google.com, pub-1772441188610312, DIRECT, f08c47fec0942fa0 2009 Üniversite Sınavında Çıkmış Dil Bilgisi Soruları I dinledebiyat
top of page

​

1.  AÅŸağıdakilerin hangisinde, yazara iliÅŸkin açıklamayla ayraç içinde verilen nitelik birbiriyle uyuÅŸmamaktadır?

 

A) Dilin anlatım olanaklarının sınırlarını geniÅŸleterek okurlarına yeni dünyaların kapılarını açar. (yaratıcı olma)

B) Olayları, insanları, hatta cansız varlıkları duygulu, renkli bir biçimde dile getirir. (anlatımsal etkileyicilik)

C) Her yaratısından sonra ara vermeden bir yenisini düÅŸünür. (üretkenlik)

 D) Anlattıklarına yönelik ipuçları vererek okurun düÅŸünme ve düÅŸ gücünü kamçılar. (kiÅŸiliÄŸini gizleme)

E) Yapıtlarında, okur yaÅŸananlardan kesitler bulur. (gerçekleri yansıtma)

 

 

​

 

 

 

2.  AÅŸağıdaki tanımlardan hangisi ayraç içinde verilen kavramla uyuÅŸmamaktadır?

 

A) Åžiirde dizeyi, düz yazıda cümleyi oluÅŸturan sözcüklerin ses özelliklerine göre sıralanışından doÄŸan uyum. (ahenk)

B) Yazınsal yaratılarda yer alan ögelerin birbirine baÄŸlanıp bütünleÅŸerek oluÅŸturdukları düzen. (biçim)

C) Bir yapıtta anlatılmak isteneni örneklerle yansıtma. (ayrıntı)

D) Sanatçının bir olayı ya da konuyu belli bir yönden ele alıp deÄŸerlendirmesi. (bakış açısı)

E) Yazınsal yaratılarda yansıtılmak isteneni daha canlı, etkili, görünür kılmak amacıyla zihinde canlandırılmaya çalışılan görüntü. (imge)

 

 

 

 3.  Dost canlısı, sevgi dolu, nitelikli bir insandı. Dünyaya hep yüreÄŸinin penceresinden baktı. Yardıma ihtiyaç duyduÄŸu en güç günlerinde, en çok güvendiÄŸi kiÅŸileri yanında görmediÄŸinde bile onları sevmekten, bağışlamaktan kaçınmadı. Kırgınlıkların nedenini kendinde aramayı yeÄŸledi.

 

Bu parçada geçen “dünyaya hep yüreÄŸinin penceresinden bakma” sözüyle anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

A) Olayları, durumları duygularına göre deÄŸerlendirme

B) Çevresindekileri üzmekten kaçınma

C) YaÅŸananları deÄŸiÅŸik yönleriyle düÅŸünme

D) Yakınlarının mutluluÄŸunu isteme E) Kendi düÅŸüncelerinin doÄŸruluÄŸuna inanma

 

 

 

4.  Onun karikatürlerinde dondurulmuÅŸ kareler birden harekete geçer, yansıtılan kiÅŸiler canlılık kazanırdı.

 

Bu cümlede, söz konusu karikatürlerin hangi özelliÄŸi belirtilmek istenmiÅŸtir?

 

A) Yaşananları eleştirme

B) Gerçeklik duygusu uyandırma

C) ÖÄŸretici olma

D) Çok yönlü düÅŸündürme

E) Güncel olanı yansıtma

 

 

 

  

5.  Picasso, “Ben baÅŸkalarını deÄŸil, asıl kendimi kopya etmekten korkarım.” der.

 

Picasso bu sözüyle sanatçıların nasıl bir tutum içinde olmaları gerektiÄŸini belirtmek istemiÅŸtir?

 

 A) BaÅŸkalarına benzememe ilkesine baÄŸlı kalmalıdır.

B) Sıradan ÅŸeylerden sıra dışı ürünler yaratabilmelidir.

C) Farklı olma düÅŸüncesiyle anlaşılması güç ürünler ortaya koymamalıdır.

D) Bireysel konulardan yola çıkarak toplumsal gerçekleri dile getirmelidir.

E) Her yeni çalışmasında, öncekilere benzemeyen özgün yapıtlar ortaya koymalıdır.

