google.com, pub-1772441188610312, DIRECT, f08c47fec0942fa0 1998 Üniversite Sınavında Çıkmış Dil Bilgisi Soruları I dinledebiyat
top of page

1998 Üniversite Sınavlarında Çıkmış  Edebiyat Soruları

1998 Üniversite Sınavlarında Çıkmış  Dil Bilgisi Sorularını pdf formatında görüntülemek ve indirebilmek için tıklayınız...

1998 Yılı ÖSYM Çıkmış Dil Bilgisi Soruları

 

1. AÅŸağıdakilerin hangisinde ikinci cümle, birinci cümlede kullanılan deyimin anlamını içermez?

 

A) Ä°ÅŸ inada binmeseydi böyle çalışmazdı.

Onun kendisine yardımcı olacağını, güçlük çıkarmayacağını anlamıştı.

B) O her iÅŸten yüzünün akıyla çıkmıştır.

Bu işi de eksiksiz olarak ve başarıyla tamamladı.

C) Sen hiç merak etme, o iÅŸini bilir.

O, nereden, nasıl yarar saÄŸlanacağını çok iyi hesaplar.

D) Sonunda o da iÅŸin içinden sıyrıldı.

Bu karışık işten kendini kurtardı.

E) Canını diÅŸine takıp iÅŸini bitirmeye çalıştı.

Verilen görevi baÅŸarmak için her türlü tehlike ve sıkıntıyı göze aldı.

 

 

2.  I. Kendini daha fazla yorma; sonra hastalanırsın.

    II. YaÄŸmur baÅŸlamadan sen git; ben sonra gelirim.

   III. SaÄŸdaki çiçekçiden sonra ilk sokaÄŸa sapacaksın.

  IV. Kurumumuzda imza yetkisi, baÅŸkandan sonra genel sekreterindir.

  V. Bu iÅŸi sonra seninle birlikte yaparız.

 

diledeb.com

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde "sonra" sözcüÄŸü aynı anlamda kullanılmıştır?

 

A) I. ve II.

B) II. ve V.

C) III. ve IV.

D) III. ve V.

E) IV. ve V.

 

 

 

3. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükte bir yazım yanlışı vardır?

 

A) Onunla öyleyin lokantada buluÅŸacağız.

B) Havuzdaki nilüferlere hayran kaldık.

C) Moraran elini ovuÅŸturup duruyordu.

D) Amcam bu hastanede operatördü.

E) Binanın alt katında çamaşırhane varmış.

 

 

4. Sanatçının yapıtlarına evrensel bir nitelik kazandıran çok sayıda özellik var ( ) Masalsı anlatım ( ) kimi zaman hayal mi gerçek mi olduÄŸunu ayırt edemediÄŸimiz betimlemeler, ÅŸiirsel söylemler, çarpıcı benzetmeler ( )
 

Yukarıda parantezlerle belirtilen yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?


A) (!) (,) (…)             B) (.) (,) (.)          C) (:) (;) (.)

   

        D) (…) (,) (.)             E) (:) (,) (…)

 

5. Ünlü bir bilgin ÅŸöyle diyor: “EÄŸer iÅŸiniz doÄŸruyu tanımlamaksa süslemeyi baÅŸkalarına bırakın.”

Burada sözü edilen özdeyiÅŸle anlatılmak istenene en yakın açıklama aÅŸağıdakilerden hangisidir?


A) Yinelemelerden kaçınma
B) Sonuçları özet olarak verme
C) Anlaşılır bir dil kullanma
D) Anlatımda yalınlığa önem verme
E) Olumluyu da olumsuzu da belirtme

 

 

 

 

 

 

 

 

6. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisi bir öneri içermektedir?


A) Planınızı deÄŸerlendirdiÄŸimizde onun beklentilerimizi tümüyle karşılamadığını gördük.
B) Planınız güzel; ama onun bizim amacımıza uygun olduÄŸunu söyleyemeyiz.
C) Planınızı yeniden gözden geçirmenizin doÄŸru olacağını düÅŸünüyoruz.
D) Planınızın kolayca uygulanabilmesi için kimi yerlerinde deÄŸiÅŸiklikler yaptık.
E) Planınızın titiz bir çalışmanın ürünü olduÄŸu belli; ama biz daha farklı özellikler arıyorduk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

7. “Aldığım hiçbir ödülün, üzerimde ÅŸaşırtıcı bir etkisi olmadı.”
AÅŸağıdaki cümlelerden hangisi bu cümlenin neden-sonuç yönünden açıklaması olabilir?


A) Hepsi bilinçli olarak yaptığım çalışmalarımın ürünüydü.
B) Okurlara, özgün yapıtlar verebilmenin ne kadar zor olduÄŸunu iyi biliyorum.
C) Beni anlayanların sayısı ileride değişebilir.
D) Ödüllerin, çalışma gücümü kamçılayacağını düÅŸünüyorum.
E) Yapıtlarımın yeni kuÅŸakları da etkileyeceÄŸini sanıyorum. 

