google.com, pub-1772441188610312, DIRECT, f08c47fec0942fa0 2000 Üniversite Sınavında Çıkmış Dil Bilgisi Soruları I dinledebiyat
top of page

2000 Üniversite Sınavlarında Çıkmış  Dil Bilgisi Soruları

2000 Üniversite Sınavlarında Çıkmış  Dil Bilgisi Sorularını pdf formatında görüntülemek ve indirebilmek için tıklayınız...

​

1.  Depremde evde deÄŸildik. Eve gelince gördük ki dolaplar, kitaplıklar devrilmiÅŸ; binlerce kitap yerlerde. Åžimdi o kitaplar ne olacak? "Canını kurtarmışsın, yetmez mi?" demeyin. Kitaplar da insanın canı gibi. Birine bile zarar gelse içimden bir ÅŸeyler kopar.

Bu parçada geçen "içinden bir ÅŸeyler kopmak" sözüyle anlatılmak istenen, aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

A) Birdenbire aşırı heyecana kapılmak

B) Bedensel bir acı duymak

C) YapabileceÄŸi bir ÅŸeyi yapamaz hale gelmek

D) Ä°stediÄŸi gibi davranamadığı için rahatsız olmak

E) Bir olay karşısında derin bir üzüntü duymak

 

 

 

 

 

​

2.  Maviyle yeÅŸilin kucak kucaÄŸa olduÄŸu Kanlıca, hep kıpır kıpır, hep hayat dolu ve hep kendi gibi kalmak istiyor.

Bu cümlede geçen "kendi gibi kalmayı istemek" sözüyle anlatılmak istenen, aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

dinledebiyat.com

 

 A) Sahip olduÄŸu özellikleri koruma çabası içinde olmak

B) Önemli bir yer olduÄŸunu kanıtlamaya çabalamak C) Benzerlerinden farklı olmaya çalışmak

D) En iyi biçimde tanıtılmayı istemek

E) Canlılığını çevresine hissettirmek

 

 

​

 

 

3.  Bıkmadan, yorulmadan, yılgınlığa düÅŸmeden, sürekli okumalıyız. Okurken bir yandan, daha önce okuduklarımızdan belleÄŸimizde kalan izin üzerini örten tozu, kiri temizlemeli, bir yandan da bu izi derinleÅŸtirmeye çalışmalıyız.

Bu parçada geçen "belleÄŸimizde kalan izin üzerini örten tozu kiri temizlemek" sözüyle anlatılmak istenen, aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

A) EdinilmiÅŸ bilgilerin önemini anlamak

B) Doğruyu yanlıştan ayırmak

C) Gereksiz bilgilerle oyalanmamak

D) Unutulmaya yüz tutmuÅŸ bilgileri anımsamak

E) Yeniliklere açık olmaktan kaçınmamak

 

 

4.  I.  Zekânın, pek kolay kavranamayan çok karmaşık bir  yapısı vardır. II.  Zekâ, doÄŸuÅŸtan getirilen gücün, çevre olanaklarıyla iÅŸlenmesi sonucu oluÅŸur. III.  Zekâ ne sadece kalıtsal ne de sadece çevresel etkenlerle açıklanabilir. IV.  Önce zekâyı tanımlamak, sonra da bu tanıma uygun bir ölçme aracı geliÅŸtirmek gerekir.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?

 

A) I. ve II. 

B) I. ve IV. 

C) II. ve III.

D) II. ve IV. 

E) III. ve IV.

 

 

​

 

 

 

 5.  I.  Yapılan her yanlış, daha iyi bir sistem oluÅŸturmak  için bir fırsattır. II.  Yaptıklarının bilincinde olmayanlar, yanlışlarını sürekli yinelerler. III.  Hiç yanlış yapılmaması, her ÅŸeyin kusursuz olduÄŸu anlamına gelmez. IV.  DoÄŸruya ulaÅŸabilmek için yapılan yanlışlardan ders almasını bilmek gerekir.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?

 

A) I. ve II. 

B) I. ve IV. 

C) II. ve III.

D) II. ve IV. 

E) III. ve IV.

 

 

​

 

6.  (I) Öykülerimdeki biçimsel ve içeriksel yenilikler salt kendi çabalarımın ürünü deÄŸildir. (II) Onları oluÅŸtururken öyküyü öykü yapan bütün geleneklerden ve yeniliklerden yararlanmaya çalışıyorum. (III) Olay, konu, karakter, tip, durum, kesit, diyalog... (IV) Öyküyü oluÅŸturan bütün öÄŸeler eÅŸit ölçülerde girmeli öyküye diye düÅŸünüyorum. (V) Öykünün ağırlık merkezini yaymaya çalışarak bunlardan birinin, ötekinin önüne çıkmasını engellemek istiyorum.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?

 

A) I. ve II. 

B) I. ve IV. 

C) II. ve III.

D) II. ve IV. 

E) IV. ve V.

​

​

7.  Åžiir öylesine bir dilsel düzenlemedir ki sözcüklerinden biri çıkarılır ya da birinin yeri deÄŸiÅŸtirilirse ÅŸiirin tüm büyüsü bozulur.

