google.com, pub-1772441188610312, DIRECT, f08c47fec0942fa0 1984 Üniversite Sınavında Çıkmış Dil Bilgisi Soruları I dinledebiyat
top of page

1. AÅŸağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerden hangisi gerçek anlamında kullanılmıştır?

​

A) Ayağında, burnu aşınmış eski bir kundura vardı.

B) DikiÅŸ makinesinin kolunu koparacakmış gibi çeviriyordu.

C) Çok uzaklardan atıldığı belli iki el silah sesi duyuldu.

D) Ä°ri, hantal gövdesini zorlukla sürüklüyor gibiydi.

E) Ninem, yorganımıza kırmızı çiçekli, basma bir yüz geçirdi.

 

 

 

 

 

2. AÅŸağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerden hangisi gerçek anlamında kullanılmıştır?

 

A) Ä°lk damlalardan sonra yaÄŸmur birden coÅŸtu.

B) Bu söze, gençlerden biri ince bir karşılık verdi.

C) Serindi ama, tatlı bir ilkyaz akÅŸamıydı.

D) Havalar ısınınca aÄŸaçların tomurcukları patladı.

E) Gölün kıyılarını yapraksız, bodur aÄŸaçlar kuÅŸatmıştı.

 

 

 

 

 

3. AÅŸağıdaki cümlelerin  hangisinde  "çalışmak"  fiili, "Anneler, ne olursa olsun, çocuklarının isteklerini yerine getirmeye çalışırlar."  cümlesindekiyle aynı anlamda kullanılmıştır?

 

A) Bugünkü toplantıya vaktinde gelmeye çalışacağım.

B) Bu projeyi yetiÅŸtirebilmek için gece gündüz çalıştım.

C) Bu akÅŸam sadece matematik çalışacağım.

D) Buraya gelmeden önce Ä°zmir'de çalışıyordum.

E) Kışın cumartesi günleri de çalışır.

 

 

 

4. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde  "bulmak"  fiili, "Belki de bir ozan olarak geçirdiÄŸi yılları ilginç bulmamış." cümlesindekiyle aynı anlamda kullanılmıştır?

 

A) O kitapta, ozanın gerçek yaÅŸam izlenimlerini taşıyan sadece iki ÅŸiir buldum.

B) Bu eserde, Tanzimat'tan Birinci Dünya Savaşı'na kadar yetiÅŸen üç kuÅŸağı bir arada buluyoruz.

C) O klasik soruyu bana da soruyorlar: "Yahya Kemal'in şiirlerini nasıl buluyorsunuz?"

D) Ozan, kitabının sunu bölümünde, "Bazı ÅŸiirlerde savaÅŸ temasını bulacaksınız." diyor.

E) Çoktan beri hiç görüÅŸmemiÅŸ olduÄŸumuz için konuÅŸa konuÅŸa akÅŸamı bulduk.

 

 

 

5. "Onların gelmesini nasıl özlem içinde beklerdik." cümlesinde "nasıl" kelimesinin cümleye kattığı anlam, aÅŸağıdakilerden hangisiyle özdeÅŸtir?

 

A) Size nasıl bir kitap vereyim?

B) Ä°lk yıllar nasıl istekle çalışmışlardı?

C) Bu acılı günlere nasıl dayandık?

D) O daÄŸ köyüne nasıl gidecektik?

E) Bunu size nasıl anlatsam?

 

6. "Bu iki ülke arasındaki iliÅŸkiler, bir süre sonra gerginliÄŸedönüÅŸtü." cümlesinde, "gerginlik" yerine aÅŸağıdakilerden hangisi getirilirse cümle eskisine göre karşıt bir anlam kazanır?

 

A) GevÅŸeme

B) GeniÅŸleme

C) BütünleÅŸme

D) Yakınlaşma

E) YumuÅŸama

 

 

7. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde "beni" kelimesi kullanıldığı yere göre cümlenin en önemli öÄŸesi durumuna getirilmiÅŸtir?

 

A) Dün sabah Ayten okulda beni aramış.

B) Arkadaşım Åžubat tatilinde beni Ä°stanbul'a çağırıyor.

