google.com, pub-1772441188610312, DIRECT, f08c47fec0942fa0 2001 Üniversite Sınavında Çıkmış Dil Bilgisi Soruları I dinledebiyat
top of page

2001 Üniversite Sınavlarında Çıkmış  Dil BÄ°lgisi Soruları

2001 Üniversite Sınavlarında Çıkmış Dil Bilgisi Sorularını pdf formatında görüntülemek ve indirebilmek için tıklayınız...

1.AÅŸağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükler anlamca birbirine en yakındır?

 

 A) Bir süre sonra kendisi de bu akımın, bu

tartışmanın içinde yer almıştı.

B)kitapları, belirlediÄŸiniz ölçütlere göre seçin, ayırın.

C) Kendisine yapılan bu haksızlığı, bu saygısızlığı içine sindiremiyordu.

D) Bütün bunları, kendisinin yerine, önüne geçmek isteyenler düzenliyordu.

 E) Bu makineler ötekilere göre daha kullanışlı, daha pahalıdır.

 

​

 

 

 

 

2.  AÅŸağıdakilerin hangisinde, "barınmak" sözcüÄŸünün anlamıyla kullanımı birbirine uymamaktadır?

 

 A) Bir yerde yaÅŸamak, yaÅŸamını sürdürmek. Burası, yılın her mevsiminde gemilerin barınabileceÄŸi bir yerdi.

B) Çevresiyle uyumlu dirlik içinde yaÅŸamak. Çalıştığı yerlerin hiçbirinde barınamadı.

C) Bir yerde etkili olmak geliÅŸecek ortam bulmak. ÇaÄŸdışı anlayışların burada barınamayacağını görmüÅŸtü.

D) DoÄŸa etkilerinden korunmasını saÄŸlayacak bir yere sığınmak. SoÄŸuk havalarda barınmak için kendine kuytu bir yer arıyordu.

E) YerleÅŸmek için uygun koÅŸullar bularak oturmak. Koskoca kentte bir yer bulup barınamadılar.

 

 

 

3.  Sözünü dinletmeyi sever, bunu baÅŸaramadığında sinirlenip hırçınlaşırdı. Bunun için, hemen her zaman, hem çevresindekilerin kendisine, hem de kendisinin çevresindekilere karşı davranışlarında ipleri kendi istediÄŸi gerginlikte tutmayı baÅŸarırdı.

 

Yukarıda geçen "ipleri kendi istediÄŸi gerginlikte tutmayı baÅŸarmak" sözüyle anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

 A) Çevresindekilere, kendi görüÅŸlerinin doÄŸruluÄŸunu kanıtlamak

B) Ä°steklerinin gerçekleÅŸmesi için her yola baÅŸvurmak

C) Her konuda kendisini bilgili ve yeterli görmek

D) Ä°nsanlarla olan iliÅŸkilerini, kendi ölçütlerine göre yönlendirmek

E) Kendini, olduÄŸundan daha güçlü göstermeye çalışmak

 

 

​

 

 

 

4.  Ailede tüm yükümlülükleri üzerlerine alan, çocuklarını her türlü sorumluluktan uzak tutan anne babalar ---- bireyler yetiÅŸtirirler.

 

Yukarıdaki cümlede boÅŸ bırakılan yere aÅŸağıdakilerden hangisi getirilebilir?

 

A) her bakımdan kendilerine benzeyen

B) iÅŸini seven, görevlerinin bilincinde olan

C) bulundukları her ortama kolayca uyum sağlayan

D) karşılaÅŸtıkları güçlükleri yenmek için her türlü yola baÅŸvuran

E) yaÅŸamını biçimlendiremeyen, baÅŸkaları tarafından yönetilmeyi bekleyen

 

 

​

 

 5.  Birçok sanatçının sanat dünyasından silinip gitmesinin nedeni ----.

Bu cümle, düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakiler den hangisiyle sürdürülemez?

 

 A) geliÅŸme ve deÄŸiÅŸmelere uyum saÄŸlayamamasıdır

B) her geçen gün yeni sanatçıların ortaya çıkmasıdır

C) kendisini sanatına bütünüyle vermemiÅŸ olmasıdır

D) yeni ve özgün yapıtlar ortaya koyamamasıdır

E) çağın gereklerine ayak uyduramamasıdır

 

 

 

6.  Tiyatro eleÅŸtirmeni, izlediÄŸi oyunun en çarpıcı, en belirleyici yönlerini yakalayıp belgeler.

AÅŸağıdakilerden hangisi, bu cümleye anlamca en yakındır?

 

 A) Tiyatro eleÅŸtirisi yazma, öteki eleÅŸtiri türlerinden daha güçtür.

 

dinledebiyat.com

B) Tiyatro eleÅŸtirmeni, bir oyunu her izleyiÅŸinde oyunun farklı bir özelliÄŸini yakalar. C) Tiyatro eleÅŸtirisi, oyunun ayırıcı ve etkileyici yanlarına yönelik düÅŸünceler içerir.

D) Tiyatro eleÅŸtirisi, belirli ölçütlere baÄŸlı kalmayı gerektirir.

E) Tiyatro eleÅŸtirisi yazmak için oyunu birkaç kez izlemek gerekir.

 

 

7.  Halk ÅŸiiri doÄŸal ve içtenlikli bir anlatım üzerine temellenir.

AÅŸağıdakilerden hangisi, bu cümleye anlamca en yakındır?