 

 

8. (I) Kentlerin de kimliÄŸi vardır; bu kimliÄŸi oluÅŸturan öÄŸelerin başında da yapılar gelir. (II) Yapılar, kentlerin belirleyici özelliklerini yansıtır. (III) ÖrneÄŸin Paris, Londra, Brüksel, Moskova deyince ilk akla gelenler, kuleler, köprüler, kubbeler ve gökdelenlerdir. (IV) Ya Ä°stanbul deyince? (V) Elbette ki minarelerden kubbelere uzanarak, Kız Kulesinden Galata Kulesine deÄŸin birçok ÅŸeyi sayabiliriz. (VI) Çünkü bu tipik yapılar kentle özdeÅŸleÅŸmiÅŸtir. (VII) Bu yapıları kentten, kenti de bunlardan ayrı düÅŸünmek olanaksızdır.


Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri aynı anlamı içermektedir?


A) I. ile II.         B) I. ile II.              C) II. ile III.
 IV. ile V.             VI. ile VII.               V. ile VI.

 

            D) II. ile IV.           E) III. ile IV.

                 III. ile V.               VI. ile VII. 

 

 

 

 

 

9. (I) Kendimle ve sanatımla ilgili olarak yazılıp çizilenleri biriktirmek istemiyorum. (II) Kitaplardaki ÅŸiirlerimden baÅŸka hiçbir ÅŸey bırakmayı düÅŸünmüyorum arkamda. (III) Farklı yorumlara konu olmak istemiyorum. (IV) Arkamda birtakım kâğıtlar bırakıp da insanların kafasını karıştırmanın gereksiz olduÄŸuna inanıyorum.
Bu parçada söylenenlerin nedenleri, numaralanmış cümlelerin hangilerinde açıklanmıştır?


A) I. ile II.  

B) I. ile III.  

C) II. ile III.  

D) II. ile IV.  

E) III. ile IV.

 

 

 

 

 

10. (I) Yapıtlarında farklı çevrelerin ve insanların yaÅŸamlarına, sorunlarına yönelmiÅŸ. (II) Acı veren olaylardan hoÅŸlandığı belli. (III) DüÅŸsel yaÅŸamlar, iliÅŸkiler üretiyor. (IV) Anlattıklarında, insan sıcaklığını yansıtıyor. (V) Bunları göz önünde bulundurarak, onun gelecekte dünyayı çok daha farklı bir bakış açısıyla yansıtabileceÄŸini söyleyebiliriz.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde, sözü edilen yazara duyulan güven dile getirilmektedir?


A) I.     B) II.         C) III.             D) IV.         E) V.

11. (I) Yazar, konuların gerektirdiÄŸi ÅŸiirselliÄŸi ya da gülmeceyi yerli yerinde kullanıyor; özlemi, öfkeyi aynı güçle duyumsatıyor. (II) Sıradan insanların her günkü yaÅŸamından sahnelere yer veriyor. (III) Yalnızlığın, sevgisizliÄŸin sık sık sözünü ediyor. (IV) Bunun yanında, kiÅŸilere, onların serüvenlerine, özlemlerine magazin öykücüsü gibi yaklaÅŸmaktan kurtulamıyor. (V) Anlatımı da sıradan; daha ilk öyküde cümleler birbirinin üzerine yığılıyor.
Yukarıdaki eleÅŸtiride kaçıncı cümleden baÅŸlayarak, sözü edilen yazarın yapıtlarındaki olumsuz yönlere deÄŸinilmektedir?


A) I.         B) II.         C) III.         D) IV.              E) V.

 

 

 

 

 

 

 

 

12. (I) Bu kitapta sanatçı “sevgi”yi ele almış. (II) Kitapta yer alan on öyküde, deÄŸiÅŸik yaklaşımlarla bu konudaki düÅŸüncelerini, yüreÄŸinden geçenleri yazıya dönüÅŸtürmüÅŸ. (III) Yazıların hepsinde, sanatçının ÅŸiirlerine özgü, o lirik ve epik duyarlılık egemen. (IV) Bunlar, okurun kitabı okuyup bitirdikten sonra öykülerin birbiriyle baÄŸlantısını görmesini kolaylaÅŸtırıyor. (V) Daha doÄŸrusu kitabın bir bütün olarak deÄŸerlendirilmesini saÄŸlıyor.
Yukarıdaki eleÅŸtiride, numaralanmış cümlelerden hangisi sözü edilen sanatçının anlatımına iliÅŸkin bilgi vermektedir?


A) I.            B) II.          C) III.          D) IV.              E) V.

