google.com, pub-1772441188610312, DIRECT, f08c47fec0942fa0 1993 Üniversite Sınavında Çıkmış Dil Bilgisi Soruları I dinledebiyat
top of page

1993 Üniversite Sınavlarında Çıkmış  Dil Bilgisi Soruları

1993 Üniversite Sınavlarında Çıkmış  Dil Bilgisi Sorularını pdf formatında görüntülemek ve indirebilmek için tıklayınız...

1993- ÖSYM- ÇIKMIÅž DÄ°LBÄ°LGÄ°SÄ° SORULARI

 

1. —- söylemek gerekirse, bu sanatçının baÅŸarısı, iÅŸlediÄŸi konulardan deÄŸil, en geniÅŸ kapsamlı bir düÅŸünceyi, en az sözcükle anlatabilme gücünden doÄŸmaktadır.

Bu cümlenin başına aÅŸağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) Açıkça

B) Özetle

C) Kısaca

D) Åžöyle

E) Kestirmeden

 

2. YaÅŸamımızda çok önemli bir yeri olan ekmek sözcüÄŸü pek çok deyimde kullanılmaktadır. ÖrneÄŸin, geçim saÄŸlayacak bir iÅŸ bulmanın zorluÄŸunu anlatmak için (I)"ekmek aslanın aÄŸzında", kendisi çalışmayıp baÅŸkasının kazancıyla geçinme durumu için (II)"ekmek elden su gölden" deriz. Geçimini saÄŸlama da çok becerikli olmayı (III)"ekmek kapısı" deyimiyle karşılarız. (IV)"EkmeÄŸine göz dikmek" deyimiyle, birinin geçimini saÄŸlayan iÅŸi elinden almaya çalışmayı anlatmak isteriz. Bir kiÅŸinin geçimini saÄŸlamak için çalışmasına da (V)"ekmek kavgası" deriz.

Bu parçada numaranmış deyimlerden hangisi yanlış açıklanmıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

 

 

www.dinledebiyat.com

3. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir karşılaÅŸtırma yapılmıştır?

A) Ünlü masal kahramanı Heidi'nin oradan oraya koÅŸturduÄŸu Alpler ile hemen hemen aynı güzelliÄŸe sahip bir yayladayız.

B) ÇocukluÄŸumun pazen pijamalarına desen olmuÅŸ kır çiçekleri, orman gülleri yol kenarlarına gizlice serpiÅŸtirilmiÅŸ.

C) Burada doÄŸayla kucak kucaÄŸa, yapayalnız, özgür, güçlü ve huzurlusunuz.

D) Åženliklerle, hele genç kızların dilinde coÅŸkuyla akıp giden sevda türküleriyle bir baÅŸka güzeldir yaylalar.

E) Bir yanda olanca maviliÄŸiyle deniz, bir yanda başı karlı daÄŸlar ve yeÅŸilin bin bir tonu…

 

4. (I) Sabahları erkenden kalkılır. (II) Yataklar kaldırılır. (III) Topluca kahvaltı edilir. (IV) Ardından kabak çiçeÄŸi toplamaya gidilir. (V) Çiçekler güneÅŸ doÄŸmadan önce toplanır. (VI) Yoksa hemen akÅŸam sefaları gibi kaparlar ağızlarını.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi kendisinden önceki cümlede bildirilen iÅŸin nedenini açıklamaktadır?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

 

5. AÅŸağıdaki sıralı cümlelerin hangisinde, ikinci cümle birincinin yorumudur?

A) Ayrıntıları iyi seçiyor, bunları ustaca kullanıyor.

B) Ä°kide bir karşıma çıkıyor, sanki beni izliyor.

C) Bu gömleÄŸin rengi hoÅŸuma gitmedi, ötekini beÄŸendim.

D) Onlara gülüp geçmek istiyorum, olmuyor.

E) Koluma giriyor, başlıyor konuşmaya.

 

6. Sanat, toplumdaki bireylerin çoÄŸunluÄŸunu dikkate alarak onların çizgisine inmemeli, tersine hep biraz önden gitmelidir.

Bu cümlede sanatla ilgili olarak vurgulanmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

A) Toplumdaki belli bir kesime seslenmeli, sanatçının düÅŸüncelerini halka yaymalıdır.

B) Toplum düzeyinin altına düÅŸmemeye çalışmalı, herkese seslenmelidir.

C) Toplumdaki bireylerin düzeyini göz önünde tutarak onlara ulaÅŸmaya çalışmalıdır.

D) Toplum düzeyinin üstünde olmalı, topluma yol göstermelidir.

E) Toplumu yönlendirmekten çok, bireylerin beÄŸeni düzeyini yükseltmelidir.

 

7. Bu roman, aradan geçen bunca yıla karşın konusuyla, anlatımıyla hâlâ genç.

Bu cümlede anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

A) Romanda, günlük, sıradan olayların anlatımında bile özgün ve çarpıcı bir dil kullanılıyor.

B) Günümüzdeki toplumsal sorunlar, romanda herkesin anlayacağı bir dille ele alınıyor.

C) Roman, hem anlatılanlar hem de bunların anlatılışı bakımından güncelliÄŸini koruyor.

D) Romanın dilindeki yalınlık, geçmiÅŸteki olayların anlaşılmasını kolaylaÅŸtırıyor.

E) Romanda, günümüzün olayları geçmiÅŸle baÄŸlantı kurularak deÄŸiÅŸik bir anlatımla yansıtılıyor.

 

8. I. EleÅŸtirmenler bir yapıtı anlamak ve anlatmak yerine, yapıttan yola çıkarak çeÅŸitli konulardaki düÅŸüncelerini dile getiriyorlar.

II. Aynı yapıtı eleÅŸtirenlerden birinin öne sürdüÄŸü düÅŸünceler ötekininkiyle çeliÅŸebilir.

III. EleÅŸtirmenlerin eleÅŸtiri adı altında ürettikleri, yalnızca kendi dünya görüÅŸleri, kendi deneyimleridir.

IV. EleÅŸtirmenler kanıtlanması güç birtakım düÅŸünce kalıplarını ortaya koyuyorlar.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?

A) I. ve II.

B) I. ve III.

C) I. ve IV.

