DİNLEDEBİYAT
Atın yiğidi kendine kamçı vurdurmaz.
7. SINIF EDEBİ SANATLAR
7. SINIF EDEBİ SANATLAR
İfadeye zenginlik katmak, anlatımı güçlendirmek gibi amaçlarla kullanılan ifadelere “edebi sanat” ya da “ söz sanatları” denir.
Teşbih:
Aralarında ilişki bulunan iki kavram ya da varlıktan zayıf olanın güçlü olana benzetilmesidir.
Bir benzetmede 4 temel öge bulunur:
-
Benzeyen : Bir güçlü özellik kazanacak olandır.
-
Benzetilen : Güçlü özelliğe sahip olup onu “benzeyen”e verecek olandır.
-
Benzetme Yönü : Güçlü olanın güçlü özelliğidir. Bu özellik açısında benzetme gerçekleşecektir.
-
Benzetme Edatı : Benzetmede kullanılan edatlardır.( gibi, kadar ...)
Dört ögenin de kullanıldığı benzetmelere “tam teşbih” denilir:
Örnekler:
-
Aslan gibi güçlü asker ( Asker güçlülük açısından aslana benzetilmiştir.)
-
Tilki gibi kurnaz çocuk ( Çocuk kurnazlık yönünden tilkiye benzetilmiştir.)
Benzetme ögelerinden birinin kullanılmadığı teşbihlere “kısaltılmış teşbih” denilir:
Örnekler:
-
Babası aslan gibidir, dikkatli olmalısın. ( Benzetme yönü “güçlü” kullanılmamış.)
Benzeyen Benzetilen B. Edatı
-
Yılan gibi adam (Benzetme yönü “sinsi” kullanılmamış.)
Benzeyen B. Edatı Benzetilen
Benzetme ögelerinden sadece benzeyen ve benzetilenin kullanıldığı benzetmelere “güzel benzetme” ya da “teşbih-i beliğ” denir.
Örnekler:
-
Kömür gözlüm ( Kömür→ benzetilen / göz → benzeyen)
-
Kalem kaşlım ( kalem → benzetilen / kaş → benzeyen)
-
Aslan asker ( aslan → benzetilen / asker → benzeyen
3.Teşhis ( Kişileştirme):
İnsan dışı varlık ya da kavramlara insana ait özellikler yüklemeye teşhis ya da kişileştirme denilir.
Örnekler:
-
Mezarlıkta ağlayan selvileri görünce üzüldüm. ( Selvi ağaçlarının ağlaması)
-
Kuşlar toplanmış, sohbet ediyorlardı.( Kuşların sohbet etmesi)
-
Bir balina köpek balığını azarlıyordu.( Balinanın azarlaması)
4. İntak(Konuşturma):
İnsan dışı varlıkların insan gibi konuşmalarına denilir.
Aslan: − Burası benim krallığım, dedi.
Yukarıdaki örnekte aslan için kullanılan “dedi” yüklemi intak değil teşhistir. Çünkü bir şey demek insana ait bir özelliktir. Ancak dediği şey olan konuşmanın kendisi intaktır. Kısaca “ Burası benim krallığım” cümlesi intak, “dedi” sözcüğü ise teşhistir, diyebiliriz.
Örnek:
-
Horoz: − Bana bak kaz, canımı sıkmaya başladın!
Kaz: - Hadi ya, bak şimdi çok korktum!
Tilki ( Sinsice arkadan yaklaşarak)− Hey beyler, Birisi korkmaktan mı bahsetmişti?
Mübalağa (Abartma):
Söylenecek ya da yazılacak düşüncenin daha etkili olması için olduğundan fazlaymış gibi aktarılmasına denilir.
Örnekler:
-
İçimde ateşler yanıyor. → Sıkıntılarını çokluğunu ya da büyüklüğünü anlatmak istemiş.
-
Onu dünyalar kadar seviyorum.→ Sevgisinin büyüklüğü ifade etmiş.
-
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda.→ Şair çok şehit verildiğini ifade etmek istemiş.
-
Evliya Çelebi Erzurum’da, “Damdan dama atlarken bir kedi havada donmuş, bahar gelince çözülmüş karşı dama düşmüş, sonra da gitmiş.” şeklindeki cümlesi ile Erzurum’un kışlarının sertliğini anlatmak istemiştir.