google.com, pub-1772441188610312, DIRECT, f08c47fec0942fa0 1982 Üniversite Sınavında Çıkmış Dil Bilgisi Soruları I dinledebiyat
top of page

1982 Üniversite Sınavlarında Çıkmış  Dil Bilgisi Soruları

1982 Üniversite Sınavlarında Çıkmış Dil Bilgisi Sorularını pdf formatında görüntülemek ve indirebilmek için tıklayınız...

1982- ÖSYM- ÇIKMIÅž DÄ°L BÄ°LGÄ°SÄ° SORULARI

​

1. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde  "hazır" sözcüÄŸü,  "Hazır araba ile gidiyorken bu paketi de götürüversin."  cümlesindeki ile eÅŸ anlamda kullanılmıştır?

​

A) Hazır olunca bana haber ver, birlikte çıkalım.

B) Hazır elbise diye tutturdu ama denediklerinin hiçbiri uymadı.

C) Yemek hazır olana kadar konuşur, dertleşiriz.

D) Terzi provayı hazır edince telefon edecekmiş.

E) Hazır gelmiÅŸken öteki musluklara da bakıver.

 

 

 

​

2. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde "neden"  sözcüÄŸü,  "Bana neden gücendiÄŸini anlayamadım." cümlesindeki ile aynı görev ve anlamdadır?

 

A) Darılmasının gerçek nedenini saklamaya çalışıyor.

B) Beni araması için bir neden yoktu.

C) Bir deÄŸil, birçok neden gösterilebilir.

D) Bu konuyu neden edebiyat açısından ele aldığını anlayamadım.

E) Bunun bir gücenme nedeni olabileceÄŸini sanmıyorum.

 

 

 

 

3. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde “sürüklemek” sözcüÄŸü  ‘ Romandaki kiÅŸileri ikiyüzlülüÄŸün bataklığına sürükleyen  etkenler inandırıcı bir biçimde veriliyor.’ cümlesindeki ile eÅŸ anlamda kullanılmıştır?

 

A) Atın ölüsünü sürükleyen çocuklar, geldiÄŸimizi görünce durdular.

B) Beni saatlerce beklettikten sonra bir de buraya sürükleyen adama doÄŸrusu çok kızmıştım.

C) Romanın insanı etkileyen, sürükleyen yanı, anlatımdan çok anlatılan olaylardan geliyor.

D) Ä°nsanlığı o kanlı savaÅŸa sürükleyen nedenler daha tam olarak deÄŸerlendirilmedi.

E) Ä°lkbaharda kocaman tomruklan bile sürükleyen bu ırmak, yaz gelince kurumaya baÅŸlar.

 

 

4. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde "birleÅŸmek"  sözcüÄŸü, "Hiçbir noktada birleÅŸemeyen bu iki insan, çocuÄŸun bu isteÄŸini kabul etmeme noktasında anlaÅŸmış bulunuyorlardı." cümlesindeki ile eÅŸ anlamda kullanılmıştır?

 

A) Seninle köÅŸede birleÅŸir sonra birlikte gideriz.

B) Taşınma işinin ne ile yapılacağı konusunda birleştiler.

C) Bu iki yol köprüde birleÅŸiyormuÅŸ.

D) İki ayrı maddenin birleşmesinden yeni bir madde elde edilir.

E) Masaları birleÅŸtirip üstüne büyük bir örtü örttüler.

 

 

 

5. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde "çıkmak"  sözcüÄŸü, "Bu tencerenin bakırı çıkmış, kalaylanması gerek." cümlesindeki ile eÅŸ anlamda kullanılmıştır?

 

A) Havalar ısındı; ekinler çıkmaya baÅŸlamış bile.

B) Yüzünde önce küçük bir sivilce çıktı, sonra da çıbana dönüÅŸtü.

C) Bugünlerde çok zayıfladı, adeta kemikleri çıktı.

D) En küçük çocuk akıllı çıktı da baba malını toparladı.

E) Sahneye önce rejisör çıktı, onu, yapıtın yazarı izledi.

 

6. "Aynaya git de yüzündeki yorgunluÄŸa bak! Elli yaşındaki adam yüzü —-"Kendisiyle  konuÅŸulanın  henüz ellisine gelmediÄŸini kesinlikle belirtmek için, ikinci cümlenin sonuna aÅŸağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

 

A) böyle mi olur?      

B) mü bu?

C) denmez.    

D) olamaz.