 

 

 6.  (I) Kütüphaneler kültürel yaÅŸamı besleyen ve geliÅŸtiren ana damarlardandır. (II) Ne var ki kâğıt üzerinde sayıları artmış gibi görünse de Türkiye’de neredeyse 50.000 kiÅŸiye bir halk kütüphanesi düÅŸmekte. (III) Oysa Almanya’da bu rakam 6000. (IV) Öte yandan, ülkemizde son otuz yıllık dönemde halk kütüphanelerine üye olanların oranının da % 1 ya da % 2 olduÄŸunu belirtelim. (V) Bu oranın ABD, Ä°ngiltere, Finlandiya’da % 60 dolaylarında olduÄŸu söylenebilir. (VI) Bu sayısal deÄŸerler, kültürel yaÅŸamımızda etkili bir yeri olan kütüphanelerin yetersiz olduÄŸunu her yönüyle açık seçik gösteriyor.

 

Kütüphanelerin ele alındığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aÅŸağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

 

A) I. cümlede, iÅŸlevinden söz edilmektedir.

B) II. cümlede, gereksinimleri karşılamadığı belirtilmektedir.

C) IV. cümlede, saptama yapılmıştır.

D) V. cümlede, kesinlik söz konusudur.

E) VI. cümlede, önemli bir sorun dile getirilmiÅŸtir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

7.  (I) KöÅŸe yazılarını dışarıda tutacak olursak günümüz edebiyatında türler arasında kesin çizgiler pek kalmadı. (II) Uzun öykü, anlatı, roman iç içe geçebiliyor. (III) Bu durum bana kolaylık saÄŸlıyor. (IV) Kaldı ki ben yazmaya baÅŸladığımda sonunun türsel açıdan nereye varacağını kestiremiyorum çoÄŸu zaman. (V) Deneme diye baÅŸlıyorum öykü çıkıyor, öyküye baÅŸlıyorum romanlaşıyor.

 

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangileri, kendinden önceki cümlede belirtilenleri destekler niteliktedir?

 

A) II. ve III. 

B) II. ve V. 

C) III. ve IV.

D) III. ve V. 

E) IV. ve V.

 

8.  “Bu roman tamamen gerçekleri yansıtıyor.” demekle, “Bu yapıttaki her ÅŸey hayal ürünüdür, gerçek hayattakilerle benzeÅŸmeler rastlantıdan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir.” demek aynı ölçüde gerçek dışıdır.

Romanla ilgili bu sözlerle anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

 A) DüÅŸle gerçek birbiriyle kaynaÅŸtırılarak verilir.

B) DüÅŸsellikle gerçekliÄŸin dengesini kurmak güçtür.

C) GerçeÄŸe ya da düÅŸ gücüne dayalı oluÅŸuna yazar deÄŸil, okur karar verir.

D) DüÅŸselliÄŸin geliÅŸigüzel kullanılması yapıtın deÄŸerini azaltır.

E) Tümüyle gerçeklere dayandırılması ona inandırıcılık kazandırır.

 

 

9.  Yazı yazmak, yemek piÅŸirmeye benzer. ----. Burada önemli olan, uygun yöntemle, ustalıkla piÅŸirebilmektir.

Yukarıda boÅŸ bırakılan yere düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

 

A) Ä°kisi de uzun süren ve derinlemesine düÅŸünmeyi gerektiren bir hazırlık dönemi ister B) Kimseden etkilenmeden, özgün bir ürün ortaya koymak gerekir

C) Herkesin başarabileceği, sıradan bir iştir

D) Yalnız, yetkinleÅŸebilmek için birçok kere yapıp bozmak gerekir

E) Aynı malzemeyle iki kiÅŸi birbirinden çok farklı tatlarda iki yemek yapar

 

 

10.  Çevrenizde olup biten her ÅŸeyden birkaç dakikalığına uzaklaşıp ruhunuzun derinliklerinden gelen kısık sesli müziÄŸi dinlediniz mi hiç ( ) Aslında bu müziÄŸin sözü, bestesi tamamen size ait. Emin olun, o ÅŸarkının sözlerinde çok ÅŸey gizli ( ) Beden, ruh saÄŸlığına dikkat et ( ) para, kariyer önemli ama senden önemli deÄŸil; sevdiklerini, bundan da önemlisi kendini ihmal ediyorsun ( ) diye fısıldayacak o ÅŸarkının sözleri. Nereden mi biliyorum ( ) Çünkü bunları yaşıyorum.