 

 

 

 

 

 

 

 

13. (I) DoÄŸanın korunması, bizim için önemli bir nokta olmanın da ötesinde temel hedeftir. (II) Bu nedenle konutlar, kenttekine benzer bir dokuda deÄŸil, tamamen çevredeki ormanla uyum saÄŸlayacak biçimde yapıldı. (III) Bir baÅŸka konu da bitkilendirme. (IV) Son zamanlarda bitkiyle haşır neÅŸir olma eÄŸilimi yaygınlaÅŸtı; elbette bu durum, biz çevre tasarımcılarını sevindiriyor. (V) Ancak yabancı kökenli bitkiler yerine kestane, erguvan, kızılaÄŸaç, fıstık çamı tercih edilmeli; böyle bir tercih yörenin ruhuna da uygun olur.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde parçanın ana düÅŸüncesi belirtilmiÅŸtir?


A) I.              B) II.              C) III.         D) IV.            E) V.

 

14. Yazınsal yapıtlar, yaÅŸama ayna tutmakla kalmaz, aynı zamanda ona istediÄŸi biçimi de verir.


AÅŸağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatılmak istenene anlamca en yakındır?


A) Her yazar, hangi türde yazarsa yazsın, yapıtlarının konularını yaÅŸamdan alır.
B) Yazma, yazarları yaÅŸama baÄŸlayan, düÅŸsel ve düÅŸünsel boyutlu yaratıcılık isteyen bir eylemdir.
C) Roman, öykü, oyun gibi yazınsal ürünlerde, okurlara, deÄŸiÅŸik yaÅŸamlar sunulur.
D) Günlük yaÅŸamla beslenmeyen, dil deÄŸeri taşımayan yapıtlar kalıcı ve etkili olamaz.
E) Roman, öykü, oyun gibi türlerde yazılmış yapıtlar, yazıldıkları dönemi yansıtır ve onu yönlendirir.

 

 

 

 

 

 

15. “EÄŸer yaÅŸam bir yolsa, her zaman yokuÅŸ yukarı giden bir yoldur.”
AÅŸağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatılmak istenene anlamca en yakındır?


A) YaÅŸam, insanoÄŸlunu istemediÄŸi yerlere sürükler.
B) YaÅŸamı boyunca insanoÄŸlu hep güçlüklerle karşılaşır.
C) YaÅŸamda baÅŸarıya ulaÅŸmak için kararlı olmak gerekir.
D) Ä°nsan yaÅŸamı, birbirini bütünleyen evrelerden oluÅŸur.
E) YaÅŸamın akışı içinde insanoÄŸlu bir yolcu gibidir.

 

 

 

 

 

 

 

16. “Okul öncesi eÄŸitimin, çocuÄŸun geliÅŸiminde büyük önem taşıdığı tartışılmaz bir gerçek.”
AÅŸağıdakilerden hangisi, bu cümlede belirtilen yargının bir gerekçesi niteliÄŸindedir?


A) Anaokulu, yuva ve kreÅŸlerin sayısı her geçen gün artıyor ve bunlar sürekli geliÅŸiyor.
B) Anne-babalar çocukları için en iyiyi bulma ve yapma çabası içindeler.
C) Çocuklar paylaÅŸma ve sorumluluk duygularını oyunla geliÅŸtirirler.
D) ÇocuÄŸun duygusal ve zihinsel geliÅŸiminin önemli bir kısmı okul çağından önce tamamlanmaktadır.
E) Son yıllarda anaokullarında çocuÄŸu deÄŸiÅŸik yönleriyle geliÅŸtirmeyi amaçlayan yeni yöntemler deneniyor.

17. Televizyonlarda çocuklara yönelik, ÅŸiddet içeren çeÅŸitli diziler ve çizgi filmlerle ilgili olarak aÅŸağıda verilen cümlelerden hangisi, ötekilerden farklı bir görüÅŸü dile getirmektedir?

 

A) Ölme, öldürme, zarar verme kavramları; iyilik, dostluk, hoÅŸgörü, zarar vermeme kavramlarıyla iç içe girdiÄŸinden daha da tehlikeli oluyor.
B) Åžiddet, her tür çatışmanın çözümü için kabul gören bir yol olunca, ÅŸiddet toplumunun tohumları ekiliyor.
C) Åžiddet, yaÅŸamdan alınan olayların içinde, abartılmış biçimde sunulduÄŸundan çocuklar bunun gerçek dışılığının ayrımına varıyor.
D) Çocuk, sık tekrarlanan ÅŸiddet görüntülerinin etkisi altında kalarak çocukluÄŸun saf dünyasını yitiriyor.
E) Programlarda genellikle, barışı ve güzelliÄŸi korumanın yolu ÅŸiddetten geçtiÄŸi için, çocuklar gereksiz yere ÅŸiddete yönlendiriliyor.

 

 

 

18. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

 

A) Ä°çtiÄŸi ilacın bıraktığı acımsı tadı gidermek için aÄŸzına ÅŸeker aldı.

B) Nesili tükenmekte olan bazı hayvanlar koruma altına alınıyor.

C) Yaptığının yanlış olduÄŸunu anlayınca özür dilemek istedi.

D) Vakfın amaçlarının neleri olduÄŸu üyelere anlatıldı.

E) Nüfus kaydını, doÄŸum yelinden oturduÄŸu ilçeye naklettirdi.

