google.com, pub-1772441188610312, DIRECT, f08c47fec0942fa0 2008 Üniversite Sınavında Çıkmış Dil Bilgisi Soruları I dinledebiyat
top of page

1.  Ozanın ilk ÅŸiir kitabını bunca yıl ertelemesinin nedeni, gizlenmeyi seven bir kiÅŸiliÄŸinin olmasından çok, yazdıklarını kolay kolay beÄŸenmeyen, kusursuzu arayan biri olmasıydı sanıyorum. 

 

Kendisinden böyle söz edilen bir sanatçı aÅŸağıdaki deyimlerden hangisiyle nitelendirilebilir?

 

A) Ä°ÄŸneyle kuyu kazan

B) İşi başından aşkın olan

C) Ä°ÅŸine dört elle sarılan

D) Ä°ÅŸini saÄŸlama baÄŸlayan

E) İnce eleyip sık dokuyan

 

 

 

 

 

 

 

 

2.  Sokaktaki herkesti, her ÅŸeydi o: kediler, köpekler, topal martılar, âşıklar dâhil herkes. BiricikliÄŸini herkesleÅŸtirerek kurmuÅŸtu öykülerini. Kendini, anlattıklarıyla özdeÅŸleÅŸtirdi. O çakır gözler, kimsenin görüp algılayamadığı gerçekleri gördü, baÅŸkalarının yazamadığı ÅŸeyleri yazdı.

 

Bu parçadaki altı çizili sözle, yazarın hangi özelliÄŸi belirtilmek istenmiÅŸtir?

 

A) Konularını etkileyici olaylardan çıkarma

B) Edebiyatta, öyküleriyle kalıcılık kazanma

C) Dil ve anlatımıyla öteki öykücülerden ayrılma

D) SeçtiÄŸi varlıkların dünyasını onların kalıbına girerek kendine özgü biçimde anlatma

E) Öykülerinin kahramanlarını çevresindeki belirli varlıklarla sınırlı tutma

 

 

 

 

 

 

 

 

3.  Her iyi öykü, kendinden sonrakilere aÅŸmaları gereken bir çıta bırakır. Bu nedenle bir yazar, kendinden önce yapılan yolculukları hesaba katmadan yola çıkma yanlışına düÅŸmemelidir. Böyle yaparsa hedefine asla ulaÅŸamaz.

 

Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

A) YaÅŸadığı dönemin havasını yapıtlarında yansıtamama

B) GeleceÄŸe kalma düÅŸüncesi taşımama

C) Var olan yazınsal birikimden yararlanmama

D) Yazarken, okurların beÄŸenisini ölçü almama

E) DeÄŸiÅŸik nitelikli konular iÅŸlememe

 

 

4.  O yönetmenle çalışmak son derece zevkliydi. O da oynamamaktan yana olan bir yönetmen. Bu yalın ve doÄŸal tarz, benim oyunculuk anlayışıma çok uygun. Birlikte iyi çalışmalar yaptığımızı düÅŸünüyorum.

 

Bu parçadaki altı çizili sözle, oyunculuk konusunda anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

 A) Canlandırılacak karakterlere çok iyi hazırlanmak B) Yönetmenin söylediklerinin dışına çıkmamak

C) Zaman içinde deneyim kazanmak

D) BaÅŸka sanatçıların oynama biçimine öykünmemek

E) Rollerini, yapaylıktan kaçınarak, yaşıyormuÅŸ gibi canlandırmak

 

 

 

 

  

  5.  AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde boÅŸ bırakılan yere, ayraç içinde verilen sözün getirilmesi anlamca uygun olmaz?

 

A) Yazarın çok yalın, basit, okuru yormayan ve okudukça dilin tadını duyuran bir ---- var. (biçemi) B) Hangi konuyu iÅŸlerse iÅŸlesin öykülerinin dokusunda bir ----, daha doÄŸrusu onu baÅŸkalarından ayıran özgün yanlar vardır. (denenmiÅŸlik)

C) Yıllar önce yazılan “Yalnızlık” adlı ÅŸiir, bugüne deÄŸin deÄŸerini yitirmemiÅŸ, ---- niteliÄŸi kazanmıştır.  (klasik)

D) Bu yapıtın dili çok akıcı, anlatımı sürükleyici, ---- karmaşıktır. (olay örgüsü)

E) Bir ara, yazdığı ÅŸiirlerde anlamı bir yana bırakmış, --- önem vermiÅŸ. (biçime)

 

 

 

 

 

 

 

6.  Yalnızca güneÅŸli günlerde yürüyen kiÅŸi, amacına ulaÅŸamaz.

 

AÅŸağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatılmak istenene anlamca en yakındır?