 

Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere aÅŸağıdakilerin hangisinde verilen noktalama iÅŸaretleri sırasıyla getirilmelidir?

 

A) (…) (.) (;) (;) (!)          

B) (!) (:) (,) (!) (?)

C) (?) (:) (;) (,) (?)          

D) (.) (.) (,) (,) (…)     

E) (?) (.) (,) (,) (.)

 

​

 11.  AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

 

A) Bu binanın planını Avusturyalı bir mimarla birlikte çizmiÅŸler.

B) Müzenin bugünkü durumuyla ilgili bilgileri bir önceki sayımızda yayımlamıştık.

C) O gezide yıllardır görmediÄŸim bir arkadaşıma rastladım.

D) Buraya yeni bir yaya geçiti yapılacak.

E) Şenlikler bu yıl mayıs ayında başlayacak.

 

 

 

 

12.  Salvador Dali’nin bütün resimlerinin yer aldığı sergide, Ä°spanyol ustanın sanat tarihine bıraktığı eÅŸsiz mirası yansıtan iki yüz yetmiÅŸ yapıt sanatseverlere tanıtıldı.

 

Bu cümleyle ilgili olarak aÅŸağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

 

A) Birden fazla sıfat tamlaması vardır.

B) Yönelme durumu eki alan sözcükler zarf tümleci görevindedir.

C) Sayı sıfatı kullanılmıştır.

D) Yapım eki almış birden fazla sözcük vardır. E) BileÅŸik sözcük kullanılmıştır.

 

 

 

 

 

13.  (I) Lunaparklar çocukluÄŸumuzun güzel günlerini anımsatır. (II) Dönme dolaba, atlıkarıncaya, çarpışan otolara binmeden önce duyumsadığımız heyecan ve kimi zaman korku bu eÄŸlence merkezlerini farklı ve ilginç kılar. (III) Çocukken en çok hangilerine binmeyi severdiniz? (IV) Belki de hâlâ içinizdeki o çocuk sizi götürüyor giderek azalan lunaparklardan birine. (V) Ve hâlâ seviyorsunuz binmeyi dönme dolaba, atlıkarıncaya…

 

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangilerinin ögeleri özne, belirtili nesne ve yüklemden oluÅŸmaktadır?

 

A) I. ve II. 

B) I. ve V. 

C) II. ve III.

D) III. ve IV. 

E) IV. ve V.

​

​

14.  (I) “Ağın” sözcüÄŸü, çocukluÄŸumda, bazı toprak yığınlarının tepesindeki tek kalmış aÄŸaçları getirirdi gözümün önüne. (II) Fırat’ın bir kolu olan Karasu kıyılarındaki ekin tarlalarının ortasında yetiÅŸen “tek dut”, içimdeki yalnızlığın simgesiydi. (III) Åžu yaÅŸa gelmeme karşın o aÄŸacın “yalnızlığı” çaÄŸrıştıran görüntüsü belleÄŸimden silinmedi. (IV) Ağın’da elmasından armuduna, eriÄŸinden narına, üzümüne çeÅŸit çeÅŸit meyve yetiÅŸmeseydi, “Ağın”la “aÄŸu” (zehir, zıkkım) arasında anlamca bir baÄŸlantı kurulabilirdi belki. (V) Oysa o küçük kasaba, insanlarıyla, kuzularının melemeleriyle, güzelim meyveleriyle zehri bala çeviriyordu.

 

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aÅŸağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

 

A) I. cümle bileÅŸik yapılıdır.

B) II. cümle ad cümlesidir.

C) III. cümlede fiilimsiyle oluÅŸturulmuÅŸ bir tamlama vardır.

D) IV. cümlede yeterlik fiili kullanılmıştır.

E) V. cümlede “ile” baÄŸlaç olarak kullanılmıştır.

