google.com, pub-1772441188610312, DIRECT, f08c47fec0942fa0 2013 Üniversite Sınavında Çıkmış Dil Bilgisi Soruları I dinledebiyat
top of page

Sözlük hazırlamanın en güç yanı sözcükleri anlam kayganlığından kurtarma, onları belli bir yere oturtmadır. Bu da ancak Samuel Butler’in dediÄŸi gibi onların belirsiz yanlarını söz duvarlarıyla kuÅŸatmakla gerçekleÅŸebilir.

 

1-Bu cümledeki altı çizili sözle, sözcüklere yönelik olarak ne yapıldığı anlatılmıştır?

 

A) Tanımsal sınırlar koyulduğu

 

B) Birbirlerinden etkileniÅŸlerinin gösterildiÄŸi

 

C) ÇaÄŸrışımsal deÄŸerlerinin belirtildiÄŸi

 

D) ZenginleÅŸtirme yollarının açıklandığı

 

E) Kullanım sıklığının yansıtıldığı

 

 

Bazı insanlar yapabileceklerinin farkında olmadan, sürekli bir özgüven eksikliÄŸi içinde yaÅŸarlar. Bazıları da abartılı bir özgüvenle, hayatta her ÅŸeyi baÅŸarabileceklerine, her alanda en iyi olduklarına inandırırlar kendilerini. Oysa insan kendisine içbükey veya dışbükey aynada deÄŸil, düz aynada bakmalıdır.

 

2- Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

A) Ä°nsanın kendisine güvenerek baÅŸladığı her iÅŸte baÅŸarılı olması mümkündür.

 

B) Ä°nsan, her alanda kendisinden daha üstün birilerinin olabileceÄŸini unutmamalıdır.

 

C) YaÅŸamda mutlu olmak için olumsuzluklar karşısında direnmeli, önüne çıkan engelleri sabırla aÅŸmaya çalışmalıdır.

 

D) Ä°nsan, yeteneklerinin sınırlarını gerçekçi bir tutumla belirlemeli, kendisini tarafsız bir gözle deÄŸerlendirmelidir.

 

E) İnsanlar, hayattaki olumsuz durumları da olumlu durumlardaki gibi olgunlukla karşılamalıdır.

 

 

​

​

​

 

L. Frank Baum, bu dünyadan geçerken öyle derin

                                               I

izler bıraktı ki yaşamanın değerini milyonlarca kez

               II                          III

kanıtlamış oldu. Bu ölümsüz yazarın eli deÄŸdiÄŸi

                                                                 IV

anda çocuk edebiyatı yeÅŸermeye baÅŸladı .

                                        V

 

3- Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinde mecazlı bir söyleyiÅŸ yoktur?

 

A) I.  B) II.            C) III.            D) IV.            E) V.

​

​

​

​

​

2011’in sonuna doÄŸru gösterime giren bu film, geleneksel sinemanın kullandığı tekniklere baÄŸlı kalmadan, bir hayatta kalma savaşımını insanda yoÄŸunlaÅŸarak anlatıyor.

 

4- Bu cümleden söz konusu filmle ilgili olarak aÅŸağıdakilerin hangisi çıkarılabilir?

 

A) Belirli bir izleyici kitlesine seslenmek amaçlanmıştır.

 

B) Yeni çekim yöntemlerine baÅŸvurulmuÅŸtur.

 

C) Bugüne deÄŸin beyaz perdeye taşınmamış bir sorun iÅŸlenmiÅŸtir.

 

D) Oyuncuların gösterdiÄŸi baÅŸarıyla çok boyutlu bir yapı kazanmıştır.

 

E) Yılın çok izlenen filmleri arasında yerini almıştır.

 

 

 

 

​

 

 

Klasik eserleri okumaya en çok, kendi yazdıklarımı tekrar ettiÄŸimi hissettiÄŸim zamanlarda ihtiyaç duyarım.

 

5- AÅŸağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?

 

A) Kimi eserlerin her dönemde okunurluÄŸunu sürdürdüÄŸü bilinir.

 

B) Bir yazarın, okuduklarından etkilenmeden yazması mümkün deÄŸildir.

 

C) Her eser, baÅŸka metinlerden alınan parçalarla renklenen bir tablodur.

 

D) Yazar, benzer ürünler ortaya koymaktan kaçınmak istiyorsa yazdıklarını ara sıra gözden geçirmelidir.

 

E) Çağını aÅŸmış eserleri okuma, yaratıcılığı besleyen bir etkinliktir.

 

 

Bir gazeteci, söyleÅŸi yaptığı kiÅŸinin rahatsız olabileceÄŸi bir soruyu, kendisiyle soru arasına mesafe koyarak üçüncü kiÅŸilerin aÄŸzından sormalıdır.

 

​

​

​

​

6- Aşağıdakilerden hangisi bu ilkeye dikkat edilerek hazırlanmış bir sorudur?

 

A) Çok önemli iki ödül almasına raÄŸmen son romanınızın çok satılmamasının nedeni ne olabilir?

 

B) Bazı eleÅŸtirmenler son romanınızın bazı bölümlerinin bir Alman yazarın romanından alındığını iddia ediyor, bu konuda ne düÅŸünüyorsunuz?

 

C) Eserlerinizde soyut konuları ele alışınızın okuyucuyu yorduÄŸunu düÅŸünmüyor musunuz?

 

D) Bazı yazarlarımızın dediÄŸi gibi “KeÅŸke yayımlamasaydım!” diye düÅŸündüÄŸünüz yazılarınız oldu mu?

 

E) Eserlerinizde aynı konuyu işleyip durmaktan kurtulamamanızı neye bağlıyorsunuz?

 

 

 

 

​

Şiir, yalnızca acıları, yoksunlukları, mutsuzlukları dile getirmemelidir. ----?

 

7-Bu sözler aÅŸağıdakilerden hangisiyle sürdürülemez?

 

A) Gerçekte de sevinçle hüzün, ölümle yaÅŸam yan yana karşımıza çıkmaz mı?