 

 A) Halk ÅŸairi, sözünü ÅŸiire dönüÅŸtürürken içinden geldiÄŸi gibi söyler.

B) AÅŸk, halk ÅŸiirinde en çok iÅŸlenen konulardan biridir.

C) Halk ÅŸiirinin sazla, sözle, daha doÄŸrusu müzikle sıkı bir kan bağı vardır.

D) Halk ÅŸiiri, halkın içinde bulunduÄŸu somut koÅŸulların ürünüdür.

E) Halk ÅŸairi, ÅŸiirlerinde halkın acılarını, çilelerini yansıtır.

 

 

8.  (I) Roman yazarken konuÅŸmalara yer vermek çoÄŸunlukla kaçınılmazdır. (II) Hatta salt konuÅŸmalardan oluÅŸan romanlar bile vardır. (III) Bu romanlarda herhalde amaç, tip yaratmaktır. (IV) Ä°ki satırlık bir konuÅŸma, bir karakteri on sayfalık bir betimlemeden daha baÅŸarılı bir biçimde çizebilir. (V) Bunun baÅŸarılı örneklerine M.Åž. Esendal'ın AyaÅŸlı ve Kiracıları adlı yapıtında rastlıyoruz.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde "karşılaÅŸtırma" yapılmıştır?

 

 A) I.     B) II.         C) III.          D) IV.          E) V.

 

 

 

 

​

 

10.  (I) Üç adasıyla Malta, Sicilya'nın güneyinde, Akdeniz'in ortasında. (II) Malta'nın üç adasından biri olan Gozo ilginç kayalıkları, maÄŸaraları ile birçok doÄŸal güzelliÄŸe sahip. (III) Adada aÄŸaç olmadığı ve tarih boyunca dışarıdan getirildiÄŸi için, evlerin neredeyse tamamı taÅŸtan yapılmış. (IV) Zengin kireçtaşı yatakları, burada taÅŸ iÅŸçiliÄŸinin geliÅŸmesinin en önemli nedeni. (V) Her köyün, kusursuz iÅŸçiliÄŸe sahip kiliseleri, mimaride taÅŸa mahkûm olmanın yansıması olarak yorumlanabilir.

 

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde olumlu bir durum olumsuz bir ifadeyle anlatılmaktadır?

 

 A) I.        B) II.        C) III.         D) IV.         E) V.

 

 

11.  (I) Geçen yıl yitirdiÄŸimiz ressam ve dokuma sanatçısının eserleri, bu ayın sonuna deÄŸin Ä°stanbul Sanat Galerisi'nde sergileniyor. (II) Bunlar, büyük bir sabır, beceri ve ileri bir teknikle oluÅŸturulmuÅŸ. (III) Dokumalarını adeta bir yaÄŸlıboya tuvaline dönüÅŸtüren sanatçının esin kaynaklarını, kurumuÅŸ yapraklar, aÄŸaç kabukları ve parÅŸömen kâğıdı oluÅŸturuyor. (IV) Tüm bu dokuların, renklerin ve tonlarının deÄŸiÅŸik anlamları var; sanatçı bunlarla hem geliÅŸmeyi, hem de yaÅŸamın sürekliliÄŸini ve gelip geçiciliÄŸini vurgulamak istiyor. (V) Yapıtlarında yansıttığı yaÅŸam kimi yönleriyle bugünün insanını da kuÅŸatıyor.

 Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi sözü edilen sanatçının, yaÅŸama yönelik görüÅŸünü içermektedir?

 

 A) I.        B) II.          C) III.       D) IV.        E) V.

 

​

 

 

 

12.  (I) YaÅŸamöyküsü yazma, birtakım ön çalışmalar yapmayı gerektirir. (II) Ä°lkin, yaÅŸamöyküsü yazılacak kiÅŸiyle ilgili kaynaklar, belgeler saptanır; bunlar deÄŸerlendirilir. (III) Bu yönden belgesel boyutludur yaÅŸamöyküleri. (IV) KiÅŸinin mektuplarından, günlüklerinden, anılarından yararlanılır. (V) Ayrıca, o kiÅŸinin eÅŸinden, dostundan, onu tanıyanlardan bilgi alınır. (VI) Bunlar yapılmadan oluÅŸturulacak bir yaÅŸamöyküsü hem ilgi çekici olmaz, hem de kiÅŸinin yaÅŸam serüvenini tüm boyutlarıyla kuÅŸatmaz.

Bu parçanın I numaralı cümlesinde belirtilen düÅŸüncenin nedeni, kaçıncı cümlede açıklanmıştır?

 

 A) II.       B) III.         C) IV.         D) V.        E) VI.

 

 

13.  AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

 

 A) Nasıl oldu da beni hatırlayamadı bir türlü anlayamadım.

B) O kadar çok çalıştı ki havanın karardığını fark etmedi.

C) Bugün sinemaya gidelim, yarında size geliriz.

D) Yarınki toplantıya kimlerin katılacağı belli deÄŸil henüz.

E) GeçmiÅŸte yaÅŸanan tatsızlıkların unutulmasını istiyordu artık.