 

 

 

19. Bu küçük kasaba geniÅŸ ve derin bir (I)vadinin içinde kurulmuÅŸtu. Dik, kayalık tepenin üstündeki ok (II)eskilerden kalma (III)kalesi görkemiyle etkiliyordu insanı. Alçacık damlı (IV)dükkanların bulunduÄŸu tarihi çarşısı da birçok yönden (V)görülmeye deÄŸerdi.

 

Bu parçada numaralanmış sözcüklerin hangisi, bir varlığın neye ait olduÄŸunu belirten ek almıştır?

 

A) I.           B) II.         C) III.          D) IV.           E) V.

 

 

20. (I)Festival süresince (II)her gün (III)düzenli olarak (IV)çıkacak olan "Ä°lk Çekim" adlı siyah-beyaz dergi sinemaseverlere (V)ücretsiz dağıtılacak.

Bu cümledeki altı çizili sözlerden hangisi çıkarılırsa cümlenin anlamında daralma olmaz?

 

A) I.           B) II.          C) III.            D) IV.           E) V.

 

21. Yanlış bir ÅŸey yapsam da kızmaz; ama inanılmayacak kadar anlayışlıdır.

Bu cümledeki anlatım bozukluÄŸu aÅŸağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?

 

A) Yüklemin geniÅŸ zamanlı olmasından

B) Cümleciklerin ortak özneli olmasından

C) Yanlış ilgeç kullanılmasından

D) Gereksiz yere baÄŸlaç kullanılmasından

E) "bile" yerine "da" bağlacı kullanılmasından

 

 

22. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluÄŸu vardır?

 

A) Yetkililer, bu konuda uluslararası işbirliği yapılmasına karar verdiler.

B) Siyasî, askeri ve ekonomi alanlarında görüÅŸtüler.

C) Üye olan ülkelere toplantı konusunda bilgi verilmesini gerekli gördüler.

D) Toplantıda, herkesin tartışmalara katılması gerektiÄŸini söylediler.

E) Gelecek toplantıda ele alınacak konuyu belirlediler.

 

 

23. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluÄŸu vardır?

 

A) O yıllarda hepimiz tiyatro tutkunuyduk ve çalışmaya susamıştık.

B) Film, bir ailenin sıradan olaylar karşısındaki şaşırtıcı tutumunu ustalıkla yansıtıyor.

C) Festivalin bu bölümünde, müziÄŸin farklı türlerinde adını duyurmuÅŸ sanatçılar sahneye çıkacak.

 

dinledebiyat.com

D) Sanatçının bu karikatürleri, baÅŸta Berlin ve Paris olmak üzere Avrupa'nın çeÅŸitli kentlerinde sergilenecek.

E) Bu kameralar, rahatça kullanabildiÄŸi ve taşınmasının kolay olması nedeniyle tercih ediliyor.

 

 

 

24. Türkçede bir cümlenin öznesi, bilinci ve üçüncü tekil kiÅŸiden oluÅŸuyorsa, yüklemi birinci çoÄŸul kiÅŸi olur.

AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uymamaktan kaynaklanan bir anlatım bozukluÄŸu vardır?

 

A) O akÅŸam ben kendi odama, Fatma da kendi odasına çekilmiÅŸti.

B) Teyzemlerin yeni evlerine taşınmasından sonra siz bu eve yerleştiniz.

C) Havalar böyle giderse bir süre daha kahvaltımızı balkonda yapabileceÄŸiz.

D) Ben de bir tabak alıp sofraya oturayım.

E) Babasıyla annesi, bu evi üç yılda zar zor yaptırabildiler.

 

 

 

 

 

25. Sabah olunca, güneÅŸin ilk ışıkları daÄŸların doruklarını aydınlattı.

AÅŸağıdakilerin hangisi, öÄŸeleri ve öÄŸelerinin sıralanışı bakımından bu cümleye benzemektedir?

 

A) Zaman, onun için çok önemlidir.

B) KardeÅŸinin yerinde ÅŸimdi o çalışıyor.

C) Evde yalnız kalınca müzik dinler.

D) Babasının arkasından o da işe gitti.

E) Ä°ki saat sonra su, depoyu doldurur.

 

 

 

26. AÅŸağıdakilerden hangisi iki öÄŸeli bir cümledir?

 

A) Toprak, her gün binbir özenle süslenir.

B) Toprak, bu aylarda baÅŸ döndürücü kokular yayar.

C) Toprak, saçlarına katmerli çiçekler takar.

D) Toprak, hani hani çalışan bir kimyacıdır.

E) Toprak, ormanların yardımıyla susuzluğunu giderir.

 

 

 

27. "ile" sözcüÄŸü aÅŸağıdakilerin hangisinde baÄŸlaç olarak kullanılmamıştır?

 

A) Doğduğu kentle yaşadığı kent arasında, yıllarca gidip geldi.

B) Bir romanıyla bir öyküsü filme alındı.