 

B) Türk halk müziÄŸinde uzun havalardan sonra oyun havalarına geçilmez mi?

 

C) Okuyucunun şiirden alacağı hazzı sınırlamaya gerek var mı?

 

D) Günümüzde insan yaÅŸamının trajik yönlerini yansıtan eserler de ilgi çekmiyor mu?

 

E) Şiir okuyucusunu karamsarlığa itmenin bir anlamı var mı?

 

 

 

 

(I) Antakya’daki kazılarda Geç Hitit Dönemi’ne ait olduÄŸu düÅŸünülen kalıntılar ortaya çıkarıldı.

(II)Buluntular arasında eÅŸsiz, anıtsal boyutlarda bir insan figürüyle kabartmalı bir sütun altlığı yer alıyor.

(III)Bazalttan yapılan her iki eserin de kaleye giriÅŸi saÄŸlayan yapı kompleksi boyunca uzanan, yüzeyi taÅŸ döÅŸeli koridorun altına gömüldüÄŸü düÅŸünülüyor. (IV) Bel hizasının hemen üstünden baÅŸ kısmına kadar olan yüksekliÄŸi 1,5 metreye ulaÅŸan figür, dik duran bir insanı canlandırıyor. (V) Toplam boyu, büyük olasılıkla 3,5-4 metreyi bulan sakallı erkek figürünün, gözleri siyah ve beyaz taÅŸlardan yapılmış.

 

8- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde betimleyici ögelere yer verilmemiÅŸtir?

 

A) I.         B) II.        C) III.       D) IV.      E) V.

 

 

 

​

 

 

(I) Åžiirleri çeÅŸitli dergilerde yayımlanan bir ÅŸairimiz…(II) Ä°kinci kitabıyla tekrar okuyucunun karşısında. (III)    Açık ve yalın anlatımlı, kısa dizelerden oluÅŸan ÅŸiirlere imza atmış. (IV) Sanatçının bu kitabındaki tüm ÅŸiirleri yine okuyucunun duyumsama ve düÅŸ kurma yetilerini harekete geçiriyor. (V) Åžair, ÅŸiirleriyle okuyucuyu kimi zaman yoÄŸun karanlıkların içine, kimi zaman da aydınlık gündüzlere götürüyor.

 

9-Bir ÅŸairden ve ÅŸiirlerinden söz edilen bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aÅŸağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

 

A) I. cümlede, okurların beÄŸenisini kazandığı üzerinde duruluyor.

 

B)  II. cümlede, kimi ürünlerini bir araya topladığı belirtiliyor.

 

C) III. cümlede, ÅŸiirlerinin dil ve biçim özellikleri dile getiriliyor.

 

D) IV. cümlede, iÅŸlev yönünden önceki ÅŸiirleriyle benzerliÄŸi olduÄŸu sezdiriliyor.

 

E) V. cümlede, ÅŸiirlerde birbirine karşıt durumların iÅŸlendiÄŸinden söz ediliyor.

 

 

 

 

 

 

(I) ABD’li bilgisayar uzmanı Scott Fahlman tarafından bulunan ve Ä°nternet’in vazgeçilmezlerinden olan gülen surat (smiley) tam 30 yaşında. (II) Fahlman, duyguların yazı dilinde ifade edilmesini kolaylaÅŸtırmak için iki nokta ve parantez iÅŸaretlerini kullanarak bir ifade oluÅŸturdu.

(III) Bu “gülen surat”ı ilk olarak üniversitenin e-posta listesine yolladığı bir notta kullandı. (IV) Fahlman, öÄŸrencilere ve çalışma arkadaÅŸlarına ÅŸöyle yazdı: “Åžaka yaptığınızı belirtmek için ÅŸunu kullanmayı öneriyorum: :-)” (V) Kısa zamanda kabul gören bu mutluluk ifadesini bugün Ä°nternet’te yazışırken sıklıkla kullanıyoruz.

(VI) Mutluluğumuzu artık bununla ifade ediyoruz.

 

10- Gülen suratın (smiley) anlatıldığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aÅŸağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

 

A) I. cümlede, kaç yıl önce ortaya çıktığı açıklanmıştır.

B) II. cümlede, yeniliÄŸin hangi amaçla ortaya konduÄŸu belirtilmiÅŸtir.

C) IV. cümlede, önerisini kimlerle paylaÅŸtığı dile getirilmiÅŸtir.

D) V. cümlede, bir saptama yapılmıştır.

E) VI. cümlede, iÅŸleviyle ilgili bir deÄŸiÅŸiklikten söz edilmiÅŸtir.

 

 

 

 

 

I. Hepimiz onu çocukça hareketlerine karşın çok severdik.

II. Anlatacaklarımı güzelce dinle de ondan sonra iÅŸini yapmaya baÅŸla.

III. Daha önceki çalışmaları incelemedikleri sürece iyi bir proje hazırlamaları imkânsız görünüyor.

IV. Alfabesinin zorluÄŸu, Japonca öÄŸrenmeyi güçleÅŸtiren bir etken.

V. Konuyla ilgili geniÅŸçe bir rapor hazırlayıp önümüze getirmiÅŸti.

 

11- Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerindeki altı çizili sözcükler tür bakımından aynıdır?

 

A) I. ve III.             

B) I. ve V.              

C) II. ve III.

D) II. ve V.             

E) IV. ve V.

 

 

 

 

Yeşil, upuzun kavaklıklar geride kalıyor. Uzaktan,

                  I

 

kaleye sırtını dayayan kocamış konaklar,

                               II

 

çıplak, boz renkli tepeler görünüyor.

              III

 

Konak balkonlarının korkulukları, Doğu masallarından

                          IV

 

ödünç alınmışçasına büyüleyici. Renkler her ayrıntıyı

                                                                      V

 

belirginleÅŸtiriyor sanki; aÄŸaçlar yeÅŸil, ÅŸehir kahve, kale

 

siyah.

