DİNLEDEBİYAT
Atın yiğidi kendine kamçı vurdurmaz.
TÜRK HALK EDEBİYATI
Halk Edebiyatının Özellikleri:
-
Nazım birimi genelde dörtlüktür.
-
Aruzu kullanan halk şairleri olmasına rağmen hakim ölçü hece ölçüsüdür.
-
Daha çok 7,8 ve 11’li hece ölçüsü kullanılır.
-
Yarım kafiye ve redif hakimiyeti vardır.
-
Şiirler genelde saz eşliğinde söylenir.
-
Konu olarak aşk,ölüm,hasret, doğa sevgisi, yiğitlik gibi konular işlenmiştir.
-
Şiirler genelde doğaçlama söylenir.
-
Dil sadedir. Daha çok somut kavramlar üzerine bir dil anlatım söz konusudur.
-
Şiirlerde başlık kullanılmaz. Şiirler şekil( biçim) adları ile anılır.
-
Şairlerin şiirleri “cönk” adı verilen eserlerde toplanmıştır.
Halk Edebiyatında Şiir
a. Anonim Halk Edebiyatı Nazım Biçimleri:
a.1- Mani:
Genelde sevgi üzerine söylenen 7 dizeli bir nazım biçimidir.
Özellikleri:
-
aaba kafiye şemalıdır.
-
7 heceden oluşur.
-
1,2 ve 4. Dizeler kendi aralarında uyaklıdır. Üçüncü dize serbesttir.
-
İlk iki dize asıl söylenecek söze hazırlık mahiyetindedir. Son iki dizede asıl söylenmek istenen belirtilir.
-
Konu sınırlamması olmamasına rağmen genelde aşk ve sevgi üzerine söylenir.
-
Tuyug maninin divan edebiyatındaki karşılığıdır.
Mani Çeşitleri:
1.Düz Mani:
-
Maninin en sık kullanan şeklidir.
-
Maninin tüm özellikleri bulunur.
Örnek:
Ak üzüm asmasıyım
Fabrika basmasıyım
Bana doktor ne lazım
Ben sevda hastasıyım
2. Cinaslı Mani:
Mısra sonlarında cinas sanatının kullanıldığı manilere denilir. İkiye ayrılır:
2. Kesik Mani:
İlk dizesi yedi heceden az olan cinaslı manilere denilir.
Örnek:
Kuleden
Ses geliyor kuleden
O kaş o göz değil mi?
Beni sana kul eden
2.Ayaklı Mani:
Kesik maninin eksik heceli ilk dizesinin 7 heceye tamamlanmış halidir.
Kuleden bak kuleden
Ses geliyor kuleden
O kaş o göz değil mi?
Beni sana kul eden.
3. Artık ( Yedekli) Mani:
Düz maniye iki dize daha ekleyerek yapılan manilere denilir.
Örnek:
İlkbahara yaz derler
Şirin söze naz derler
Kime derdim söylesem
Bu dert sana az derler
Kendin ettin kendine
Yana yana gez derler
Not: İki kişi arasında karşılıklı söylenen manilere “deyiş” denilir.
a.2-Türkü:
Ezgi ile söylenen şiirlerdendir.En belirgin özelliği her bentten sonra tekrar eden nakaratlarının olmasıdır.
Özellikleri:
-
7,8 ya da 111 li hece ölçüsü kullanılır.
-
Genelde dört dizelik bentler ve bir ile dört dize arasında değişen nakaratlardan (kavuştak) oluşur.
-
Bazılarında kavuştak dört dizeli bendin dördüncü dizesi olabilie.( aaab,,cccb, dddb .)
-
Konusu tüm yaşamdır. Bireyi ilgilendiren kahramanlık, aşk, sevgi, tabiat, hasret, üzüntü gibi konular türkünün konusu olabilir.
-
Ait oldukları yörelere göre isim almışlardır.
-
Türküler ezgilerine göre ise “usullü türküler” ve “usulsüz türküler” olmak üzere ikiye ayrılır.
-
Usullü türküler “oyun havalan” dır. Bunlara Urfa’da “kırık hava”, Konya’da “oturak”, Karadeniz’de “horon“, Ege’de “zeybek“, Trakya’da “karşılama“, Erzurum’da “Sümmani“, İsparta yöresinde dattiri” gibi değişik adlar verilir.
-
Usulsüz türküler ise “uzun hava” lardır. Uzun havalar, “bozlak“, “divan“, “hoyrat“, “kayabaşı“,”maya” gibi yörelere göre farklı adlar alır.