C) Elindeki uzun saplı fırçayla tavanı boyadı.

D) Kitaplarıyla defterlerini aynı çantaya yerleÅŸtirdi.

E) Åžapkasıyla kahverengi paltosu uyum içindeydi.

 

 

 

28. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde, bir belgisiz zamir nesne görevindedir?

A) Bazen günlerimi resim yaparak geçiriyorum.

B) ÇoÄŸu zaman onu otobüs durağında görüyorum.

C) Kimi arkadaÅŸlar çayı sever ama ben kahveyi yeÄŸlerim.

D) Bana, bir gün uÄŸrasın, diye haber bırakmış.

E) Bunların hepsini geçen gün ben aldım.

 

 

 

29. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde, arasına sözcük ya da sözcükler girmiÅŸ bir isim tamlaması vardır?

 

A) O kırmızı gülleri kimin için aldığım söylemedin.

B) ÖÄŸrenciler, fen derslerinin boÅŸ geçmesinden yakınıyorlar.

C) Ankara'nın adını yeni duyduğum semtleri var.

D) Yeni defterini bu kağıtla kaplamalısın.

E) Türkçe kitabını yarın okula getirirsen iyi olur.

​

​

​

30. (I) OkuduÄŸunuz bir eserin nitelikli olup olmadığını mı anlamak istiyorsunuz? (II) Bu, seçici bir okurun yanıtlaması gereken ilk sorudur. (III) Onu birkaç ay sonra tekrar ele alın. (IV) Kötüyse okumaya deÄŸmez; iyi ise deÄŸiÅŸik bir tatla karşınıza çıkar. (V) Size yepyeni ufuklar açar.


Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düÅŸüncenin akışını bozmaktadır?


A) I.          B) II.         C) III.         D) IV.         E) V.
 

 

31. Bu roman ReÅŸat Nuri’nin önemli ve baÅŸarılı bir yapıtı deÄŸildir. Ancak … ReÅŸat Nuri bu yapıtında yer yer ÅŸematik ve didaktik olmakla birlikte çok önemli toplumsal bir sorunu romana taşımıştır.
Bu parçada boÅŸ bırakılan yere, düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisi getirilemez?


A) ilk tezli romanlarımızdandır
B) içerdiÄŸi gözlemler ve yaÅŸantılar yönünden ilginç özellikler taşımaktadır
C) yaklaşık doksan yıl önce yaÅŸanan sorun, günümüzde de çözülememiÅŸtir
D) yaÅŸanmış olaylardan yola çıktığı için tarihçilere kaynaklık etmiÅŸtir
E) sanatçının toplumsal roman alanındaki çalışmalarının ilk örneÄŸi olması açısından ilginçtir

 

 

 

32. Bireyi mesleÄŸe yönlendirirken onun ilgileri, yetenekleri ve toplumun ihtiyaçları göz önüne alınmalıdır. Ancak on, on beÅŸ yıl sonra hangi meslekte ne kadar insan gücüne ihtiyaç duyulacağını kestirebilmek zor. Ayrıca bu bir ölçüde kestirilebilse bile, zamanla bazı mesleklerle ilgili modalar ortaya çıkıyor. Özellikle gençler arasında kimi meslekler daha çok tutulmaya baÅŸlıyor; ister istemez o mesleÄŸe eÄŸilim artıyor. Sonra, bazı mesleklerde daha çok para kazanıldığı için gençler özellikle o mesleklere yöneliyor….
Bu parça düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdaki cümlelerden hangisiyle sürdürülebilir?


A) Aslında çalışma alanlarının ve mesleklerin sınırlı oluÅŸu buna yol açıyor.
B) Bence, bireylerin ilgilerinin çok yönlü ve çok boyutlu olmayışı, belirli mesleklerde yığılmaya neden oluyor.
C) Sözün kısası bu tutum, yeni yeni mesleklerin doÄŸmasını saÄŸlıyor.
D) Bu sorun, anne ve babaların çocukları yanlış yönlendirmesinden kaynaklanıyor.
E) Sonuç olarak toplumun ihtiyaçlarıyla insanların eÄŸilimlerini baÄŸdaÅŸtırmak zor oluyor.

 

 

33.”Adını yurt dışında da duyuran ünlü ressamımızla daha çok, oÄŸlunun Cihangir’deki resim atölyesinde karşılaşırdık. Bildim bileli yalnız yaÅŸayan bir kadındı. Soylu, sade, zarif ve çok güzeldi. KonuÅŸurken sesini bir kez bile yükselttiÄŸine tanık olmadım. Her zaman yüzünde ipeksi bir gülümseyiÅŸ, bakışlarında huzurlu bir anlam vardı.”
Sözü edilen ressamın, bu parçada vurgulanmak istenen özelliÄŸi aÅŸağıdakilerden hangisidir?