 

 

 

 

​

15.  (I) Åžu ana kadar tüm öykülerine övgüler düzeceÄŸim bir seçkiyle karşılaÅŸmadım. (II) Özellikle bu seçki tamamen yeni öykülerden oluÅŸuyorsa böyle bir beklentiye hiç girmemeli. (III) Yazarlar birbirlerinden farklı edebiyat anlayışlarına sahiptirler. (IV) Sayfaları çevirdikçe çok farklı metinlerle karşılaşırsınız. (V) EÄŸer çok yönlü bir insan deÄŸilseniz bu öykülerin size seslenmesi pek olası deÄŸildir.

 

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aÅŸağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

 

A) I. cümlenin yüklemi belirli geçmiÅŸ zamanın olumsuzuyla çekimlenmiÅŸtir.

B) II. cümlede koÅŸul eki almış bir sözcük vardır. C) III. cümlede özne isimden isim yapma eki almıştır. D) IV. cümlede zarf-fiil vardır.

E) V. cümlenin yüklemi ek eylemin olumsuz biçimiyle çekimlenmiÅŸtir.

 

 16.  AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluÄŸu vardır?

 

A) Yarın, uzun sürecek bir iÅŸ gezisine çıkıyorum.

B) Kızımı Fransızca kursuna kayıt yaptırmak istiyorum.

C) Telefonumu nerede bıraktığımı hatırlamıyorum.

D) Bu kursta, güzel konuÅŸmanın inceliklerini öÄŸreniyorum.

E) Davete katılanların hemen hemen hepsini tanıyorum.

 

 

 

​

​

 

 

 

 

 

17.  Benim için yazmaya baÅŸlamanın saati, dakikası yoktur. Diyebilirim ki günün her saatinde yazmaya baÅŸlayabilirim. Åžimdi emekliyim, zamanı dilediÄŸim gibi kullanabilirim artık. Ama bu yalnızca bir sanı, yazma söz konusuysa bu geçerli deÄŸildir. Yazmada zamanı “yazı” belirler, ne yazılacağının belirleyicisi de odur. Marquez’in, “O kadar acemiydim ki romanların, yazanın istediÄŸi gibi deÄŸil de kendi istedikleri gibi baÅŸladıklarını henüz bilmiyordum.” sözüyle karşılaşınca “yazmaya” sınır konulamayacağına daha derinden inandım.

 

Bu parçanın anlatımında aÅŸağıdakilerden hangisi yoktur?

 

A) Farklı düÅŸünceleri ardı ardına verme

B) Anlamca kesinlik bildiren cümleler kullanma C) Varlıklara, insana özgü nitelikler yükleme

D) Örneklemelerden yararlanma

E) Alıntıyla düÅŸünceyi pekiÅŸtirme

 

​

2009 Üniversite Sınavlarında Çıkmış  Dil Bilgisi Soruları

18.  Bir yerde yaÅŸamayı sevmek için orada mutlaka anılarınızın olması gerekli. Yoksa evler soÄŸuk birer duvar yığını, cadde ve sokaklar yabancılara ait yerlerdir. Size dostça bakmayan bu otobüs durağında eÄŸreti eÄŸreti beklersiniz. Yeni bir eve taşınmanın birçok insana hiç çekici gelmemesinin nedenleri de aslında bunlardır. Evin duvarlarında geçmiÅŸinizin o acı tatlı anılarından hiçbir iz yoktur. Bir tanışla iÅŸ dönüÅŸü karşılaşıp dostça iki çift laf edilmiÅŸ o eski sokağınızla hiçbir benzerliÄŸi bulunmaz bu sokağın. Her ÅŸey, sesler, renkler sizin dışınızda akıp gider gibidir. Bu yüzden, hayatınıza yeni giren bir yeri benimsemek için zamana ihtiyacınız olacaktır. Orayı sevemezsiniz. Ta ki anı biriktirene kadar.

 

Bu parçanın anlatımında aÅŸağıdakilerden hangisi yoktur?