D) II. ve III

E) III. ve IV.

 

9. (I) Halk ÅŸiirinde ÅŸair, kendini özentiye, yapaylığa kaptırmaz. (II) Yasamda ve doÄŸada gördüklerini soyutluktan uzak bir söyleyiÅŸle anlatır o. (III) Sevinçlerini, acılarını, olayların kendisi üzerindeki etkilerini, duyduÄŸu gibi belirtmek ister. (IV) içtenlik, kolay ve hazırlıksız söyleyiÅŸ, halk ÅŸiirinin en üstün niteliÄŸidir. (V) Özgün olması ve Türk ruhunu yansıtması bakımından ulusal karakter taşıyan bir ÅŸiirdir.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi,"Halk ÅŸiirinin baÅŸta gelen özelliÄŸi doÄŸallık ve somutluktur." yargısıyla ilgili deÄŸildir?

A) V. B) IV. C) III. D) II. E) I.

 

10. (I) Hececiler, Türk ÅŸiirinde M. Emin Yurdakul ve Rıza Tevfik Bölükbaşı'nın açtığı yolu geniÅŸletmeye çalışmışlardır. (II) Halk ÅŸiirinin renkli dünyasına bu ÅŸiirin dış yapısını, özellikle de ölçü ve uyak düzenini benimseyerek ulaÅŸmayı amaçlamışlardır. (III) Dil açısından açık, arı bir söyleyiÅŸe yönelmiÅŸlerdir. (IV) Taklitten yola çıktıkları, duygu evrenlerini yenileyip çaÄŸdaÅŸ deÄŸerlerle donatmadıkları için ÅŸiirselliÄŸi bir türlü yakalayamamışlardır. (V) Åžiirlerindeki tekdüzelilik, kalıplaÅŸmışlık da bundandır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden baÅŸlayarak Hececilerin ÅŸiirine yönelik olumsuz bir yaklaşım söz konusudur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

 

11. (I) Arkadaşınızla (II) sizi (III) Kızılay'da (IV) otobüs durağında (V) gördüm.

Bu cümlede zamanı vurgulamak için "dün" sözcüÄŸünün, numaralanmış yerlerin hangisine getirilmesi uygun olur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

 

12. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük türetilirken bir ünlü kaybına uÄŸramıştır?

A) Bu çiçeÄŸin yaprakları çok çabuk sararmış.

B) Geçen yıl dikilen bu elbise iyice daralmış.

C) Uykusuzluktan gözlerinin altı morarmış.

D) Kilo alınca yanakları iyice pembeleÅŸmiÅŸ.

E) Saçları son aylarda çok beyazlaÅŸmış.

 

13. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde "üstünlük" bildiren bir belirteç (zarf) vardır?

A) Yol yapım çalışmaları büyük bir hızla ilerliyor.

B) Burada göç, daha çok, büyük merkezlere doÄŸrudur.

C) Kentlere doÄŸru büyük bir nüfus hareketi görülmektedir.

D) Burası, nüfus bakımından ikinci büyük kentimizdir.

E) Nüfus planlamasıyla ilgili büyük sorunlarımız vardır.

 

14. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde yansımadan doÄŸmuÅŸ bir sözcük vardır?

A) YaÄŸmurdan sonra, sokakları seller götürdüÄŸünden uzun süre karşıya geçemedik.

B) Dünkü fırtına, aÄŸaçlarda ne meyve ne de yaprak bıraktı.

C) ÖÄŸretmenin, çocuklara bağırmaktan nefesi tükenmiÅŸ, sesi kısılmıştı.

D) Açık kalan musluÄŸun şırıltısından bütün gece uyuyamadım

E) Konuşurken o kadar heyecanlandı ki sesinin titremesini engelleyemedi.

 

15. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir ad takımı arasına, tamlananın sıfatı girmiÅŸtir?

A) Yeni aldığı güneÅŸ gözlüÄŸünü kaybetmiÅŸ.

B) Mavi çizgili gömleÄŸinin düÄŸmesi kopmuÅŸ.

C) Ağacın pencereye değen dallarını kesmek gerekiyor.

D) Dün, uzun süredir görmediÄŸim bir okul arkadaşıma rastladım.

E) Senin önerdiÄŸin kitabı bir türlü alıp okuyamadım.

 

16. AÅŸağıdaki dizelerin hangisinde birden çok nesne vardır?

A) Sevdamın avucunu bastırıyorum geceye.

B) Ben seni unutmak için sevmedim.

C) Seni ben ellerin olsun diye mi sevdim?

D) Gözlerinden içti gönlüm neÅŸeyi.

E) Seni, sesini, gözlerinin rengini unutabilsem!

 

17. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde özne ortaktır.

A) Hava soğumuştu, kar yağmaya başlamıştı.

B) Yol çok uzundu, yürümekle bitecek gibi deÄŸildi.

C) Aradan üç yıl geçmiÅŸti, kimse arayıp sormamıştı.

D) Soluk benizliydi, başında eski bir kasket vardı.

E) Yaşlı biriydi, mahallede onu herkes seviyordu.

 

18. AÅŸağıdakilerin hangisinde, yan cümlecik, temel cümleciÄŸin nesnesi görevindedir?

A) Bu sözü söylemiÅŸ olabileceÄŸini sanmıyorum.

B) Bunun, yerinde bir karar olduÄŸundan kuÅŸkuluyum.

C) Onun hakkında söylenenlere inanmadım.

D) Bizimle geleceÄŸine çok sevindim.

E) Söz verdiÄŸim için gitmeliyim.

 

19. Genç yaşında öykü alanında isim yapmış ve türün parlak örneklerini vermiÅŸ olan yazar, kahramanlarını her gün karşılaÅŸabileceÄŸimiz kiÅŸiler arasından seçmiÅŸtir.

Bu cümlenin öÄŸeleri aÅŸağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiÅŸtir?

A) Nesne, dolaylı tümleç, özne, yüklem

B) Nesne, özne, dolaylı tümleç, yüklem

C) Özne, zarf tümleci, nesne, yüklem

D) Özne, nesne, dolaylı tümleç, yüklem

E) Özne, nesne, zarf tümleci, yüklem

 20. Bihruz Bey, yarım yamalak bir öÄŸrenim görmüÅŸ, yirmi üç yirmi dört yaÅŸlarında bir gençtir.

Yukarıdaki cümle ya da onu oluÅŸturan sözcükler dilbilgisi açısından incelendiÄŸinde aÅŸağıdakilerden hangisi yanlış olur?

