DİNLEDEBİYAT
Atın yiğidi kendine kamçı vurdurmaz.
-
Bu dönemde ağırlıklı olarak aruz vezni kullanılmıştır. Ancak çok az olmakla birlikte heceyle şiir yazıldığı da olmuştur. ( Tevfik Fikret’in heceyle yazdığı “Şermin” adlı şiir kitabı Servet-i Fünun dönemi sonrası olduğundan bu dönem özelliklerinde örnek olarak kullanılamaz.)
-
Sanat sanat içindir anlayışına uygun şiirler verilmiştir.
-
Şiirlerde aşk ve doğa gibi bireysel konular işlenmiş, sıfatlara ve doğa tasvirlerine bolca yer verilmiştir.
-
Şiirin konusu genişletilmiş. Recaizade’nin “ Güzel olan her şey şiirin konusu olabilir.” düşüncesi “ Her şey şiirin konusu olabilir.” Şeklinde genişlemiştir.
-
Kulak için kafiye anlayışı benimsenmiştir.
-
Şiirde musikiye, şekil kusursuzluğuna önem verilmiştir.
-
Aruz Türkçeye uygulama konusunda başarılı olunmuştur. Özellikle Tevfik Fikret bu konuda oldukça başarılı olmuştur.
-
Aruz kalıpları konuya göre seçilmiş, bir şiirde birden fazla aruz kalıbı kullanılabilmiştir.
-
Sone ve terza-rima triyole gibi Batı’da kullanılan nazım biçimleri şiirimizde kullanılmaya başlanmıştır.
-
Müstezat serbestleştirilmiş, “serbest müstezat” adı altında kullanılmıştır.
-
Arapça ve Farsçadan, daha önce kullanılmamış sözcükleri kullanmayı bir hüner olarak görmüşlerdir.
-
Daha önceden pek kullanılmamış imgeler (beyaz titreyiş, anılarımın gecesi vb.) kullanmışlardır.
-
Süslü, sanatlı bir dil vardır.
-
Anlam bir mısrada değil diğer mısrada tamamlanmış, şiirin bütünlüğüne önem verilmiştir.
-
Şiirde sembolizm ve parnasizm akımlarının etkisi görülür.
-
Nazım nesre yaklaştırılmıştır, manzum hikâyeler yazılmıştır.
-
Bu dönemde, mensur şiir örnekleri verilmeye başlanmıştır.