 

 

 

14.  Bir konuÅŸmamızda ona, ÅŸiiri nasıl yazdığını sormuÅŸtum (I) Sorumu ÅŸöyle yanıtladı (II) "Önce bir rüzgârın taşıdığı tohum gibi küçücük bir ÅŸey düÅŸer aklıma (III) Bu bir anlamdır, bir gerçektir, yaÅŸam iliÅŸkilerimizde öz denebilecek bir durumdur (IV) Yani esin denilen ÅŸeydir bu (V)"

Yukarıdaki parçada numaralanmış yerlerden hangisine ötekilerden farklı bir noktalama iÅŸareti getirilmelidir?

 

 A) I.         B) II.         C) III.          D) IV.          E) V.

 

 

 

 

 

 

15.  Sanatçının uzun süre yaÅŸadığı bu ev (I)(,) çocukları tarafından müzeye dönüÅŸtürülmüÅŸ. Odalardan birinin duvarlarında yer alan fotoÄŸraflarla sanki bir soyaÄŸacı oluÅŸturulmuÅŸ (II)(.) Bir baÅŸka odada onunla bütünleÅŸmiÅŸ eÅŸyalar sergilenmiÅŸ (III)(:) küçük el radyosu, fotoÄŸraf makinesi, daktilosu, gözlüÄŸü (IV)(…) Hastalığında ve ölümünden sonra gelen mektuplar ve telgraflarla (V)(,) kitapları da camekânlı dolaplarda saklanıyor.

Yukarıdaki parçada, numaralanmış noktalama iÅŸaretlerinden hangisi gereksiz kullanılmıştır?

 

 A) I.        B) II.          C) III.         D) IV.         E) V.

 

16.  AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde "zor" sözcüÄŸü, sözcük türü bakımından ötekilerden farklıdır?

 

 A) Zor iÅŸleri hep bana yaptırıyorsun, diye yakınıyordu.

B) Ä°stemeden zor bir çalışmanın içine girmiÅŸti. C) TerlemiÅŸ, çok yorulmuÅŸtu, zor yürüyordu.

 D) ÖÄŸretmenliÄŸin zor bir meslek olduÄŸunu anlamıştı.

E) Zor günler geride kaldı; rahat edeceÄŸiz artık, diyordu.

 

​

 

 

17.  Yeryüzünde Ä°stanbul kadar güzel bir kent bulmak çok güç. Bu cümle ile ilgili aÅŸağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

 

A) Ad cümlesidir.

 

dinledebiyat.com

B) BileÅŸik sözcük kullanılmıştır.

C) Ad eyleme yer verilmiÅŸtir.

D) Belgisiz sıfat kullanılmıştır.

E) BaÄŸlaç vardır.

 

 

​

18.  AÅŸağıdaki cümlelerden hangisi özne ve yüklemden oluÅŸmuÅŸtur?

 

 A) Yazınsal türlerin birbirine benzeyen ve birbirinden ayrılan yönlerini belirlemek zordur. B) Her yazı ya da yazınsal yaratı, insanoÄŸlunun düÅŸünce ve duygu evrenini zenginleÅŸtirir.

C) Dilsel ürünlerin amacına ulaÅŸması doÄŸru algılanmalarını gerektirir.

D) Her yazıda, dil ve anlatım yönünden bir bütünlük olmalıdır.

E) Yazınsal türlerin, donmuÅŸ, kalıplaÅŸmış bir yapıları olduÄŸunu kimse söyleyemez.

 

 

19.  Ozan, düÅŸünceyi duygu haline dönüÅŸtürünceye kadar yoÄŸurur. AÅŸağıdakilerin hangisinde, öÄŸelerin sıralanışı bu cümledekiyle aynıdır?

 

A) EleÅŸtirmenler, dilciler, ÅŸiirde sözcüklerin gerçek anlamlarından çok, yan anlamlarının kullanıldığını söylerler.

B) Åžiir, duyguları etkileyerek akıl gücünü baskı altına alır.

C) Åžiir, duyular aracılığıyla dünyayı okura tanıtır.

D) Her çaÄŸ, kendi ÅŸiirini, ikinci bir dil yaratarak oluÅŸturur.

E) Åžairler, sözcüklerin anlam alanını geniÅŸletmeye çalışırlar.

 

 

 

Önce baygın bir iniltiydi yamaçtan duyulan,

Sonra bir gölge belirmiÅŸti kuÅŸ uçmaz yoldan: Köyümün titreterek baÄŸrı yanık toprağını Ä°nliyor, baktım, uzaktan görünen bir kaÄŸnı...

20. Bu dizelerde aşağıda verilen ses olaylarından hangisi yoktur?

 

A) Ünlü düÅŸmesi

B) Ünsüz düÅŸmesi

C) Sert ünsüz yumuÅŸaması 

D) Ünlü daralması

E) Ünsüz benzeÅŸmesi

 

 

 

 

 21.  AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluÄŸu vardır?

 

 A) Uzun süre ayakta kalabilmesi için bu yapı, neme dayanıklı cam, kireç ve tuÄŸla tozundan oluÅŸan harçla yapılmıştır.

B) Bir kamu kuruluÅŸuna ait sevimli konukevinin önünde fotoÄŸraf çektirdikten sonra oradan ayrıldık.

C) Oraya gitmeye karar verirseniz, bu gezi için en az iki gün ayırmanız gerekir.

D) Her sabah erkenden kalkarak açık havada yürüyüÅŸ yapmanın kalp saÄŸlığını olumlu yönde etkilediÄŸini öÄŸrendik.