 

A) Ä°steneni elde etmek her koÅŸulda çalışmayı zorunlu kılar.

B) BaÅŸarılı olmak için insanın ne istediÄŸini bilmesi gerekir.

C) İnsan, attığı her adımın sorumluluğunu taşımalıdır.

D) DeÄŸiÅŸik ortamlara kısa sürede uyum saÄŸlamak güçtür.

E) Seçici olmak insanları güçlüklerle yüz yüze getirir.

 

 

7.  (I) ÇaÄŸdaÅŸ Türk öykücülüÄŸünün önemli kilometre taÅŸlarından biri olan Sait Faik, hem kendi kuÅŸağını hem de sonraki kuÅŸakları derinden etkilemiÅŸtir. (II) Onun adına düzenlenen ödüllerin dağıtımı yazara yakışır bir saygınlıkla sürüyor. (III) Ama ben ilk öykülerimi yazdığım seksenli yılların baÅŸlarında bir gün bu ödülü alabileceÄŸimin hayalini bile kuramazdım. (IV) Hatta on beÅŸ yıl sonra kitabım bu ödüle deÄŸer bulununca sevindiÄŸim ölçüde ÅŸaşırmış ve korkmuÅŸtum. (V) Çünkü öyküye daha sıkı sarılmam gerektiÄŸini, sorumluluklarımın arttığını biliyordum.

Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine düÅŸüncenin akışına göre “Böyle bir ödülle onurlandırılmayı aslında her öykü yazarı ister.” cümlesi getirilmelidir?

 

 A) I.          B) II.          C) III.          D) IV.          E) V.

 

 

8.  (I) Romanlar genellikle insanı konu alan kurmacasal ürünlerdir. (II) Bu yönden onlar sorunları anlatmaz, sorunların kaynağını gösterir. (III) Ä°ÅŸledikleri konularla insanların duyarlığını geliÅŸtirir, keskinleÅŸtirir. (IV) Romanlarda gazete ve televizyonlarda rastlayabileceÄŸimiz sıradan konular da iÅŸlenebilir. (V) Ancak romanı özel kılan, onun anlatılanları kahramanların bakış açısından vermesi, okurun neden-sonuç iliÅŸkisi kurarak düÅŸünmesini saÄŸlamasıdır.

 

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde romanın iÅŸlevinden söz edilmemiÅŸtir?

 

A) I. ve III. 

B) I. ve IV. 

C) II. ve V. 

D) III. ve IV. 

E) IV. ve V.

 

 

 9.  (I) Son yıllarda yayınevlerinin sayısında bir artış gözlendi. (II) Bu, çeviri kitap sayısındaki artışı da beraberinde getirdi. (III) Yurt dışında çıkan hemen her kitap hiç gecikmeden bizde de yayımlanmaya baÅŸlandı. (IV) Hatta bir kitabı çabuk satışa sunabilmek için iki çevirmene bölüÅŸtürüp yayımlayanlar da var. (V) Bu, benimsemediÄŸim bir yöntem çünkü her çevirmenin dili ve biçemi farklıdır, ikisi birleÅŸtirilince birbiriyle baÄŸdaÅŸmaz.

 

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aÅŸağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

 

A) I. cümlede, bir saptama yapılıyor.

B) II. cümlede, I. cümlede belirtilenin sonucu açıklanıyor.

C) III. cümlede, baÅŸkalarından üstün olma durumu belirtiliyor.

D) IV. cümlede, farklı bir tutumdan söz ediliyor.

E) V. cümlede, bir karşı çıkış, nedeniyle birlikte belirtiliyor.

 10.  AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

 

 A) Bu tedaviden sonra hastalığın seyri deÄŸiÅŸti.

B) Yıllık izninin bir bölümünü bu ay kullanıyor.

C) Organ nakliyle yaÅŸama döndürülen hastaların sayısı gün geçtikçe artıyor.

D) Çağırılmadığı için akÅŸamki davette o yoktu.