Bu cümlede anlatılmak istenenle aÅŸağıdakilerden hangisi arasında anlamca yakınlık yoktur?

 

A) Åžiirde her sözcük, bulunduÄŸu yerde güzeldir.

B) Sözcük, ÅŸiirin en önemli öÄŸesidir.

C) Åžiirde dil, kendine özgü bir biçimde kullanılır.

D) Åžiirin dili, seçilen imgelerin çeÅŸitliliÄŸiyle zenginleÅŸir.

E) Åžiirin güzelliÄŸi, sözcüklerin birbiriyle uyumundan gelir.

 

 

 

 

 

​

8.  (I) Ä°htiyar Adam ve Deniz, Ernest Hemingway’a Nobel Ödülü kazandıran romanlarından biri. (II) Psikolojik yanı ağır basan ve sinemaya uyarlanması neredeyse olanaksız görünen bu roman, ünlü bir yönetmence sinemaya uyarlanmış. (III) Filmde, balıkçılıkla geçinen ihtiyar bir adamın yaÅŸamı, ilgi çekici bir biçimde anlatılmış. (IV) Uzun süredir balık yakalayamayan ihtiyar adamın, son kez ÅŸansını denediÄŸinde büyük bir balık avlaması ve onu karaya çıkarmak için gösterdiÄŸi insanüstü çaba izleyiciyi oldukça etkiliyor. (V) Ä°htiyar Adam ve Deniz, izlenmeye deÄŸer en iyi filmlerden biri.

 

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde öznellik yoktur?

 

 A) I.            B) II.            C) III.           D) IV.           E) V.

 

 

 

​

9.  (I) Toroslar, Çukurova'nın bereketli topraklarını Ä°ç Anadolu'nun bozkırından ayırır. (II) Çukurova'yı at nalı biçiminde kuÅŸatmış bir duvardır sanki. (III) Ovadan bakılınca çelikten dev bir testere aÄŸzını andıran tepeler, yaz kış ışıl ısıldır. (IV) Toroslar öylesine sarp ve yüksektir ki kolay kolay geçilmez. (V) Tren bile Toroslar'ı geçerken tünelin birinden çıkıp ötekine girer.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde benzetme yapılmıştır?

 

A) I. ve II. 

B) I ve III 

C) II. ve III.

D) II. ve IV. 

E) IV. ve V.

 

 

10.  (I) Anadoluhisarı’nın bulunduÄŸu bölgenin tarihi, eskiye dayanıyor. (II) Kaynaklara göre, Anadoluhisarı, BoÄŸaz'dan geçiÅŸleri kontrol etmek amacıyla Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılmış. (III) Yapılırken kullanılan malzemeler arasında, Bizans yapılarından alınmış taÅŸlar da var. (IV) Bu durum, burada eski bir Zeus Tapınağı'nın bulunduÄŸu yolundaki düÅŸünceleri daha da güçlendiriyor. (V) BoÄŸaz'ın en dar yerinde, Göksu Deresi kıyısında bulunan bu bölgenin, bugün olduÄŸu gibi, Osmanlı öncesinde de yerleÅŸim alanı olarak kullanıldığı çeÅŸitli kaynaklarda belirtiliyor.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde belirtilenler “tahmin" niteliÄŸi taşımaktadır?

 

 A) I.           B) II.           C) III.           D) IV.          E) V.

 

 

11.  (I) Günlük yaÅŸamımızda renklerin önemli bir rolü vardır. (II) Bu nedenle renklerle ilgili pek çok bilimsel çalışma yapılmıştır, (III) Yapılan araÅŸtırmalar göstermiÅŸtir ki soluk alışımız, kan basıncımız, renklere baÄŸlı olarak deÄŸiÅŸebilmektedir. (IV) Renklerden açık mavi, gevÅŸetici ve rahatlatıcı; koyu mavi, uyarıcıdır. (V) Bu da renklerin etki gücünün birbirinden farklı olduÄŸunu göstermektedir. (VI) Bu gerçeÄŸi göz önünde bulunduran içmimarlar, ev içi ışık düzenlemelerinde renk öÄŸesine özel bir önem verirler.

 Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisi, kendinden önceki cümlede belirtilen yargıyı örneklendirmektedir?

 

 A) II.           B) III.          C) IV.           D) V.           E) VI.

 

 

​

 

 

12.  (I) Günü gününe pek uymaz bu kentin. (II) Bir bakarsın, yaz ortasında buz kesmiÅŸsin; bir bakarsın, kasım ortasında ceket fazla gelmiÅŸ, (III) Geçen eylül ayının son günü kente yaÄŸmur yaÄŸarken, kentin sırtını dayadığı daÄŸa kar yağıyordu. (IV) Ertesi gün ise mayıs sonu güneÅŸine benzeyen, pırıl pırıl bir hava... (V) Neredeyse tüm ekim ayı, böyle geçti. (VI) Oysa daha güneyimizdeki bir baÅŸka kente çoktan kış gelmiÅŸti.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangisi kendinden önceki cümlenin açıklaması durumundadır?