Örnek:
Havada bulut yok bu ne dumandır
Mahlede ölü yok bu ne figandır
Şu Yemen elleri ne yamandır
Ah o yemendir gülü çimendir
Giden gelmiyor acep nedendir
Kışlanın önünde redif sesi var
Bakın çantasında acep nesi var
Bir çift kundurayla bir de fesi var
Ah o yemendir gülü çimendir
Giden gelmiyor acep nedendir
Yukarıdaki türkü üç dizelik bir bent ve iki dizelik kavuştaktan oluşmaktadır.
...
Kara üzüm asması,
Yeşil olur yazması.
Ben yarimden ayrılmam,
Kara yazı yazması.
Kaldım domaniç dağlarında,
Sevgili yarim nerelerde.
Asmadan üzüm aldım,
Sapını uzun aldım.
Verin benim yarimi,
Annemden izin aldım.
Kaldım domaniç dağlarında,
Sevgili yârim nerelerde.
Yukarıdaki türkü dört dizelik bent ve iki dizelik nakarattan (kavuştak)oluşmuştur.
a.3- Ninni:
Çocukar uyutulurken uymalarına yardımcı olsun diye söylenen ezgili şiirlere denilir.
-
Genelde 7’li hece ölçüsü kullanılır.
-
Çoğunlukla mani tipinde kafiye yapısı vardır.
-
Anonim olmayan 8’li, 11’li aşıklar tarafından söylenmiş ninniler de vardır.
-
İlk olarak Divan-ıLugat-ıt Türk’te “balu” adıyla karşımıza çıkar. Sonraki dönemlerde “balu” yerine “ninni” denilmeye başlanmıştır.
Örnek:
Dandini dandini dasdana
Danalar girmiş bostana
Kov bostancı danayı
Yemesin lahanayı
Benim oğlum lokum yer
Uyusun da yürüsün ninni
a.4- Ağıt:
Ölenlerin ardından yakınları tarafından söylenen ve üzüntüleri belirten ezgili şiirlere denilir.
-
Ölen kişiye olan özlem duygusu işlenir.
-
Ölen kişinin yiğitliği, mertliği gibi meziyetlerine vurgu yapılır.
-
Ezgili söylenir.
-
İslamiyet öncesindeki karşılığı sagu, divan edebiyatındaki karşılığı mersiyedir.
-
Daha çok 7,8 ve 10 heceli olarak söylenirler.
Örnek:
-
Edem gözelidi gıyıdan getmiş,
Sürek öküz gibi boynunu bükmüş,
Şu gevur dinsizi denklemiş atmış,
Acep babamoğlun yudular m'ola.
Yumadan gabire godular m'ola.
b. Aşık Tarzı Halk Edebiyatı Nazım Biçimleri:
b.1- Koşma:
Aşık Edebiyatında en çok tercih edilen nazım biçimlerinden birisidir.
-
Dörtlük nazım birimi ile yazılırlar.
-
Çoğunlukla 3 ile 5 dörtlükten oluşurlar. Bazen 6 dörtlük olduğu da görülür.
-
11’ li hece ölüsü kullanılır. ( 6+5 ya da 4+4+3 duraklı)
-
Mahlas son dörtlükte verilir.
-
Kafiye düzeni bbba ccca … / abcb cccb / abab cccb... şekillerinde olabilir.
-
İslamiyet öncesindeki koşuğun karşılığıdır.
-
Konularına göre güzelleme, koçaklama, taşlama ve ağıt adlarını alırlar.
-
En bilinen koşma şair Karacaoğlan’ dır.
Konularına göre koşma türleri:
1-Güzelleme: Sevgi konusu işlenir.
2- Koçaklama:Yiğitlik, kahramanlık gibi coşkulu konular işlenir.
3-Taşlama: Eleştiri şiirleridir. Divan Edebiyatındaki karşılığı hicviyyedir.
4- Ağıt: Anonim olan ağıt ile aynı konuyu işler. En belirgin farkı bir şair tarafından söylenmesidir.
b.2-Semai:
Kendine has bir ezgi ile söylenen aşık edebiyatı nazım biçimidir.
-
8’li hece ölçüsü kullanılır.
-
Nazım birimi dörtlüktür.
-
Kafiye şeması koşmanınki gibidir.(bbba ccca …)
-
3-5 dörtlükten oluşur.
-
Duygusal konular işlenir. Ağırlıklı olarak hüzünlü konulara yer verilir.
-
Son dörtlükte mahlas kullanılır.
-
Kendine has bir ezgisi vardır.
-
Erzurumlu Emrah ve Karacaoğlan bu alanda başarılı eserler vermişlerdir.