E) Uzun süre yaÄŸmur altında yürüdükten sonra sığınacak bir yer buldu.

 

 

 

 

 

11.  Bütün yazarların kendine sorduÄŸu, bilinen (I), kalıplaÅŸmış bir sorudur bu (II): Niçin yazıyoruz (III)? Bu soruya verilmiÅŸ benim bildiÄŸim en güzel yanıt (VI), bir öykücümüzün o çok iyi bildiÄŸimiz cümlesidir: “Yazmasam deli olacaktım!” Ben de yazmaktan neden haz aldığımı düÅŸündüm elbette ve cevabını Baudelaire’de buldum. Diyor ki (V); “Åžair istediÄŸi anda kendisi ve bir baÅŸkası olabilmek için müthiÅŸ bir ayrıcalığa sahip olan kiÅŸidir.” Benim için de yazmak, kendim ve baÅŸkaları olabilme ayrıcalığıdır.

 

Bu parçadaki numaralanmış noktalama iÅŸaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır?

 

 A) I.        B) II.           C) III.         D) IV.          E) V.

 

 

 

 

12.  AÅŸağıdakilerin hangisinde, belgisiz zamir cümlenin öznesi durumundadır?

 

A) Bunları kimden aldığımı anımsamıyorum.

B) Ä°stanbul’a gideceÄŸimi kimse bilmiyor.

C) Bize kiminle konuÅŸtuÄŸunu söylemedi.

D) Okulda kimseyi göremedim.

E) Olanları kime anlattığını öÄŸrenemedik.

 

 

 

 

 

13.  Tamlayanı düÅŸmüÅŸ ad tamlamalarında, tamlanana getirilen -ler, -lar takısı, kimi durumlarda, sonuna geldiÄŸi sözcüÄŸün deÄŸil, tamlayanın çoÄŸul olduÄŸunu gösterir.

 

Aşağıdakilerin hangisinde bu kurala uygun bir durum vardır?

 

A) Tatilden dönmüÅŸler galiba, çarşıda annelerini gördüm.

B) Kendisine kalsa eÅŸyalarını hemen toplayacaktı. C) Onun yaptıklarını duyunca çok üzülmüÅŸler.

D) Dostlarımdan ayrılmak, bana çok ağır gelecek.

E) Yıllardır görüÅŸemediÄŸi arkadaÅŸlarını arıyor.

 

14.  (I) Ankara’da kendini hemen göstermeyen bir güzellik vardır. (II) Bundan dolayı, kentin kimilerine hiç de çekici gelmeyen doÄŸasıyla ilgili ilginç izlenimler aktarılır. (III) ÖrneÄŸin ÅŸair Yahya Kemal Beyatlı’nın “Ankara’nın en çok Ä°stanbul’a dönüÅŸünü severim.” sözü de bunlardan biridir. (IV) Ä°stanbul’dan gelmiÅŸ öÄŸrencilerin dillerinde de henüz bu ÅŸehri keÅŸfedememiÅŸlikten gelen, “çorak”, “bozkır” sözleri dolaşır. (V) Oysa Ankara, kendiliÄŸinden deÄŸil, ancak dikkatli bakışlarla gizini açığa çıkarır.

 

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aÅŸağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

 

A) I. cümlede dönüÅŸlülük zamiri kullanılmıştır.

B) II. cümlede belirtme sıfatı kullanılmıştır.

C) III. cümlede azlık-çokluk zarfı kullanılmıştır.

D) IV. cümlede -miÅŸ ekiyle türetilmiÅŸ bir sıfat-fiil vardır.

E) V. cümlede birden fazla baÄŸlaç kullanılmıştır.

 

 

 

15.  (I) 1995 sonbaharıydı, çantamda fotoÄŸraflar var, New York uçağındayım. (II) Ä°lk defa biniyormuÅŸçasına heyecanlanarak pencere kenarındaki koltuÄŸuma yerleÅŸiyorum. (III) Çantamda yeni bir Anadolu Medeniyetleri FotoÄŸrafları albümü var. (IV) Anadolu’nun hatta insanlığın on beÅŸ bin yılına tanıklık eden fotoÄŸraflar bunlar. (V) Amacım, Neolitik ÇaÄŸdan, Osmanlıya uzanan Anadolu kültür mirasını fotoÄŸraf sergileriyle tanıtmak.