E) Adaylar yirmi beÅŸ yaşından büyük olmalı ve saÄŸlık kontrolünden geçmiÅŸ olması gerektiÄŸini söyledi.

​

​

​

​

22.  AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluÄŸu vardır?

 

A) Ä°lk karşılaÅŸmamızda bana bu kadar yakınlık göstermesine çok ÅŸaşırmıştım.

B) Bu kadar yetenekli bir çocuÄŸu, sanata yönlendirmekle çok iyi bir iÅŸ yaptığını düÅŸünüyorum.

C) GeçirdiÄŸim rahatsızlığı, büyük bir baÅŸarıyla ameliyat ederek saÄŸlığıma kavuÅŸturdu.

D) Bu aşamada, olayları doğal akışına bırakmanın doğru olacağı kanısındaydı.

E) Aralarındaki sorunların görüÅŸ farklılıklarından kaynaklandığını biliyordu.

 

 

 

 

 

 

23.  AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluÄŸu vardır?

 

 A) Takımlardan biri, ötekinin bitmek bilmeyen karşılıklı saldırılarına daha fazla dayanamadı. B) Maçlarda, taraftarların çıkardığı olaylar spora gölge düÅŸürüyor.

 C) SaÄŸlıklı kalabilmenin temel koÅŸullarından biri de spor yapmaktır.

D) Son yıllarda kimi takımlar, Avrupa takımlarıyla yaptıkları maçlarda yüzümüzü aÄŸartıyor.

E) Ancak düzenli olarak yapılan spor yararlı olur.

 

 

 

 

 

24.  AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluÄŸu vardır?

 

 A) Bu anlaÅŸmazlıkların giderilmesi için zamana gerek var.

B) Bu konunun, öncelikle ve ayrıntılı bir biçimde ele alınması gerekiyor.

C) Üyeler, onunla ilgili görüÅŸlerini daha sonra açıklayacaklarını belirttiler.

D) Mimar ya da mimarlıkla ilgileniyorsanız bu kitabı okuyun.

E) Herkesin yaşamında birtakım sorunlar olduğunu hepimiz biliriz.

​

 25.  (I) Mektup on altıncı yüzyıla kadar salt haberleÅŸme amacıyla kullanılıyor, bu anlamda bir tür gazete görevi de yapıyordu. (II) On altıncı yüzyıldan sonra ise söz konusu görevinin yanı sıra, duygu ve düÅŸünceler de mektuplar aracılığıyla paylaşılmaya baÅŸlandı. (III) Goethe'nin ciltler dolusu özel mektupları, Schiller'in yazışmaları. Gogol, PuÅŸkin, Byron'ın unutulmaz mektupları bunlar arasında sayılmaya deÄŸer niteliktedir. (IV) Candide yazarı Voltaire'in yazdığı mektuplar öÄŸüt vermek, danışmak, bilgi almak, yapıtlarını tanıtmak gibi deÄŸiÅŸik amaçlar içerir. (V) Bu büyük ustanın en baÅŸarılı mektuplarıysa, duygularını paylaÅŸmak için yazdığı mektuplardır. (VI) Bunlar, özentiye kaçmadan, yapaylığa düÅŸmeden, içten geldiÄŸi gibi yazılmış mektuplardır.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragrafın kaçıncı cümleyle baÅŸlaması uygun olur?

 

 A) II.       B) III.         C) IV.       D) V.         E) VI.

 

 

​

 

 

26.  (I) Sonbahar, kendisinden sonra gelecek kış mevsiminin gizli telaşını yaÅŸatıyor doÄŸaya. (II) Amasra'da bir Roma yapıtı olan KuÅŸkayası Yol Anıtı sarı bir örtüyle kaplanıyor. (III) Hasankeyf’teki ArtukoÄŸulları zamanından kalma cami, minaresindeki son leyleÄŸi yolcu ediyor. (IV) Kaçkarlarda yaÄŸmur fazla mesai yapmaya baÅŸlıyor. (V) Bolu DaÄŸları'nda. Istrancalarda gezinirken yerlerde aÄŸaç gövdelerinin hüzünlü yüzlerini, acılı bakışlarını görüyoruz.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde insana özgü bir nitelik doÄŸaya aktarılmamıştır?

 

 A) I.        B) II.         C) III.         D) IV.          E) V.

 

 27.  (I) O. yaÅŸamı yaÅŸayarak öÄŸrenmiÅŸ bir yazar. (II) Deneyimlerini ve gözlemlerini herkesle paylaÅŸmış. (III) Kendi kendine öÄŸrendiÄŸi üç yabancı dili de iyi derecede konuÅŸabilecek düzeye eriÅŸmiÅŸ. (IV) ÖÄŸretmenlik yapmış, siyasetle uÄŸraÅŸmış, yurtiçi ve yurtdışında birçok yeri görmüÅŸ. (V) Kimi roman ve öyküleri ancak ölümünden sonra yayımlanabilmiÅŸ. (VI) GezdiÄŸi, gördüÄŸü yerlerin yöresel renklerini büyük bir ustalıkla yapıtlarına yansıtmış.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düÅŸüncenin akışını bozmaktadır?