A) BileÅŸik isim cümlesidir.

B) Birden çok belgisiz sayı sıfatı vardır.

C) Yükleminde ek-fiilin geçmiÅŸ zaman eki vardır.

D) "yarım yamalak" sözü ikilemedir.

E) "öÄŸrenim" sözcüÄŸü fiilden türemiÅŸ bir isimdir.

 

 

 

21. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde kısaltmalarla ilgili bir yazım yanlışı vardır?

A) Bugün TBMM'nin kuruluÅŸ yıldönümü kutlanıyor.

B) TV'de bu akÅŸam güzel bir film var.

C) ÖÄŸrenim için ABD'ye gidecek.

D) Üniversite sınavına ODTÜ'de girecekmiÅŸ.

E) Kaybolan sınav belgenizi ÖSYM'den alabilirsiniz.

 

 

 

22. Cümlede vurgulanması gereken özneden sonra virgül konulur.

AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya uygun olarak kullanılan virgül vardır?

A) O, benim için örnek bir insandı.

B) Adlarımızı, adreslerimizi defterine yazdı.

C) Olayı, benden baÅŸka herkes görmüÅŸtü.

D) Onun değerini, onu yitirince anlamıştı.

E) En çok sevdiÄŸi aÄŸacı, dut aÄŸacını kesmiÅŸlerdi.

 

 

 

23. Ta çocukluÄŸumdan beri trenleri gören bir evde yaÅŸamak isterdim ( ) Demiryoluna bakan bir pencere ( ) bir balkon ( ) Rayların içinden yürüye yürüye eve gelmenin tadı ( )

Bu cümlede parantezlerle belirtilen yerlere, sırasıyla aÅŸağıdakilerin hangisinde verilen noktalama iÅŸaretleri getirilmelidir?

A) (!) (;) (.) (.)

B) (:) (,) (…) (.)

C) (.) (;) (.) (…)

D) (.) (,) (…) (…)

E) (…) (,) (!) (.)

 

24. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde "de" sözcüÄŸünün atılması anlam deÄŸiÅŸikliÄŸine yol açar?

A) Oraya uÄŸra da arkadaşının düÅŸüncelerini öÄŸren.

B) Onu hem de bugün aradım.

C) Ne kendi geldi ne de çocuklarını gönderdi.

D) Ben bu öÄŸüdü ona deÄŸil de sana vermeliydim.

E) Dün akÅŸam ki toplantıda ben de konuÅŸtum.

 

25. (I) Kısa, yalın söyleyiÅŸ onun ÅŸiirlerinde, sonuna kadar, temel öÄŸelerden biri olarak kaldı, (II) BaÅŸlangıçta bütün ÅŸairlerce eski ÅŸiire bir tepki olarak baÅŸvurulan bu yalınlık öÄŸesini, Necatigil bilinçli olarak geliÅŸtirdi. (III) BaÅŸka ÅŸairler onunkilere benzeyen ÅŸiirler yazdı. (IV) Onu taklit edilmesi güç, taklit edilince sırıtan bir ÅŸiir dili haline getirmeyi baÅŸardı. (V) Sonunda "Necatigil ÅŸiiri" diye adlandırılan güzel bir ada çıktı ortaya.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisi düÅŸüncenin akışını bozmaktadır.

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

 

26. Adalarda oturanlar, akÅŸam üzeri iskeleye çıkıp, gelenleri karşılar, gidenleri uÄŸurlarlar; gençler arkadaÅŸlarıyla buluÅŸur; yaÅŸlılar çay bahçelerinde, aralarında söyleÅŸirler. Saat dokuza gelince, herkes evine dönmüÅŸ, sofraya oturmuÅŸ olur. Adalara gezmeye gelen birkaç kiÅŸi dışında kimseleri göremezsiniz ortalıkta.

Bu parçanın anlatımında aÅŸağıdakilerden hangisine baÅŸvurulmuÅŸtur?

A) Öyküleme

B) Tanımlama

C) Tartışma

D) Açıklama

E) Karşılaştırma

 

27. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde betimleme yoktur?

A) Söylenenleri hiç duymuyormuÅŸçasına dalgın, düÅŸünceli bir tavırla iÅŸini yapmayı sürdürdü.

B) Artık bahar geldi derken birdenbire hava bozmuÅŸ, damlar, sokaklar, kırlar, karla örtülmüÅŸtü.

C) Az konuÅŸan, doÄŸruyu söyleyen, söylediÄŸini tartan bir insandı.

D) Ä°çli, çok duygulu bir adamdı, konuÅŸurken hem aÄŸlar hem aÄŸlatırdı.

E) Benim gibi babamın da dedemin de çocukluk ve ilk gençlik günleri bu konakta geçmiÅŸti.

 

28. Küf yeÅŸili, yaprağın üzerinde koyu benekler vardı. Yapraktan acı, kekiÄŸimsi bir koku geliyordu. Adam, yapraÄŸa bakıyor, beneklerini sayıyordu. Birden yaprağın üstündeki beneklerden biri kımıldadı, irkildi adam. Önce gözlerine inanamadı. Koyu kestane sırtıyla minicik bir böcek! Sonra böceÄŸin sırtındaki koyu kestane kabuk çıtırdayarak yarıldı, altından tül gibi yar: saydam kanatlar çıktı. Uçuverdi böcek. Nemli, ılık bir esintinin içinde yitip gitti.

Bu parçada, ayrıntıların seçiminde aÅŸağıdaki duyuların hangisinden yararlanılmamıştır?

A) Görme

B) Tatma

C) Dokunma

D) Ä°ÅŸitme

E) Koklama

 29. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde yerinde kullanılmamış bir sözcük anlatım bozukluÄŸuna yol açmıştır?

A) BaÅŸarı sözcüÄŸünün anlamı kiÅŸiden kiÅŸiye deÄŸiÅŸir.

B) Her insan, yaptığı işin beğenilmesinden hoşlanır.