C) Sınıfımı geçersem babam beni Ä°zmir'e götürecek.

D) ÖÄŸretmen sınavda beni en ön sıraya oturttu.

E) Beni, yarın öÄŸle tatilinde otobüs durağında bekle.

 

 

 

8. "Kelimeler kullanımlarına göre anlam kazanır; sözgelimi 'klasik' kelimesini hem olumlu hem olumsuz anlamda kullanabiliriz…"

Buna göre aÅŸağıdakilerin hangisinde klasik kelimesi olumsuz anlamıyla kullanılmıştır?

 

A) O, klasik yazarların başında gelir.

B) Bu incelemede klasik romanlara ağırlık vereceğiz.

C) Klasik eserler her çaÄŸda yaÅŸarlığını korur.

D) Yazınızda klasik benzetmelere yer vermişsiniz.

E) Klasik edebiyat büyük ölçüde kurallara yaslanır.

 

 

 

9. “Anadolu” kelimesinin, "Anadolu, hepimize hınç, ÅŸüphe ve emniyetsizlikle bakıyordu." cümlesindeki kullanılışına benzer bir kullanım, aÅŸağıdakilerden hangisinde vardır?

 

A) Ankara, bütün Orta Anadolu'ya bir iç kale vazifesini görmüÅŸtür.

B) Erzurum, Türkiye coÄŸrafyasına 1890 metreden bakar.

C) O günlerde Konya'nın nasıl yaÅŸadığını ve ne düÅŸündüÄŸünü bilmiyoruz.

D) Ä°stanbul'un asıl iç manzarasını, bu sivil mimari oluÅŸturmuÅŸtur.

E) Bursa kadar muayyen bir devrin malı olan bir başka şehir bilmiyorum.

 

10. "Çevremdekilerin söylediklerine kulak asan, davranışlarını onlara göre düzenleyen biri deÄŸilimdir. Bir iÅŸi kafama koydum mu mutlaka yaparım. Bunu herkes bilir. Bilmedikleriyse o "iÅŸe giriÅŸmeden önce yaptığım hesaplardır. Beni yadırgamaları biraz da bu yüzdendir. Åžunu da söyleyeyim, baÅŸarısızlığa uÄŸradığım çok olmuÅŸtur. Ancak böyle durumlarda kendimi suçlamam. BaÅŸarı kadar baÅŸarısızlığı da doÄŸal karşılarım."

Bu parçada konuÅŸan kiÅŸi için aÅŸağıdaki niteliklerden hangisi kullanılabilir?

 

A) Kolayca etkilenen – duygusal

B) Kendine güvenen – planlı

C) Övüngen – iÅŸten kaçan

D) Åžüpheci – insanlardan kaçan

E) Kendini eleÅŸtiren – aceleci

​

​

 11. "Yaptıkları, söyledikleriyle çeliÅŸmez, özü sözüne uyar. YaÅŸayışı düÅŸüncelerini tamamlar. Görevinin, yalnızca bilmek ve doÄŸruyu göstermek deÄŸil, aynı zamanda, eÄŸriyle savaÅŸmak, iyiyi ve güzeli korumak olduÄŸunu kavramıştır. Bu çabasında kararlıdır; gözünü budaktan sakınmaz. KötümserliÄŸe kapılmadığı gibi umutsuzluÄŸa da düÅŸmez. Ayaklan hep yerdedir. Haklı gördüÄŸü gerçeklere baÄŸlanmıştır."

 

AÅŸağıdaki niteliklerden hangisi tümüyle bu parçada tanıtılan kiÅŸiyle ilgilidir?

 

A) Dışadönük – uysal – akıllı – bilgili

B) Dengeli – adil – korkusuz – inatçı

C) Açık yürekli – azimli – duygulu – iyimser

D) Tutarlı – dürüst – cesur – akılcı

E) Gerçekçi – fedakâr – uyanık – disiplinli

 

 

12. "… Hayır. Kitapçıya gidiyorum, kendi ölçülerime göre seçiyorum. Åžimdi eskiye oranla daha az, ama daha çeÅŸitli kitap yayımlanıyor. Bir zamanlar çok kitap yayımlanırdı ama ÅŸiirde ve romanda bir tekdüzelik vardı."