Örnek:
…
Emrah der ki düştüm dile
Bülbül figan eder güle
Güzel sevmek bir sarp kale
Ya alınır ya alınmaz.
…
b.3- Varsağı:
Varsak Türklerinin söylediği, çoğunlukla yiğitlik konularının işlendiği şiirlerdir.
-
8’li hece ölçüsü kullanılır.
-
Dörtlük nazım birimi kullanılır.
-
Bre, ey, hey gibi ünlemler kullanılır.
-
Kafiye şeması koşmanınki gibidir.(bbba ccca … / abcb cccb /abab cccb...)
-
Mahlas son dörtlükte kullanılır.
-
Varsağı alanında en bilinen şair Karacaoğlan’dır.
Örnek:
...
Aman hey Allah’ım aman
Ne aman bilir ne zaman
Üstümüzde çayır çemen
Bitmeden bir dem sürelim
b.4- Destan:
Aşık Edebiyatında milletin benliğinde iz bırakan olayların aşıklar tarafından şiir şeklinde işlendiği bir nazım biçiminin adıdır.
-
Dörtlüklerle yazılır.
-
Çoğunlukla beş ile yedi dörtlükten oluşurlar. Ancak 150 dörtlüğe kadar olan destanlar da vardır.
-
Kafiye şeması koşmanınki gibidir.(bbba ccca … / abcb cccb /abab cccb...)
-
Daha çok 8’li ve 11’li hece ölçüsü kullanılır.
-
Mahlas son dörtlükte yer alır.
Örnek:
GENÇ OSMAN DESTANI
Genç Osman dediğin bir küçük uşak
Beline bağlamış ibrişim kuşak
Askerin içinde birinci uşak
Allah Allah deyip geçer Genç Osman
...
Kayıkçı Kul Mustafa
c. Tasavvufi Halk Edebiyatı
c.1-İlahi:
Allah sevgisini işleyen şiirlerdir.
-
Hece ölçüsünün 7,8 ve 11’li kalıpları kullanılmıştır.
-
Nazım birimi dörtlüktür. Genelde 3-7 dörtlükten oluşur.
-
Kendine has bir ezgisi vardır.
-
Genelde son dörtlükte mahlas kullanılır.
-
Kafiye şeması koşmayla benzerlik gösterir. .(bbba ccca … / xbxb cccb /abab cccb...)
Örnek:
...
Aydan aydındır yüzleri
Şekerden tatlı sözleri
Cennette huri kızları
Gezer Allah deyu deyu
...
Y.Emre
c.2-Nefes:
Bektaşi şairlerinin Hz. Muhammed ve Hz. Ali sevgisi ile vahdet-i vücud kavrmını işledikleri şiirlere denilir.
-
Hece ölçüsünün 7,8 ve 11’li kalıpları kullanılmıştır.
-
Nazım birimi dörtlüktür.Çoğunlukla 3-10 dörlükten oluşur.
-
Kafiye şeması koşmanınki gibidir.(bbba ccca … / abxb cccb /abab cccb...)
Örnek:
...
Aşk bülbülüyüz öteriz
Râh-i Hakka yüz tutarız
Mânâ gevherin satarız
Mürşidimiz vardır bizim
...
Balım Sultan
c.3- Deme
Alevi- bektaşi şairlerin tekke ve cem törenlerinde belli bir makamla söyleneni şiirlere denilir.
-
8’li hece ölçüsü kullanılır.( 4+4 / 5+3)
-
Dörtlüklerle kurulur.
Örnek:
...
Göğsüme tahta döşerler,
Durmayıp beni okşarlar,
Vurdukça bağrım deşerler
Ben anınçün inilerim.
...
Pir Sultan Abdal
d.4- Şathiye:
Tasavvufi alanda yazılan mizah yönü ağır basan şiirlerdir. Şathiyeler için alaycı şiirlerdir ifadesi de bulunmaktadır.
-
Dini konuları alaylı, mizahi üslupla dile getirir.
-
Anlamı yorumlanmasına bağlıdır. İfadelerde kastetme yoğunluğu olduğundan neyin söylenmek istediği açık seçik belli değildir.
-
Allah ile konuşurcasına teklifsizlik vardır.
-
Çoğunlukla 11’li hece ölçüsü kullanılır.
Örnek:
Çıktım erik dalına
Anda yedim üzümü
Bostan ıssı kakıyıp
Der ne yersin kozumu
Kerpiç koydum kazana
Poyraz ile kaynattım
Nedir diye sorana
Bandım verdim özünü
Yunus Emre
d.5- Nutuk
Tekkeye yeni gelmiş ve tarikat edap ve usullerini bilmeyen öğrencilere bunları öğretmek için şeyh ya da mürşitlerce yazılmış eğitici şiirlere verilen isimdir.
