DİNLEDEBİYAT
Atın yiğidi kendine kamçı vurdurmaz.
1. İnsanoğlunun değer yargılarını ve bu yargılar içinde
edebiyatın yerini öğrenmek, geçmiş medeniyetlerin ana
hatlarıyla ---- gerekli kılar. Çünkü bilgi; evrenin
oluşumundan günümüze kadar uzanan gelişimin ----,
bütün insanlığın malıdır.
Bu parçada boş bırakılan yerlere, düşüncenin
akışına göre, aşağıdakilerden hangisi sırasıyla
getirilmelidir?
A) açıklanmasını – başlangıcıdır
B) hatırlanmasını – yansımasıdır
C) incelenmesini – birikimidir
D) değerlendirilmesini – aktarılmasıdır
E) anlatılmasını – ürünüdür
2. Prodüksiyonu” dâhil dört ödül alan Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı’nın oyuncularından Fatih Koyunoğlu, oyunun başarı sebeplerini ve hepimizin içinde yaşayan potansiyel “Arturo Ui” karakterini anlattı.
Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı
aşağıdakilerden hangisidir?
A) 2014 yılında son kez düzenlenen Afife Jale Tiyatro Ödülleri’nde rekor kırılmıştır
B) Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı adlı oyun, farklı ödüllere layık görülmüştür.
C) “Yılın En Başarılı Prodüksiyonu” ödülünü Fatih Koyunoğlu almıştır.
D) “Arturo Ui” karakteri, modern insanın karmaşık iç dünyasını temsil etmektedir.
E) Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı’ndaki oyuncular, yüksek bir performans göstermişlerdir.
3. (I) Yakın bir tarihte, bilim insanlarımız İzmir’in Urla ilçesindeki antik kent Klazomenai’de zeytinyağı üretimi yapan bir işlik buldular. (II) Burada karbonlaşmış zeytin çekirdekleri, zeytinyağını ayrıştırmada kullanılan toprak kaplar, zeytin tanelerini ezmeye yarayabilecek küçük el havanları vardı. (III) Bu zeytinyağı üretim yeri,
MÖ VI. yüzyılın ilk yarısından kalma olup Anadolu’da
ortaya çıkarılan en eski ve en modern işliktir.
(IV) Klazomenai’deki bu zeytinyağı işliği, bu bölgede bugünkü teknolojinin benzerinin 2.500 yıl önce de kullanıldığını kanıtlıyor. (V) Bu 2.500 yıllık zeytinyağı
işliğinin, gerçeğine benzer bir şekilde işletime açılması ve o zamanın koşullarıyla zeytinyağı üretilmesi öneriliyor.
Bu parçada sözü edilen zeytinyağı işliğiyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, ortaya çıkarıldığı zamanla ilgili kesin olmayan bir bilgi verilmiştir.
B) II. cümlede, içindeki kimi eşyalar işlevleriyle birlikte sıralanmıştır.
C) III. cümlede, Anadolu tarihi açısından önemi dile
Getirilmiştir.
E) V. cümlede, yeniden üretime kazandırılmasına yönelik bir teklif dile getirilmiştir.
4. Aşağıdakilerden hangisi “Sanat sanat içindir.” anlayışıyla uyumlu bir ifade değildir?
A) Sanat, ahlaki veya dinî ölçütlere göre değerlendirilemez; özerk ve kıyas kabul etmez bir alandır.
B) Şiir, bir dil, bir söz sanatıdır; dil içinde dil oluşturma işidir.
C) Sanatı değerlendirmek yalnız onun dilini konuşabilenlere özgüdür.
D) Sanat, ondan sadece zevk alındığı için yapılır; dünyayı
hoşnut etmek veya onu değiştirmek için değil.
E) Sanattan hayatı ve dünyayı söküp atarsak ondan hiçbir şey anlayamayız.