 

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aÅŸağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

 

A) I. cümle, ad cümlelerinden oluÅŸan bağımsız sıralı bir cümledir.

B) II. cümle, zarf tümleci, dolaylı tümleç ve yüklemden oluÅŸan birleÅŸik bir cümledir.

C) III. cümle, içinde belirtisiz nesne olan bir fiil cümlesidir.

D) IV. cümle, özne ve yüklemden oluÅŸan devrik bir cümledir.

E) V. cümle, içinde sıfat tamlaması olan kurallı bir cümledir.

 

 

 

 

16.  DiÅŸçiye hiç ya da çok seyrek gidiyorlar. Bu cümledeki anlatım bozukluÄŸu nasıl giderilebilir?

 

A) “diÅŸçiye”den sonra “ya” sözcüÄŸü getirilerek

B) “çok” sözcüÄŸü atılarak

C) “seyrek” yerine “az” sözcüÄŸü getirilerek

D) “gidiyorlar” yerine “gitmezler” sözcüÄŸü getirilerek

E) “hiç” yerine “ya hiç gitmiyorlar” sözü getirilerek

 

 

17.  (I) ÇaÄŸdaÅŸ anlamda çocuk edebiyatının asıl iÅŸlevi çocukları eÄŸitmek deÄŸildir. (II) DoÄŸrudan eÄŸitme, ders kitaplarına özgü bir iÅŸtir. (III) Ä°yi bir çocuk kitabının yaÅŸlara göre belirlenmiÅŸ deÄŸiÅŸik nitelikleri vardır. (IV) Yazınsal çocuk kitaplarında yazar, çocuÄŸa iletmek istediklerini doÄŸrudan deÄŸil, dolaylı olarak verir. (V) Bu tür kitaplar sezdirme, duyumsatma yoluyla çocuÄŸun doÄŸruya, iyiye, güzele karşı duyarlılık kazanmasını saÄŸlar.

 

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düÅŸüncenin akışını bozmaktadır?

 

A) I.       B) II.          C) III.        D) IV.          E) V.

 

 

 

 

 

 

2008 Üniversite Sınavlarında Çıkmış  Dil Bilgisi Soruları

2008 Üniversite Sınavlarında Çıkmış  Dil Bilgisit Sorularını pdf formatında görüntülemek ve indirebilmek için tıklayınız...

18.  Gün erken doÄŸar baharat kokulu ülkede. Ä°yi ki doÄŸar. Yoksa milyonlarca esmer, kara gözlü insanın yaÅŸadığı ülke nasıl aydınlanır? Kara gözlü insanların, baharat kokulu kentlerindeki çeliÅŸkilerse yürek burkucu. Okyanustan gelen esinti bile sokaklara taÅŸan yoksulluÄŸun, derme çatma evlerdeki yaÅŸamın sıkıntısını hafifletmiyor. Muson yaÄŸmurları ansızın sizi ter ve sivrisinek sarmalı içinde bırakıyor. Muson yaÄŸmurlarıyla yıkanan ÅŸehir mi yoksa insanlar mı ayırt edemiyorum, insana deÄŸer verilmeyen ve emeÄŸin ucuz olduÄŸu bu ülkede.

 

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aÅŸağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

 

A) Yinelemelere baÅŸvurulmuÅŸtur.

B) Anlatımda tekdüzeliÄŸi kırmak için devrik cümleler kullanılmıştır.

C) Sözde soru cümlesine yer verilmiÅŸtir.

D) Karşılaştırmalarla anlatım somutlaştırılmıştır.

E) Anlatıcı, duygularını yansıtmıştır.

 

 

​

​

​

​

 

19.  Benim dinlenme yöntemim, kapıyı kapattığımda onun ardında kalanı düÅŸünmemektir. ----. Elimde iÅŸ, ev, çocuklar, eÅŸ ve onların kilitleri var. Birini kapar, ötekini açarım. Bu benim yaÅŸam kuralımdır.

 

Bu parçada boÅŸ bırakılan yere düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisi getirilebilir?