 

 A) II.       B) III.         C) IV.          D) V.        E) VI

​

​

​

​

​

 28.  Yazın deÄŸeri taşıyan bir roman, bir öykü, bir oyun, yaÅŸam çevremizi geniÅŸletir; içinde bulunduÄŸumuz gerçek dünyanın dışına çıkarır bizi. ---- Tam tersine gerçekleri deÄŸiÅŸik bir gözle görmemizi, olaylara farklı açılardan bakmamızı saÄŸlar.

Bu parçada boÅŸ bırakılan yere, düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

 

 A) Bu elbette, bir kaçış ya da kendi gerçeklerimizden kopuÅŸ deÄŸildir.

B) Ä°ç gerilimlerimizden, sıkıntı ve bunalımlarımızdan büyük ölçüde kurtarır.

C) Okuma, insanı her türlü tutkudan kurtararak özgürleÅŸtirir.

D) Okuyan bir kiÅŸi, bütün bilgi eksikliklerini giderebilir.

E) Okunan her kitap, iç zenginliÄŸini artırır, duyguları harekete geçirir.

 

 

 29.  Bence resmin farklı bir sunuluÅŸunun olması gerekiyor. Daha geniÅŸ çevrelerce izlenebilmesi için bugünkü koÅŸulların düzeltilmesi, ayrıca daha sık sergiler açılması gibi öneriler geliyor aklıma.

Bu sözler aÅŸağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı olabilir?

 

 A) Resim piyasasında çok yüksek ücretler söz konusu; bunun nedenini açıklayabilir misiniz? B) Sergilerde en iyi parçalar satılıyor: geriye kalanlar için nasıl bir deÄŸerlendirme yapabilirsiniz?

C) Resimlerin, ilginç olduÄŸu ölçüde izleyici topladığı söyleniyor; sizce bu doÄŸru mudur?

D) Bir ressamın baÅŸarılı olmasının ölçüsü, resimlerinin çok satılması mıdır?

E) Günümüzde, resimlerin yalnızca müze benzeri yerlerde sergilenmesini nasıl karşılıyorsunuz?

 

 

 

 

 

30.  "GençliÄŸimde okuduÄŸum kitapları yeniden okuyacak yaÅŸa geldim." demiÅŸ bir yazar. Ne kadar doÄŸru! On ye da yirmi yıl önce okuduÄŸumuz bir kitabı yeniden elimize aldığımızda ya da eski bir filmi tekrar izlediÄŸimizde ne kadar deÄŸiÅŸik izlenimler ediniyor, nasıl da farklı yorumlara varabiliyoruz! Aynı durum, kuÅŸkusuz, tiyatro için de geçerli. On yıl önce izlediÄŸimiz bir oyunu, aynı yönetmenin on yıl sonraki yorumuyla seyrederken, bu gerçeÄŸi daha iyi algılıyoruz.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

 A) DeÄŸiÅŸik sanat yapıtları temelde benzer nitelikler taşır.

B) Tiyatro yönetmenleri aynı oyunu zaman zaman farklı yorumlarla sunarlar.

C) Yazarlar yaÅŸlandıkça yaratma güçleri artmaktadır.

D) Ä°nsanların bakış açıları, deÄŸerlendirme ölçütleri yaÅŸla birlikte deÄŸiÅŸmektedir.

E) Tiyatro yapıtları, deÄŸiÅŸik biçimlerde yansıtılmaya uygundur.

 

 

31.  AkÅŸam yemeÄŸinde sessizlik vardı. Büyükler, yemek yer gibi görünüyorlardı; ama pek bir ÅŸey yedikleri yoktu. Biz çocuklara, bir an önce yemeÄŸimizi bitirip masadan kalkmamız söylendi. O günden sonra yaÅŸamımız deÄŸiÅŸmiÅŸti. Babaannemin eÄŸlenceli tekerlemeler söylediÄŸi, annemin zarafet ve güzellikle renklendirdiÄŸi, lezzetli yemeklerin sohbet ve kahkaha ile yendiÄŸi o akÅŸamlar nerede kalmıştı?

 Bu parçada anlatılan aile üyelerinin içinde bulunduÄŸu durum, aÅŸağıdakilerden hangisiyle nitelendirilebilir?

 

A) içekapanık - gururlu 

B) kırgın – görgülü

C) tedirgin - sıkıntılı 

D) huysuz - kaderci

E) saygılı - utangaç

 

 

 

 

​

 

 

 

 

32.  Yazı dediÄŸimiz büyülü ÅŸekiller, önceleri taşın, kilin, kemiÄŸin, ipeÄŸin, bambunun üzerinde binlerce yıl oyalandı. Sonra papirüsün, parÅŸömenin, derinin üzerinde epeyce konakladı. Daha sonra asıl büyük birikimini saÄŸladığı kâğıt üzerinde ışıltılarla dolaÅŸtı. Günümüzden otuz kırk yıl önce, elektronik devreler arasında gözle görülmez küçücük mekânlarda istiflendi. Böylece, aynı anda dünyanın bir baÅŸka köÅŸesinde görülebilen bir nitelik kazandı.