 

A) Ä°kilemelere yer verme

B) Karşılaştırmaya başvurma

C) Birden çok duyuya seslenme

D) Betimleyici ögelerden yararlanma

E) Birinci kişili anlatımla oluşturulma

 

 

 

 

 

 

 19.  Bir yazarın yaÅŸamını, çevresindeki insanların yazar hakkındaki görüÅŸlerini bilmek; giyim kuÅŸamından tutun da gündelik yaÅŸamının bütün ayrıntılarına göz atmak birçoÄŸumuza ilginç gelir. Bunların ele alındığı yazılar, sevdiÄŸimiz bir metnin arkasındaki yazarı tanıma olanağı verdiÄŸi kadar metinde dile getirilemeyen ruhsal durumları anlamamıza, boÅŸ bırakılan, tamamlanmamış birçok noktayı doldurmamıza da yardımcı olur. Borges’in seksen yaşında kendini kaybedercesine âşık olması, James Joyce’un hiçbir zaman “Ulysses”i okumayan karısının nasıl biri olduÄŸu, Cemal Süreya’nın Kadıköy sahilinde yürürken her an karşıdan Fazıl Hüsnü gelebilir düÅŸüncesiyle ceketini ilikleyerek gezmesi, Turgut Uyar’ın, ardında kendi el yazısıyla oluÅŸturulmuÅŸ hiçbir metin bırakmama ilkesi gibi ilginç bilgilerin ne kadarı edebiyatla iliÅŸkilidir? Önemli olan ----.

 

Bu parçada boÅŸ bırakılan yere düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisi getirilebilir?

 

 A) bir yazarın yaÅŸam öyküsünün, yazarın yaratılarını yorumlamada ne kadar etkili olduÄŸudur

B) kendiyle ilgili bu yazıları başkalarına bırakmayıp yazarın kendinin yazmasıdır

C) bir yazarı yazmaya yönlendiren kiÅŸisel düÅŸ kırıklıklarının doÄŸru bir biçimde verilmiÅŸ olmasıdır

D) bu tür yazılarda okurun ilgisini çekecek bilgilerin verilmesidir

E) bu bilgilerin, birçok kaynaktan araÅŸtırılıp doÄŸruluÄŸu denetlendikten sonra verilmesidir.

20.  Okumayan bir insan, sadece tek bir yaÅŸam sürmüÅŸtür. Oysa ben Napolyon’un, Sezar’ın, Dartanyan’ın yaÅŸamlarıyla kendi yaÅŸamımı zenginleÅŸtirdim. Bu nedenle, gençleri kitap okumaları konusunda her zaman yüreklendiriyor, yönlendiriyorum, çünkü bu, tek boyutlu kiÅŸilikten kurtulmanın en etkili yoludur. Böylece, ---- bu müthiÅŸ bir ayrıcalıktır.

 

Bu parçada boÅŸ bırakılan yere düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisi getirilebilir?

 

A) tarihsel olaylara ilgi duyarsınız

B) ülkeleri tanıma isteÄŸiniz artar

C) değişik yaşantılar edinmiş olursunuz

D) insanları daha çok sevebilirsiniz

E) sorumluluk duygunuz geliÅŸip güçlenir

 

 

 

 

 

21.  ----. Montaigne’in kendine dönük, söyleÅŸi havasında, geliÅŸigüzel yazılmış duygusu uyandıran; Bacon’ın ise nesnel, özlü, betimleyici denemeler yazdığı söylenir. Ä°ki denemecinin yalnızca biçeminin deÄŸil, bakıp yorumladıkları dünyanın da farklı olduÄŸu görülebilir. Montaigne’in, denemelerini, “kendi benliÄŸini anlamak için” oluÅŸturduÄŸu, Bacon’ınsa “deÄŸiÅŸik alanlarda edindiÄŸi gözlem ve deneyimleri insanların yararlanabileceÄŸi bir bilgelikle” yazdığı, denemelerinden anlaşılmaktadır.

 

Bu parçanın başına düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisi getirilemez?

 

A) Denemenin dokusu yazardan yazara deÄŸiÅŸir B) Her denemecinin anlatım biçimi kendine özgüdür

C) Denemenin konuşma tadı taşıması dilin kullanımıyla ilgilidir

D) Her denemecinin bir çıraklık bir de ustalık dönemi vardır

E) Deneme, kiÅŸiselliÄŸe dayalı, rahat okunan bir yazı türüdür

 

 

 

 

 

 

 

 

 