E) gibi.

 

 

7. "Ä°nsan yutan kumsallarda tam üç yıl vatan için dövüÅŸtüler." cümlesinde görülen özne yüklem iliÅŸkisi aÅŸağıdakilerden hangisinde vardır?

 

A) Sabaha değin bu sorunu uzun uzun tartıştılar.

B) Korkularından beton duvara iyice yapıştılar.

C) Sonunda bir küçük oda bulup oraya sığıştılar.

D) Tren kalkmak üzereyken soluk soluÄŸa yetiÅŸtiler.

E) Bir süre sonra onlar da kalabalığa karıştılar.

 

 

8. AÅŸağıdaki dizelerin hangisinde ikilemeler, görev yönünden diÄŸerlerinden farklı kullanılmıştır?

 

A) Durup el bağlayalar karşına yaran saf saf

B) Yüce yüce yaylalarım sana yaylak olsun

C) Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden

D) Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir

E) Gidiyorum gurbeti gönlümde duya duya

 

 

 

9. "ÖÄŸrenmeye, okumaya susamış bir genç için artık tekdüzelik, can sıkıntısı kalmaz. Her gün, bir önceki günün üstünde bir basamak olur. Çünkü genç adam için yeni bilgiler, yeni düÅŸlerin, yeni tutku ve özlemlerin kaynağını oluÅŸturur."

AÅŸağıdaki cümlelerden hangisi bu parçanın sonuna getirilirse, belirtilmek istenen anlama olumsuz bir yön katılmış olur?

 

A) Yaşamını bu duygularla renklendirip zenginleştirir.

B) Belli bir ilgi alanında kapanıp kalmamaya çalışır.

C) Edindikleriyle yetinmeyip sürekli araÅŸtırmayı ister.

D) Davranış ve düÅŸüncelerini hep düÅŸler, tutkular yönlendirir.

E) Bu tutku ve özlemler, yeni bir yaÅŸamın kaplarını açar.

 

 

10. Ankara, tarihin ÅŸaşırtıcı terkipleriyle doludur. Burada kerpiç bir duvardan Ä°yonya tarzında bir sütun baÅŸlığı fırlar; bir türbe merdiveninin basamağında bir Roma konsülünün ÅŸehre geliÅŸini kutlayan bir baÅŸ görünür. Ahi Åžerafettin'in türbesini, asırlardır Greko Romen aslanları bekler. Bu yüzden Aslanhane adını alan caminin mihrabında Etilerin toprak ve bereket ilahesinden baÅŸka bir ÅŸey olmayan bir yılan, meyveler arasında dolanır.

Yazar, parçanın ilk cümlesindeki savını inandırıcı kılmak için aÅŸağıdakilerin hangisine özellikle baÅŸvurmuÅŸtur?

 

A) Örneklemelere ağırlık verme

B) Öyküleyici anlatım yolunu seçme

C) Konuyu tartışma içinde sunma

D) Okurun hayal gücüne dayanma

E) Kanılarını öne çıkarma 

 

11. "Her ÅŸeyden acı duyuyordu. Fakat asıl sofra başında, o sobası tüten, kapısı gıcırdayan, duvarlarından rutubet sızan bu küçük oda, canına tak ediyordu. Sanki ömrünün bütün burukluÄŸu tabağına konmuÅŸ da önüne gelmiÅŸ gibiydi. Kocası ise yemekte pek yavaÅŸ davranırdı. Birkaç fındık geveler ya da dirseÄŸi masaya dayalı, bıçağın ucuyla muÅŸamba örtüyü çizik çizik etmekle vakit geçirirdi."

Bu parçadaki ayrıntılar neyi vurgulamak amacıyla seçilmiÅŸtir?

 

A) Kadının mutsuzluğunu

B) Ailenin parasal sıkıntılarını

C) Kocanın vurdumduymazlığını

D) Yemek odasının özelliklerini

E) YaÅŸanan günlerin tekdüzeliÄŸini

 

 

 

 

12. "Büyükbaba öldü, sonra üzüntüsünden büyükanne de öldü." cümlesindeki neden-sonuç iliÅŸkisi, aÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde görülmektedir?

 

A) Kedi, aÄŸacın tepesine çıkmıştı. Ä°ncecik bir dal üzerinde güçlükle duruyordu.

B) AyÅŸe Hanım uyumuÅŸtu. Kızı onu çağıracağı sırada kendisi uyandı.