​

Bu parça aÅŸağıdaki sorulardan hangisinin cevabı olabilir?

 

A) OkuduÄŸunuz kitapları kendiniz mi seçersiniz?

B) Kitap alırken yazarına dikkat eder misiniz?

C) Yeni yayımlanan roman ve ÅŸiir kitaplarında bir tekdüzelik olduÄŸu kanısında mısınız?

D) Eskiye göre ÅŸimdi daha çeÅŸitli kitap yayımlanması okumanızı etkiliyor mu?

E) Kitap seçerken, o kitaplarla ilgili eleÅŸtirilerden yararlanır mısınız?

 

 

 

13. "Bir yazar, bütün yazarlık amacının, çoktan unutulmuÅŸ bir dili, 'çocukluk dilini' yeniden bulmak olduÄŸunu söyler. Hiç kuÅŸkusuz bu, ilk kelimelerini kekeleyen bir çocuÄŸun yapmak istediÄŸi gibi, nesneleri, 'gösteren ve duyuran kelimelerle' yani kelimelerin ilk ve temel anlamlarıyla gözlerimizin önüne sermek demektir. Böylece, özünden koparak soyutlaÅŸmış, yalancı durumuna düÅŸmüÅŸ, orta malı kelimelerin egemenliÄŸine de son verilmiÅŸ olacaktır. Bundan da öte, gerçek haberleÅŸme yeniden saÄŸlanacak, gerçeÄŸe gerçekliÄŸi kazandırılacaktır."

​

Bu parçada sözü edilen yazardan aÅŸağıdakilerin hangisi beklenir?

 

A) Konuşma dilinde kullanılmayan kelimelere yer verme

B) Mecazlı anlatımdan kaçınma

C) Bir kavramı birden çok kelimeyle anlatma

D) Herkesin anlayamayacağı kelimeleri seçme

E) Yalın ve somut olmayan bir anlatımı yeğleme

 

 

14. "Yaygın bir ilke vardır: Bir hikâyeye baÅŸlarken, örneÄŸin duvarda bir tüfeÄŸin asılı olduÄŸunu söylerseniz, o tüfek ya hikâyenin başında ya da sonunda mutlaka patlamalıdır. Yazar, o uzun hikâyesinde, büyük ölçüde, bu ilkeye uymuÅŸtur."

​

Parçada belirtilen ilkeye uyan yazar için aÅŸağıdakilerden hangisi söylenebilir?

​

A) Her ayrıntının bir işlevi olması gerektiğine inanmaktadır.

B) Nesneleri adlandırmaya ağırlık veren gerçekçi bir yazardır.

C) Hikâyelerinde bol bol ayrıntıya yer vermektedir.

D) Eserlerinde, çevrenin kiÅŸi üzerindeki etkisini vurgulamaktadır.

E) Betimlemenin (tasvirin) gerekliliğine inanmaktadır.

 

15. "Sözünü sakınarak, tartarak kullanmak, güzel söz söyleme ustalığından daha deÄŸerli bir ÅŸeydir. Karşımızdaki kiÅŸiyi düÅŸünerek konuÅŸmak ise, yerli yerinde söylenmiÅŸ derli toplu sözlerden yeÄŸdir. Konuya girmeden önce sözü uzun uzun ağızda gevelemek can sıkar; bir ÅŸeyi damdan düÅŸer gibi söylemek ise etkiyi azaltır."

​

Bu parçada savunulan düÅŸünceyle doÄŸrudan ilgi kurulabilecek atasözü aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

A) Söz var, iÅŸ bitirir; söz var, baÅŸ yitirir.

B) Söz dediÄŸin, yaÅŸ deridir; nereye çekersen oraya gider.

C) Sözü söyle alana, kulağında kalana.

D) Bülbülün çektiÄŸi dili belasıdır.

E) Sözünü bil piÅŸir; aÄŸzını der devÅŸir.