22.  TaÅŸa çalınmış bir nara benzetirim dilimizi. EÅŸsiz parıltılar saçan bazı taneleri kaybolmuÅŸtur bu narın, bazı taneleri unutulmuÅŸtur. Bu benzetmeden yola çıkarak ÅŸunları söyleyebilirim: Sokaklar, caddeler, ağızlar ve gönüller yavaÅŸ yavaÅŸ benim bilmediÄŸim sözcüklerle doldu. Bende en küçük anısı bile olmayan, derinliÄŸini göremediÄŸim sözcükler bunlar: “sunucu” spiker, “gösteri adamı” showman, “iÅŸ hanı” plaza, “yıldız” star, “çarpıcı haber” flaÅŸ haber oldu söz gelimi. Daha da önemlisi “paÅŸa”yı pasha, “efendi”yi efendy, “evet”i ewet biçiminde yazan bir kuÅŸak çıktı ortaya.

 

Bunları söyleyen kiÅŸi aÅŸağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?

 

A) Dil kurallarının geçerliÄŸini yitirmesinden

B) Dil bilincinin zayıflamasından

C) Sözcüklere farklı anlamlar yüklenmesinden

D) AnlamdaÅŸ sözcüklerin birlikte kullanılmasından

E) Yabancı sözcüklerin doÄŸru yazılmamasından

 

  23.  Dil, tarih, edebiyat, hukuk, din, ekonomi, tarım, aile yapısı gibi birçok öge, kültür kavramı içinde yer alır. Bu baÄŸlamda kültür, bir ulusu oluÅŸturan toplumun ayrılmaz parçasıdır. Ulusların geliÅŸmiÅŸlik düzeyiyle kültür arasında çok sıkı bir etkileÅŸim vardır. Çünkü kültür bir aÄŸaç fidesindeki, bir çiçek tohumundaki öz gibi, toplumu bir arada ve canlı tutan, geliÅŸtiren bir etkendir. SaÄŸlıklı bir toplumsa zamanın getirdiÄŸi yenilikleri, kendi öz deÄŸerleriyle kaynaÅŸtırarak yol alır. Ä°ÅŸte bu yönden Atatürk döneminde gerçekleÅŸtirilen devrimler de bu amaca yönelik yenileÅŸtirme, geliÅŸtirme atılımlarıdır.

 

Bu parçadan kültürle ilgili olarak aÅŸağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

 

A) Uluslararası iliÅŸkilerde gözetilmesi gereken nitelikler taşıdığı

B) Toplumsal yapıyı kuran deÄŸerler bütünü olduÄŸu

C) Toplumların geliÅŸip deÄŸiÅŸmesinde önemli bir güç olduÄŸu

D) Bireyleri birbirine baÄŸlayan özellikler içerdiÄŸi

E) KoÅŸullara göre deÄŸiÅŸime uÄŸrayabileceÄŸi

 

 

 

 

24.  DüÅŸünme üzerine söylenmiÅŸ ne kadar çok söz var! O sözlerden biri ÅŸöyle: “Uyanan düÅŸünce bir daha uyumaz.” Öyle midir? Bilinir ki nice uyanan düÅŸüncenin bir yolu bulunarak uyutulduÄŸu çok olmuÅŸtur. DüÅŸünceyi yücelten bir söz daha: “Ölümsüz olarak bildiÄŸim tek ÅŸey, düÅŸüncedir.” Bu söz için de “Evet, doÄŸru.” diyesim gelmiyor. Tarihe baktığımızda nice düÅŸüncenin yozlaÅŸtırılıp yok edildiÄŸini gördüÄŸümüz için... Konfüçyüs ise düÅŸünmenin bir baÅŸka yönüne vurgu yaparak “DüÅŸünmeden öÄŸrenmek, vakit kaybetmektir.” diyor. Evet, düÅŸünme ama hangi düÅŸünme? Biz eleÅŸtiren ve yargılayan bir düÅŸünmeden yanayız.