C) Sürekli ve düzenli bir çalışma kiÅŸiyi baÅŸarıya ulaÅŸtırır.

D) Önemsenmeyen, gereksiz hatalar baÅŸarıyı engeller.

E) Önemsiz gibi görünen ayrıntıların da bir iÅŸlevi vardır.

 

 

 

30. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluÄŸu vardır?

A) Toplumsal yaşamda herkesin uymak zorunda olduğu kurallar vardır.

B) Kâğıt tüketimi bir toplumun geliÅŸmiÅŸlik göstergelerinden biridir.

C) Yasalara göre, paranın üzerine yazı yazmak, yırtmak yasaktır.

D) Masanın üzerindeki kâğıtlar, kitaplar birbirine karışmış.

E) Dün aldığı gazeteleri, dergileri hâlâ okuyamadı.

 

 

 

 

31. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluÄŸu vardır?

A) YaÅŸamını zenginleÅŸtiren, anlam kazandıran birçok dostu var.

B) Her yıl arkadaşlarıyla Bodrum'a gider, orada uzun bir tatil yapar.

C) Sınıfta kaldığına çok üzüldü, bunu kimseye söyleyemedi.

D) Yolda arkadaşlarıyla karşılaştı, onlara, olanları anlattı.

E) Yeni bir ev aldı, içini istediÄŸi gibi döÅŸedi.

 

 

 

 

32. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluÄŸu vardır?

A) Bu yazıyı hazırlamadan önce, yalnızca dergileri deÄŸil, gazeteleri de taraman iyi olur

B) Okuduklarının ezberlemek deÄŸil, tartışarak özümlenmesini saÄŸlamak gerekir.

C) Bu konuda yetkililerle konuÅŸarak onların görüÅŸlerini almayı düÅŸünüyoruz.

D) ÅžiÅŸmanlıktan kurtulmak için beslenmenize dikkat etmeli, ayrıca düzenli olarak spor yapmalısınız.

E) Çocukların, masal kitaplarından çok, resimli romanlara ilgi duydukları bilinmektedir.

 

33. (I) Yıllar önce, sevdiÄŸim bir ÅŸairin, beÄŸendiÄŸim bir kitabını almıştım. (II) Bu kitabı yıllardır özenle saklıyordum. (III) Dün, onu bir kez daha okuyarak anılarımı tazelemek istedim. (IV) Ancak kitabı kitaplığımda nereye koyduÄŸumu bir türlü bulamadım. (V) Ya birine vermiÅŸ ya da bir yerlere sıkıştırmış olacağım.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluÄŸu vardır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

 

34. Zaman zaman ÅŸiir yazıyor ve yayımlıyorum; ama ben ÅŸiiri hiçbir zaman köÅŸe yazarlığı gibi düÅŸünmüyorum.

Bu cümledeki anlatım bozukluÄŸu aÅŸağıdakilerden hangisiyle giderilebilir?

A) "ÅŸiiri" yerine "ÅŸairliÄŸi" sözcüÄŸü getirilerek

B) "hiçbir zaman" sözü atılarak

C) "gibi" yerine "olarak" sözcüÄŸü getirilerek

D) "ben" sözcüÄŸü atılarak

E) "düÅŸünmüyorum" yerine "düÅŸünmedim" sözcüÄŸü getirilerek

 

35. Kimi yazarların ve eleÅŸtirmenlerin öyküyü, yazarın romana geçmesi için bir çeÅŸit hazırlık, bir kalem alıştırma deneyi saydığını biliyorum. Belki de bu yaygın kanı yüzünden —-.

DüÅŸüncenin akışına göre, bu parçanın sonuna aÅŸağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) yazınımızda, romanı anımsatan uzun öyküler çoÄŸaldı

B) öyküye, romanın kısaltılmış biçimi olarak bakıldı

C) öykü, romana göre daha az deÄŸerli bir tür sayıldı

D) bazı ürünlerin öykü mü yoksa roman mı olduÄŸunu belirlemek güçleÅŸti

E) roman ve öykülerde gerçek olaylar anlatılmaya baÅŸlandı

36. Neden böyle bir ÅŸey yapayım? Onun sanatçılığını önemsemeseydim, yönettiÄŸim kitap dizisinin "YaÅŸayan Åžairler ve Yazarlar" bölümünü, onu konu alan bir kitapla baÅŸlatır mıydım? Ayrıca o kitabı, onu yakından tanıyan, seven, beÄŸenen bir yazarın hazırlamasını ister miydim?

Bu parça aÅŸağıdaki sorulardan hangisine verilmiÅŸ bir cevap olabilir?

A) Bu sanatçıyı tanıtırken niçin yakınlarının görüÅŸlerine baÅŸvurmadınız?

B) Niçin bu sanatçının bir deÄŸer taşımadığını, ciddiye alınamayacağını söylediniz?

C) O sanatçı hakkında niçin kendi düÅŸüncelerinizi açıkladınız?

D) DeÄŸerli bulduÄŸunuz sanatçıları niçin yaÅŸayanlarla sınırladınız?

E) Bu sanatçı hakkında niçin bir kitap yayımladınız?

 

37. Her ÅŸiir bir tekrardır. Åžairin deÄŸiÅŸmez mizacının, ruh yapısının, biraz deÄŸiÅŸik bir biçimde, bir kez daha dizelere yansımasıdır. Çünkü bir ÅŸairin her ÅŸiirinde kendini tamamen yenilemesi, çok zor ya da olanaksızdır bence.

Bu parçada ÅŸairlerle ilgili olarak aÅŸağıdakilerden hangisi anlatılmaktadır?

A) Aynı konuları işlerler.

B) Sözcük seçimine özen gösterirler.

C) Şiirleri eski yazdıklarının bir uzantısıdır.

D) Yaşamları şiirlerini besleyen tek kaynaktır.

E) Yaşamları hep aynı kalır.

 

 

 

 

38. O bize en az bir Batı dilini bilmek gerektiÄŸini sık sık söylerdi. Neden bir Batı dili? Dünyaya açılmak için. Ama bu arada kendi öz dilimizi de ihmal etmeyecektik. Ona göre insan, anadilini ancak bir baÅŸka dil öÄŸrenerek daha iyi kavrayabilirdi.