 

A) Hiçbir zaman iÅŸteki sorunu eve, evdeki sorunu iÅŸe taşımam

B) Çevremde olup bitene aldırmamayı ancak bu yaÅŸlarda öÄŸrenebildim

C) Yaşamımda bir tercihte bulunmam gerekirse elbette ki bu, ailem olur

D) Ä°ÅŸ yaÅŸamımda ekip çalışması yaptığım için böyle bir sorunla karşılaÅŸmıyorum

E) YaÅŸamımı sürdürme açısından iÅŸ yaÅŸamının önemini hiçbir zaman unutmadım

 

 

 

​

20.  Sinema, bence bir ürün ortaya koymanın en zor olduÄŸu alanlardan biri. Bir projenin senaryoya, sonra da sinema filmine dönüÅŸmesi, uzun, zahmetli, pek çok kiÅŸiden ve teknolojiden yararlanmayı gerektiren pahalı bir iÅŸ. Televizyon dizilerinde de buna benzer yanlar yok deÄŸil. Ne var ki hızla yapılan, hemen seyirci karşısına çıkarılan, bir gecede tüketilen bir dizinin tek hedefi, izleyicisini ekran başında tutmak. Sinema filminde önemli olan “özen, yaratıcılık, özgünlük”, televizyon dizilerinde pek de görülmeyen özellikler. Özetlemek gerekirse, ----.

 

Bu parçanın sonuna düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisi getirilebilir?

 

A) bir sinema filminin üretimi için gerekli olan her ÅŸey televizyon dizilerinin üretimi için de gerekli

B) sinemada “sanatın kuralları”, dizilerdeyse “televizyona özgü kurallar” geçerli

C) televizyon dizilerinin izleyiciyi televizyona baÄŸlamasının nedeni, onlardaki merak ögesinin yarıda kesilmesidir

D) televizyon dizilerinde sinemanın etkileri görülür E) çok sayıda dizi ve film üretme, bu alanların geliÅŸmesine katkıda bulunur

 

 

​

21.  Anılarımı yazmıyorum. Çünkü tanık olduÄŸum birçok ÅŸeyi anlatamayacağım. Ölenlerin arkasından düÅŸünce belirtmem, kalp kırmak istemem. Bu, yaradılışıma uygun düÅŸmez. O insanlar, bana güvenmiÅŸ, kimi ÅŸeyleri anlatmışlar. O hâlde ben niye öyle bir iÅŸe giriÅŸeyim? Bu düÅŸüncelerimi bilen yakın dostlarımdan biri bir gün: “Sen artık yazamadıklarınla ve söyleyemediklerinle önemlisin.” demiÅŸti.

 

Bu parçadaki altı çizili sözün söylenmesine yol açan durum aÅŸağıdakilerden hangisi olabilir?

 

A) Yanlış anlaşılmaktan ve yorumlanmaktan korkma

B) YaÅŸadıklarını deÄŸil, düÅŸlediklerini yazma

C) Ä°nsanları hep iyi yönleriyle görmeye çalışma

D) BaÅŸkalarıyla ilgili özel bilgileri dile getirmekten kaçınma

E) Yazacaklarıyla ilgi uyandırmayacağını sanma

 22.  Çok uzun zamandır tartışılan bu konuda en güzel sözü Milan Kundera söylüyor: “Roman 21. yüzyıla yakışmıyor.” Bence de roman 21. yüzyıla yakışmıyor. Çünkü bu yüzyıldaki insanların yaÅŸam biçimi, ne ağır ÅŸeyleri okumaya ne de oturup ağır ÅŸeyler yazmaya izin veriyor.

 

Bu sözler aÅŸağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiÅŸ olabilir?

 

A) Günümüzde romanın öteki yazınsal türler arasındaki yeri nedir?

B) Okurların romandan beklentileri nelerdir?

C) Sizce roman neden artık hiç ilgi görmüyor?

D) Romanı öteki türlerden ayıran özellikler deÄŸiÅŸti mi?

E) Roman okumanın kendine özgü bir yöntemi var mıdır?

 

 

 

 

 

23.  “Yarın”ın olması için “dün”ün olması ÅŸart. Bunlar öyle birbirinden ayrılmaz ÅŸeyler ki yarın kavgası yapanın dünden haberi yoksa o kiÅŸi gölgesini yumrukluyor demektir.

 

Bu parçadan aÅŸağıdaki yargıların hangisi çıkarılabilir?

 

A) GeleceÄŸe yönelirken geçmiÅŸte yapılanlardan yararlanılmazsa bütün çabalar boÅŸa gider.

B) Bugünle yarın arasında baÄŸ kurmak düÅŸünsel bir sorumluluktur.