C) Hıdır, atın yelesine sıkı sıkıya yapıştı. At, önce nazlandı, sonra tırısa kalktı.

D) Müdür, yaÅŸlı adama ters ters baktı. Adamcağız utancından büzüldükçe büzüldü.

E) Atölyeye bir sessizlik çöktü. Sonra mırıltılar, fiskoslar baÅŸladı.

 

 

13. (I) Okuma, tutkuların en soylusudur. (II) Ekmek nasıl bedeni beslerse, o da öyle ruhu besler. (III) Bir yazar, okuma için “tatlı tatlı kendinden geçme” demiÅŸtir. (IV) Büyük yazarlar ömürlerinin yarısını okumakla geçirmiÅŸlerdir. (V) Bir baÅŸka yazar da 'Çeyrek saatlik bir okumanın gideremediÄŸi kederim olmamıştır.'der. (VI) Bir kitap her zaman güvenilebilecek dosttur. (VII) Yas içinde bir ahbabına, bir düÅŸünür, 'Güzel kitaplar okuyun.' diye yazmıştır.

Yukarıdaki parçada aynı düÅŸüncenin dile getirildiÄŸi iki cümle aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

A) I – VI        

B) III – V

C) V – VII

D) II – IV       

E) IV – V

 

 

​

​

 

14. "Åžinasi ve arkadaÅŸları, Batıdan yeni görüÅŸler ve kavramlar getirdiler. Ä°lk özel gazeteyi çıkardılar. Ä°lk piyesi yazdılar. Birçok yazın türünü Türk edebiyatına kazandırdılar. Fransız ÅŸiirinden ilk çeviriyi onlar yaptılar. Fransız düÅŸünürlerinin toplum, politika, ekonomi alanlarındaki görüÅŸlerini Türkçeye aktardılar. Kısaca Türk okurunun ufkunu geniÅŸlettiler. Bunlara diyeceÄŸim yok…"

Yukarıdaki parçanın son cümlesi tamamlanmış olsa, bu cümlenin iÅŸlevi aÅŸağıdakilerden hangisi olur?

 

A) Daha önceki görüÅŸleri kanıtlama

B) Önceki düÅŸüncelere aykırı ÅŸeyler söyleme

C) Yeni bir düÅŸünceye geçme

D) Anlatılanları nedenlere bağlama

E) DüÅŸünceleri örneklerle açıklama

​

​

​

​

​

 15. “Çünkü salt kendisi için var olan güzellik yalnız doÄŸa güzelliÄŸidir. Deniz bize, 'Beni istersen beÄŸen!' der, ama yüzlerce nüsha olarak basılmış bir kitap 'Beni istersen beÄŸen!' diyemez.”

Bu parçanın başına, aÅŸağıdaki cümlelerden hangisi eklenirse parça en uygun biçimde tamamlanmış olur?

 

A) Okunmak için yazmadığını ileri süren romancı ya çok garip bir yaratık ya da bir yalancıdır.

B) Sanat ürünlerinin güzelliÄŸinin kiÅŸiden kiÅŸiye deÄŸiÅŸtiÄŸi görüÅŸünü kimse yadsıyamaz.

C) Halkın bir eseri beğenmesi, onda kendi duygularının ifadesini bulması demektir.

D) GeniÅŸ halk yığınlarının beÄŸenip yücelttiÄŸi eserler gerçek anlamda yetkin sanat ürünleridir.

E) Sanatçı, yaratabilmek için devrinin duygularından esinlenmek zorundadır.

​

​

​

​

​

​

​

16. Yargılarında nesnel davranıyor. DeÄŸerlendirdiÄŸi romanın öÄŸelerine sıkı sıkıya baÄŸlı kalıyor. Bunları irdelerken de iÅŸin içine kendi duygularını karışmaktan özellikle kaçınıyor. " diyen bir kiÅŸi, sözünü ettiÄŸi eleÅŸtirmenden seçtiÄŸi ÅŸu cümlelerden hangisini kendi vargılarını desteklemek için örnek olarak verebilir?

 

A) Romanın anlatımı, okuyucuyu büyüleyen ÅŸiirsel bir hava taşıyor.

B) Romandaki anne tipi, insanda hemen saygı uyandıran, sevecen bir köylü kadınıdır.

C) Romanın olay örgüsü, okuyucuları yüksek gerilim içinde tutacak bir özellik gösteriyor.