Bu parçada aÅŸağıdakilerden hangisine deÄŸinilmiÅŸtir?

A) Bir yabancı dil öÄŸrenmenin önemine

B) Anadili öÄŸrenmenin çaba gerektirmediÄŸine

C) Dillerin birbirine çok benzediÄŸine

D) Anadilini bilmeyenin bir yabancı dili öÄŸrenemeyeceÄŸine

E) Yabancı dil bilmeyen birinin aydın sayılamayacağına

 

 

 

 

 

 

 

39. Hemen hepimiz bir tüketim çılgınlığı içindeyiz. Neyi harcayıp tüketiyoruz? DoÄŸayı, çevremizi… Sonuçta soluk alacağımız ortamı yok ediyoruz; kaynakları bilinçsizce sömürüyor, kurutuyoruz. Bir baÅŸka anlatımla insanı tüketiyoruz. Kısacası kaynakları yok ediyoruz; ama sanayi artıklarını yok edemiyoruz.

Bu parçada vurgulanmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

A) Savurganlığı önlemeye yönelik giriÅŸimlerin yetersiz kaldığı

B) Yarınki kuÅŸakların daha çok çalışması gerekeceÄŸi

C) Geleceği planlamadan yaşamanın doğru olmadığı

D) Çevreyi koruyacak örgütlerin bulunmadığı

E) DoÄŸanın kirletilerek kaynaklarının ölçüsüzce kullanıldığı

 

 

 

40. O, ÅŸiirlerini imbikten süzen, haddeden geçiren, biraz tembelce bir ustadır. Hiç çırak olmamıştır. Bütün ÅŸiirlerini topladığı tek kitabının, elli yıllık yaÅŸamının balını doldurduÄŸu bir petek olduÄŸunu çoÄŸu kiÅŸi bilmez. Bugün doÄŸan çocuklar ve onların torunları, onun ÅŸiirlerini bizden daha çok seveceklerdir. EÄŸer siz de bugüne kadar bu ÅŸiirlerin farkında olmamış, tadına varmamışsanız, eksik yaÅŸamışsınız demektir.

Bu parçada sözü edilen ÅŸairle ilgili olarak aÅŸağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Åžiirlerinde söz ve anlam sanatlarına yer verir.

B) Åžiirlerinin deÄŸeri ilerde daha çok anlaşılacaktır.

C) Åžiirleri zevkle okunan çok ünlü bir ÅŸairdir.

D) Son ÅŸiirleri, ilk ÅŸiirlerine göre daha usta iÅŸidir.

E) Åžiirlerinde deÄŸiÅŸik temalar iÅŸlenmiÅŸtir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

41. V. Hugo'nun "Gülen Adam" adlı romanını Türkçeye çeviriyordum. Romanda anlamını bilmediÄŸim pek çok sözcükle karşılaÅŸtım. Üstelik bu sözcükler, sözlüklerde de yoktu. Sonunda öÄŸrendim ki Hugo bu sözcükleri, Fransızcayı geliÅŸtirmek ilk kez bunu romanda kullanmış. Bunu öÄŸrenince çeviriyi bıraktım. Ama o günden sonra Hugo’ya duyduÄŸum saygı daha da arttı. Bundan da öte, bir yazarın anadilli geliÅŸtirip onun söz varlığını geniÅŸletmedeki sorumluluÄŸunu öÄŸrendim.

Bu parçada aÅŸağıdakilerin hangisinden söz edilmektedir?

A) Çeviri yaparken bazı kurallara uymak gerektiÄŸinden

B) Yazarların garip davranışlarından

C) Yabancı dilde yazılan yapıtları anlamanın zorluğundan

D) Yazarların dili zenginleÅŸtirme çabasından

E) Çeviri yapılan dilin çok iyi bilinmesi gerektiÄŸinden

 

 

 

 

 

 

42. Kimi konular sanatçılar arasında sık sık tartışılıyor. YaÅŸadığını yazmak ya da yazmamak da bunlardan biri. Böyle bir konuyu tartışmaya giriÅŸmek bile yersizdir. Herkes yaÅŸadığını yazar. Öyle ki geride büyük yapıtlar bırakmış yazarlara baktığımız zaman, bunların yaÅŸamdan, yaÅŸanmış olaylardan yola çıktığını görürüz. Bundan daha doÄŸal bir ÅŸey olamaz. Çünkü hiç bilmediÄŸi bir konuyu, içine hiç girmediÄŸi bir çevreyi, hiç tanımadığı insanları nasıl yazabilir kiÅŸi?

Bu parçada anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

A) Yazarlar kimi konularda tartışarak gerçeÄŸe ulaşırlar.

B) Sanatçının baÅŸarılı olması, başından geçen olayları düÅŸ gücüyle biçimlendirmesine baÄŸlıdır.

C) YaÅŸamı çok iyi tanıyan sanatçılar deÄŸiÅŸik alanlarda ürün verebilirler.

D) Sanatçı, yaÅŸamdan aldığı konuyu duygularıyla zenginleÅŸtirirse yaratıcı olur.

E) Yazarlar yapıtlarında tanık oldukları, gözlemledikleri olay ve durumları yansıtırlar.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

43. Kalemini ustalıkla kullanmasını bilen yazar için iyi konu, kötü konu yoktur. Çünkü bir öyküyü, bir romanı ilginç kılan, yazarın anlatımı, baÅŸka bir deyiÅŸle sözcükleri seçme ve kullanma biçimidir. Ä°ÅŸlenen olay, ne denli güçlü, etkili, önemli olursa olsun, baÅŸarısız, kötü bir yazarın elinde ziyan olur gider. Öyle ki uzatmalar, abartmalar, bayağılaÅŸtırmalarla öykü ya da roman çekilmez hale gelir.

Bu parçada öykü ve romanlarla ilgili olarak aÅŸağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?