 

 A) II.           B) III.          C) IV.           D) V.           E) VI.

 

 

 

 

 13.  (I) Türk yazınının önemli yapıtlarından olan Dede Korkut öyküleri yeniden okumada buluÅŸtu, (II) Öykülerin dili. özüne dokunulmadan sadeleÅŸtirildi. (III) Dede Korkut öykülerinin üslubu ve dili. her ÅŸeyden önce, 13.-14. yüzyıllarda konuÅŸulan OÄŸuz Türkçesi'ne dayanmaktadır. (IV) Bu öykülerde Türkçenin yüzlerce yıl önceki güzelliÄŸini ve ÅŸiirselliÄŸini tadacak, kendi dil evreninizin sınırlarını geniÅŸleteceksiniz. (V) Bu güzel öyküleri okudukça, Türk dünyasının görkemli ve zevkli serüvenlerini tanıyacak; kültürümüzün zenginliÄŸiyle övüneceksiniz.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde, söz konusu öykülerin okurlara saÄŸlayacağı yararlardan söz edilmiÅŸtir?

 

A) I. ve II. 

B) II. ve III. 

C) III. ve IV.

D) III. ve V. 

E) IV. ve V.

 

 

 

14.  (I) Karagöz'ün yaÅŸamımızdaki yeri için: "Bitti." deniyor. (II) Bu doÄŸru deÄŸil, (III) Karagöz, 14. yüzyıldan beri kendini sürekli yenileyerek bugünlere gelmiÅŸtir. (IV) Onda, edebiyat, müzik kısaca güzel sanatlar adına ne biliyorsak, hepsi vardır. (V) Dini bakımdan bakarsanız, tasavvuf vardır onda. (VI) Böyle bir sanatı nasıl yok etmeye çalışırız?

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde, I. cümlede belirtilene karşı çıkışın gerekçelerine yer verilmiÅŸtir?

 

dinledebiyat.com

 

A) II., III., IV. 

B) II., IV., V. 

C) III., IV., V.

D) III., V., VI. 

E) IV., V., VI.

 

 

 

15.  Bir öykünün, yer aldığı kitaba adını verebilmesi için kitaptaki öteki öyküler arasında seçkinlik kazanması gerekir. (I) OkuduÄŸum son öykü de bu türden. (II) Olay yine parçalı, kiÅŸilerin aÄŸzından tek tek anlatılıyor, (lll) Her anlatıcı konunun bir yönünü tamamlıyor. (IV) KiÅŸiler öylesine doÄŸal, içten konuÅŸturuluyor ki hemen her kiÅŸi benliÄŸinize girerek sizi zenginleÅŸtiriyor. (V) DüÅŸüncenin akışına göre, "Böylece siz de öykünün bir parçası oluyorsunuz;'

cümlesinin yukarıdaki parçada numaralanmış yerlerden hangisine getirilmesi uygun olur?

 

 A) I.           B) II.           C) III.          D) IV.          E) V.

 

 

16.  Dünyada neler olup bittiÄŸini böylesine iyi bilen (,)                                                                                            I okuma (,) çalışma gücü yüksek (,) oldukça bilgili  bu                       II                                   III                            genç (,) insanın kullandığı sözcüklere (,) alışık           IV                                                V                         olmadığımız yeni anlamlar kattığını görüyorum.

 

Yukarıdaki cümlede, numaralanmış virgüllerden (,) hangisinin yeri deÄŸiÅŸtirilirse anlam karışıklığı giderilmiÅŸ olur?

 

A) I.            B) II.            C) III.            D) IV.            E) V.

 

 

 

​

17.  Anıları yazmanın belli bir çağı var mıdır ( ) Genellikle yaÅŸlılık dönemi gösterilir bu çaÄŸ için ( ) Çünkü yaÅŸlılığın bir belirtisi de kiÅŸinin gözlerini geleceÄŸe deÄŸil, geçmiÅŸe çevirmiÅŸ olmasıdır. Bir yazarın ( ) "Gençler umutlarla, yaÅŸlılar anılana yaÅŸar." sözü de bu görüÅŸü destekler ( )

Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere aÅŸağıdakilerin hangisinde verilen noktalama iÅŸaretleri sırasıyla getirilmelidir?

 

A) (?) (...) (!) (.) 

B) (?) (.) (:) (.)

C) (!) (.) (;) (...) 

D) (...) (...) (;) (.)

E) (?) (!) (.) (...)

 

 

 

18.  AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

 

 A) Art arda yaÅŸadığımız sıkıntılar, doÄŸruyla yanlışı ayırt etmemizi saÄŸladı.

B) Onu gördükten sonra kendi durumuna ÅŸükretti. C) "O ana kadar sesimi çıkarmadım, sabrettim; ama daha fazla dayanamadım." dedi.

D) Azmetti; karşılaÅŸtığı bütün engelleri yenerek amacına ulaÅŸtı.

E) Böylesine güzel bir günde bana hayatı zehretti.