 

12-Bu parçadaki altı çizili tamlamalardan hangisi, tür bakımından ötekilerden farklıdır?

 

A) I.              B) II.             C) III.           D) IV.           E) V.

 

 

 

Eskiden ülkelerin zenginliÄŸinin ölçütü, sahip olunan toprak ve doÄŸal kaynakların miktarıydı; zenginleÅŸmenin yolu, daha geniÅŸ topraklara hükmetmekten geçiyordu. 20. yüzyılın ikinci yarısında bilimsel araÅŸtırmalara ağırlık verilmesiyle bu anlayış deÄŸiÅŸti, bilgi üretimi önem kazandı.

 

13-Bu parçada aÅŸağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?

 

A) Ünlü düÅŸmesi 

B) Ünsüz yumuÅŸaması

C) Ulama               

D) Ünsüz benzeÅŸmesi

E) Ünlü türemesi

 

 

 

 

 

 

(I) Almanya’nın Berlin kentinde bir kooperatif “Devrilen AÄŸaçlardan Halk Kitaplığı Yapma Kampanyası” baÅŸlattı. (II) Bu kampanyaya katılmak isteyenler, fırtınadan veya yaÄŸmurdan devrilen aÄŸaçların gövdelerini raf ÅŸeklinde oyup bunları kaldırımlara yerleÅŸtiriyorlar. (III) Raflara, takas edilecek kitapları koyuyorlar. (IV) Berlin halkı da içlerinden okumak istediklerini alıp yerine kendi kitaplarından birini bırakıyor. (V) Bu, “EÄŸitim Ä°çin Sürdürülebilir GeliÅŸme Projesi”nin bir parçası olarak devlet tarafından desteklenen bir kampanyadır.

 

14-Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aÅŸağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

 

A) I. cümle, içinde belirtisiz nesne olan bir fiil cümlesidir.

B) II. cümle, özne ve yüklemden oluÅŸan kurallı bir cümledir.

C) III. cümle, nesnesi sıfat tamlaması olan birleÅŸik bir cümledir.

D) IV. cümle, içinde isim tamlaması bulunan olumlu bir cümledir.

E) V. cümle, yüklemi ek eylemle çekimlenmiÅŸ bir cümledir.

 

 

 

 

 

 

“Rüyaları gerçekleÅŸtirmenin yolu, uyanıvermektir uykulardan.” demiÅŸ bir düÅŸünür. Öyleyse ne duruyoruz, hemen silkinip kalkalım yumuÅŸak yataklarımızdan!

 

15-Bu parçada, aÅŸağıdakilerden hangisi yoktur?

 

A)            Tezlik fiili

B)            Zarf-fiil

C)            Sıfat-fiil

D)            Ä°stek kipiyle çekimlenmiÅŸ fiil

E)            Åžimdiki zamanla çekimlenmiÅŸ fiil

​

​

​

​

​

Eserlerinde kullandığı özgün biçimler ve canlı renklerle, deÄŸiÅŸimin birey üzerindeki etkilerini yansıtıyor.

​

16-Bu cümleyle ilgili olarak aÅŸağıdakilerden hangisi yanlıştır?

 

A)            Çatısı bakımından etkendir.

B)            Nesne, isim tamlamasından oluÅŸmaktadır.

C)            Fiilden isim yapma eki almış sözcük vardır.

D)            Bulunma durumu eki almış sözcük vardır.

E)            Ä°yelik eki alan sözcük yoktur.

 

 

 

​

Fast-fooda karşı hâlâ direnen(,) her zaman sevilerek

                                               I

yenen yiyeceklerden biridir balık ekmek. Denizin

 

kirlenmediÄŸi(,)     balığın bol ve ucuz olduÄŸu (,)BoÄŸaz’dan

                    II                                                 III

çıkan palamutların kasaları doldurduÄŸu eski zamanlarda

 

balık ekmek satıcıları (,)yalnızca kıyıya yanaştırılmış

                                   IV

sandallarda değil, mahalle meydanlarında (,)futbol

                                                                    V

maçlarının olduÄŸu günlerde stadyumların kapılarında da

 

görülürdü.

 

17-Bu parçadaki numaralanmış virgüllerden (,) hangisi, diÄŸerlerinden farklı bir görevde kullanılmıştır?

 

  1. I.

  2. II.

  3. III.

  4. IV.

  5. V.

 

 

 

Kaplumbağalar, roman kişileri ve kullanılan dil

 

bakımından Fakir Baykurt’un, aynı zamanda köy

 

edebiyatının başyapıtlarından biri olarak okunmalıdır.

                                   I

Kahramanların gerçekliÄŸinin yanı sıra, dilleri de

                                                    II         III

kiÅŸiliklerini adım adım oluÅŸturan yetkinliktedir. Ayrıca,  

                                                           IV

çok sayıda romanı ve öykü kitabı yayımlanmış herhangi bir

                                                                                V

 yazarı, KaplumbaÄŸalar gibi bir roman bile ölümsüzleÅŸtirebilir.

 

​

18-Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

​

 

 A) I         B) II            C) III          D) IV             E)  V.

​

​

​

 

Diller yeÅŸerdikleri kültürle büyüyor, onunla zenginleÅŸiyor.

 

Öyleki dillerin ölümüyle kültürler de yitip gidiyor ve

   I                                               II

bu yok oluş yalnızca o dili konuşan insanları değil,

          III

dünyayı da etkiliyor. Her on dört günde bir içlerinden

                                            IV

biri daha sessizliÄŸe doÄŸru uÄŸurlanan diller, dünya

 

mozaiÄŸinin bir parçasını da beraberinde götürüyor.

       V

 

19- Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı

yanlıştır?

 

A) I.         B) II.         C) III.           D)  IV.           E) V.

 

 

 

 

 

 

20- AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluÄŸu vardır?