-
Kafiye şeması ve ölçü bakımından koşma ile benzerlik gösterir.
-
Dörtlüklerle yazılır.
-
Daha çok Bektaşi çevrelerinde görülür.
-
Didaktik şiirlerdir.
-
Kaygusuz Abdal bu alanda bilinen bir şairdir.
Örnek:
Edebdür Hakk'a yakın
Bilür ¡san Hak Hakkın
Edebsüz olma sakın
Var edeb öğren edeb
...
Kaygusuz Abdal
d.6- Devriye
İnsan ruhu yaratılışı, Alem-i Ervah ( Ruhlar Alemi)’ a konuluşu, dünyaya gönderilişi, yaşamı,ölümü ve tekrar ahirete gitmesi yani başlanılan yere dönülmesi bir devir oluşturur. Tasavvu Edebiyatında bu devir hadisesinin anlatıldığı şiirlere devriye denilir.
-
Ölçü ve kafiye şeması açısından ilahiye benzer.
-
Devir kuramı işlenir.
Örnek:
Cihan var olmadan ketm-i ademde
Hak ile birlikte yektaş idim ben
Yarattı bu mülkü çünkü o demde
Yaptım tasfirini nakkaş idim ben
Halk Edebiyatında Nesir
1.Atasözleri
Söyleyeni belli olmayan, tecrübeler sonunda ortaya çıkan, doğruluğu kesinleşen özlü sözlere denir.
Atasözlerinden kelime çıkarılamaz, atasözlerine kelime eklenemez.
Kendi başlarına yargı bildirirler..
Örnekler:
-
Damlaya damlaya göl olur.
-
Ağaç yaş ike eğilir
-
Sakla samanı gelir zamanı
2. Deyimler
En az iki sözcüğün bir araya gelerek kendi temel anlamlarından uzaklaşarak beraberce ortak bir anlam ortaya çıkardıkları kelime grubuna deyim denir.
Deyimlerden kelime çıkarılamaz, deyimlere kelime eklenemez.
Normal şartlarda deyimi oluşturan kelimelerden birisi fiil olur.
Deyimler daha çok cümle içinde kullanıldığında anlamlı bir yargı bildirir. Kendi başlarına değil.
Örnekler:
-
Konuşulanlara çaktırmadan kulak kabartmıştı
-
Pabucunun dama atılacağını zannetti çocuk.
-
Gözden düşmek istemiyordu hiçbir çalışan.
-
Babası üzülecek diye ödü kopuyordu.
3.Tekerlemeler
Ses benzerliğinden yararlanılarak oluşturulan yarı anlamlı, yarı anlamsız sözlere denilir.
Şiir biçiminde de tekerlemeler vardır. Bu tür tekerlemelerde ölçü, uyak kullanılmıştır. Aliterasyon ve seci de tekerlemelerde sıkça kullanılır.
Evvel zaman içinde
Kalbur saman içinde
Develer tellal iken
Pireler berber iken
Ben annemin babamın beşiğini
Tıngır mıngır sallar iken...
4.Bilmeceler
-
Düşünceyi geliştirmek amacıyla türetilen ve cevabı da içinde saklanmış olan sorulara denir.
-
Manzum - mensur şekilleri vardır.
5. Fıkralar
Güldürerek ve eğlendirerek insanlara bir şeyler öğretme amacı taşıyan kısa yazılardır.
Nasrettin Hoca, Karadeniz, Bektaşi fıkraları halkımız arasında oldukça yaygındır.
6. Halk Hikâyeleri
Nazım-nesir karışık aşıklar tarafından anlatılan masalsı-destansı hikayelere denir.
Özellikleri:
-
İlk halk hikayesi örneği olarak Dede Korkut Hikayeleri kabul edilir.
-
Aşıklar tarafından halka aktarılır.
-
Dini, ahlaki , kahramanlık ve aşk konuları genelde iç içe geçmiştir.
-
Olağanüstülükler az da olsa görülebilir.
-
Nazım- nesir karışıktır.
-
Destan ile roman arası geçiş özelliği gösterir.
-
Gerçekleşmiş tarihi bir olaya dayanmasına gerek yoktur.
Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre, Arzu ile Kamber ünlü halk hikayelerindendir.
6. Halk Hikâyeleri
Nazım-nesir karışık aşıklar tarafından anlatılan masalsı-destansı hikayelere denir.
Özellikleri:
-
İlk halk hikayesi örneği olarak Dede Korkut Hikayeleri kabul edilir.
-
Aşıklar tarafından halka aktarılır.