Bu parçada, yazıyla ilgili olarak vurgulanmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

A) Ne gibi deÄŸiÅŸmeler geçirdiÄŸi

B) Uygarlığın gelişmesini sağladığı

C) Hangi gereksinimler sonucunda ortaya çıktığı

D) Kâğıdın bulunuÅŸundan nasıl etkilendiÄŸi

E) Günümüzde önemli bir iletiÅŸim aracı olduÄŸu

 

 

33.  Roman yazarı, romanındaki kiÅŸilerin düÅŸüncelerine, duyarlıklarına ortak olmalı, onlar gibi düÅŸünmeli, onlar gibi duyumsamalıdır yazarken. Özellikle bizim toplumumuz için geçerli bir yöntemdir bu; çünkü Anadolu insanının yüzyıllardan beri süzülüp gelen bir yaÅŸam biçimi; doÄŸaya, insana, topluma, kendine özgü bir bakışı vardır. Bunun bütün yönleriyle romanlaÅŸtırılmasının açık, anlaşılır, özlü bir anlatımla okura ulaÅŸtırılmasının gereÄŸine inanıyorum. Ä°ÅŸte romanlarımda yapmaya çalıştığım, budur bir bakıma.

Bu parçadan, romancılarla ilgili olarak aÅŸağıdaki yargıların hangisi çıkarılabilir?

 

 A) Ä°çinde bulunduÄŸu toplumu yönlendirmelidir.

B) Kendisini roman kiÅŸileriyle özdeÅŸleÅŸtirmelidir.

C) Okurun düzeyini iyi belirlemelidir.

D) Her romanında, farklı yaÅŸam biçimlerini yansıtmalıdır.

E) Toplumun tarihsel geliÅŸimini göstermelidir.

 

 

 

 

 

34.  Öykülerimdeki anlatıcıyı ben olarak düÅŸünmeseniz iyi olur. Bir öyküdeki sevgili, ille de yazarın sevgilisi deÄŸildir. Elbette bir küçük yaÅŸantıdan, yaÅŸanmış, gerçek anlardan da yola çıkarak öyküler, romanlar yazılabiliyor; ama yazarın çizdiÄŸi görüntülerin ille de yaÅŸanmış olması gerekmez. Önemli olan, okuru, bu görüntülerin gerçekliÄŸine inandırması, onu bu görüntülerin içine çekmesidir.

 

Bu parçaya göre, öykünün en önemli niteliÄŸi aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

 A) Yazarın, başından geçenleri, baÅŸkalarının öyküsüymüÅŸ gibi anlatması

B) YaÅŸanmış olaylardan bir seçme yapılarak bunların anlatılması

C) Yazarın, yaÅŸadıklarını deÄŸiÅŸtirerek vermesi D) Gerçek olayların, gerçek olmadığı izlenimi bırakacak biçimde yansıtılması

E) Olayların, okuyucuda, yaÅŸanmışlık duygusunu uyandıracak biçimde anlatılması

 

 35.  Gençlere, kendi kalıplarımıza göre düÅŸünmeyi öÄŸretmek, yalnız onlar için deÄŸil, bütün toplum için zararlı bir tutum. Åžunu unutmamak gerekir: Birtakım temel kavramları verirken onlara kendi deÄŸer yargılarımızı da benimsetmeye çalışırsak belki söz dinleyen bir kuÅŸak yaratabiliriz; kendi deÄŸerlerimize göre yetiÅŸtirdiÄŸimiz gençleri kurulu düzenin savunucuları olarak görebiliriz. Fakat düÅŸünmeyi öÄŸrenmeden yetiÅŸen genç, günü gelir, öÄŸretilenlerin dışında, yeni durumlarla karşılaÅŸtığında ÅŸaşırır, kendine güvenemez ve yaÅŸamın akışı içinde bir yandan öte yana savrulur durur.

Bu parçada, gençlerle ilgili olarak anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

A) Büyükleri örnek almalarının sorun yarattığı B) Yanlış yapa yapa doÄŸruya ulaÅŸacakları

C) DeÄŸiÅŸik görüÅŸler öne sürmelerinin kuÅŸak çatışmasını ortaya çıkaracağı

D) DüÅŸünce ve davranışlarında özgür olacak biçimde eÄŸitilmeleri gerektiÄŸi

E) Üzerlerindeki baskının, her ÅŸeye karşı koyan kiÅŸiler olmalarına yol açtığı

 

 

 

 

 

 

 

 

36.  Dört beÅŸ yaÅŸlarında bir çocuk aÄŸaca tırmanıyor. Onu izleyen annesi, çocuÄŸa: "Dikkat et, in, düÅŸersin." demiyor. "AÄŸaçtan düÅŸersen ne olabileceÄŸini düÅŸünüyor musun?" diyor.

Yukarıda sözü edilen annenin yapmak istediÄŸi aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

 A) ÇocuÄŸu korkutmaktan kaçınmak

B) AÄŸaçtan düÅŸüp, çocuÄŸun bundan ders almasını saÄŸlamak

C) ÇocuÄŸu, durum üzerinde düÅŸündürerek ona doÄŸruyu buldurmak

D) Söz dinlemesi gerektiÄŸini çocuÄŸa anlatmak E) Kendine güvenmesinin önemli olduÄŸunu çocuÄŸa anlatmaya çalışmak

 

 

37.  Bir paragrafı anlayarak okumak, bir matematik problemini çözmeye benzer. Bir problemi çözmek için onu oluÅŸturan öÄŸeleri deÄŸerlerine göre kullanmak, aralarındaki baÄŸlantıyı doÄŸru kurmak bir zorunluluktur. Bunun gibi bir paragrafı anlamak için de onu oluÅŸturan sözcüklerin anlamını doÄŸru algılamak, birbirleriyle baÄŸlantılarını bulmak gerekir. Ayrıca, yansıttıkları düÅŸünceyi ve düÅŸünsel düzeni görmek de bir gerekliliktir.