A) Anlatılanların özgün olması gerektiÄŸi

B) Ayrıntılara inmenin ustalarca başarılabileceği

C) Üslûbun büyük önem taşıdığı

D) Kısa öykü yazmanın birtakım güçlüklerinin bulunduÄŸu

E) Başarıya ulaşmanın deneyim gerektirdiği

 

 

 

44. EleÅŸtirmenlerin sayıca az, yazarların ve kendisini yazar sananların bu kadar bol olduÄŸu ülkemizde, her kitap çıkaran, eleÅŸtirmenlerin mutlaka o kitaptan söz etmesini ister. Bunun olanaksız olduÄŸunu aklına bile getirmez. Ama ÅŸunu rahatlıkla söyleyebilirim: Üzerinde durmaya deÄŸer bir eser yayımlanınca, eleÅŸtirmenlerden biri eninde sonunda o kitaptan ve yazarından söz eder.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

A) Günümüzde eleÅŸtirmen sayısı yazarlara oranla azdır.

B) Her yazar, yapıtından çok, kendisinden söz edilmesine deÄŸer verir.

C) EleÅŸtirmenlerin bir yapıtı beÄŸenmesi, onun kendi düÅŸüncelerine uygun olmasına baÄŸlıdır.

D) Her deÄŸerli yapıt, mutlaka bir eleÅŸtirmenin dikkatini çeker.

E) Çok sayıda kitap yayımlanması, bunların okunmasını ve deÄŸerlendirilmesini güçleÅŸtirir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

45. Bu yapıtta, seksen kitapla ilgili düÅŸüncelerimi, izlenimlerimi bulacaksınız. Bunlardan kimilerine katılacak, kimilerine dudak bükeceksiniz. DoÄŸaldır bu. Herkes her kitabı sevmez; ya da ilk bakışta size sevimsiz, soÄŸuk, yabancı gelen bir kitap bir süre sonra bakarsınız en yakın dostunuz oluvermiÅŸ. Siz de bu yapıtı okuduktan sonra, sözünü ettiÄŸim o ÅŸiirleri, romanları, öyküleri okumak gereÄŸini duyarsanız amacıma ulaÅŸtım demektir.

Bu sözleri söyleyen yazarla ilgili olarak aÅŸağıdaki yargılardan hangisine varılabilir?

A) Sözünü ettiÄŸi kitaplara karşı, okuyucunun ilgisini uyandırmaya çalışmaktadır.

B) Her kitabın beÄŸenilecek bir yanı olduÄŸunu düÅŸünmektedir.

C) Okuyucuya kitabı sevdirmenin, yazarın görevi olduÄŸuna inanmaktadır.

D) DüÅŸüncelerinin okur tarafından benimsenmeyeceÄŸi kaygısı içindedir.

E) Kitapları olumlu yönleriyle tanıtarak okuyucuya yaklaÅŸmak istemektedir.

 

 

46. Bir dili güzel ve çarpıcı olarak kullanabilme, büyük ölçüde, okumayla olur. Okuma nasıl dili güzel kullanmayı etkilerse, bir dili bütün söz sanatlarıyla, söz oyunlarıyla bilinçli olarak kullanma da hemen her alanda kiÅŸilerin iç ve dış dünyasını zenginleÅŸtirip geniÅŸletir.

Bu sözlerle asıl anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

A) Çok okuyan insan güzel konuÅŸur, güzel konuÅŸmalar da dinleyenleri derinlemesine etkiler.

B) Okumanın, dili etkileyici bir biçimde kullanmada, dili etkili kullanmanın da kiÅŸinin yaÅŸamını renklendirmede önemli bir payı vardır.

C) YaÅŸamı sevme, insanın okumayı sevmesini, okumayı sevmesi de düÅŸünce dünyasını zenginleÅŸtirmesini saÄŸlar.

D) Bir dili incelikleriyle kullanma insanda dil bilincinin gelişmiş olmasına bağlıdır.

E) Sanatlı konuÅŸma, insanın dil bilincini geliÅŸtirdiÄŸi gibi düÅŸüncelerini de açık seçik anlatmasına olanak saÄŸlar.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

47. Romanda anlatılan bir kiÅŸiyi tanımak, onun hangi aÅŸamalardan ve deÄŸiÅŸmelerden geçerek bugünkü hale geldiÄŸini öÄŸrenmek demektir. Bu kiÅŸi nasıl bir deÄŸiÅŸime uÄŸramıştır, hangi etkenlerle bu deÄŸiÅŸim gerçekleÅŸmiÅŸtir? Bunların öÄŸrenilmesi, o kiÅŸinin gelecekteki davranışlarını kestirmenize de olanak saÄŸlar. BaÅŸka bir deyiÅŸle insanları tanıma konusunda bize bazı ipuçları verir, iÅŸte büyük gerçekçi romanların iÅŸlevi budur.

Bu parçada anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

A) Bir roman kahramanının inandırıcılığı, özellikle içinde bulunduÄŸu ortamla birlikte yansıtılmasına baÄŸlıdır.

B) Romanın bir iÅŸlevi de insanın iç ve dış dünyasını ayrıntılarıyla sergilemektir.

C) Her gerçekçi roman, konusunu da kiÅŸilerini de gerçek yaÅŸamdan seçer.

D) Bir romancının baÅŸarısı, gerçek hayattakilere benzeyen kahramanlar yaratmakla ölçülür.

E) Gerçekçi roman, yarattığı tip ve karakterlerle çevremizdeki insanları tanımamıza yardımcı olur.

 

 

48. ÇocukluÄŸum, büyük bir kentte, orta halli insanların yaÅŸadığı bir mahallede geçti. YaÅŸamımda öyle eÅŸsiz serüvenler, korkunç olaylar yer almadı Kentin yaÅŸantısını, insanlarını bu mahalledeki yaÅŸamın akışı içinde tanımaya çalışırdım, insanlar ne duyar ne düÅŸünürlerdi? Bunu onların bakışlarından, adım atışlarından öÄŸrenmeye çabalardım. Bu ortam bir bakıma benim çocukluk evrenimi biçimlendirdi. Onun etkilerini, ağırlığını hep duydum, iÅŸte beni öykü yazmaya iten etkenler kısaca bunlar olmuÅŸtu.

Yazar bu sözlerinde aÅŸağıdakilerden hangisine deÄŸinilmemiÅŸtir?