-
Dini, ahlaki , kahramanlık ve aşk konuları genelde iç içe geçmiştir.
-
Olağanüstülükler az da olsa görülebilir.
-
Nazım- nesir karışıktır.
-
Destan ile roman arası geçiş özelliği gösterir.
-
Gerçekleşmiş tarihi bir olaya dayanmasına gerek yoktur.
Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre, Arzu ile Kamber ünlü halk hikayelerindendir.
7. Ortaoyunu
Bir alanın etrafı izleyiciler ile doldurulup ortasında boşluk bırakılır. Ortadaki boşlukta ise tiyatro gösterisi yapılır. Ortada oynandığı için bu oyunun adı orta oyunu denilmiştir.
Özellikleri:
-
Anonimdirler
-
Tamamen doğaçlamadır. Yazılı bir metne dayanmaz.
-
Aynı Karagöz’ de olduğu gibi yanlış anlaşılmalar, taklitler sıkça yer alır.
-
Farklı özelliklere, farklı yörelere, farklı milletlere ait bir çok tip vardır.
-
İki ana karakter ise pişekar ve kavukludur.
-
Karagöz ile benzedir. Ancak Karagöz’dentemel farkı Karagöz’ün gölge sahnesinde oynatılmasıdır.
Orta oyunun Bölümleri:
1.Giriş ( Mukaddime): Pişekar’ ın sahneye müzik eşliğinde girmesi ile oyun başlar. Oyunu takdim eder.
2.Söyleşme( Muhavere): Pişekar ile Kavuklu kendi aralarında konuşmaya başlar. Olması muhtemel olmayan şeyler anlatılır. Buna tekerleme denilir.
3. Fasıl: Asıl sergilenmek istenen konunun işlendiği bölümdür. Tipler genelde bu kısımda yoğunlukla kendini gösterirler.
4. Bitiş: Pişekar ile Kavuklu kendi aralarında konuşurlar. Oyunun bitişi ilan edilir. Sonda da Her ne kadar sürç-ilisan ettikse affola” denilerek oyun bitirilir.
8. Meddah
Eskiden kahvehanelerde yüksekçe bir yere oturup taklitler ve canlandırmalar ile insanlara hikayeler anlatan kişilere verilen addır. Bu gösterinin adı da “meddah” olarak bilinmiştir.
Meddahın iki ana aksesuarı vardır: Bunlar mendil ve değnektir.
Meddah mendili farklı tiplerin kıyafetlerini taklit için kullanır. Yerine göre başörtüsü, yerine göre peçe olur. Değnek ise yerine göre baston, yerine göre çalgı aleti olur. Meddah bunları kullanarak canlandırmalarına renk katar, gösterinin etkileyiciliğini artırır.
Meddah gösterisi tek kişilik bir tiyatrodur.
9. Karagöz (Gölge Oyunu)
İlk olarak nasıl ortaya çıktığına dair kesin bir bilgi olmayan ve Türk Edebiyatının en yaygın kullanılan gölge oyunudur.
Karagöz Oyunu Karagöz ve Hacivat isimli iki na karakterin üzerine kurulur. Hacivat bilgilidir. Akıllıdır. Karagöz ise tam tersi. Hacivat'ın sözleri genelde yanlış anlaşılır ve bunun sonucunda komik olaylar gelişir. Karagöz ile Hacivatın dışında değişik tipler oyunda yer alır.
Bunlar:
-
Zenne (kadın),
-
Himmet Ağa,
-
Tuzsuz Deli Bekir (sarhoş),
-
Efe (zorba),
-
Beberuhi (cüce ve aptal),
-
Kayserili (pastırmacı),
-
Acem (zengin),
-
Yahudi (bezirgân),
-
Çelebi (genç bir mirasyedi),
-
Arnavut (bahçıvan),
-
Arap,
-
Frenk,
-
Zeybek ve
-
Tiryaki.
Karagöz Oyunun Bölümleri:
-
1.Giriş ( Mukaddime): Hacivat’ın sahneye müzik eşliğinde girmesi ile oyun başlar. Ardından Karagöz sahneye gelir ve genelde yanlış anlaşılma gerçekleşir ve atışma başlar.
-
2.Söyleşme( Muhavere): Hacivat ile Karagöz karşılıklı söyleşir.
-
3. Fasıl: Asıl sergilenmek istenen konunun işlendiği bölümdür. Tipler genelde bu kısımda yoğunlukla kendini gösterirler.
-
4. Bitiş : Bu bölümde Karagöz Hacivat’ a tokat atarak gider arkasından da Hacivat söylene söylene sahneyi terk eder.