google.com, pub-1772441188610312, DIRECT, f08c47fec0942fa0
top of page

SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI

Servet-i Fünun Dergisi, Ahmet İhsan Tokgöz tarafından  bilim ve fen dergisi olarak kurulmuştur. Ahmet İhsan, Recaizde Mahmut Ekrem’in tavsiyesi ile  derginin yazı işleri müdürlüğüne Recaizade’nin öğrencisi Teyfik Fikret’i getirir.  Bir edebiyatçı olan Teyfik Fikret’in ismini değiştirmeden bu dergide edebi yazılar yayınlamaya başlaması ile onunla aynı görüşten birçok edebiyatçı bu dergide kendine bir yer bulmaya başladılar. İşte bu dergi etrafında toplanan edebiyatçıların ortaya koyduğu edebiyata Servet-i Fünun Edebiyatı denilmiştir.

 

Servet-i Fünun Edebiyatı’nın Özellikleri:

  • Fransız Edebiyatı etkisi altındadırlar.

  • Sanat için sanat görüşü hakimdir.

  • Soyut ve ağır bir dil kullanılmıştır.

  • Dil sadeleşmeye değil ağırlaşmaya başlamıştır. O güne kadar kullanılmamış Arapça ve Farsa kelimeler kullanılmıştır.

  • Genel anlamda dini konulardan uzak durmuşlardır.

  • Devlet baskısı nedeniyle toplumsal meselelerden uzak durmuşlardır.

  • Aruz ölçüsünün hakimiyeti söz konusudur.

  • Recaizade’nin görüşü olan kulak için kafiye anlayışı ile şiirler yazmışlardır. Göz için kafiye anlayışından uzak durmuşlardır.

  • Nazmı nesre yaklaştırmışlardır.

  • Anlamın beyitte bitmesi anlayışını kırarak, konuyu eserin bütününe yaymışlardır.

  • Şiirde konu genişleyerek günlük olaylar,sıradan duygular ve gözlemleri içine almıştır.

  • Halit Ziya ve Mehmet Rauf ile edebiyatımızda mensur şiir anlayışı ortaya çıkar.

  • Tanzimat döneminde yeterli olmayan roman tekniği gelişmiş, batılı anlamda romanlar yazılmıştır.

  • Roman ve hikayede yazarın kişiliği gizlenmiş,  olaylar kahramanın gözüyle verilmiştir.

  • Daha önce kullanılmamış tamlamalar kullanılmıştır.

  • Sone, terza-rima ve triyole gibi Batı edebiyatına ait nazım biçimleri kullanılmaya başlanmıştır.

  • Divan Edebiyatı ürünü olan müstezatın kurallarını yıkarak serbest müstezat adı altında kullanmışlardır.

bottom of page