A) Ä°nsanların iç dünyasını anlamaya çalıştığına

B) Çevresini gözlemlediÄŸine

C) Çocukluk yıllarında çektiÄŸi sıkıntılara

D) Yaşadıklarından etkilendiğine

E) Kendisini öykü yazmaya yönelten nedenlere

 

 

 

49. Åžiirlerimi çözümleyebilmek için, okuyanın uÄŸraÅŸması gerektiÄŸi doÄŸru. Ben, o ÅŸiirleri, uzun, yorucu ve özenli bir çalışma sonucunda oluÅŸturuyorum. Okurdan da benim harcadığım çabanın hiç olmazsa yansını harcamasını bekliyorum. Bunun da hakkım olduÄŸuna inanıyorum. Tanınmak gibi bir kaygım olmadığına göre, bu çabayı sarf etmek istemeyen kiÅŸilerin ÅŸiirimi okumaması, doÄŸrusu benim açımdan pek büyük bir kayıp deÄŸildir.

Yazar bu sözlerinde aÅŸağıdakilerden hangisine deÄŸinilmemiÅŸtir?

A) Åžiirinin ilgi görmemesini önemsemediÄŸine

B) Åžiirlerini bindir güçlükle yazdığına

C) Ün kazanma gibi bir kaygısının bulunmadığına

D) Okurların, şiir konusundaki bilgilerinin yetersizliğine

E) Åžiirlerini anlayıp deÄŸerlendirmenin güçlüÄŸüne

 

 

 

50. Sevimli kiÅŸiliÄŸi, dürüstlüÄŸü ve deÄŸiÅŸik alanlarda kazandığı bilgi ve deneyimlerle dikkatimi çekmiÅŸtir. Nükteli konuÅŸmaları, doÄŸaya ve sanata olan aÅŸkı, iyimser hayat görüÅŸüyle, tanıdığı insanların hayranlığını ve sevgisini kazanmıştır. Çok beÄŸendiÄŸim yanlarından biri de alçakgönüllü olması, insanlarla kolayca iletiÅŸim kurabilmesidir.

Bu parçada, sözü edilen kiÅŸiyle ilgili olarak aÅŸağıdakilerden hangisine deÄŸinilmemiÅŸtir?

A) Herkesle uyum içinde olduÄŸuna

B) Sözünde ve davranışında doÄŸruluktan ayrılmadığına

C) Çevresindeki kiÅŸilerce beÄŸenildiÄŸine

D) Sakalı, ince anlamlı söz söylemeyi sevdiÄŸine

E) Çevresindekilere yardım etmekten hoÅŸlandığına

 

51. Bir yapıtı deÄŸerlendirirken, eleÅŸtirmenin kiÅŸisel görüÅŸü, beÄŸenisi de kuÅŸkusuz iÅŸe karışır. Çünkü her

deÄŸerlendirme bir bakıma özneldir; ama nesnel bir temele dayanmalıdır. ÖrneÄŸin, eleÅŸtirmen A ile eleÅŸtirmen B’nin beÄŸenileri, sanat anlayışları, dünya görüÅŸleri farklı olduÄŸundan bir kitapla ilgili görüÅŸleri de birbirinden ayrılabilir, ama yapıtın özüne iliÅŸkin gerçekçi ve tutarlı gözlemlerde bulunmuÅŸlarsa, temel noktalarda elbette birleÅŸirler.

Bu parçada eleÅŸtirmenlerle ilgili olarak aÅŸağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A) Yapıtları, aynı yöntemle, aynı noktalardan eleÅŸtirirler.

B) Her birinin kendine özgü bir sanat anlayışı vardır.

C) Yapıtları deÄŸerlendirirken bir ölçüde öznel davranabilirler.

D) Bir yapıtı tam ve doğru anlamışlarsa ana noktalarda aynı sonuca ulaşabilirler

E) Aynı yapıtı farklı görüÅŸler içinde ele alabilirler.

 

 

 

52. Bana gönderdiÄŸin ÅŸiir ve öyküleri ilgiyle okudum. Gençlerin çoÄŸu gibi senin de ÅŸairlikle yazarlığı birlikte sürdürmek istediÄŸini görüyorum. Öykülerinde konu ve iÅŸleyiÅŸ yönünden duyarlı bir titizliÄŸin izleri var. Åžiirlerin için ise bunları söyleyemem. Bu alanda da yer yer güzel dizeler kurduÄŸun bir gerçek. Ama bilmelisin ki güçlü ve çarpıcı ÅŸiir, bir birikimin ardından gelir. Bu yazdıklarım, yeni örnekler göndermeni engellemesin, ileride yazının her dalında adını duyuracağına inanıyorum.

Bu parçada, eserlerini gönderen gence söylenenler arasında aÅŸağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Öykülerin ÅŸiirlerine göre daha baÅŸarılı

B) Åžiiri bırakıp öykü türünde yoÄŸunlaÅŸmalısın

C) Yeni çalışmalarını da görmek isterim

D) Åžiirlerin henüz yeterince olgunlaÅŸmamış

E) Åžiir ve öykü dışındaki türlerde de baÅŸarılı olabilirsin.

 

 

53. O, her yazısında, içtenliÄŸi, hoÅŸgörüsü, kendi çizgisine baÄŸlılığı, ödün vermez dürüstlüÄŸüyle bize yeni bir düÅŸünce dünyasının kapılarını açıyor. Ele aldığı sorunlar üzerinde bizi de kendisiyle birlikte düÅŸündürüyor. Hem de bizi saran, sıcak, içten bir anlatımla yapıyor bunu.

Bu parçada, sözü edilen kiÅŸiyle ilgili olarak aÅŸağıdakilerden hangisine deÄŸinilmemiÅŸtir?

A) Farklı düÅŸünceleri anlayışla karşıladığına

B) İnandığı ilkeleri sonuna değin savunduğuna

C) DüÅŸündürücü yazıları bulunduÄŸuna

D) Anlatımda yapaylıktan kaçındığına

E) Alçakgönüllü bir insan olduÄŸuna

 

54. Bir ÅŸair, kendi ülkesinin eski ve yeni ÅŸiirini, dünya ÅŸiirini bilmediÄŸi için eleÅŸtirebilir. Böyle bir eleÅŸtirinin haklılığı da yadsınamaz. Ancak önemli olan bir baÅŸka nokta da ÅŸairin yazdıklarıdır. Nasıl bir ÅŸiirdir onun yazdığı? Özgün mü, çaÄŸdaÅŸ mı? Ayrıca ülkesinin ÅŸiir atlasında yer alacak evrensel ÅŸiir coÄŸrafyasına girebilecek nitelikler taşıyor mu? Asıl önemli olan iÅŸte bunlardır.