 

 

19.  I.  Teyzelerin dün sinemaya gittiler. II.  Çiçeklerine yazın bolca su vermelisin. III.  Kalemlerini baÅŸka kutuya yerleÅŸtirdi. IV.  Ceketlerimizi dolaba astım. V.  Evleri bize çok yakındır.

Yukarıdaki cümlelerin hangilerindeki altı çizili sözcüklerin aldığı ekler, onlara hem ikinci, hem de üçüncü tekil kiÅŸiye ait olma anlamı katmıştır?

 

A) I. ve II.  

B) I. ve V.          

C) II. ve III.                        

D) III. ve IV.               

E) IV. ve V.

​

 20.  TüremiÅŸ sıfatlar, adlarla fiillerin kök ya da gövdelerine yapım ekleri getirilerek oluÅŸturulur. AÅŸağıdaki atasözlerinin hangisinde bu yolla yapılmış bir sıfat vardır?

 

A) GüneÅŸ balçıkla sıvanmaz.

B) Korkunun ecele faydası yoktur.

C) Her ağacın meyvesi olmaz.

D) Mızrak çuvala sığmaz.

E) Ä°ÅŸleyen demir pas tutmaz.

 

​

 

 

21.  AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde soru özneyi buldurmaya yöneliktir?

 

A) Beni mi aradılar?

B) Aşağı mı ineceğiz?

C) Dün mü geldiniz?

D) Yağmur mu yağıyor?

E) Çok mu yoruldun?

 

​

 

 

22.  AÅŸağıdaki cümlelerden hangisi, öÄŸelerinin sayısı bakımından ötekilerden farklıdır?

 

 

dinledebiyat.com

A) Altmış yıllık arkadaşımdı.

B) Sabırlı ve titiz bir araştırmacıydı.

C) Bütün gün kitaplarıyla baÅŸ baÅŸaydı.

D) Seçkin bilim adamlarımızdan biriydi.

E) Herkesi duygulandıran, soylu bir davranıştı.

 

 

​

 

23.  Yeniden baktım "BaÅŸaklar tablosuna. Belli ki rüzgâr var, baÅŸaklar eÄŸilmiÅŸ. BaÅŸakların kimisi yanındakine yaslanmış, kimisi baÅŸ baÅŸa vermiÅŸ. Kırılacak gibi büküleni de usulca eÄŸileni de var. Dimdik duran baÅŸak görünmüyor hiç.

Bu parçada aÅŸağıdaki cümle türlerinden hangisi yoktur?

 

A) Ad (isim) cümlesi 

B) Eksiltili cümle

C) Sıralı cümle 

D) BileÅŸik cümle

E) Basit cümle

 

 

24.  “Fiyatlar çok pahalı olduÄŸu için satışlar çok durgun.”

Bu cümledeki anlatım bozukluÄŸunu gidermek için aÅŸağıdaki deÄŸiÅŸikliklerden hangisi yapılmalıdır?

 

A) "çok" sözcükleri atılmalı

B) "durgun" yerine "az" sözcüÄŸü getirilmeli

C) "olduÄŸu için" yerine "olduÄŸundan" sözcüÄŸü getirilmeli

D) "satışlar yerine "alışveriÅŸ" sözcüÄŸü getirilmeli

E) "pahalı" yerine "yüksek" sözcüÄŸü getirilmeli

 

 

​

 

25.  AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluÄŸu vardır?

 

 A) Bu konuda nasıl bir çalışma yapılması gerektiÄŸi uzmanlarca tartışılacak.

B) Olaydan büyük bir üzüntü duyduÄŸunu, suçluların cezalandırılmasını istedi.

C) Yeni binaların ne zaman hizmete açılacağını, basın aracılığıyla duyuracaklarını belirtti.

D) Sorunlara saÄŸduyuyla yaklaÅŸmanın, onların çözümünü kolaylaÅŸtıracağı sonucuna varıldı.

E) Bölgede, kış mevsiminin uzun sürmesi nedeniyle alınması gerekli önlemler yetkililere bildirildi.

 

 

26.  AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluÄŸu vardır?

 

 A) Ozan, 1940 yıllarında yeni ÅŸiirimizin baÅŸta gelen adlarından biriydi.

B) O,1946 yılında düzenlenen bir yarışmada birinci olmuÅŸtu.

C) Aradan yıllar geçmesine karşın ÅŸiir anlayışında bir deÄŸiÅŸiklik olmadı.

D) Onun ilgi çekici yanlarından biri de konuları abartarak anlatmasıdır.

E) Toplumsal ve bireysel olaylara, yan tutmadan bakar.

 

 

 

27.  “Yaptıklarını kendi aÄŸzıyla itiraf etti.”

Bu cümledeki anlatım bozukluÄŸu aÅŸağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?

 

 A) Yüklemin III. tekil kiÅŸili olmasından

B) Nesnenin çoÄŸul eki almasından

C) Gereksiz söz kullanılmasından

D) Yüklemin di'li geçmiÅŸ zamanlı olmasından

E) Nesnenin yanlış yerde kullanılmasından

 28.  “O kurumda eÄŸitim görmüÅŸ herkes, saygılı, hoÅŸgörülü ve esnek olmak gibi çok önemli erdemler kazanmışlardır.”