5. Kimi zaman en büyük dostu kimi zamansa en büyük düşmanıdır dağlar kayakçıların. Tehlikeye atılmayı,
I
dikkatsizliği, sonrası düşünülmeden verilen kararları
II
sevmez. Her kayakçı hayatta kalmak için tehlikeyi önceden hissetmek ve anında en doğru III
IV
kararı vermek zorundadır. İşte bu yüzden kendi branşlarında ilerlemek isteyen kayakçıların dağlarla oyun oynanmayacağını bilmeleri gerekir.
V
Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerin hangisinde birden fazla ses olayı vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V
6. Altmış bin yıl önce Afrika’dan yola çıkan insanlar, durmadan ilerleyerek dünyanın dört bir yanına yerleşmişlerdi. Bu
I
ilerleyişleri ve gittikleri mesafe ; iklime, nüfus baskılarına,
II III tekne ve diğer teknolojik icatlara bağlıydı. Yolculuklarını
IV
hızlandıran etkenler arasında elle tutulamayanlar da vardı:
V
hayal gücü, adaptasyon ve bir sonraki tepenin ardında ne olduğuna dair merak.
Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisinin kökü ötekilerden farklıdır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V
7. 2013 yılı başlarında bir cumartesi sabahı televizyonda
verilen haber şaşırtıcıydı: Ege’nin en zengin endemik
bitki alanı olan Bozdağ’da sekiz yeni endemik bitki bulunduğu, bitkilere henüz bir isim verilmediği, bu yeni endemik türlerin kaçırılmasını önlemek için nasıl bitkiler olduğunun açıklanmadığı, Ege Üniversitesi Botanik Bahçesinde bu bitkilerden birinin kültüre alınabildiği ve tarlada yetiştirilebildiği belirtilmekteydi.
Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Soru sıfatı B) Belgisiz zamir
C) İşaret zamiri D) Birleşik isim
E) Üstünlük zarfı
8. Bu eserle ilgili çok şey duymuştum ( ) Bizans
İmparatorluğu’ndan kalma bir eser olduğunu ( ) içinde değerli fresklerin bulunduğunu, binanın yıllar önce müzeye çevrildiğini ( ) Ama bir türlü yolum düşmemişti bu tarihî anıta. Bu anıtı ziyaret etmeyen bir tek ben mi kalmıştım şu koca İstanbul’da ( )Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere,
Aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama
işaretleri sırasıyla getirilmelidir?
A) (:) (,) (...) (?) B) (.) (,) (.) (.)
C) (;) (,) (.) (.) D) (,) (;) (...) (?)
E) (:) (;) (.) (...)
9. Sonsuzluk hissi uyandıran geniş bozkırları, keşfedilmeyi
I II
bekleyen vadileri, ormanları, tarihî kalıntıları, yöresel yemekleriyle Anadolu’nun önemli duraklarından biri olan Çorum ili, bulunduğu yörenin en büyük sanayi merkezi olma
III IV
ünvanını da taşıyor.
V
Bu parçadaki numaralanmış altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
10. I. Dünyada neler olup bittiğine bakıldığında bizdeki
atölye çalışmalarına ek olarak modern masal anlatıcılığı derslerinin de verildiğini görüyoruz.
II. Masal anlatıcılığı atölyeleri kapsamında yapılan bu dersler, çeşitli grupların veya üniversitelerin bünyesinde gerçekleştiriliyor.
III. Ülkemizde sözlü kültürü korumak için yapılan en önemli çalışmalardan biri masal anlatıcılığı dersleridir.
IV.Türkiye’deki bu aktarım işlevi dünyanın genelinde de aynı şekilde seyretmektedir.
V. Masalı masal yapan şiirsel ve coşkulu anlatımı, bu grup ve üniversitelilere aktarabilmek için atölyelere isteyen herkes katılabiliyor.
Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
11. (I) Diriliş hakkında yorum yapan edebiyatçılar, genellikle Diriliş’i vicdan azabının romanı olarak tanımlarlar. (II) Geçmişte yaptığı hatanın bedelini ödemek isteyen ve vicdan azabı çeken bir insan profili çizilmekle beraber daha çok insanda var olan ve kişisel hırslarla, tutkularla yok olan insani vasıfların ön plana çıkarıldığı bir romandır Diriliş. (III) Tolstoy, toplumda yaşamanın kişiye sorumluluklar yüklediğine inanır ve bunu bazı eserlerinde de dile getirir. (IV) Sahip olduğu
mevki, servet ve şöhreti elinin tersiyle iten, öldürdüğü manevi değerlerin farkına vararak dirilmeye çalışan bir insanın öyküsüdür. (V) Bu ana temasıyla roman, erdemin insanlığın ortak malı olduğunu ve erdemli insanın dünyanın bütün coğrafyalarında görülebileceğini göstererek erdemin gözetilmesi gereken bir şey olduğunu anlatmaktadır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I. B) II. C) III.
D) IV. E) V.
12. (I) Yıllar önce bu adam, Çanlar Kimin İçin Çalıyor’un, kendi yazdığı basılmamış bir film senaryosundan
çalındığını iddia etmişti. (II) Söylediğine göre bu senaryoyu Hollywood’da bir partide okumuş (III) O sırada benim de orada bulunduğuma Ernie isimli birisi tanıklık etmiş. (IV) Bu da hakkımda bir milyonluk dava açılması için yeterli olmuş. (V) Mahkemeye gittik, eserin çalıntı olmadığını ispat ettik ve doğal olarak davayı biz kazandık. (VI) Adamın iflas etmiş bir iş adamı olduğunu da ortaya çıkardık ama önceki davaların sonucu hakkında bilgim yok.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra, düşüncenin akışına göre, “Öğrendiğime göre o, bu tutumu alışkanlık hâline getirmiş ve başka yapımcılara da senaryolarının çalıntı olduğu iddiasıyla dava açmış.” cümlesi getirilmelidir?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
13. (I) Düşünmek; elbette bir insanın kafasında kaldığı
sürece kimsenin karışamayacağı, müdahale
edemeyeceği bir eylemdir. (II) Kimse kimsenin kafasını
açıp ne düşündüğünü bilemediği için düşünce, soyuttur.
(III) Bir toplumda düşünce hürriyetinin mevcut olması, o
düşüncelerin ifade edilebilir olmalarıyla somut bir
duruma kavuşabilir. (IV) Dolayısıyla düşünce suçunun
işlenebilmesi, düşünce suçlusunun mevcut olabilmesi
için bazı düşüncelerin sözle, yazıyla veya resimle dışa
vurulması gereklidir. (V) Sıfatı ve toplumsal konumu ne
olursa olsun herhangi bir insan, “Benim düşüncem
budur.” diyemiyorsa o toplumda düşüncenin suç olduğu
anlaşılır. (VI) Çağdaş demokratik toplumlarda ise
düşünce değil, toplumun güvenliğini sıkıntıya sokan
eylemler suçtur.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
paragraf hangi cümleyle başlar?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
14. Sis yavaş yavaş dağılırken limana bir gemi yanaşıyor. Güverte deniz adamlarıyla dolu. Hayretle kıyıya bakıyorlar, kimse konuşmuyor. Bundan daha etkileyici kaç manzara sayabilirsiniz? Siste kaç gün kaldılar acaba? Gece rüzgâr azaldığında veya kuzeybatıdan esip sis bulutlarını tam üzerlerine taşıdığında, pusula rutubetten okunmaz olunca sis düdüğüne önce kim sarıldı? Kendilerini geceye ve nefes alan denize bıraktıklarında tanımlayamadıkları belli belirsiz ışıklara kilitlenip soluklarını tuttular mı?
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Sorularla akıcılık sağlanmıştır.
B) Kişileştirme yapılmıştır.
C) Örneklendirmeye başvurulmuştur.
D) Betimleyici ögeler kullanılmıştır.
E) Ayrıntılara yer verilmiştir.