 

 

 

 

​

16. "Ä°nsan geçmiÅŸiyle hesaplaÅŸarak geliÅŸir. En ileri ulusların, geçmiÅŸlerini iyi bilen uluslar olması bundandır. GeçmiÅŸe baÄŸlı kalmak bir toplum için ne kadar zararlıysa geçmiÅŸi yok saymak da o derece zararlıdır. Ä°lim de, fikir de, sanat da tohumlan nereden gelirse gelsin ancak belli bir toprağın koÅŸullarıyla yani geçmiÅŸiyle uzlaÅŸarak yaratıcı olabilir. Tanzimat'tan bu yana nice yenileÅŸme çabalarımızın boÅŸa gitmesi toprağımızı ve bu toprağın insanını iyi bilmememizden ötürüdür."

​

Bu parçaya göre, bir yenilik hareketinin amacına ulaÅŸması aÅŸağıdakilerden hangisine baÄŸlıdır?

 

A) YeniliÄŸin, toplumun belirli bir kesimini ilgilendirmesine

B) Toplumun deÄŸiÅŸik kaynaklardan gelecek yeniliklere açık olmasına

C) Yeniliğin, toplumun değerleriyle bağdaştırılmasın:

D) Yeniliğin, toplumun değişmekte olduğu bir zamanda yapılmasına

E) Toplumdaki yenilik taraftarlarının birlikte hareket etmelerine

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

17. "Kimi ÅŸairin ÅŸiirleri başından beri özgündür. Kimilerinin ise baÅŸlangıçta etkilenmelerden geçmesi yadırganmamalıdır. Benim ilk ÅŸiirlerimde çarpıcı bir özgünlük olmayabilir ama bir kendine özgülük olduÄŸu da gerçektir."

AÅŸağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen ÅŸaire ait bir düÅŸünce olmayabilir?

 

A) Şairlerin birbirini etkilemesi doğaldır.

B) BaÅŸka ÅŸairlerden gelen etkileri özümleyebilmek gerekir.

C) BaÅŸkalarından hiç etkilenmeyen ÅŸairler de bulunabilir.

D) Şair, yerleşik değerlere ve kurallara uygun davranmalıdır.

E) Her ÅŸair zamanla kendi üslubunu bulur.

1984 Üniversite Sınavlarında Çıkmış  Dil Bilgisi Soruları

1984 Üniversite Sınavlarında Çıkmış  Dil Bilgisi Sorularını pdf formatında görüntülemek ve indirebilmek için tıklayınız...

18. "Konuya da biçime de çok önem verirdi. Konu genellikle evrensel olmalıydı: Ölüm, ıstırap, aÅŸk yalnızlık gibi… Biçimde ise, ölçülü (vezinli) ve uyaklı (kafiyeli) ÅŸiir yazmaya çalışırdı. Garipçiler, ölçülü ve uyaklı ÅŸiire karşı çıkınca o da arada sırada ölçüyü ve uyağı bıraktı. Ama gene, arada bir eski alışkanlıklarını bırakmak istemez, ölçülü ve uyaklı ÅŸiirler yazardı."

​

Burada sözü edilen ÅŸair, sanatı açısından aÅŸağıdaki özelliklerden hangisini taşımaz?

 

A) Yenilikleri bir ölçüde izleyen / Kendini yenileyebilen

B) Günlük yaÅŸamla ilgisiz / Devrinin akımlarına uyabilen

C) Belirli konuların dışına çıkmayan / Zaman zaman "geleneksel ÅŸiire baÄŸlı

D) Karamsar bir düÅŸünüÅŸe baÄŸlı / Yeniliklere tamamen kapalı olmayan

E) Toplumun sorunlarından kopuk / Şiirde kural tanımayan

 

 

 

 

 

 

19. "Ne kadar yetersiz olursa olsun, hiçbir eleÅŸtirmen kalkıp da bir eserin yalnız uzunluÄŸuyla ya da hacmiyle bizde hayranlık uyandırabileceÄŸini söylemez sanırım. Evet, yalnız hacminin büyüklüÄŸüyle ancak bir daÄŸ bizde yücelik duygusu uyandırabilir. Ama, edebiyat eserlerini deÄŸerlendirmeye gelince, iÅŸ deÄŸiÅŸir. Bir hikâyeyi, bir romanı, bir ÅŸiiri ya da oyunu deÄŸerlendirirken baÅŸka ölçütler gerekir."