D) Romandaki kiÅŸiler, olayın geçtiÄŸi bölgeye özgü yerel ağızla konuÅŸuyorlar.

E) Romanın konusu, insanı zaman zaman karamsarlığa düÅŸüren motifler üzerine kurulmuÅŸ.

 

 

 

 

 

 

 

17. "Betimlemede anlatıcı, canlı ve cansız varlıkları anlatırken onları birbirinden ayırarak özgün niteliklerini bulmaya, göstermeye çalışır. Bunun için gözlem gücüyle birlikte beÅŸ duyusunu kullanır. Ayrıntıları bu yolla seçer. Kimileyin duyularından biri daha ağır basar; ayrıntılar o duyuda yoÄŸunlaÅŸtırılır."

Parçaya göre anlatıcı, aÅŸağıdakilerden hangisine baÅŸvurmaz?

 

A) Varlıkların belirleyici özelliklerini belirtme

B) Okurun algılama gücünü belirli noktalara yönlendirme

C) Nesnelerin ilk bakışta görülemeyecek yönlerini ortaya koyma

D) Gördüklerini, sözcüklerle resim çizer gibi anlatma

E) Okurun öÄŸrenme ve sezme gücünü geliÅŸtirme 

​

18. "Denemede öÄŸretici olmak yetmez, bir de denemecilerin üslupçu olmaları, dilin bütün inceliklerinden yararlanabilmeleri gerekir. Denilebilir ki, deneme, ÅŸiirden sonra, daha doÄŸrusu ÅŸiirle birlikte, az sözle çok söyleme sanatıdır. Bunu en ustaca yürüten denemecilerin başında Ahmet HaÅŸim vardır. HaÅŸim, denemelerini bir kuyumcu gibi iÅŸler. Onun yazdıklarından bir tek sözcük çıkaramayacağınız gibi, onlara bir tek sözcük de kalamazsınız."

Bu parçada Ahmet HaÅŸim örneÄŸinin veriliÅŸi aÅŸağıdakilerden hangisine belirginlik kazandırmaktadır?

 

A) Denemenin sadece öÄŸretici bir yazı türü olmayışına

B) Denemenin dil ve anlatım özelliÄŸine

C) Deneme türü ile ÅŸiir arasındaki yakınlığa

D) Deneme yazmanın güçlüÄŸüne

E) Deneme yazarlarının da şiir yazabileceğine

 

 

19. "Ağıt türünün, ilkçaÄŸdan beri edebiyatta var olduÄŸu, en içli en duygulu ÅŸiirlerin bu konuda düzenlendiÄŸi görülür. Günümüz Anadolu halk ÅŸiirinde, türkülerde en güzel bölümler de ağıt türündedir. Bütün içini, inceliÄŸini, acısını, özlemini ağıtla dile getirir Anadolu insanı. Bu, insan düÅŸüncesinin belli bir konuda birleÅŸtiÄŸinin, kimi konuların ortak bir çizgi üzerinde geliÅŸtiÄŸinin kanıtıdır."

Parçadaki düÅŸünce akışına göre, ikinci paragraf aÅŸağıdakilerden hangisi ile baÅŸlamalıdır?

 

A) Ağıt, başka ulusların edebiyatlarında da vardır.

B) Bu ÅŸiirlerin en güzel yanı duygu yüklü olmalarıdır.

C) Ağıt yalnız insanlar için deÄŸil hayvanlar için de söylenir.

D) Anadolu türküsünü, Anadolu dışında, anlama ve açıklama olanağı yoktur.

E) Anadolu halk ÅŸiirinin Türk edebiyatında önemli bir yeri vardır.

 

 

20. "Tiyatroya, genel olarak sululuklar, kaba ÅŸakalar, ya da bir iki cümle ile açıklanabilecek toplumsal içerikli konular egemen oldu. GeliÅŸigüzel, özgünlükten yoksun konuÅŸmalar diyalog sanılıyor. Bu koÅŸullar altında tiyatroyu soylu bir sanat olarak yaÅŸatmak, güç bir sorun olarak ortada duruyor."

Böyle diyen bir yazarın, tiyatrodan istediÄŸi nedir?