Bu cümledeki anlatım bozukluÄŸu aÅŸağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?

 

A) Gereksiz yere sıfat kullanılmasından

B) Gereksiz yere baÄŸlaç kullanılmasından

C) Yükleme ekfiil getirilmesinden

D) Öznenin sözcük öbeÄŸi olmasından

E) Özne-yüklem uyuÅŸmazlığından

 

 

 

 

 

 

29.  AÅŸağıdakilerin hangisinde verilen dizelerde düÅŸsel öÄŸeler yoktur?

 

 A) Bir tren gelir her gün bu saatte Aralıksız öter düdüÄŸü

B) YaÄŸmur ana, yeÅŸil yünden ÖrmüÅŸ tarlanın hırkasını

C) Bir rüzgâr esiyor daÄŸlardan ovaya doÄŸru OkÅŸayarak aÄŸaçları, otları

D) Tanı beni, her mektupta yumak yumak Rüzgârla pullayıp gönderdiÄŸim bulut

E) Sesin gömlek yerine asılı balkonumda Her zaman yıkanmış, her zaman ıslak

 

 

 

 

 

30.  Eylülde Kaçkarlar'ın çevresinde "kestane karası fırtınası” gelip çatar. Kestanelerin dökülme zamanıdır artık. Yöre insanı için kestanenin hem meyvesi, hem de kerestesi çok deÄŸerlidir. Çünkü evlerin özellikle dış cephesi bu aÄŸaçtan yapılır. Rüzgârlar vadilerde uÄŸuldamaya, yapraklar dökülmeye baÅŸlamıştır bugünlerde. Karın habercisi olan "karakuÅŸ" birazdan pencerenin pervazına tüner. Derinden kurt sesleri gelir. Orman tüm yaÅŸamıyla hazırdır uzun ve beyaz kışa.

Bu parçanın anlatımında, aÅŸağıdakilerin hangisinde verilenlerden yararlanılmıştır?

 

A) KarşılaÅŸtırma, tanımlama, öyküleme

B) Açıklama, öyküleme, betimleme

C) Tartışma, karşılaÅŸtırma, öyküleme

D) Tanımlama, örnek gösterme, betimleme

E) Açıklama, tartışma, örnek gösterme

 

 

31.  Japongülleri, her sabah yüzlerce çiçekle ala boyanırdı. Dil büyüklüÄŸünde beÅŸ yapraktan oluÅŸan çiçeklerin tomurcukları sabahları hızla açılır, akÅŸamları aynı hızla kapanırdı. Solan çiçekler, bir sonraki gün aÄŸacın altındaki topraÄŸa kızılımsı bir ölüm damgası vururdu. Bu hızlı deÄŸiÅŸim, beni hüzünlendirir, içimi karartırdı.

 Bu parçada aÅŸağıdakilerden hangisi yoktur?

 

A) Söz sanatlarına baÅŸvurma

B) Gözlem gücünden yararlanma

C) Olayları oluÅŸ sırasına göre anlatma

D) Deyimlere baÅŸvurarak anlatımı güçlendirme

E) Söylenenleri, örneklerle zenginleÅŸtirme

 

 

 

 

 

 32.  (I) Rize'nin Pazar ilçesinde, Verçenik Yaylası'na gidecek minibüse bindiÄŸimizde, uzun süren otobüs yolculuÄŸunun yorgunluÄŸunu unutmuÅŸtuk. (II) Yaklaşık beÅŸ saat süren minibüs yolculuÄŸundan sonra, kararlaÅŸtırılan buluÅŸma noktasına ulaÅŸtık. (III) Oradakilerle hoÅŸbeÅŸten sonra çadırları kurduk; sırt çantalarımızı boÅŸalttık. (IV) Ä°lk günler için getirilen taze yiyeceklerle, hemen küçük bir ziyafet sofrası kurduk kendimize. (V) Geceleri fark ettik ki gökyüzü burada her zaman yıldızlarla doluydu. (VI) Hemen her gece yıldızlara bakarak düÅŸler kuruyorduk.

Yukarıdaki parça iki paragrafa bölünmek istense, ikinci paragrafın kaçıncı cümleyle baÅŸlaması uygun olur?

 A) II.          B) III.          C) IV.           D) V.           E) VI.

 

 

 

 

 

 

 

33.  (I) Umarım siz benden çok daha fazla yaÅŸarsınız; ama bu yaÅŸlara gelince insanda yaÅŸlılığın farklı bir etkisi oluyor. (II) Yeni bir iÅŸe baÅŸlarken endiÅŸeleniyorsunuz, bitirebilir miyim diye. (III) Ä°tiraf edeyim ki "Köleler ve Tutkulara baÅŸlarken bu endiÅŸeyi yaÅŸadım. (IV) Romanda her konu, yazılış süresini kendi belirliyor. (V) Hiçbir kitabımın üzerinde bu kadar yoÄŸun çalıştığımı söyleyemem. (VI) Tam bir ağır iÅŸçi gibi sabah 8.30'dan akÅŸam 20.00'ye kadar... (VII) Böylesine yoÄŸun çalışmama karşın, kitabı tamamlamam iki yılımı aldı.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düÅŸüncenin akışını bozmaktadır?