​

Parçada öne sürülen düÅŸünceye göre, aÅŸağıdakilerden hangisi bir eseri deÄŸerlendirmeye yönelik yargılardan biri olamaz?

 

A) Sanatçı yer yer iç konuÅŸma tekniÄŸine baÅŸvuruyor.

B) Bu bin sayfa, romancının geniÅŸ soluklu bir sanatçı olduÄŸunu gösteriyor.

C) Åžiirdeki ses düzeni kelimelerin istifleniÅŸinden doÄŸuyor.

D) Romandaki kiÅŸiler olayların akışı içinde deÄŸiÅŸiyor.

E) Öykü boyunca bitkiler ve hayvanlarla ilgili benzetmeler sürüp gidiyor.

 

​

20. "Ben de gerçekçilikten yanayım. Ama burada yazar gerçekçi olacağım diye ne yapmış? Olaylara köylünün gözüyle bakmış, olaylar karşısında onun düÅŸündüÄŸü gibi düÅŸünmüÅŸ; köylünün hayatı, düÅŸünceleri, yazarın kafasından geçmemiÅŸ gibi verilmiÅŸ. Oysa yazar, gerçeÄŸe kahramanlarının gözüyle deÄŸil, kendi gözüyle bakmalıydı. Yazarın kafası burada bütünden kopmuÅŸ gerçekleri saptamaktan öteye geçmiyor; bu, sismografların depremi saptaması gibi bir ÅŸey…"

Bu parçada sözü edilen yazara yöneltilen eleÅŸtiriler arasında aÅŸağıdakilerden hangisi yoktur?

 

A) Sorunlardan söz ederken yaratıcılığını kullanmaması, kendinden bir ÅŸeyler katmaması

B) Kendi düÅŸünceleriyle kahramanların düÅŸüncelerini kaynaÅŸtırmaması

C) Sorunları tek tek olaylar olarak alması, kökenine inmemesi

D) Yer yer olayın akışını keserek okuyucuya bilgi vermesi

E) Sorunları kendi düÅŸünce süzgecinden geçirmeden vermesi

 

​

​

21. "Rablais ve Montaigne, zihinleri dünya hayatına çevirdikten sonra Fransız edebiyatının ilk keÅŸfettiÄŸi realite insandır. Ama bu insan, tarihi, coÄŸrafi ve toplumsal koÅŸullar dışındadır, örneÄŸin cimri insandır, cömert insandır, zalim insandır, açgözlüdür, zengindir, fakirdir, galiptir, maÄŸluptur. Ama henüz filan ÅŸehirde, falan mahallede yaÅŸayan uzun boylu, mavi gözlü, otuz yaşında yahut baÅŸka özel nitelikleri olan insan deÄŸildir."

​

Bu paragrafta yazar aÅŸağıdakilerden hangisine karşı çıkmaktadır?

 

A) Ä°nsanın çok genel nitelikleriyle tanıtılmasına

B) Fransız edebiyatında, gerçek insanın ele alınmasına

C) Ä°nsan konusu iÅŸlenirken tarihi gerçeklerin göz önünde bulundurulmasına

D) Ä°nsana, Rablais ve Montaigne'nin bakış açısı ile bakılmasına

E) Ä°nsanın çok yönlü olarak tanıtılmasına

 

 

 

 

 

22. "Bir ÅŸair, baÅŸkalarının ÅŸiirlerinde geçen kelimeleri kullanabilir. Bunun gibi o ÅŸiirlerin konularını, temlerini, düÅŸüncelerini yeniden iÅŸleyebilir. Ama bu özellik onu 'taklitçi' yahut 'deÄŸersiz' saymayı gerektirmez. Yeter ki o, bu kullanış ve iÅŸleyiÅŸte baÅŸkalarından ayrılabilsin. BaÅŸkalarından aldıklarına, etkilenmelerine kendi kiÅŸiliÄŸinin damgasını basabilsin. Onları ayrı bir görüÅŸ, biçim ve yöntemle yeni bir bireÅŸime sokabilsin. Kısacası ÅŸiirinde bir kiÅŸilik gösterebilsin."

