babası üzülecek diye ödü kopuyordu.

​

​

​

 

Atasözü

​

Söyleyeni belli olmayan, tecrübeler sonunda ortaya çıkan, doÄŸruluÄŸu kesinleÅŸen özlü sözlere denir.

 

Atasözlerinden kelime çıkarılamaz, atasözlerine kelime eklenemez.

Kendi başlarına yargı bildirirler..

 

Örnekler: 

​

Damlaya damlaya göl olur.

AÄŸaç yaÅŸ iken eÄŸilir

Sakla samanı gelir zamanı

​

​

 

ÖzdeyiÅŸ

​

Atasözleri gibi özlü sözlerdir ancak söyleyeni bellidir.

 

Örnekler: 

​

Bana  bir harf öÄŸretenin kırk yıl kölesi olurum. (Hz. Ali)

​

Ne mutlu Türküm diyene. (Kemal Atatürk)

bottom of page