A) ÖzgürlüÄŸüne düÅŸkün olma
B) Öteki meslektaÅŸlarına benzememe
C) GüzelliÄŸiyle dikkat çekmek isteme
D) YumuÅŸak bir kiÅŸiliÄŸe sahip olma
E) Ressamlığını ön planda tutmama

 

​

 

34. Kasım gelince tatil yapılan yöreler boÅŸalır. Giden gider, kalanların başı dinçtir. Yaz günlerinin o ÅŸen ÅŸakrak havası, yerini dingin güzelliklere bırakır. GüneÅŸ hâlâ bedenleri ısıtır. Büyük kentlerin gürültüsünden kaçıp bu kıyılara yerleÅŸen insanların en sevdiÄŸi zamandır kış ayları. Böyle bir günde bisikletinizi tahta iskelenin başına bırakıp oltanızı denize sallandırabilirsiniz. Balık çıkmasa bile baÅŸ baÅŸa kaldığınız doÄŸanın sessiz müziÄŸi ruhunuzu dinlendirmeye yeter. 
Bu parçada vurgulanmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?


A) Tatil yörelerinin yazın daha kalabalıklaÅŸtığı
B) Kışın balık avlamanın insana ayrı bir tat verdiği
C) Ä°nsanların dinlenmek için kıyı kentlerini seçtiÄŸi 
D) Her mevsimin kendine göre güzelliklerinin olduÄŸu
E) Tatil yörelerinin kışın daha dinlendirici olduÄŸu

 

 

 

​

 

35. Bu yazarımız, Türk insanını konuÅŸturmada, sözcüÄŸün gerçek anlamıyla özgün bir sanatçıdır. Romancılığımızın bu yönden geliÅŸmesinde büyük hizmetleri olmuÅŸtur. KonuÅŸturmalarda en küçük bir yapaylık yoktur. Sokağın dilini, roman dili konumuna getirmedeki çabaları da küçümsenemez. Çünkü tek tek sözcükleri yan yana getirmekle yetinmemiÅŸ; bunlardan kendine özgü bir anlatım oluÅŸturmuÅŸtur.
Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?
A) Halk dilinin özelliklerini doÄŸal bir biçimde kullanarak özgün bir anlatıma ulaÅŸmıştır.
B) Yapaylığa düÅŸmemek için romanlarında kendi insanımızın yaÅŸamını iÅŸlemiÅŸtir.
C) Konuyla anlatım biçimi arasındaki etkileÅŸime önem vermiÅŸtir.
D) Romanda, kendisinden önce kullanılan anlatım biçimlerine karşı çıkmış, yeni anlatım olanakları yaratmıştır.
E) Anlattıklarını gözlemlerine dayandırmaya özen göstermiÅŸtir.

​

​

36. ÇocuÄŸa yalnızca bilgi yükleme eÄŸitimin amacı deÄŸildir. GereÄŸinden fazla bilgi yüklenmesi, çocuÄŸun ancak belleÄŸini geliÅŸtirir. Fazla bilgi, çocuÄŸu yaÅŸama hazırlamadığı gibi, onun bireysel özgürlüklerini de engelleyebilir. Çünkü çocuk öÄŸrendiklerini uygulamak için gerekli deneyimden yoksun kalır; bu yüzden aklını kullanamaz, özgür düÅŸünemez, özgür davranamaz. Yeni durumlar karşısında çözüm üretemez. Böyle olunca da kendine, her zaman baÄŸlı kalacağı bir iskele, bir dayanak arar.
Bu parçada vurgulanmak istenen düÅŸünce aÅŸağıdakilerden hangisidir?
A) Bilgili kiÅŸiler bellekleri güçlü olanlardır.
B) Çok bilgili insanlar, olaylara ve durumlara yönelik düÅŸünceler üretemezler.
C) EÄŸitim, düÅŸünebilme ve düÅŸündüÄŸünü uygulayabilme yetisi kazandırmalıdır.
D) KiÅŸilerin yaÅŸama uyum saÄŸlaması özgür düÅŸünmelerine baÄŸlıdır.
E) Özgürce davranabilen kiÅŸiler, sorunlara ustalıkla çözüm bulurlar.

 

 

 

​

 

 

 

 

37. YaÅŸam olduÄŸu gibi kalmaz; kuÅŸkusuz hep deÄŸiÅŸir. Ancak deÄŸiÅŸimin yavaÅŸ ya da hızlı olduÄŸu dönemler vardır. Gelenekler, bu deÄŸiÅŸimin hızlandığı dönemlerde insanların karşısına büyük bir sorun olarak çıkar. YaÅŸanan günle geçmiÅŸ arasında gözle görülür bir farkın olmadığı dönemlerde ise böyle bir sorun yoktur.
Bu parçada aÅŸağıdaki düÅŸüncelerden hangisi vurgulanmaktadır?