 

 A) II.          B) III.         C) IV.           D) V.          E) VI.

 

 

 

34.  SavaÅŸa gidecek askerlerin omzunda gördüÄŸümüz torbalara benzer bir torba da bizim evde hazırlandı. Gerçi babam daha askere çaÄŸrılmamıştı; ama çaÄŸrılacağı günün pek uzak olmadığını hepimiz biliyorduk. Bu nedenle annem ona, dikiÅŸteki bütün becerisini göstererek, kaba patiskadan bir torba dikti. Sanırım dikerken kendi kalbini de içine koydu. Çünkü babam aramızdan ayrıldıktan sonra, annemin bir kalp taşıdığını gösteren bütün izler kalkmıştı ortadan.

 Bu parçada sözü edilen anneyle ilgili olarak aÅŸağıdakilerden hangisi söylenebilir?

 

A) Çevresindekilerden hiçbir destek görmüyor.

B) Eşinin gidişinden sonra acıma ve sevme duygularını yitiriyor.

C) Çocuklarıyla birlikte geçim sıkıntısına düÅŸüyor.

D) Savaşın, çocuklarının iç dünyasını etkileyeceÄŸine inanıyor.

E) SavaÅŸa karşı büyük bir öfke duyuyor.

 

 

 

 

 

 

35.  Lisede öÄŸrenciyken, elli yaşında biri ölünce, eh zamanı gelmiÅŸ de ölmüÅŸ, diye düÅŸünürdüm. Altmışında biri ölmüÅŸse sanki ölümü biraz gecikmiÅŸ gibi gelirdi bana. Hele yetmiÅŸindekiler... Yalnızca yirmi, otuz yaÅŸlarında ölenlere acırdım. Bu acımasızlığım, hainliÄŸimden gelmiyordu; öyleyse neden?

Bu parçanın son cümlesindeki sorunun yanıtı aÅŸağıdakilerden hangisi olabilir?

 

A) Ömre yönelik deÄŸerlendirmelerin yaÅŸla birlikte deÄŸiÅŸmesinden

B) Olgun insanın, kimsenin kötülüÄŸünü istememesinden

C) İnsanların giderek daha merhametli olmasından D) İnsanın, yaşlanınca doğruları yanlışlardan daha iyi ayırabilmesinden

E) YaÅŸlandıkça düÅŸünceleri deÄŸiÅŸtirmenin zorlaÅŸmasından

 

 

36.  Ä°ster olay öyküsü olsun, isterse durum öyküsü; benim öyküm, okunduktan sonra belleklerden uçup gitmemeli. Konusuyla, özüyle, diliyle, biçimsel ustalıklarıyla okuru kuÅŸatmalı. KiÅŸi, öyküyü okuyup bitirdikten sonra deÄŸiÅŸmeli. Yıllar sonra o öykünün anımsanan, insanı etkileyen bir yanı bulunmalı. Sait Faik'in "HiÅŸt HiÅŸt" adlı öyküsü, lirizmi ve ÅŸiirselliÄŸiyle, Sabahattin Ali'nin "DeÄŸirmen" adlı öyküsü iletisiyle böyle deÄŸil mi?

 

Böyle diyen bir kiÅŸiye göre öykünün temel niteliÄŸi nedir?

 

 A) Ünlü öykücülerin yazdıklarını düÅŸündürmesi

B) Belirli bir olay ya da durumdan yola çıkması

C) Bilinen, somut gerçeklere dayanması

D) Okurları, unutamayacakları biçimde etkilemesi E) ÇeliÅŸkilere dayalı bir yapısının olması

 

 

 

 

 

 

 

 

37.  Anadili öÄŸretimini Türkçenin söz deÄŸerlerine dayandırmak gerekir. Yıldız yerine "star", gösteri yerine "ÅŸov" gibi yabancı sözcükleri kullanır; sürekli olarak, anlamını bilmediÄŸimiz Arapça sözcükleri yinelersek çocukların söz daÄŸarcığı karmaşık bir hal alır. Bundan da öte sözcükler açık ve aydınlık bir anlam kazanamaz. Çocuklarımız arasından sanatçıların, bilim adamlarının çıkmasını daha baÅŸlangıçta engellemiÅŸ oluruz. Çünkü bilgin ya da sanatçı, bulgu ve yargılarını, gözlem ve deneyimlerini, anadilinin kavramları üzerine kurar. Kavramlar açısından duruluk kazanmamış bir zihin, açık seçik düÅŸünemeyeceÄŸinden, bir buluÅŸ ya da yapıt ortaya koyamaz.