​

Bu paragrafa en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi olabilir?

 

A) Eskimeyen Åžair

B) Åžiirde Öz ve Biçim

C) Yenilikçi Åžair

D) Åžiir TekniÄŸi

E) Åžair ve Özgünlük

 

 

 

 

 

 

 

 

23. "Feride zeki, baÅŸarılı ve afacan bir kızdı." cümlesindeki virgülün (,) görevine benzer bir kullanım aÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde vardır?

 

A) Sıtkı Efendi bu kasabada, herkesten uzak yaşar.

B) Nahit, okul sıralarında tiyatroya merak sarar.

C) Selim çevrede saygılı, sessiz bir genç olarak tanınır.

D) Ahmet, karısı Zehra ile Antep'ten Ä°stanbul'a göçer.

E) İzzet Ağa bir gece yine sancılanır, komaya girer.

 

 

 

24. "Yangın çok geçmeden söndürülmüÅŸtü." cümlesindeki özne-yüklem iliÅŸkisi aÅŸağıdakilerden hangisinde vardır?

​

A) O acılı haberi duyunca çok üzülmüÅŸtü.

B) Yüzbaşı Cemil, savaşın ilk gününde omzundan vurulmuÅŸtu.

C) Çocuk, yatağından kalkarak annesine sıkı sıkı sarılmıştı.

D) Ahmet Refik, yokuşun başına doğru yorulmuştu.

E) Onların bağırtılarını duydukça sinirleri iyice gerilmiÅŸti.

 

​

25. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde, yüklem durumundaki eylemin nedeni belirtilmemiÅŸtir?

 

A) O acılı haberden sonra üzüntüsünden hastalandı.

B) Bağırtıları duyunca korkusundan kayalıkların arkasına gizlendi.

C) Bütün gün yürümekten iyice yoruldu.

D) Gerçekleri söylemediÄŸini sözlerinden anladı.

E) Bu ıssız köyde yalnızlıktan bunaldı.

 

 

 

 

 

 

26. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde özne, açıklayıcısıyla birlikte verilmiÅŸtir?

 

A) SoÄŸuk kış gecelerinde onları, geride bıraktıklarımızı, düÅŸünüyorduk.

B) Kalabalıktan biri, yaşlı bir adam, elini kaldırdı.

C) Ülkemize, özlediÄŸimiz yere, sonunda dönmüÅŸtük.

D) Adam, istediÄŸi para verilirse, yapacağını söyledi.

E) ÇocuÄŸun dudakları, susuzluktan olacak, iyice çatlamıştı.

 

 

 

 

27. "Sabaha kadar mışıl mışıl uyumuÅŸtu."  cümlesindeki "mışıl mışıl" ikilemesiyle görev yönünden özde; olan öÄŸe aÅŸağıdakilerden hangisinde vardır?

 

A) Radyoda adım adım Anadolu'yu tanıtan bir program izledik;

B) Masaya saçak saçak bir örtü örtmüÅŸlerdi.

C) Onlarla sesimizi hiç yükseltmeden ağır ağır konuÅŸtuk.

D) Ä°ç cebinden deste deste paraları çıkarıp attı.

E) DeÄŸiÅŸik renklerden demet demet güller hazırladı.

 

 

 

 

28. AÅŸağıdaki cümlelerden bir paragraf oluÅŸturmak istense, bunlardan hangisi o paragrafın giriÅŸ cümlesi olur?

 

A) Nice eserler, biçimce zayıf ve çirkin olduklarından baÅŸarı kazanamamıştır.

B) Sanat eseri, içerikle biçimden örülmüÅŸ bir bireÅŸim, bölünmez bir bütündür.

C) Öyleyse, tek başına ne içerik ne de biçim bir eseri deÄŸerli kılmaya yetmez.

D) Bundan ötürü, bir eserin deÄŸerlendirmesini yalnızca biçim ya da yalnızca içeriÄŸe göre yapmak yanlıştır.

E) Özce anlamsız, içeriÄŸi hiçe sayan eserler de kısa sürede unutulmuÅŸtur.