Bu parçada aÅŸağıdakilerden hangisine deÄŸinilmemiÅŸtir?

A) Şiirde ulusallıktan evrenselliği giden yola

B) Åžairin, hem dünya ÅŸiirini hem de kendi ulusunun ÅŸiirini tanımasının gerekliliÄŸine

C) Åžairlerin baÅŸka ÅŸairlerinkine benzer ürünler vermeye çalıştığına

D) Her ÅŸairin ÅŸiirlerinde kendine özgü niteliklerinin bulunması gerektiÄŸine

E) Åžairleri deÄŸerlendirmede onların bilgilerinden çok, yazdıklarına baÄŸlı kalınmasına

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

55. Benim Yahya Kemal etkisinde olduÄŸumun söylenmesine karşın ilk ÅŸiirlerimde Ahmet HaÅŸim etkisi önde gelir. Özellikle lirik ÅŸiirlerimde A. HaÅŸim'e yaklaÅŸmaya çalıştığım açıkça görülür. Ancak bir dönemden sonra içimde Y. Kemal'le A. HaÅŸim yer deÄŸiÅŸtirdi. Bunun nedeni HaÅŸim'in Piyale Mukaddemesi'nde ÅŸiire getirdiÄŸi, kendi ÅŸiiriyle çeliÅŸen görüÅŸtür. Bundan baÅŸka HaÅŸim Batı'daki ÅŸiir estetiÄŸinden habersizdi. Åžiirde anlam üzerinde güzel ÅŸeyler söylüyordu ama ÅŸiirin ne olduÄŸunu deÄŸil, ne olmadığını vurguluyordu. Oysa Y. Kemal güzel ÅŸiiri anlatmaya, tatlandırmaya çalışıyordu. Bunun için Divan ÅŸiirine bile baÅŸvuruyordu. A. HaÅŸim Divan ÅŸiirimizi de bilmiyordu.

Yazar bu sözlerinde aÅŸağıdakilerden hangisine deÄŸinilmemiÅŸtir?

A) Ahmet HaÅŸim'le Yahya Kemal'den etkilendiÄŸine

B) Yahya Kemal'le Ahmet HaÅŸim'in ÅŸiir özelliklerine

C) Yahya Kemal'i Ahmet HaÅŸim'e tercih nedenlerine

D) Yahya Kemal'in Batı edebiyatını iyi bildiğine

E) Ahmet HaÅŸim'in ÅŸiir hakkındaki görüÅŸlerini Piyale Mukaddemesi'nde açıkladığına

 

 

56. Sanatçılara ağır gelen, yapıtlarına yöneltilen eleÅŸtiriler deÄŸil, onlar karşısındaki suskunluktur. Çünkü eleÅŸtiri okunmanın, suskunluk da ilgisizliÄŸin bir göstergesidir. Bu nedenle ben, kitaplarımın okunmasını istediÄŸim kadar, onların her yönüyle kıyasıya eleÅŸtirilmesini de isterim. Åžuna inanıyorum ki bir başına övgülerin de yergilerin de kiÅŸiye bir yararı yoktur. Bir yapıt, bütünüyle ele alınmalı, olumlu ve olumsuz yönleriyle deÄŸerlendirilmelidir. Unutmayalım ki, sanatçının yaratma gücüyle, ortaya koyduÄŸu ürünlere gösterilen ilgi ve bunların deÄŸerlendirilmesi arasında sıkı bir baÄŸlantı vardır.

Bu parçadan aÅŸağıdakilerin hangisi çıkarılmaz?

A) Bir yapıtın baÅŸarısı öncelikle onun dil ve anlatımına baÄŸlıdır.

B) Bir yapıtla ilgili eleştirilerin tek boyutlu olmaması gerekir.

C) Her sanatçı, ortaya koyduÄŸu yapıtın deÄŸerlendirilmesini bekler.

D) Yazarların, olumsuz eleştirileri de doğal karşılamaları gerekir.

E) EleÅŸtiri ortamının canlılığı sanatçının yaratıcılığını etkiler.

 

 

 

 

57. Geleneksel seyirlik oyunlarımız deÄŸiÅŸik özellikler taşır. ÖrneÄŸin, bu oyunlarda gerçek anlamda bir öyküleme düzeni yoktur. Olaylar arasında neden sonuç iliÅŸkisi kurulmadığı gibi, bunların mantığa uygun olmasına da önem verilmez. KiÅŸiler genellikle tek boyutlu olarak tanıtılır. Onların psikolojik özellikleri derinlemesine ele alınmaz. Ayrıca kiÅŸiler arasında iletiÅŸim güçlüÄŸü vardır. Dil, iletiÅŸim aracı olarak görevini gereÄŸi gibi yerine getirmez.

Bu parçada geleneksel seyirlik oyunlarımızla ilgili olarak aÅŸağıdakilerden hangisine deÄŸinilmemiÅŸtir?

A) Olayların anlatılışında belli bir sıraya uyulmadığına

B) Ä°nsanların ruhsal özellikleri üzerinde ayrıntılı olarak durulmadığına

C) KiÅŸilerin birbirleriyle anlaÅŸmakta güçlük çektiklerine

D) Anlatılanların akla uygun olmadığına

E) Günlük olayların konu olarak alındığına

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

CEVAP ANAHTARI

1-D  2-C  3-A  4-E  5-B  6-D  7-C  8-B  9-A  10-D  11-E  12-A  13-B  14-D  15-C  16-E  17-B  18-A  19-D  20-C  21-B  22-A  23-D  24-E  25-C  26-A  27-E  28-B  29-D  30-C  31-A  32-B  33-E  34-A  35-E  36-B  37-C  38-A  39-E  40-B  41-D  42-E  43-C  44-D  45-A  46-B  47-E  48-C  49-D  50-E  51-A  52-B  53-E  54-C  55-D  56-A  57-E

bottom of page