C) GeleceÄŸin neler getireceÄŸini ancak sezgileri güçlü insanlar kestirebilir.

D) Bilginin yarar saÄŸlaması, onun düÅŸünülerek kullanılmasına baÄŸlıdır.

E) Tartışmaların bir sonuca ulaşması onların sağlam verilere dayanmasını gerektirir.

 

 

 

 

 

24.  Ben, kendine özgü patikası olmayan yazarları sevmedim hiç. Ama özellikli olmak için zoraki baÅŸkaldırı yazıları yazanları deÄŸil, kendiliÄŸinden böyle olanları sevdim.

 

Bu sözleri söyleyenin, yazarlarla ilgili beklentisi nedir?

 

 A) Sanatsal yaratılarda, önemli konuları seçme ve iÅŸleme B) BaÅŸkalarından farklı olarak öteki sanatçılara yol gösterme

C) Var olan biçimleri yeni arayışlarla zenginleÅŸtirme D) Bilinen sanat akımlarının dışında kalmayı üstünlük sayma

E) Kimseye benzememeyi doğallıkla başarabilme

 

 

 

25.  Yazma eyleminin kimi durumlarda insana acı çektiren bir yanı vardır. Sözgelimi hayatta en sevdiÄŸi insanı kaybetmiÅŸ birini betimlerken sanki bir suçluluk duygusu uyanır içinizde. BetimlediÄŸiniz insanın gözyaÅŸlarına boÄŸulmuÅŸ hâli ister istemez sarsar sizi. Hiç yaÅŸamadığınız bir acıyı, yalnızca yazarak hayata imza atmış olursunuz.

 

Bu parçada yazma eyleminin hangi yönü üzerinde durulmaktadır?

 

A) Okurların ilgi dünyasının zenginleÅŸtirilmesi

B) Yazılanların duyumsanarak anlatılması

C) Acının, hüznün ve sevincin birlikte yansıtılması D) BaÅŸarıya ulaÅŸmanın nesnel bir tutum gerektirmesi

E) Yaşamı anlamlı kılan olaylara dayandırılması

 

​

 

 

26.  Okumaya baÅŸladığımız her kurmaca metnin başında yazarla bir anlaÅŸma imzalıyoruz aslında. Sen anlat, ne olursa olsun inanacağım. Patlayan adamlara da, tepsilerin üstünde savrulan ÅŸehirlere de, bir baÅŸka gezegendeki hayata da… Yeter ki düÅŸlerini inandırıcı kıl, sahiciliÄŸini kaybetme, benim inancımı da sarsma, diyoruz.

 

Bu parçada anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

A) Okurların anlatılanlara inanması, anlatılanların gerçeklik duygusu uyandırmasına baÄŸlıdır.

B) Sanatsal yaratıların baÅŸarısı büyük ölçüde onların düÅŸlemsel ögeler içermesinden kaynaklanır.

C) Salt gerçeÄŸi anlatan yapıtlar okurları yeterince etkilemez.

D) Yazınsal ürünlerin inandırıcılığı okurların algılama gücüyle ilgilidir.

E) DeÄŸiÅŸik yöntemlerle kurgulanmış metinler, okurlarda okuma isteÄŸi uyandırır.

 

 

 

27.   Kimleri okursunuz? SevdiÄŸiniz yazarlar kimlerdir? Bu tür soruların yanıtına göre karakter tahlili yapılır mı, bilmiyorum. Ama yazarla okur arasındaki doku uyuÅŸumunun, metinden alınacak yazınsal zevki artırdığına inananlardanım. ÖrneÄŸin canlı müzikleri, fosforlu turuncuları seven biri, benim için uygun okur olmayabilir. Çünkü benim dünyam, dingin ruh hâllerini anlatan müziklerden, gül kuruları ve bordolardan hoÅŸlananların kendilerini bulabildikleri bir dünyadır.