 

 

29. "Onun için zevkine ve keyfine düÅŸkün ne kadar memurlar varsa, hep burasını ister, buraya yerleÅŸirdi."

Bu cümlenin anlatımındaki bozukluk, nasıl giderilebilir?

 

A) "ne kadar"dan sonra, "çok" getirilerek

B) "ister" ve "yerleÅŸirdi" yüklemleri çoÄŸullaÅŸtırarak

C) "zevk" ve "keyif" kelimeleri çoÄŸullaÅŸtırarak

D) "memurlar"dan çoÄŸul eki atılarak

E) "hep" kelimesi, "hepsi" biçimine getirilerek

 

​

30. "Köy romanı, gerçeklerimizi tam olarak iÅŸleyememiÅŸtir. Köy romanı diye bir tür, baÅŸlangıçta bir zorlama tür olarak çıkmıştır ortaya. Birtakım kent aydınlarımız, konusunu köy hayatından alan, gerçekte ise o hayattan kaynaklanmayan sorunlar üstünde kalem oynatmaya itilmiÅŸtir. Karabibik, Küçük PaÅŸa bu türün başını çekmiÅŸtir. Köy romanı, köyden çıkmış, kentlerde eÄŸitilmiÅŸ aydınlarca baÅŸlatıldı. Ama onlar da yer yer yaÅŸlı kadınları köylü ÅŸivesiyle konuÅŸturma sevdasında ve saplantısında duralayıverdiler."

​

Bu paragraftan aÅŸağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?

 

A) Köy romanı geleneÄŸi köy kökenli yazarlar tarafından baÅŸlatılmıştır.

B) Kimi kent aydınları, kendilerini köy romanı yazmaya zorlamışlardır.

C) Gerçek köy romanı konularını köy sorunlarından almalıdır.

D) Karabibik ve Küçük PaÅŸa, köy romanı türünün en baÅŸarılı örnekleridir.

E) Kimi yazarlar, kiÅŸilerini köylü aÄŸzıyla konuÅŸturmayı, köy romanı için yeterli saymışlardır.

 

​

 

 

 

31. "Bir tür olarak halk ÅŸiiri, çağını çoktan doldurmuÅŸ bulunmaktadır. Halk ÅŸiirinin özünde, eskiden beri ayırıcı nitelik olarak bilinen öÄŸeler deÄŸiÅŸmiÅŸtir. Bir KaracaoÄŸlan, içinde bulunduÄŸu kültürün biçimleriyle ÅŸiir söylemekteydi. Bir Pir Sultan da Öyle. Âşık Veysel için bunu söyleyebilir miyiz? O, büyük kentlerdeki kültürle, radyo ve gazetenin köye getirdiÄŸi kültürle karşı karşıyadır. Eski biçimleri kullanmış ama içerikte o kültürden devÅŸirebildiÄŸi deÄŸerleri yazmıştır. ÇaÄŸdaÅŸları gibi o da içinden kopup çıktığı toplum kesimini tam yansıtamamıştır."

​

Bu paragraftan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı hangisidir?

 

A) Günümüzde halk ÅŸiirini besleyen kaynaklar gittikçe azalmaktadır.

B) Âşık Veysel, sadece biçim yönünden geleneksel halk ÅŸiirinin bir uzantısıdır.

C) Pir Sultan da KaracaoÄŸlan gibi çağının özelliklerini ÅŸiirinde yansıtan bir ozandır.

D) Radyo ve gazetenin köye ulaÅŸması, Âşık Veysel'in ÅŸiirini olumsuz yönde etkilemiÅŸtir.

E) Günümüz halk ozanlarının eserlerinden, onların hangi çaÄŸda yaÅŸadıkları kestirilemez.

 

 

CEVAPLAR

1-D 2-E 3-A 4-C 5-B 6-E 7-A 8-D 9-C 10-B 11-D 12-E 13-B 14-A 15-E 16-C 17-D 18-E 19-B 20-D 21-A 22-E 23-C 24-B 25-D 26-B 27-C 28-B 29-D 30-B 31-A

bottom of page