A) Gelişme ve değişmelerin hızını, toplumun kendisi belirler.
B) YenileÅŸmelerin hızlanması toplumlarda sorunların doÄŸmasına yol açar.
C) Toplumu oluÅŸturan bireyler, geleneklerin buyruklarını hiç düÅŸünmeden yerine getirirler.
D) Toplumsal yaÅŸamdaki yenilikler deÄŸiÅŸimlerin göstergesidir.
E) GeçmiÅŸle, içinde bulunulan zamanı karşılaÅŸtırmak toplumları yanlış yönlendirir.

 

 

38. Flaubert için ÅŸöyle diyorlar: “On sene, yirmi sene sonra aynı dizelere hayranlık duyar, aynı biçimleri arar, aynı ÅŸeyleri beÄŸenir. Öyle görünüyor ki yirmisine doÄŸru kavrayabildiÄŸi düÅŸünceleri kavramış ve sonra bütün yaÅŸamı boyunca bunları somutlamaya çalışmıştır. YaÅŸamını hiçbir biçimde yapıtlarına yansıtmamıştır. DuraÄŸan bir yaÅŸamı olan bu sanatçıyı tutucu olarak nitelemek yanlış olmaz.”
AÅŸağıdakilerden hangisini söyleyen kiÅŸi, bu parçada belirtilenlere karşı çıkmaktadır?


A) Ağır ama özenli çalışan bir yazardı; sanatıyla ilgili düÅŸünceleri zamanla daha da kesinleÅŸti.
B) Yazıda dilin ritmik akışını ve hecelerin uyumunu arar, tıpkı müzik gibi okurun zihninin derinliklerine seslenmek isterdi.
C) Zaman içinde beÄŸenileri aynı kalan bir yazarın, “Madam Bovary” gibi çağının çok ilerisinde bir roman yazabilmesine ne demeli?
D) “Madam Bovary”de karakterlerin bütün özelliklerini ya da olayları, duygulara kapılmadan yansıtarak nesnelliÄŸini ortaya koymuyor mu?
E) “Mektuplar”da kendi kiÅŸiliÄŸini yapıtına yansıtmamak için çırpınan bir yazarın, bunu romanlarında da yapmasını doÄŸal karşılamak gerekmiyor mu?

 

 

 

 

 

​

 

39. Okuru kitaplarla, yazarlarla buluÅŸturma iÅŸlevini bütünüyle yerine getirmese de, gönlümüzden geçenleri yeterince karşılayamasa da kitap fuarlarını çok seviyorum. O renk renk kitapların oluÅŸturduÄŸu çiçek bahçesinde dolaÅŸmak, onlara dokunmak; o güzelliklerin tadına varmak… YüreÄŸi sanat sevgisiyle çarpan güleç yüzlere merhaba demek, gözlerdeki ışıltıyı, mutluluÄŸu damarlarımızda duyumsamak… Duygusal yönden az ÅŸey midir bunlar?
Bu parçada kitap fuarlarıyla ilgili olarak aÅŸağıdakilerden hangisine deÄŸinilmemiÅŸtir?


A) Sevilen yerler olarak herkesin ilgisini çektiÄŸine
B) Görüntüsüyle sanatsal zevkler uyandırdığına 
C) Kimi yazarlarla tanışma olanağı sağladığına
D) Güzel duygular uyandırarak insanı mutlu ettiÄŸine
E) Gezip görenlerin beklentileriyle ilgili kimi küçük eksiklikler bulunduÄŸuna

 

 

 

 

40. “Ben ünlü bir yayınevinde çalışan bir öykü yazarıyım. Pek çok kitabı yayıma hazırladım bugüne deÄŸin. Yazarın coÅŸkusunu paylaÅŸarak kiminin adını bile koydum. Bir virgüllük katkım olan her kitabı kendiminmiÅŸ gibi sahiplendim. Basımevinden geldiÄŸinde sıcacık bir ekmek demektir her kitap benim için. Emekle ekmeÄŸin birleÅŸen kokusunu taşır her kitap o an. Elinizdekiyse benim ilk öykü kitabım. Saymadım; ama kim bilir kaçıncı kitabım.”
Öykücünün bu sözlerinden, kendisiyle ilgili olarak aÅŸağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?


A) Kitaplarla uÄŸraÅŸmayı her ÅŸeyin üstünde tuttuÄŸu
B) Başkalarının kitaplarına da katkılarının olduğu
C) Bir kitabı yayıma hazırlamanın kendisine çok zevk verdiÄŸi
D) Kitapları yayıma hazırlamanın, yazarlık için iyi bir baÅŸlangıç olduÄŸunu düÅŸündüÄŸü 
E) Kendisi için kitapların büyük bir deÄŸerinin olduÄŸu

 

 

 

 

 

 

 

 