 

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

A) Söz daÄŸarcığının konuÅŸma gücünü etkilediÄŸi

B) Dil eÄŸitiminin toplumsal geliÅŸme açısından önemli olduÄŸu

C) Yaratıcılığın önkoÅŸulunun yüksek düzeyde bir eÄŸitim görmek olduÄŸu

D) Kimi sözcüklerin anlamda bulanıklığa yol açtığı

E) Anadilini iyi bilmemenin yaratıcılığı engellediği

 

 

38.  Genel anlamda insan düÅŸüncesinin ürettiÄŸi deÄŸerlerin tümünü iki ana kümeye ayırabiliriz. Bunlardan ilki maddi kültürdür. Maddi kültür, insanoÄŸlunun doÄŸaya egemen olmak için yaptığı tüm araç ve gereçler ile bunları kullanma bilgisidir. Ä°kincisi ise yaÅŸamı düzenlemek, zenginleÅŸtirmek, korumak için konulmuÅŸ kurallar dizgesi olan manevi kültürdür. Bu iki kültür, birbirinden ayrılmamalıdır. Böyle bir yaklaşım, kültürü daha anlamlı ve yararlı kılar.

Bu parçada kültürle ilgili olarak vurgulanmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

 A) Bir bütün olarak ele alınması gerektiÄŸi

B) Kişiden kişiye değişen boyutlarının olduğu

C) Toplumsal deÄŸerlerin önemli bir yer tuttuÄŸu

D) KiÅŸiliklerin oluÅŸumunda etkili olduÄŸu

E) Toplumsal yaşayışı belirlediği

 

 

 

 

 

 

 

 

 

39.  Ozanları, yaÅŸadıklarını, duyduklarını yazan kiÅŸiler diye tanımlamak yanlıştır. Sözgelimi Cahit Sıtkı, yaÅŸadıklarını, duyduklarını yazan bir ozan olarak bilinir. Oysa ölüm acısını tatmamış, yaÅŸamamıştır. Bununla birlikte, sık sık ölümden duyulan acıyı iÅŸlemiÅŸtir. Onunla yıllarca arkadaÅŸlık yaptım. Bir gün bile ölüm sözcüÄŸünü iÅŸitmedim ondan. ÖlmüÅŸ bir sevdiÄŸi de yoktu yanılmıyorsam. Ölüm yalnızca bir temaydı onun için.

 

Bu parçada vurgulanmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

A) Her ozanın ÅŸiiri, belirli konuları içerir.

B) Ozanların, şiirleriyle yaşantıları arasında ilişki olmayabilir.

C) Her ozanın, ÅŸiir evreni aynı zenginlikte deÄŸildir. D) Åžiirin etki gücü, okuyucuyu duygulandırmasıyla ölçülür.

E) Hiçbir ozan, duygulanmadan ÅŸiirini oluÅŸturamaz.

 

 

 

40.  Ä°nsanın doÄŸayla savaşımında korkunun rolü yadsınamaz. Önemli olan, bu insanca duyguyu iyi deÄŸerlendirebilmektir. Nasıl ki kullanılması bilinmeyen bir silah bazen gen tepip büyük zararlara yol açabiliyorsa, korku da denetim altında tutulmayıp kendi başına bırakılırsa sonuç hiç kimse için iyi olmaz. Korkalım; ama neden, niçin korktuÄŸumuzu bilelim. Korkuya yenilme kaygısının tutsağı olmayalım.

 

Bu parçanın sonuna düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisi getirilemez?

 

A) Korkuyla birlikte yaÅŸamayı öÄŸrenelim.

B) Korkudan, uygun biçimde yararlanmaya çalışalım.

C) Korkunun, toplumu deÄŸiÅŸik yönlerden etkilediÄŸini unutmayalım.

D) Korkuyu bir engel deÄŸil, bir araç olarak görelim. E) Korkumuzun nedenini öÄŸrenip ona göre davranalım.

 

 

 

 

 

 

 

41.  Hayır. Sanatçı, sanatçıdır. Ä°ÅŸini doÄŸru yapan, ne yapmak istediÄŸini iyi bilen bin, her ortamda saygı görüyor. Türkiye'de de, dünyanın her yerinden de. Kadın ya da erkek, fark etmiyor.

Bu sözler aÅŸağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiÅŸ olamaz?

 

A) Yurtdışında sanatçı olarak yaÅŸamanın zorlukları var mıdır?

B) Kadın yönetmen olmak güçlük doÄŸurur mu?

C) Yurtiçinde sanatçı olmakla yurtdışında sanatçı olmanın farkları var mıdır?

D) Sanatçı olarak ilgi görmek koÅŸullara göre deÄŸiÅŸir mi?

E) Saygı gören bir sanatçı olmak için bazı niteliklere sahip olmak gerekiyor mu?

 

 

 

 

 

 

 

  42.  Ödüllerin, her ÅŸeyden önce, genç yazarların tanınmasında, geniÅŸ kitlelere ulaÅŸmasında çok yararlı olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Elli yıl öncesine kadar Türkiye'de edebiyat ödülü yoktu. Bugün ise çok sayıda, belki de gereÄŸinden çok ödül var. Ödüllerin sayıca artması onlara verilen önemi azaltıyor. Ayrıca bu ödüllerin bir bölümü tek bir yazınsal türe özgü. Oysa bütün türleri kapsayan ve her yıl düzenli olarak verilen ödüller edebiyat dünyasında daha büyük önem taşıyor. Ödülün deÄŸerini bulmasını saÄŸlayan en önemli öÄŸe de seçici kurulunun aynı kalması. Böylece, yapılan deÄŸerlendirmeyle ilgili bir ölçüt, ortak bir beÄŸeni oluÅŸuyor.