 

  1. Kurallara uymamakta ısrar ediyorsun.

  2. Bu davranışımı tehdit olarak algıladığını belirtiyorsun.

  3. Yaptıklarınla herkesi şaşırtmaya devam ediyorsun.

  4. Bu sözlerinle beni sinirlendirmek için çalışıyorsun.

  5. SorduÄŸun sorularla konuyu baÅŸka bir yere çekmeye çalışıyorsun.

 

 

 

 

 

 

 

(I) Ä°ngiliz ÅŸairi Browing; sayfa sayfa, her kelimesini ayrı ayrı inceleyerek sözlük okurmuÅŸ. (II) Sözlükte öÄŸütler, eÄŸlendirici ÅŸeyler de bulurmuÅŸ. (III) Hatta bu çalışmaya romantik bir yön de katar, ay ışığında oturup bir bir çevirirmiÅŸ sözlüÄŸün sayfalarını. (IV) Bizde sözlükler, kütüphanelerin en kuytu köÅŸelerinde uyuklayarak ömür tüketir. (V) Günler ve geceler boyu “Bilinmeyen bir kelime çıksın da hatırlanalım.” diye dua ederler âdeta. (VI) Sözcüklerin bu uzun ve sessiz bekleyiÅŸleri iki kapak arasında geçer.

 

21- Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci paragraf hangi cümleyle baÅŸlar?

 

 

A) II.         B) III.         C) IV.           D)  V.           E) VI

​

​

​

​

Cevap Anahtarı

​1. A
2. D
3. C
4. B
5. E
6. B
7. D
8. A
9. A
10. E
11. B
12. D
13. E
14. B
15. C
16. E
17. D
18. B
19. A
20. D
21. C
22. B
23. A
24. E
25. C
26. A
27. E
28. D
29. B
30. C
31. A
32. D
33. E
34. C
35. B
36. A
37. C
38. E
39. D
40. C

​

2013 YGS'deÇıkmış  Dil Bilgisi sorularını    pdf formatında görüntülemek ve indirebilmek için tıklayınız...

2013  YGS Çıkmış Türkçe Soruları

Dünyanın yedi harikası olur da üç kıtada yüzyıllarca
hüküm sürmüÅŸ, altı yüzyılı aÅŸan varlığından geriye
olaÄŸanüstü bir kültür hazinesi bırakmış Osmanlının yedi
harikası olmaz mı? Gerçi tarihçiler, sanat tarihçileri ve
mimarlar varken en önemli yedi Osmanlı eserinin
hangileri olduÄŸuna ben karar verecek deÄŸilim. Ancak
okuduklarımdan ve gördüklerimden hareketle tamamen
kiÅŸisel bir beÄŸeni listesi oluÅŸturmamın önünde bir engel
yok sanırım. İşte benden Osmanlının yedi harikası:
Süleymaniye Külliyesi, Selimiye Camisi, Mostar Köprüsü,
Mağlova Kemeri, Kavalalı Mehmet Ali Paşa Camisi,
Kubbetü’s-Sahra, Hamidiye Çarşısı.


22-Bu parçada aÅŸağıdakilerden hangisi ağır
basmaktadır?


A) Öyküleyici anlatım
B) Tartışmacı anlatım
C) Betimleyici anlatım
D) Tanımlamadan yararlanma
E) Kanıtlayıcı veriler kullanma

 


YaÄŸmur yaÄŸarken gök gürlerse hiç korkmam. Ses olsun
yeter ki. KuÅŸlar ötüÅŸerek uçuÅŸsun gökyüzünde. Çaylar
ÅŸekerli olsun ki kaşıklar şıkır şıkır sesler çıkarsın.
KonuÅŸulacak bir ÅŸeyler olsun. Dost olsun, arkadaÅŸ olsun;
teyzeler, amcalar olsun. Evrenin boşluğuna bırakırken
kendimizi, avuçlarımızda sımsıcak kalbimiz olsun… Olsun,
her şey olsun ama sessizlik olmasın.


23- Bu parçanın anlatımında aÅŸağıdakilerden hangisi
yoktur?


A) Nesnel bir anlatımdan yararlanma
B) Birden fazla duyuya seslenme
C) PekiÅŸtirmeye baÅŸvurma
D) Yinelemelere yer verme
E) Devrik cümleye yer verme

 


Motorun burnu kıyıya dönük. Çok çok yirmisini yeni
geçmiÅŸ gösteren görevli, binme sırası gelene elini
uzatıyor. Genç erkekler, ellerini vermeden atlıyorlar.
Yardıma gereksinimi olmadığını düÅŸünen orta yaÅŸlılar da…
Kadınların çoÄŸu uzatıyor elini. Kolunu hızla yukarı kaldırıp
tuttuÄŸu eli bırakıveriyor görevli, hemen bir arkadakine
uzanıyor. Yardımsız binenler, onun yanından
atlayıveriyorlar. O zaman elini geri çekip bir sonrakine
uzatıyor görevli. Omzunu kastığı, gücünü koluna, bileÄŸine
topladığı anlaşılıyor yüzünden. Kimsenin yüzüne
bakmadan yapıyor bunları sanki.


24- Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aÅŸağıda
verilenlerden hangisi yanlıştır?


A) Olaylar oluÅŸ sırasına göre verilmiÅŸtir.
B) Tahmin söz konusudur.
C) Öznellik ağır basmaktadır.
D) Farklı cümle türleri kullanılmıştı

Uçsuz bucaksız bir dünyadır edebiyat. Ne kadar çok örnek
incelersek inceleyelim yine de yaptığımız, okyanusta bir
damla gibidir. Nicelik ve nitelik bakımından sonsuz sayıda
biricik eserle bezenmiÅŸtir bu uzay. Bunun için, Türk
edebiyatındaki birkaç ÅŸiire veya romana bakarak bu
edebiyata iliÅŸkin kapsamlı saptamalar yapmak mümkün
deÄŸildir.


25- Bu sözleri söyleyen bir yazardan aÅŸağıdakilerin
hangisini yapması beklenebilir?