 

Bu parçada vurgulanmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

 

A) Okunandan, farklı yollar denenerek tat alınabileceği

B) Bir yazarı yalnızca yapıtlarına bakarak tanımanın olanaksızlığı

C) Okurların, kendi kiÅŸilik özelliklerine yakın sanatçıların yazılarını daha iyi anlayabileceÄŸi

D) Bir kitabın okunup bitirilmesinin, okurca beğenildiği anlamına gelmediği

E) Kimi yapıtları okuyabilmenin, zengin bir birikim gerektirdiği

​

 

 

 

 

28.  Duyguları, düÅŸünceleri görünür kılan güç, dünya ile uzlaÅŸamama hâliymiÅŸ; bunu iyice kavradım. Frida Kahlo’nun bedensel acıları olmasa, Salieri, Mozart’ı kıskanmasa, Dali kendine sevdalanmasa, Nâzım yabancı bir ülkede yaÅŸamak zorunda kalmasaydı ----?

 

Bu parçanın sonuna düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisi getirilemez?

 

 A) yazınsal ve kültürel tarihe bu ölçüde katkıda bulunabilirler miydi

B) bugün yaptıklarıyla hâlâ adlarından söz ettirebilirler miydi

C) onlar yaÅŸamla uyum içinde olsaydı bugün sanatta gelinen noktaya ulaşılabilir miydi

D) acaba onların yapıtları olan o resimler, o şiirler, o senfoniler yaratılabilir miydi

E) o yapıtların günümüz insanını daha iyi yaÅŸama koÅŸullarına ulaÅŸtırdığı söylenebilir miydi

 

 

29.  Edebiyat öÄŸretmenimizin kendine özgü bir yöntemi vardı. Büyük yazarlardan, düÅŸünürlerden seçilmiÅŸ bir metni çoÄŸaltır, dersten birkaç gün önce hepimize dağıtırdı. O metni hepimiz tekrar tekrar okurduk. Metnin ilginç yerlerini, yazarın dünya görüÅŸünü, o dönemin edebiyat anlayışını bulur çıkarırdık. Derslerde öÄŸretmenimiz düÅŸüncelerini belirtmez, güler yüzle bizi dinler ve asıl hedefe kendi çabalarımızla ulaÅŸmamızı saÄŸlardı. Böylece derslerimiz tartışmalı bir ÅŸölen havasında geçerdi. Sokrat’ın, Sofokles’in, Tolstoy’un, Montaigne’in metinlerindeki bazı cümleler hâlâ belleÄŸimdedir, bana hâlâ yol gösterir.

 

AÅŸağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen öÄŸretmenin bir özelliÄŸi deÄŸildir?

 

A) Dersini çekici kılan

B) KonuÅŸmaktan çok konuÅŸturan

C) Okuyup araÅŸtırmaya yönlendiren

D) Belirli düÅŸünce kalıplarına baÄŸlı kalan

E) DeÄŸiÅŸik türdeki klasik yapıtları sevdiren

 

 

​

30.  Elbette elektronik çaÄŸ önümüze yeni olanaklar getiriyor. Binlerce yıllık hafızayı teknolojinin yardımıyla çok küçük “çip”lere sığdırabilmek ve böylece bilgiye kolayca ulaÅŸabilmek bizler için de gelecek kuÅŸaklar için de çok önemlidir. Ama bütün bunlara karşın kitap dediÄŸimiz nesnenin öyküsü kolay kolay sonlanmaz gibi geliyor bana. Bu durumda ben yayıncılığın iki yoldan geliÅŸeceÄŸini düÅŸünüyorum. Bilgi yoÄŸunluÄŸu olan malzeme “e-kitaplar”da, sanatsal yoÄŸunluÄŸu olanlarsa çok güzel görünümlü “butik kitaplar”da toplanacak bence. Hatta giderek, kitap sahibi olmak, koleksiyonculukla eÅŸ deÄŸer sayılacak.

 

Bu parçada aÅŸağıdaki öngörülerden hangisi yoktur?

 

A) Bilgi kaynaklarının sanal ortama taşınabileceği

B) Teknolojideki geliÅŸmelerin eÄŸitim düzeyini yükselteceÄŸi

C) Kitapların önemini koruyacağı

D) Kitapların biçimsel deÄŸiÅŸime uÄŸrayacağı

E) DüÅŸünsel ve sanatsal nitelikli kitapların birbirinden ayrılacağı

 

​

 

CEVAP ANAHTARI

1-E

2-D

3-C

4-E

5-B

6-A

7-C

8-B

9-C

10-D

11-E

12-B

13-A

14-B

15-C

16-E

17-C

18-D

19-A

20-B

21-D

22-C

23-A

24-E

25-B

26-A

27-C

28-E

29-D

30-B

bottom of page