​

41. Anadili bilincinden yoksun Osmanlı okumuÅŸu, Arapça ve Farsçadan sözcük ve dilbilgisi kurallarını alarak Türkçeyi neredeyse yok olma durumuna getirmiÅŸti. Tanzimat’tan MeÅŸrutiyet’e kadar süren sadeleÅŸme ve Cumhuriyet döneminde baÅŸlatılan özleÅŸtirme hareketleriyle Türkçe, iÅŸte bu yok olma tehlikesinden kurtulmuÅŸtur. Bu durumda, Türkçe köklerden Türkçe eklerle yeni sözcükler türetmek, böylece dilimizin söz daÄŸarcığını Türkçe sözcüklerle zenginleÅŸtirmek daha doÄŸru, daha yerinde bir tutum deÄŸil midir?
Bu parçada aÅŸağıdakilerden hangisine deÄŸinilmemiÅŸtir?                                                            


A) Osmanlı aydınlarının anadili konusundaki tutumuna
B) Yabancı dillerden sözcük ve kural almanın olumsuz sonuçlar doÄŸuracağına
C) Türkçeyi, yabancı dillerin baskısından kurtarmak için yapılan çalışmalara
D) Türkçenin söz varlığını zenginleÅŸtirme yollarından birine
E) Türkçeyi özleÅŸtirme çalışmalarının kimler tarafından yürütüldüÄŸüne

 

42. Özel zevkleri için bir yarım saat bile ayırdığını sanmıyorum. Kentlerarası bir yolculukta bile ya bir yolcu ya bir ÅŸoför muavini bulur, onlarla konuÅŸmaya dalardı; bir yandan da elindeki küçük kâğıtlara bir ÅŸeyler yazardı. Romanlarını yeni baskıya hazırlarken, bir kompozisyon ödevi gibi titizlikle düzeltirdi. Yapıtlarındaki saÄŸlamlık biraz da bu dikkatinden gelir. Durmadan aldığı notlar ise, roman kahramanlarını doÄŸal konuÅŸturmada gösterdiÄŸi baÅŸarının kaynağı olmuÅŸtur. Yazınımızın en rahat okunan o güzel öykülerini, bu dil kaynağından beslenerek yazmıştır.
Böyle tanıtılan yazarın yapıtlarıyla ilgili tutumu konusunda, aÅŸağıdakilerden hangisine

deÄŸinilmemiÅŸtir?


A) Çalışmalarında titiz davrandığına
B) Her fırsatta malzeme topladığına
C) Ä°lgi çekici konuları iÅŸlediÄŸine
D) Dil ve anlatımına özen gösterdiÄŸine
E) Düzeltmek ve geliÅŸtirmek için çalıştığına

 

 

 

43. Gerçek ÅŸiir bir doÄŸa yemiÅŸidir. Duyar duymaz kulakta ses, ruhlarda iz bırakan ve yüksek sesle okunur okunmaz insanın içinde titreÅŸimler uyandıran bir ÅŸeydir. Åžiir, bir müziktir; gergin gövdeleri gevÅŸetir; kiÅŸinin iç dünyasına bir yön verir; onun dünyaya daha güzel bir gözle bakmasını, yaÅŸama sıkı sıkı sarılmasını saÄŸlar.
 

AÅŸağıdakilerden hangisi, ÅŸiirin bu parçada deÄŸinilen özelliklerinden biri deÄŸildir?


A) Duygulara seslenme
B) DoÄŸadan yararlanma
C) Bakış açısını deÄŸiÅŸtirme
D) Sinirsel yorgunluÄŸu giderme
E) Okuyanı yaşama bağlama

 

 

44. On altıncı katta asansörden indik. Bana odayı gösterecek çocuÄŸun peÅŸinden yürüyordum. Çocuk kısa bir koridoru geçti, bir odanın önünde durdu. Ben de durdum. Kapıyı açtı, içeri girdik. Perdeler sıkı sıkıya kapalı. Çocuk perdeleri açıp dışarıyı göstermek istedi. Engel oldum. Lambaları yaktı. Banyonun kapısını açtı. Bir ÅŸey isteyip istemediÄŸimi sordu. Ä°stemediÄŸimi söyledim. BahÅŸiÅŸini verdim, gitti.
Bu parçanın anlatımında aÅŸağıdakilerden hangisi yoktur?


A) Duyguları yansıtma
B) Eylemleri oluÅŸ sırasına göre verme
C) Gözlem gücünden yararlanma
D) DeÄŸiÅŸik yapılı cümleler kullanma
E) Birinci kişinin ağzından anlatma

 

45. Ankara’nın, mimarisiyle ünlü ilçesi AyaÅŸ’ta bir sokak… Sokaktaki tarihi evlerden biri… Badanası solmuÅŸ, sıvaları yer yer dökülmüÅŸ. Pencere pervazları da doÄŸaya direniyor; bir bakıma evin sahibi yaÅŸlı kadını andırıyor. Ev de yorgun, sahibi de. Ne var ki yaÅŸam sürüyor.
Bu parçanın anlatımında aÅŸağıdakilerin hangisine baÅŸvurulmamıştır?
A) Ä°zlenimleri belirtmeye
B) Benzetme yapmaya
C) Eksiltili cümleler kullanmaya 
D) KiÅŸileÅŸtirmeden yararlanmaya
E) Örnekler vermeye

 

 

Cevap Anahtarı:

bottom of page