 

Bu parçadan düÅŸünmeyle ilgili olarak aÅŸağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

 

A) Belirli kalıplar içinde dondurulamayacağı

B) Farklı yaklaşımlara göre farklı anlamlar içerebileceÄŸi

C) Savunanların yanı sıra engellemeye çalışanların da olabileceÄŸi

D) Sorgulayıcı bir nitelik taşıması gerektiği

E) ÇaÄŸdaÅŸlığın yolunu açma gücü taşıdığı

 

 

25.  Bu kitapta okur, zaman zaman esprili, zaman zaman da son derece duygusal ama her durumda sade bir anlatım üzerinde ilerliyor. Okuru hiçbir zaman yormuyor bu aÅŸk ve insan odaklı öyküler. Bunların çoÄŸunda hüzün saklı. Öykülerin kahramanı olan kadınlar tüm kırılganlıklarıyla çiziliyor. Kentli ve kültürlü, iyi eÄŸitim almış bu kadınların pek çoÄŸu, aslında içlerinde saklı olan gücü fark edebiliyor yeri geldiÄŸinde. Son derece basit bir olay örgüsü çevresinde insan hâllerini, aÅŸk karşısında yaÅŸananları, yalnızlıkları, düÅŸ kırıklıklarını ve küçük mutlulukları kaleme alıyor yazar.

 

Bu parçada sözü edilen öykülerde aÅŸağıdakilerden hangisi yoktur?

 

A) Ä°nce anlamlı güldürücü sözler

B) Duyguları devindiren bir doku

C) Her kesimden seçilmiÅŸ kahramanlar

D) Süsten arınmış bir anlatım

E) DeÄŸiÅŸik yönleriyle yansıtılan kadınlar

 

 

 

 

 

 

 

26.  Sabahattin Ali, olayları kesin sonuca baÄŸlamaktan kaçınan, okurun kafasında bir ufuk açıp bırakan öyküler yazar. Yani o döneme kadar alışılmış olanın dışına çıkan, Çehov’un “durum öyküsü” diye anılan öykü tarzının etkileri görülür öykülerinde. Zaman zaman da, Maupassant’ın geliÅŸtirdiÄŸi, bizdeyse Ömer Seyfettin’in öncülük ettiÄŸi “olay öyküsü” tarzının izlerine rastlanır.

 

Bu parçaya göre aÅŸağıdakilerden hangisi söylenemez?

 

A) Çehov ve Maupassant’ın öykü türüne yenilikler getirdiÄŸi

B) Sabahattin Ali ile Ömer Seyfettin’in öyküye bakış açılarının bire bir örtüÅŸmediÄŸi

C) Yazarlar arasında etkileşim olabileceği

D) Sabahattin Ali’nin öykülerinde olay ve durum öyküsü özelliklerinin görüldüÄŸü

E) Yazarların öykü türünü daha çok yeÄŸlediÄŸi

 

 

 

 

 

27.  Türkçenin yeterince ayrımına varılmamış bir özelliÄŸinden, yoÄŸunlaÅŸtırma gücünden ustaca yararlanıyor bu yazarımız. Yapıtlarındaki duygusal ve düÅŸünsel derinlik de buradan geliyor büyük ölçüde. Çünkü az sözle çok ÅŸey anlatma yoludur yoÄŸunlaÅŸtırma, anlatımda ÅŸiirselliÄŸin damarını yakalamadır. “DüÅŸüncenin canı kısa sözdedir.” yargısına baÄŸlı kalmadır.

 

AÅŸağıdaki cümlelerden hangisi bu parçada anlatılanlara örnek oluÅŸturmaz?

 

A) Zamanı öldürerek kendi ölümünü hazırlayan ne çok insan var ÅŸu yeryüzünde.

B) Ä°nsanları fiziksel özellikleriyle deÄŸerlendirmenin yanlışlığı çokça yinelenir.

C) YaÅŸamını güzelliklerle dokumayan insanın ömrü, yaÅŸarken tükenmiÅŸ demektir.

D) Sabrın ülkesinde soluk alıp vermeyen bir sanatçı, adını gelecek kuÅŸaklara bırakamaz.

E) Acıların ateşinde pişmeyen insan, bu duyarsızlık ortamında nasıl ayakta kalabilir ki.