 

A) Dramatik örgüde tutarlılığa önem verme

B) KonuÅŸmaları yerel sözcüklerden arıtma

C) Toplumsal nitelikli konulardan kaçınma

D) Konuyu ve dili bayağılıktan kurtarma

E) Komedi türünde yapıtlar sahnelemekten kaçınma

 

 

 

21. "Ä°ÅŸler olacağına varırmış. Ne yapsak boÅŸunaymış. Bırak bunları da kendi gücüne inan. Unutma ki her ÅŸeyi yönlendiren insanoÄŸlunun kendisidir. Daha doÄŸrusu insan, kendi kaderinin demircisidir. Sen, asıl bunu anlamıyorsun. Her ÅŸeye boÅŸ veriÅŸinin özünde de bu yatıyor."

Karşısındakini böyle eleÅŸtiren biri, aÅŸağıdaki yargılardan hangisini öne sürerse, bu eleÅŸtirisiyle çeliÅŸkiye düÅŸer?

 

A) Her olay ve olgunun belli bir nedeni vardır.

B) Önceden alınacak önlemlerle olayların akışı deÄŸiÅŸtirilebilir.

C) KiÅŸinin baÅŸarısı her ÅŸeyden önce içinde bulunduÄŸu ortama baÄŸlıdır.

D) Güçlüklere sonuna deÄŸin direnmek gerekir.

E) Kendine güvenini yitiren kiÅŸi her ÅŸeye boyun eÄŸer.

 22. "Odada tıknaz, orta yaÅŸlı biriyle karşılaÅŸtım. Üstü başı periÅŸandı ama pek heybetli bir yakalık takmıştı. Sesinde, tepeden bakıyormuÅŸ gibi bir hava, davranışlarında kibar bir iÅŸ yapıyormuÅŸ gibi anlatılmaz bir hal vardı. Bu kiÅŸi, Mr. Micawber'di. 'Bu akÅŸam uÄŸrayıp en kestirme yolu göstermekten mutluluk duyacağım.' dedi. Sonra ÅŸapkasını giydi. Bastonu koltuÄŸunda, bir türkü mırıldanarak uzaklaÅŸtı."

Bu parçada, Mr. Micawber'in aÅŸağıdaki özelliklerden hangisine sahip olduÄŸunu gösteren bir ipucu yoktur?

 

A) Kibirli       

B) Saygılı

C) Gülünç

D) Ä°yiliksever 

E) Şakacı

 

 

 

23. “Burası önceleri benim yerimdi, evimdi, yurdumdu. Her adımda bir tanıdık yüz bulurdum. Üzüntülerimi bu kaldırımlar üzerine döker, umutlarıma burada gülerdim. Åžimdi hani o eski canlılık, hani o eski coÅŸku, umut? Hani o eski tanış yüzler?”

Bu parçada en belirgin duygu aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

A) Özenme    

B) Ä°mrenme

C) Pişmanlık

D) Özlem       

E) Yerinme

 

 

 

24. "Bir uygarlığın doÄŸuÅŸunda etkin olan ilk öÄŸe insan, ikinci öÄŸe ise doÄŸadır. DoÄŸa, insan çalışmalarının yönünü belirler. AÄŸaç olmayan yerde aÄŸaç (la, taÅŸ olmayan yerde taÅŸla ilgili yaratmalar da olmaz. Orada doÄŸa insanlara ne vermiÅŸse, nelerden yararlanma olanağı saÄŸlamışsa uygarlık ona yönelir."

Bu parçadan aÅŸağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?

 

A) Ä°nsanoÄŸlu uygarlığı yaratırken doÄŸayı gereç olarak kullanır.

B) Ä°nsanın, yaÅŸamında çok yararlandığı kaynaklardan biri de doÄŸadır.

C) Uygarlıktan söz edebilmek için önce insanın varlığı gereklidir.

D) Teknolojik gelişmeler, doğanın uygarlık savaşındaki payını sınırlandırır.

E) Uygarlık, çevrenin doÄŸal özellikleriyle iliÅŸkilidir.

 

 

 

25. "Gerçek bir bilim adamının ilk özelliÄŸi düÅŸünceye saygılı olmasıdır. Bu özelliÄŸi taşıyan bilim adamı, görüp incelediÄŸi olaylarla artık uzlaÅŸmaz saymaya baÅŸladığı bir düÅŸünceyi çürütme gereÄŸini duydu mu iÅŸe ilk önce onu derinlemesine incelemekle baÅŸlar. DüÅŸüncenin kendince benimsenmesi olanaksız görünen yanlarını ortaya koyar. Ama onu hor görmez. Bugünün yanlışından yarının gerçeÄŸini selamlar… "

Parçaya göre aÅŸağıdakilerden hangisi bilim adamının davranışıyla tam bir uyum göstermez?