A) Etkilendikleri eserleri ölçüt alarak sanatçıları
deÄŸerlendirmesi
B) Halit Ziya’nın romanlarından hareketle Türk
romanını tarihsel açıdan ele alması
C) AÅŸk kavramının Türk ÅŸiirindeki yerini, Ä°slamiyet’ten
önceki dönemden günümüze deÄŸin bütünüyle
incelemesi
D) Batı etkisindeki Türk edebiyatını Cumhuriyet
Dönemi Türk ÅŸiirinden baÅŸlatarak incelemesi
“Åžiirimizde vatan” konulu çalışmasını,
E) Namık Kemal’in bütün ÅŸiirlerini inceleyerek
oluşturması

 

 

 


Gombrich, “Sanat ve Bilim” baÅŸlıklı incelemesinde, sürekli
soru sormayı ve sordurmayı bilimsel tutumun doğal bir
gereği sayar. Soru sorulmadan yapılan sanat eğitiminin,
kendini yinelemeye yol açabileceÄŸinden söz eder. Ünlü
sanat kuramcısına göre, sanat alanındaki bilimsel
çalışmalar, yapılmışı yineleyerek deÄŸil, sanata özgü olan
bir tür serüven ruhundan, “bilinmeze adım atabilme
ruhundan” kendine yeni besin kaynakları bulabilir. Buna
karşılık sanatçıya da sanatta cesaretin her ÅŸey demek
olmadığını ancak eleştirel bir tutuma eşlik eden cesaretin
kiÅŸiyi gerçek baÅŸarıya götürebileceÄŸini öÄŸretebilir.


26- Bu parçada, sanat alanındaki bilimsel çalışmalarda
aÅŸağıdakilerden hangisi önerilmektedir?


A) Yenilikler ortaya koymak ve irdeleyerek çalışmak
B) Daha önceki bilimsel araÅŸtırmaları rehber
edinmek Sanatçının, ileriye yönelik giriÅŸimlerini
desteklemek
C) Sıra dışı konularda yazılmış eserlere gereken
deÄŸeri vermek
D) Ä°yi eserle yetersiz eserin farkını tarafsız biçimde
E) ortaya koymak

​

​

​

​

“Edebiyat dergilerinde sevmediÄŸin, sıkılarak okuduÄŸun
yazılar hangisidir?” diye sorsalar hiç düÅŸünmeden, “Belli
bir ÅŸiir kitabı üzerine yazılmış tanıtım yazılarıdır.” derim.
Sorun belki de bendedir ama bu tür yazıların neye göre
yazıldığını anlayamıyorum. Tanıtımı yapan iyi niyetli
yazar, genellikle ilgili ÅŸairin söz konusu kitabındaki
dizelerden esinle bir ÅŸeyleri duyumsatmaya, ÅŸairin ÅŸiir
dünyasına kendisi ile birlikte katılmaya çağırır bizi.
Kendince eklemeler de yapar o ÅŸiirlerde oluÅŸturulmaya
çabalanan etkileyici havaya. Ama söz konusu kitap,
okurca önceden okunmadığı, belki de tanıtıcı üzerine
aldığı iÅŸi gerektiÄŸi gibi yapmadığı için kitaba yönelik ilgi
oluÅŸturulamaz çoÄŸu zaman. ----.


27- Bu parçanın sonuna düÅŸüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?


A) Bu yazılarda ÅŸairi, ÅŸiir yazmaya yönlendiren etkenler
üzerinde de durulmalıdır
B) Bu nedenle okuyucunun ÅŸiir bilgisini
zenginleÅŸtirecek açıklamalara yer verilmelidir
C) Oysa tanıtma yazıları ÅŸiire dönük olmayan sorunlarla
ÅŸiÅŸirildiÄŸi için ilginçliÄŸini yitirir
D) Edebiyat dergilerinde tanıtım yazılarına az yer
verilmesi kitaplara duyulan ilgiyi azaltmaktadır.
E) Böylece okuyana eziyet eden, onu yoran, anlamsız
ve sıkıcı bir metin ortaya çıkar.

 

 

 

 

 

 

 


Bir sabah işinize giderken kırmızı ışıkta durdunuz ve
aracınızı tekrar çalıştıramadınız. Her insanın başına
gelebilecek bu sıradan olay için iki ayrı olasılığı
düÅŸünelim. Birinci olasılıkta arkadaki araçların ÅŸoförleri
kızgınlıkla kornaya basıyor, siz de bir kazaya yol açmamak
için kan ter içinde bu durumdan kurtulmaya
çalışıyorsunuz. Ä°kinci olasılıkta, arkanızdaki araçtan inen
bir taksi ÅŸoförü, bekleyen araçlara iÅŸaret ederek onların
yan ÅŸeritten devam etmelerini saÄŸlıyor. Araçlar sakince
geçtikten sonra yanınıza geliyor, birkaç yayayla birlikte
aracınızın yol kenarına çekilmesine yardımcı oluyor. Ne
siz ne de bir baÅŸkası gergin ve telaÅŸlı. Ä°ÅŸte bu örnekte
olduÄŸu gibi bir toplumun geliÅŸmiÅŸlik düzeyini belirleyen
asıl şey, ----.


28- Bu parçanın sonuna düÅŸüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?


A) sorunlara pratik çözümler bulmaktır
B) baÅŸka insanları zor duruma düÅŸürmemektir
C) yaptığımız hatanın sonucunu üstlenebilmektir
D) insanlar arasındaki iletiÅŸim biçimidir
E) kurallara uyarak sorunları ortadan kaldırmaktır.

 

 

 

 


Mutlu değil, yalnız ve tedirgindir. Kafasını meşgul eden bir
şeyler vardır daima. Her zaman eşikte yani ne bu tarafta
ne öbür tarafta olduÄŸu için katmerlenir ızdırabı. Uzun uzun
konuÅŸmalar hoÅŸuna gitmez. Zira her insan onu
anlamayacaktır. Kendisiyle kavga ederek kendisini
caddelere, bulvarlara, pasajlara atar. TelaÅŸ içinde
koşuşturan insanları, onların zamanın peşinden
koşuşlarını alaycı bir bakışla seyreder. Seyretmek, onun
için dünyadaki en güzel iÅŸtir.