 

Bu parçada anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

 A) DüÅŸünceler sözcükler aracılığıyla dile getirilir.

B) Okunanların anlaşılmasında sözcüklerin yeri ve bunlar arasındaki iliÅŸki önemlidir.

C) Matematik problemlerinin çözümünde temel olan okuduÄŸunu anlamadır.

D) Duygu ve düÅŸüncelerin eksiksizce anlatımı, bunlara uygun sözcükler bulmayı gerektirir.

E) Her alanın, kendine özgü anlamlar içeren sözcükleri ve kuralları vardır.

 

 

 

 

 

 

   

38.  Anadili, onu kullanan bireyler arasında köklü sevgi baÄŸları oluÅŸturur. Bilinçaltına dek uzanarak kiÅŸinin iç varlığını kuÅŸatan bu baÄŸlar, toplumsal yaÅŸamda çok gerekli olan güven duygusunun da kaynağıdır; çünkü birbirini sevip sayan, birbirine güven duyan bireylerin oluÅŸturduÄŸu bir toplumda, bireylerin gelecek korkusu olmaz.

Bu parçada vurgulanmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

 A) Anadilinin, ortak duygular oluÅŸturmada çok önemli bir iÅŸlevi olduÄŸu

B) Kişilerin yetiştikleri ortamla benlikleri arasında sıkı bir ilişki bulunduğu

C) Anadilindeki ses özelliÄŸinin kiÅŸilerin düÅŸünce ve duygularını etkilediÄŸi

D) Aynı dili kullanan kiÅŸilerin, aynı doÄŸrultuda düÅŸünebileceÄŸi

E) Anadili eğitimine ağırlık vererek ulusal duyguları pekiştirmek gerektiği

 39.  Evimin penceresini tümüyle kapatan kiraz aÄŸacı, önceki sabah birden duvağını takıp pencereden içeri uzandı. Ak çiçekleriyle el öpmeye geldi sanki. Nedendir bilmem, her yıl içimde bahar sevinçleri tutuÅŸturan kiraz aÄŸacı, bu yıl beni yalnızca kederlendiriyor, yalnızca hüzün veriyor bana. Duvak takmış kiraz aÄŸacına gülümsemek nedense bir türlü gelmiyor içimden.

Bu parçadan, kiraz aÄŸacıyla ilgili olarak nasıl bir sonuç çıkarılabilir?

 

A) Bu yıl daha erken, daha çok çiçek açmıştır. B) Duyguları etkileme gücü azalmıştır.

C) Çiçeklerindeki renk zenginliÄŸi ÅŸaşırtıcıdır.

D) Evin dış dünyayla baÄŸlantısını engellemektedir.

E) Olumsuz çaÄŸrışımlar uyandırmaktadır.

 

 

​

 

 

 

40.  Bilim dili, nesnel bir dildir; çünkü terimlerle kurulur, terimlerle oluÅŸur. Terimlerin de açık, anlaşılır, aydınlık olması gerekir. Bunun da baÅŸ koÅŸulu, terimlerin, anlamları herkesçe bilinen sözcüklerden yapılmasıdır. Böyle olmazsa bilim dili anlaşılmaz; karmaşık bir görünüm alır. Bu yüzden, bilim adamları arasında tam bir anlaÅŸma olmaz. Ayrıca, bilim ürünlerini geniÅŸ halk yığınlarına iletmek de olanaksızlaşır.

 

Bu parçada, terimlerle ilgili olarak aÅŸağıdakilerden hangisine deÄŸinilmemiÅŸtir?

 

A) Anlamlarının kiÅŸiden kiÅŸiye deÄŸiÅŸmemesine B) Dilin sık kullanılan sözcüklerinden oluÅŸturulmasına

C) Bilimsel iletişimi sağlamasına

D) Bilimsel çalışmaları geliÅŸtirip hızlandırmasına

E) Güç anlaşılan bir yapıda olmamasına

 

 

41.  Yazar, öykülerinde, insanın insanla, insanın geleneklerle çatışmasını, günlük yaÅŸamın akışı içinde, abartısız ve sevecen bir yaklaşımla ele alır. Anlattıkları, olaÄŸanüstü olaylar, olgular, durumlar deÄŸildir. Dünyanın herhangi bir ülkesinin bir yöresinde, bu öykülerdekine benzer yaÅŸamlar hâlâ vardır. Basit halk inançları, etkili bir biçimde öykülerinin atardamarını oluÅŸturur. Geçim derdi, biten sevgiler, öykülerden fışkıran renkli tablolardır.

AÅŸağıdakilerden hangisi, bu parçada sözü edilen öykücünün bir özelliÄŸi deÄŸildir?