 

A) DeÄŸiÅŸik görüÅŸlere karşı hoÅŸgörülü olma

B) Bir düÅŸünceyi deÄŸiÅŸik yönlerden ele alma

C) Ancak doÄŸruluÄŸu kanıtlanmış düÅŸüncelere saygı duyma

D) DüÅŸüncelerin zaman içinde deÄŸiÅŸebileceÄŸine inanma

E) DoÄŸruya giden yolun yanılgılardan geçtiÄŸini kabul etme 

 

26. "GeliÅŸme gösterebilmiÅŸ her toplumun sanatı, özgünlük açısından irdelenmeli, incelenmelidir. Ama ÅŸu gerçeÄŸi göz önünde tutmak koÅŸuluyla: Sanat yapıtı, kaçınılmaz olarak geçmiÅŸte yaratılmış olanlarla yeni koÅŸulların olanaklarından beslenir."

Bu parçadaki görüÅŸten, aÅŸağıdaki yargıların hangisine varılabilir?

 

A) GeçmiÅŸe yeni anlamlar yükleyerek özgünlük saÄŸlama olanağı yoktur.

B) Özgün bir sanat yapıtı, özgün öÄŸelere dayanmak zorundadır.

C) GeçmiÅŸin özgün yapıtlarına önem vermeyen sanatçı özgün yapıtlar ortaya koyamaz.

D) Geri kalmış toplumların, sanatta özgünlüÄŸe önem vermeleri gerekir.

E) Sanat yapıtının özgünlüÄŸünü belirleme, geçmiÅŸi ve bugünü bütünleÅŸtirerek deÄŸerlendirmeyi gerektirir.

 

 

 

 

 

 

27. "Klasik, zamanın sınavını kazanarak deÄŸeri saptanmış yapıtlar anlamına da gelir. SözcüÄŸün bu anlamını bir yana bırakırsak klasik, belli ilkelerin, belli birimlerin düzenidir. Bu ilkelerin ilk olarak ilkçaÄŸ düÅŸünürlerince saptanarak gene ilkçaÄŸ yazarlarınca uygulanması, sonra da 17. yy. Fransız yazınında varlığını duyurması, bu kavramın zamanla sınırlanmasına gerekçe olmamalıdır. Bir zamanlar bizde yanlış bir deyim vardı: Yeni klasik. Klasik ilkelerinin saptandığı günden bu yana nice yazar yapıtını o ilkelerle sınırlamıştır ama hiçbiri de 'yeni klasik' diye anılmamıştır. Moliere de bir klasik yazardır, Ionesco da…"

Bu paragrafın ana düÅŸüncesi aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

A) Zamana dayanabilen, zamanla değerini yitirmeyen yapıtlar klasiktir.

B) Hangi çaÄŸda yaÅŸamış olursa olsun, belli ölçülere uyan sanatçı klasiktir.

C) Klasik kavramı ile yenilik kavramı bir arada kullanılamaz.

D) Ayrı çaÄŸlarda yaÅŸadıkları halde Moliere de Ionesco da klasik yazarlardır.

E) Klasik sözcüÄŸünün sadece 17. yy. Fransız edebiyatı için kullanılması yanlıştır.

 

 

 

 

 

28. "Yazarlık yeteneÄŸi yiter mi? Yitiyor, yitebiliyor. Bir ÅŸair, bir yazar bir gün daha kötü bir ÅŸair, yazar durumuna gelebiliyor. Bunu, sanatçının belli bir anda ulaÅŸtığı doruk noktasına artık bir daha ulaÅŸamaması gerçeÄŸi ile karıştırmayalım. KoÅŸutlar deÄŸiÅŸtiÄŸi için geri düÅŸmüÅŸ olmaktan, yeni durumlara ayak uyduramamaktan, eskimiÅŸ olmaktan baÅŸka bir ÅŸey benim demek istediÄŸim."

Parçaya göre "yazarlık yeteneÄŸinin yitmesi" ne demektir?