29- Kahramanından böyle söz edilen bir
roman, aşağıdakilerden hangisini anlatıyor
olabilir?


A) Yaşanmışlık duygusu uyandırsın diye insanların
arasına karışan, hayatın içinden parçalar toplayan
gözlemci bir yazarı
B) Sürekli sorgulayan, söylediklerine bir anlam
verilemeyen, anlaşılması güç, özgür ruhlu, sıra
dışı bir adamın dünyasını
C) Hayatının son günlerini yaÅŸadığını düÅŸünen,
geçmiÅŸiyle hesaplaÅŸması bitmemiÅŸ mutsuz bir
ihtiyarı
D) Rahat bir yaÅŸam sürebilmek için yurt dışına gitmiÅŸ,
metropollerin uçsuz bucaksız kalabalığında özünü
kaybetmiÅŸ bir gurbetçiyi
E) Hayatı sadece çalışmak üzerine kurulmuÅŸ ve ömrü
hafta sonu tatillerini beklemekle yitip giden bir memuru
Sera gazlarının sıvılaşarak okyanuslara karışmasıyla
okyanuslardaki asit oranının gittikçe arttığı belirtiliyor.

 

 


1751 yılındaki tahminî okyanus yüzeyi pH’sinin 8,25 ve
2004 yılında ölçülen deÄŸerin 8,14 olduÄŸu, 2100 yılında
ise 7,85 olacağı tahmin ediliyor. Peki bu, sudaki hayatı
nasıl etkileyecek? Uzmanlar, asitleşen okyanuslardaki
balıkların, tehlikeli seslere karşı kayıtsız kalacağını
belirtiyor. Özellikle genç balıkların korkutucu sesten
uzaklaÅŸma içgüdüsünün sekteye uÄŸrayacağı
vurgulanıyor. Yapılan bir çalışmada, gittikçe asitleÅŸen
okyanus suyunun kimyasal yapısına benzer yapıya
sahip bir ortamda yetiÅŸtirilen genç palyaço balığının,
okyanusa yerleÅŸtirilen, sesler yayan bir hoparlöre doÄŸru
kayıtsızca yüzdüÄŸü gözlemlendi.


30- Bu parçadan aÅŸağıdakilerin hangisi çıkarılabilir?


A) Asit oranı yüksek okyanus suları, deniz canlılarında
fiziksel deÄŸiÅŸime neden olur.
B) Palyaço balığı, sese duyarlılık bakımından deniz
canlıları içinde en zayıf olanıdır.
C) Asit oranı yüksek okyanus suyu, balıkların ses
algılama yeteneklerini dolayısıyla savunma
reflekslerini olumsuz yönde etkilemektedir.
D) Sera gazları, atmosfere zarar verdiği gibi
okyanuslara karışarak deniz canlılarını da
zehirlemektedir.
E) Her balığın vücut yapısının, yaÅŸadığı ortama göre
ÅŸekillendiÄŸi ileri sürülmektedir.

​

​

​

​

Özellikle ilgi duyduÄŸum için sinema konusu üzerine çok
düÅŸünürüm. Bana göre, birisi bir ürün ortaya koyuyorsa ilk
koÅŸul ürünün teknik açıdan baÅŸarılı olmasıdır. Ancak
ondan sonra ürünün sanat açısından iyi mi, kötü mü
olduğu tartışılabilir.


31- Bu parçadaki düÅŸünceye en yakın görüÅŸ aÅŸağıdakilerden hangisinde vardır?


A) Yayımlanan romanlardan zaman ayırabildiklerimi ilk
on sayfasına kadar okuyor, onları üç ana özellik olan
dil, anlatım ve zaman bakımından
değerlendiriyorum. Olmamışsa devamını okuma
gereÄŸi duymuyorum.
B) Her kuÅŸak, edebiyatı biraz daha çaÄŸdaÅŸlaÅŸtırmıştır.
Çünkü dünya deÄŸiÅŸirken edebiyat da deÄŸiÅŸir. Buna
ayak uydurabilmek gerekir.
C) Bir dönemin sanatçıları güçlüyse oluÅŸturdukları
ürünler de yankı uyandırır, eleÅŸtirmenlerin
süzgecinden geçerek edebiyat tarihindeki yerlerini
alırlar.
D) Yazmaktan baÅŸka hiçbir ÅŸey düÅŸünmedim ve
kendimi geliÅŸtirmekten baÅŸka bir amacım olmadı hiç.
Bu kadar çok ödül almamı buna borçluyum.
E) Yazmaya yeni başlayan bir insanın, beğendiği
sanatçılara kurgu bakımından öykünmesi çok
doÄŸaldır. Önemli olan, yazdıklarının içerik
bakımından yenilikler taşımasıdır.

 

 

 

 

 


Bayan Jean Brodie’nin Baharı adlı romanın kahramanı
Bayan Brodie, Ä°skoçya’nın ıslak, puslu, eski ve soylu
ÅŸehri Edinburg’ta bir kız okulunda öÄŸretmendir. En güzel
ve en verimli yıllarını, seçtiÄŸi bir grup kız öÄŸrenciye
adayarak onları hem dönemin hem de okuldaki diÄŸer
öÄŸretmenlerin anlayışından farklı bir pedagojik anlayışla
eÄŸitmeye çalışmaktadır. Sınıfını sık sık bir aÄŸacın altına
götüren, burada ders iÅŸlediklerinin düÅŸünülmesini
sağlayacak şekilde kızların kitaplarını ellerinde
tutmalarını isteyen, tarih anlatması gerekirken önceki
yaz yaptığı Mısır gezisini anlatan, bazen nişanlısından
bahseden, bazen de kentin yoksul semtlerini tanıtan,
sanatsal etkinlikleri izlemelerini saÄŸlayan geziler
düzenleyen genç bir öÄŸretmendir Bayan Brodie.