 

 A) Ders vermeyi amaçlama

B) Anlatımda doğallığı benimseme

C) Sıradan öÄŸeleri çarpıcı kılma

D) Karşıtlıklardan yararlanma

E) Folklorik öÄŸelere yer verme

 

 

 

 

 

 

 

 

42.  Bir edebiyatçı deÄŸil, bir toplumbilimciydi. Toplumbilimin bilim olarak yeni yeni oluÅŸmaya baÅŸladığı bir dönemde yaÅŸamıştı. Bir müzisyenin çeliÅŸkili dünyasını inceleyerek ilginç bir yapıt oluÅŸturdu: "Mozart: Bir Dâhinin Sosyolojisi Üzerine". Bu yapıtında, müzisyeni, toplumbilimin kendine özgü yöntemleriyle anlatmaya çalışıyor. Yer yer bir bilimsel belge niteliÄŸi taşıyan kitap, bir dâhinin insana özgü deÄŸiÅŸik durumlarını yansıtıyor. Ayrıca, bir insanın çaresizliÄŸini dile getirerek, bunu yaÅŸanmış örneklerle zenginleÅŸtiriyor.

 

Bu parçada tanıtılan yazarla ilgili olarak aÅŸağıdakilerin hangisinden söz edilmemiÅŸtir?

 

A) Nesnel, kanıtlanabilir bilgiler verdiğinden

B) Yapıtının etkileyici nitelikler taşıdığından

C) Bütün yapıtlarını aynı yöntemle oluÅŸturduÄŸundan

D) Anlattıklarının gerçeklere dayandığından

E) Ele aldığı kiÅŸiyi, farklı özellikleriyle yansıttığından

 

 

43.  Bana sorarsanız ÅŸiir ne yerdedir ne göktedir; insanın yaratıcılığındadır; çünkü otlarda, gökyüzü de birer araçtır ozan için. Nedenine gelince, ozan keÅŸfetmez, icat da etmez; deÄŸiÅŸtirir, olabileceÄŸi tasarlar, olmayacağı dile getirir. Dahası, görüleni, görülmeyenle yeniden kurar. KurduÄŸu bu dünyanın iÅŸe yarayıp yaramayacağını hiç hesaba katmaz. O, yalnızca kendine özgü bir dille duygu ve düÅŸüncelerini ÅŸiirleÅŸtirir.

 

Bu parçaya göre ÅŸair, ÅŸiirini yazarken aÅŸağıdakilerin hangisine baÅŸvurmaz?

 

A) Varlıkları farklı biçimlerde algılamaya

B) Okuyucuyu bir düÅŸünceye yönlendirmeye

C) Alışılmış anlatım biçimlerinden kaçınmaya D) Gördüklerini düÅŸ gücüyle biçimlendirmeye E) Åžiirlerini oluÅŸtururken doÄŸadan yararlanmaya

 

​

 

 

44.  Edebiyatçı olmaya heveslenen gençlerin sayısı her geçen yıl artıyor. Bu gençler, hemen üne kavuÅŸmak istiyorlar. Çalışarak beklemeyi göze alanların sayısı çok az. Öte yandan ülkemizde eleÅŸtirmenlerin sayısı da oldukça sınırlı. Bu yüzden onların bunca ÅŸairle, öykücüyle, romancıyla ilgilenebilmesi olanaksız. O zaman da kitaplarından söz edilmeyen, umdukları ilgiyi göremeyen genç yazarlar: "EleÅŸtiri öldü; bizde eleÅŸtirmen yok!" diye yakınıyorlar. Aslında eleÅŸtiri ölmedi; ama bu gidiÅŸle ölecek!

Bu parçada sözü edilen gençlerle ilgili olarak aÅŸağıdakilerden hangisine deÄŸinilmemiÅŸtir?

 

 A) Herkesçe tanınmak istediklerine

B) EleÅŸtirmenleri suçladıklarına

C) Sabırsız olduklarına

D) Yapıtlarının düzeysiz olduÄŸuna

E) Edebiyata, giderek daha çok gencin ilgi duyduÄŸuna

 

 

 45.  Bizim yazınımızda deneme türü oldukça cılızdır. Bu durum, dünya yazını için de geçerlidir. Hemen belirtelim ki denememizin cılızlığı nicelikseldir. Yani denemecimiz az, deneme türünde yazılmış yapıtların sayısı sınırlıdır. Buna karşılık nitelik bakımından dünya yazınındaki seçkin deneme örnekleriyle rahatça boy ölçüÅŸebilecek yetkinliktedir. Konu yönünden de insanoÄŸlunu bütünüyle kuÅŸatan bir çeÅŸitlilik gösterir. Aynı ÅŸeyi öteki yazın türleri için, örneÄŸin roman için, tiyatro için söyleyemem.

Bu parçada, yazınımızdaki deneme türünün hangi yönü üzerinde durulmamıştır?

 

 A) Yazılanların sayıca azlığı

B) Ä°çerik yönünden zenginliÄŸi

C) BaÅŸka türlere oranla daha ileri bir düzeyde olduÄŸu

D) Dünyadaki örnekleriyle yarışabilecek nitelikte olduÄŸu

E) Dil ve yöntem bakımından, yazılışının güçlüÄŸü

 

 

​

​

​

​

​

 

Cevaplar:

  1. B

  2. A

  3. D

  4. E

  5. B

  6. C

  7. A

  8. D

  9. A

  10. E

  11. D

  12. E

  13. C

  14. B

  15. E

  16. C

  17. E

  18. A

  19. D

  20. B

  21. E

  22. C

  23. A

  24. D

  25. C

  26. B

  27. D

  28. A

  29. E

  30. D

  31. C

  32. A

  33. B

  34. E

  35. D

  36. C

  37. B

  38. A

  39. E

  40. D

  41. A

  42. C

  43. B

  44. D

  45. E

 

 

 

​

bottom of page