 

Bu parçada ödüllerle ilgili olarak aÅŸağıdakilerin hangisine deÄŸinilmemiÅŸtir?

 

A) Niçin önemli olduÄŸuna

B) Kimilerinin belirli sınırlar içinde kaldığına

C) Sayısı çoÄŸaldıkça önemini yitirdiÄŸine

D) Yazarlara maddi destek saÄŸlama iÅŸlevi olduÄŸuna E) YerleÅŸmiÅŸ olanların önem taşıdığına

 

 

 

 

 

 

 

43.  Yetkin insan, bilgilenme, bilinçlenme yoluyla aydınlanmanın ışığından geçmiÅŸ insandır. Soran, sorgulayan, aydınlığı arayan bir kiÅŸiliÄŸi vardır onun. Bu tür bir kiÅŸilik kumaşının dokunduÄŸu tezgâhın bir adı da eleÅŸtirel okumadır. EleÅŸtirel okuma kiÅŸiyi bilinçlendirir. Bu yolla bilinçlenmiÅŸ kiÅŸinin nitelikleri arasında ise okuduklarını yargılama ve onlardan kendine özgü sonuçlar çıkarma baÅŸta gelir.

 

Bu parçada, eleÅŸtirel okumanın hangi yönü üzerinde durulmamıştır?

 

A) Yaradı bir okuma yöntemi olduÄŸu

B) Yol gösterici bir iÅŸlevinin bulunduÄŸu

C) Okullarda kazandırılması gerekli bir beceri olduğu

D) Yorumlama gücünü geliÅŸtirdiÄŸi

E) Kişiye, değerlendirme yetisi kazandırdığı

 

 

44.  Sahnenin tozunu ilk yuttuÄŸunda çocuk denecek yaÅŸlardaydı ve o günden bu yana inmedi sahneden. Oyunculuk dışında oyun yazarlığı, yönetmenlik, çevirmenlik gibi uÄŸraÅŸlarla da ilgilendi. Tiyatro dünyamızın en kıdemlilerinden, en renkli kiÅŸiliklerinden biri olan, seyircisiyle müthiÅŸ bir iletiÅŸim kurabilen bu yetenekli sanatçının ilgi alanı tiyatroyla da sınırlı kalmıyor. Güncel konular üzerine yazdığı yazılarıyla, düÅŸüncelerini, eleÅŸtirilerini okurlarla paylaşıyor. O, aynı zamanda bir konuÅŸma, bir anlatım ustası; anlatanla dinleyeni, oyuncuyla seyirciyi bir araya getiren bir usta.

Bu parçaya göre söz konusu sanatçıyla ilgili olarak aÅŸağıdaki yargılardan hangisine varılamaz?

 

A) Okuru incitici konuları iÅŸlemekten kaçınır.

B) Ä°zleyicisini etkiler, onlarla bütünleÅŸir.

C) Dilin olanaklarından çok iyi yararlanır.

D) Oyunculuk dışındaki işlerle de ilgilenir.

E) MesleÄŸinde çok baÅŸarılıdır.

 

 

 

 

 

  

 

 

45.  Yazar, dili, ses, biçim, anlam özellikleriyle iyi bilen ve kullanan kiÅŸidir. Bu anlamda dile yeni kavramlar, kalıplar, sözcükler kazandırabilir. Gerçekte hiçbir yazar, bakalım bu romandan, bu öykü ya da ÅŸiirden dilciler kaç kural çıkaracak, diye yazmaz. Yazamaz; ama yazdıklarıyla dile yeni sözcükler katar. Dili iÅŸlerken yalnızca dilciye deÄŸil, edebiyat tarihçisine, toplumbilimcilere, baÅŸka araÅŸtırmacılara da malzeme yaratır.

 

Bu parçadan, yazarlarla ilgili olarak aÅŸağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

 

 A) Dilin söz varlığını geliÅŸtirdikleri

B) Dilin anlatım olanaklarını genişlettikleri

C) Yapıtlarıyla, yeni çalışmalara olanak hazırladıkları D) Dil konusunda, geniÅŸ bir bilgiye sahip oldukları

E) Dile kazandırdıklarıma kalıcı olmaya çalıştıkları

 

 

 

CEVAP ANAHTARI

  1. E

  2. A

  3. D

  4. C

  5. B

  6. E

  7. D

  8. A

  9. C

  10. D

  11. C

  12. A

  13. E

  14. C

  15. E

  16. D

  17. B

  18. A

  19. C

  20. E

  21. D

  22. C

  23. B

  24. E

  25. B

  26. A

  27. C

  28. E

  29. A

  30. B

  31. E

  32. D

  33. C

  34. B

  35. A

  36. D

  37. D

  38. A

  39. B

  40. C

  41. E

  42. D

  43. C

  44. A

  45. E

bottom of page