32- Bu parçaya göre aÅŸağıdakilerden hangisi,
sözü edilen öÄŸretmenin bir özelliÄŸi olamaz?


A) EÄŸitimde kendine özgü yöntemler kullanan
B) YaÅŸamdaki kimi olguların anlatılarak deÄŸil görülüp
yaÅŸanarak öÄŸrenileceÄŸini düÅŸünen
C) YaÅŸam gerçeklerinin farkında olan
D) Kendi yaÅŸadığı olumsuzluklardan öÄŸrencilerin ders
çıkarmasını bekleyen
E) ÖÄŸretimin farklı ortamlarda sürdürülmesi gerektiÄŸini
düÅŸünen

 

 

 

 

 


Okumayı; televizyon izlemek, futbol oynamak gibi boş
zamanları dolduran eğlendirici bir iş olarak
deÄŸerlendirenlere söyleyecek sözüm yok. Onlarınki
okuma deÄŸil, oyalanmadır. Modaya uymak için raflarına
çok satan kitapları dizenlerin yaptığı da aynı ÅŸeydir.
Oysa her kitap bir okyanustur. Ben okyanusun
kıyısında gezinti yapmak yerine küçük teknesiyle
dalgalar arasında boÄŸuÅŸan gerçek okuyucunun
peÅŸindeyim.


33- Böyle diyen bir yazardan aÅŸağıdakilerden
hangisini söylemesi beklenmez?


A) Romanın, öykünün, denemenin labirentlerinde
dolaÅŸmayan okuyucu, sanatçının dünyasını
tanıyamaz.
B) Yazar, eseriyle okuyucusunu düÅŸüncenin
derinliklerine taşımaya çalışır.
C) Okurken yorulmayı göze alan okuyucu olmak
gerekir.
D) Birikimli okur, yazarın söylediklerinden,
söylemediklerini çıkarmaya çalışmalıdır.
E) Her edebiyat eseri, açık ve anlaşılır olmalı ki
okuyucu, yönünü bulabilsin.

 

 

 

 

 


Öykülerinde ağırlıklı olarak eski ile baÄŸlarını koparmış,
yeni ile de uyum saÄŸlayamamış bireyin, toplum içinde
yalnızlaÅŸmasını ve bir çöküÅŸe doÄŸru yol alışını anlatır.
Bu, bir anlamda topluma yabancılaşmış bireylerin
kaçınılmaz yazgısıdır. Toplumu, aileyi ayakta tutan
iç dinamikler, ahlaki özellikler kaybolmuÅŸ, bunların yerini
alması düÅŸünülen ÅŸeyler de bu boÅŸlukları
dolduramamıştır. Böylece toplumsal yapıda artık hiçbir
ÅŸeyi yerinde bulamayan birey, hastalıklı bir hâlde
“ortalıkta dönüp durmaktadır”. Bu yabancılaÅŸmaya kimi
bireyler çeÅŸitli baÅŸkaldırı yöntemleriyle karşı durmaya
çalışırlar. Ama bu karşı koyuÅŸlar, kiÅŸiyi, yanlış iÅŸleyen
toplumsal yapı içinde ezilmekten kurtaramaz. Birey,
dramatik bir kurban olarak olumsuz şartlarda yaşamanın
bedelini ağır bir ÅŸekilde öder.


34-Bu parçada tanıtılan yazar ve öykü kiÅŸileri ile
ilgili olarak aÅŸağıdakilerden hangisi söylenemez?


A) ÇoÄŸunlukla çevresinden ve deÄŸerlerinden kopmuÅŸ
olan bireyin tek başına kalışını işlemiştir.
B) Toplumla uzlaÅŸamayan, çatışma hâlinde olan kiÅŸilere
yer vermiÅŸtir.
C) Sahip oldukları deÄŸerler için mücadele etmek
yerine olup biteni uzaktan izlemeyi yeÄŸleyen
kişileri anlatmıştır.
D) Aile kurumunun geçirdiÄŸi sarsıntıları ele almıştır.
E) Toplumda ortaya çıkan yeni deÄŸerler bireyler açısından
eskileri kadar işlevsel olamamıştır.

​

​

​

​

​

Ülkemizde; alanında uzman, yetiÅŸmiÅŸ birçok çevirmen
var. Ancak bu, çeviri alanındaki yetersizliÄŸimizi gidermez.
Giderilmesi; okulların yetiÅŸtirmesine, editörlerin
sabredebilmesine, yayıncıların da, çevirmenin
emeklerinin karşılığını vermesine bağlıdır. Bununla
birlikte bir baÅŸka yönü daha var bu konunun. Günümüzde
herkes yorulmadan para kazanma derdinde. Yalnızca iyi
bir çeviri yapmış olmanın hazzı peÅŸinde koÅŸanların sayısı
sanırım çok deÄŸil. Sözcüklerin kokusunu, derdini,
derinliÄŸini bilmeyenler için nedir ki çeviri!


35- Bu parçada aÅŸağıdakilerden hangisi bir
çevirmenden beklenenler arasında sayılmamıştır?


A) Ä°yi bir eÄŸitimden geçmiÅŸ olma
B) Ä°stenilen nitelikte eserler seçme
C) Çeviriyi zevk alarak yapma
D) Hak ettiÄŸi ücreti alabilme
E) Çalışmalarını titizlikle sürdürme

 

 


Beyaz Geceler Dostoyevski’nin en saf, en lirik kitabıdır.
Saflık kelimesiyle “karmaşık olmayan”ı kastediyorum.
Kitap sözü de okuyucuyu yanıltmasın: Dostoyevski Beyaz
Geceler’i bir gazetede yayımlanacak basit ve coÅŸkulu bir
hikâye olarak tasarlamıştı. Hikâye saflık ve yalınlığını,
kahramanlarının hep aynı kumaştan ve renkten
yapılmasından alır. Onların sözlerine hemen inanırız.
Önce inandıklarının, sonra tam tersine inanan tipik
Dostoyevski kahramanları yok bu kitapta. Bu bakımdan
Beyaz Geceler Dostoyevski’nin en özel,
en ayrıksı kitabı. Burada bizi etkileyen şey, kitabın ve
kahramanlarının bu saflığından gelen bir çeÅŸit çocuksu
dürüstlük ve bizi yormayan tavırlarından yansıyan bir
mutluluk duygusu.
36- Bu parçada Beyaz Geceler’le ilgili olarak
aÅŸağıdakilerin hangisinden söz edilmemiÅŸtir?