 

 

 

 

 

28.  Ä°lk ortak çalışmamızda onun kimi özelliklerinin ayrımına varmıştım. Hem zengin bir yazınsal birikimi vardı hem de bilinçli bir okurdu. Ä°lyada, Don KiÅŸot, Hamlet, Suç ve Ceza, Yabancı gibi baÅŸyapıtlar derin izler bırakmıştı onda. Sık sık anıyordu bu yapıtları. Öte yandan yokluk ve yoksullukla geçen çileli, örselenmiÅŸ bir çocukluk dönemi yaÅŸamıştı. O yaralı çocukluk günlerini anlatmaktan hiç çekinmiyordu, çekinmek ÅŸöyle dursun anlatırken kahkahalarla gülüyor, az sonra gözleri buÄŸulanıyordu. Aslında anlattıkları hiç de gülünç deÄŸildi. Dinlerken içim burkulur, aÄŸlamamak için zor tutardım kendimi. Kahkahalarının tınısında nasıl bir duygu gizliydi? Haz mı, acı mı, öç alma mı? Ayıramazdım bir türlü.

 

Bu parçada anlatılan kiÅŸi aÅŸağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?

 

A) Neyi niçin okuduÄŸunu bilen

B) Duygusal bir kiÅŸiliÄŸi olan

C) OkuduÄŸu yazarlara benzemeye çalışan

D) Önemli yapıtlardan etkilenen

E) YaÅŸadıklarını hiç deÄŸiÅŸtirmeden anlatan

 

 

 

29.  O, dil duyarlığı geliÅŸmiÅŸ öykücülerimizden biridir. YaÅŸamı deÄŸiÅŸik boyutlarıyla yansıtmayı amaçlar. Öte yandan öykülerinde dili, bir araç olarak görmez. Yazarken dilin olanaklarını belirli amaçlar doÄŸrultusunda zorlar, bu yolla yeni söylem biçimleri araÅŸtırır. Bunu yazarlığın ve yaratıcılığın doÄŸal bir iÅŸlevi olarak görür. YoÄŸun, çok katmanlı, çaÄŸrışımlı bir anlatım oluÅŸturma çabası içindedir. Dilin, yeni duyguları, yaÅŸantıları yansıtabilmesi için farklı sözcükler seçmekten ve sözcüklere yeni anlamlar yüklemekten çekinmez. Bütün bunları yazarlığın temel koÅŸulu sayar, yazdıklarını bu doÄŸrultuda biçimlendirir.

 

Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak aÅŸağıdakilerden hangisine deÄŸinilmemiÅŸtir?

 

A) Dile yaklaşımına

B) YaÅŸananlara farklı açılardan baktığına

C) Ä°ÅŸinin bilincinde olduÄŸuna

D) Anlatımını geliÅŸtirmeye çalıştığına

E) Ä°lginç konular seçtiÄŸine

 

 

 

 

 

30.  Kimi çaÄŸdaÅŸ yazarların hoÅŸ bir tutumu var. Önce bilinen bir kliÅŸeyi alıp yazdıkları öykünün çıkış noktası yapıyorlar. Siz okur olarak “Eyvah!” der demez, satırların arasında verilen ustalıklı ve incelikli anlatımlar sizi bambaÅŸka bir ÅŸölene çağırıyor. Ama öyle dil oyunlarının, bilinç akışı gibi metnin anlaşılmasını güçleÅŸtiren yöntemlerin kullanıldığı bir ÅŸölen deÄŸil bu. Ä°nsanların davranışlarını yönlendiren ögeleri seçiyor, bunları çarpıtmadan çaÄŸdaÅŸ insanın tutkularıyla bizi yüz yüze getiriyor. Üstelik her ÅŸey yalın ve usulca söz söylemeye dayalı.

 

Bu parçada sözü edilen yazarların yapıtlarıyla ilgili olarak aÅŸağıdakilerden hangisi söylenemez?

 

A) Anlaşılması çaba gerektiren nitelikler taşıdığı

B) Özgün olmayan konulardan yola çıktığı

C) Belirli teknikleri kullanmaktan kaçındığı

D) Anlatılanların beklentilere ters düÅŸtüÄŸü

E) Karakterleri kendi gerçeklikleri içinde yansıttığı

 

 

​

CEVAP ANAHTARI

 

1-D 

2-C 

3-A 

4-B 

5-E 

6-D 

7-B 

8-A 

9-E 

10-C 

11-D 

12-B 

13-A 

14-E 

15-C 

16-B 

17-D 

18-E 

19-A 

20-C 

21-D 

22-B 

23-A 

24-E 

25-C 

26-E 

27-B 

28-C 

29-E 

30-A

bottom of page