 

A) Dildeki deÄŸiÅŸmenin gerisinde kalma

B) Toplumsal beÄŸeniye sırt çevirme

C) Eskisi kadar nitelikli yazamama

D) Hep benzer konulan iÅŸlemeye baÅŸlama

E) Yeni akımlara uygun yapıtlar verememe

 

29. "DüÅŸünsel uÄŸraşın herhangi bir alanına sınır koymaya çalışmak, bir yandan bazı çalışmaları alanın dışında bırakma, bir yandan da bu sınırların dışına çıkma tehlikesini taşır. Bugün konumuzla gördüÄŸümüz bir ÅŸey, dün belki de bize yabancı gelmiÅŸtir. Yarın, bugünkü sınırlarının dışına taÅŸan bir bilim dalı olabilir. Yine de tanımı ve sınırlaması yapılmamış bir alanda verimli çalışma beklenemez."

Parçada vurgulanmak istenen düÅŸünceye en yakın yargı aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

A) Kimi konular zamanla bağımsız bir bilim dalı atabilir.

B) Her bilim dalı, konularını açıkça belirlemeye çalışmalıdır.

C) Bilimsel sınırlamalar, gerçeklere uygun olmalıdır.

D) Bilimsel sınırlamalarda kesinlikten kaçınmalıdır.

E) Bilim dallarının sınırları, yeni çalışmalarla geniÅŸlemektedir.

 

 

 

 

 

30. "Birini anlamak istiyorsak ilkin ona hoÅŸgörüyle yaklaÅŸmalı, sonra da onun düÅŸüncesine temel olan birikimlere eÄŸilmeliyiz. Bunun için de iÅŸin kolayına kaçmamalıyız. KiÅŸiler için böyle olduÄŸu gibi olaylar, durumlar, nesneler için de böyle davranmalı, onları yönlendiren etkenler üzerinde durmalıyız. Kısacası evrendeki her ÅŸeyi hayranlıkla seyretmesini bilmeliyiz. DeÄŸerliyi, yüceyi ayırmanın bir yoludur bu. Sonra, deÄŸerli ve yüce ÅŸeyler karşısında eÄŸilmenin, insanları birbirine yaklaÅŸtırdığını da unutmamalıyız."

Bu parçada öne sürülen düÅŸünce, aÅŸağıdaki yargılardan hangisiyle çeliÅŸir?

 

A) Olayları ve sorunları deÄŸerlendirirken onları tek yönüyle ele almamak gerekir.

B) KiÅŸileri ve durumları iyi anlayabilme, belirli bir çaba göstermekle gerçekleÅŸir.

C) KiÅŸileri ve nesneleri deÄŸerlendirirken iÅŸe önyargıları karıştırmamak gerekir.

D) Önemli sayılan durumlar ve nesneler karşısında aynı ÅŸeyleri duyanlar arasında bir yakınlık doÄŸar.

E) Nesneleri ve durumları genelleyici bir yaklaşımla ele almak yararlı olur.

 

 

 

31. "DoÄŸayı sevmek öyle kolay olmamıştır insanoÄŸlu için. DoÄŸanın uysallaÅŸtırılması, evcilleÅŸtirilmesi ve bu yoldan sevilmeye baÅŸlanması için aradan çok uzun dönemler geçmiÅŸtir. BaÅŸka bir söyleyiÅŸle doÄŸayı insanlar yaratmıştır; ona güzelliÄŸini, sevecenliÄŸini, dinlendiriciliÄŸini insanlar vermiÅŸlerdir. Büyük çabalar göstermiÅŸlerdir bu uÄŸurda."

Bu parçada öne sürülen düÅŸünce, aÅŸağıdaki yargılardan hangisine dayandırılabilir?

 

A) Ä°nsanoÄŸlu doÄŸayı kendi istediÄŸi duruma getirmek için uÄŸraÅŸ vermiÅŸtir.

B) Ä°nsanoÄŸlu davranışlarını, doÄŸanın koÅŸullarına göre düzenlemiÅŸtir.

C) DoÄŸayı yararlı duruma getirme çabaları gittikçe daha büyük bir hız kazanmıştır.

D) DoÄŸanın yeniden yaratılması çabaları, istenilen ölçüde baÅŸarılı olamamıştır.

E) Ä°nsanoÄŸlu, doÄŸadan gelecek zararlardan korunmak için doÄŸayla savaÅŸmıştır.

 

CEVAP ANAHTARI

1-E 2-D 3-E 4-B 5-C 6-E 7-A 8-B 9-D 10-C 11-A 12-D 13-C 14-B 15-A 16-D 17-E 18-B 19-A 20-D 21-C 22-E 23-D 24-D 25-C 26-E 27-B 28-C 29-B 30-E 31-A

bottom of page