A) Adının veriliÅŸ öyküsünden
B) Kahramanlarının özelliklerinden
C) DiÄŸer kitaplarından ayrılan yönlerinden
D) Oluşturuluş aşamasından
E) Okuyanda bıraktığı etkiden

 

 


Her dize veya her satır, yazıldığı andan başlayarak
insanlara gönderilmiÅŸ bir ileti niteliÄŸi taşır. Üreten kiÅŸinin,
onun nasıl okunacağını denetleme, nasıl anlaşılması
gerektiğini dayatma gibi bir hakkı yoktur. Yazar bu hakkı,
daha eserini yayımladığı anda yitirmiştir veya kendi
isteğiyle başkalarına bırakmıştır. Okuma; okuyanın
kiÅŸiliÄŸine, bilgisine, anlama ve yorumlama yeteneÄŸine,
beÄŸenisine göre deÄŸiÅŸiklik gösterir; yazılırken
amaçlananların gerisinde de kalabilir, ötesine de
geçebilir. Bu son durumda, yeniden üretme söz
konusudur artık. Elbette, ortaya çıkan ve eleÅŸtiriler içeren
metnin bir edebî deÄŸer taşıması koÅŸuluyla.


37- Bu parçadan aÅŸağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?


A) Yazarlar, okurları yönlendirmemelidir.
B) Farklı okuyucular yazarın anlatmak istediğini
kendilerince yorumlayabilirler.
C) Her metin, çözümü yazarında olan birtakım gizler
içerir.
D) Okurun bir eser karşısındaki tutumu, birikimiyle
ilgilidir.
E) Bir metnin, okur tarafından deÄŸerlendirilebilmesi için
sanatsal nitelikler barındırması gerekir.

 

 

 

 

 


Bir yanda, insanların yalnızca hırslarıyla büyüyebildiÄŸi,
kiÅŸisel reklam ve promosyon yöntemini benimsememiÅŸse
görünmez olduÄŸu, içindekini saklayarak hayatta kaldığı
bir dünya… Öbür yanda, her ÅŸeyi bir milyona (ÅŸimdiki bir
TL) satan “bi milyoncu” gibi hepimizin gününü
kolaylaÅŸtıran, kalıcı olmasa bile her gün bir yenisinin
edinilebileceÄŸine dair umut doÄŸuran, küçük sevinçlere
kaynaklık eden bir öykücü dükkânı… Yazar böyle bir
tablo çizmiÅŸ. Aslında öykücülük de bir tür “bi milyonculuk”
deÄŸil mi zaten: Çok satışlı, az kârlı, küçük dertlere çare…


38- Bu parçada, sözü edilen yazarın deÄŸindiÄŸi
konular arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?


A) Bazı tutkulara aşırı ölçüde baÄŸlanarak
deÄŸer ve önem kazanmaya çalışma
B) Özel tanıtım yöntemleriyle ön plana
çıkmaya çabalama
C) Kendi gerçeklerini ortaya dökmekten
kaçınarak yaÅŸamda bir yer edinme
D) Ä°nsanlarda gelecekte güzel ÅŸeyler olacağı
duygusu uyandırma
E) Olumsuz koÅŸullar içinde yaÅŸayabilmenin
kiÅŸiyi güçlendireceÄŸine inanma

​

​

​

​

39. - 40. soruları aÅŸağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Attila Ä°lhan, hece ölçüsünün öne çıktığı bir ortamda
yazılmakta olan serbest şiire belli bir mesafeden ama
ilgili bir mesafeden baktı. Yazılmaktan çok, söylenen
bir ÅŸiirde müzikaliteyi gözeterek toplum hayatından
âdeta ÅŸairane tablolar çıkardı. Destan havası taşıyan
şiirlerinde de bireysel konulardaki kısa şiirlerinde de
Türk müziÄŸinin ritmini korumaktan ve konuÅŸma dilindeki
zengin çaÄŸrışımlı, eski sözcükleri kullanmaktan
çekinmedi. Bu yanı kırklı yılların, memleketçi ÅŸairlere
yakınlığı da ellili yılların şairlerinden ayırdı onu. Bir
bütün olarak bakıldığında Attila Ä°lhan’ın ÅŸiiri, Fazıl Hüsnü
DaÄŸlarca’nın evrenle ve onun düzeniyle ilgili olmayan ve
hikâye etme yolunu seçtiÄŸi eserlerine yakın bir yerde
durmaktadır.
39. Bu parçanın anlatımı için aÅŸağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Açıklamaya baÅŸvurulmuÅŸtur.
B) Öznel deÄŸerlendirmeler vardır.
C) Karşılaştırmaya başvurulmuştur.
D) Örneklemeden yararlanılmıştır.
40. Bu parçada söz konusu ÅŸairle ile ilgili olarak
aÅŸağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Sözcüklerin ses deÄŸerlerinden yararlandığı
B) Kimi zaman çaÄŸdaÅŸlarından ayrı düÅŸtüÄŸü
C) Ä°ÅŸlediÄŸi temaların benzerlik gösterdiÄŸi
D) Dilin geniş anlamsal olanaklarından yararlandığı
E) Şiirlerini estetik değer taşıyan resimlere
dönüÅŸtürdüÄŸü

bottom of page