15. Zaman nasıl da değiştiriyor insanı? Önceleri öfkeli ve sert, bir o kadar da yaşama sevinciyle dolu, şakacı, güleç biri. Sonra yılların getirdiği değişiklikler, yıpranmalar ve yaşlanma... Gittikçe daha az sevinç ve daha az hüzün... Caddebostan’daki evin mutfağına yerleştirdiği küçük, gösterişsiz, can çekişen bir masada, sabahın erken saatlerinden başlayarak çalışan bir adam geliyor gözümün önüne. Bu babamdan başkası değil. Yanı başındaki ocakta kendine kahve yapardı, tezgâhta bir şeyler hazırlayan anneme de göz atardı arada bir. Çalışırken yalnız olmak istemezdi sanırım. Yazdıklarını önce anneme okurdu, çok sonraları da bana. Eleştirilere önem verirdi, üstünde düşünürdü. Bütünüyle evcimen bir adam, her dem açan bir çiçekti denebilir.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Abartmadan yararlanılmıştır.
B) Eksiltili cümleler kullanılmıştır.
C) Karşılaştırmaya başvurulmuştur.
D) Öznel ifadelere yer verilmiştir.
E) Benzetme yapılmıştır.
16. Yazar yalnızca gözlemlerinden yola çıkarak yazmaz. İstese de yapamaz bunu. Roman yazılırken yani anlatılmak istenen, belli bir kurgu içinde sözcüklere dönüştürülürken yazılanlar artık yazara ait olmaktan uzaklaşır. Yazdıkça romanın dünyasında kişiler, olaylar yeni boyutlar kazanır, yeni durumlara dönüşür. Yazar hayal dünyasının zenginliğini heyecanla izleyen bir seyirci hâline gelir.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)Yazar, başlangıçta kurguladığı olayları ve kahramanları romanın akışı içinde değiştirme gereği duyar.
B)Romanlarda olaylar ilerledikçe yazarla kahramanlar birbirine benzemeye başlar.
C)Gerçekle hayalin bütünleşip iç içe geçmesi, romanı diğer türlerden ayıran önemli bir özelliktir.
D)Roman kahramanları ve olay örgüsü, bir süre sonra farklılaşarak yazarın denetiminden çıkar.
E)Yazar, sıradan olayları romanın gizemli dünyasına yerleştirirken dilin imkânlarından yararlanır.
17. Tanıdık bir ailede yaşlı ve felçli bir hanımefendi vardı, yatak odasındaki çiçekli duvar kâğıtları eskimişti. Çocukları bu kâğıtları yenilemek istemiş, anne buna izin vermemiş. Bu hanımın birkaç gün için evden ayrıldığı bir vakit, çocukları eski kâğıtları çıkarıp yeni, desenli, daha kaliteli kâğıtlarla kaplamışlar odayı. Muhtemelen onu sevdikleri, ona değer verdikleri için yapmışlar bunu. Ancak anneleri evine döndüğünde odayı görünce “ ağ olun, zahmet etmişsiniz ama ben kâğıdın üzerindeki çiçeklerde geçmişi kokluyordum.” demiş.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsanın eşyaya verdiği değer, ona sinen hatıralarda gizlidir.
B) Gençken sıkıntı çekilerek sahip olunan eşyalar, yaşlılıkta özel bir değer taşır.
C) Yaşlıları rahat ettirmek için onların yaşadıkları mekânı bozmamak gerekir.
D) Klasik mekân algısı ile modern mekân algısı arasında farklar vardır.
E) Kuşaklar arası çatışma, her zaman karşımıza çıkan sosyolojik bir olgudur.
18. Eskiden bir şehrin mahallesini oluşturabilecek büyüklükte bir insan topluluğu, günümüzde tek bir apartmana sığdırılmış durumdadır. Arada şu fark var ki eskiden aynı mahallede oturanlar birbirlerini tanırdı. Günümüzde ise aynı apartmanda oturanlar, kapı komşusu olanlar bile artık birbirlerini tanımıyor; kaldı ki hemşehriler birbirini tanısın. Sahi, eskiden bir de hemşehrilik kavramımız vardı. Artık bu kavramdan da uzaklaşmış bulunuyoruz. Şimdi düşünün bir kere, birbirine hemşehri gözü ile bakan Ankaralılar, İstanbullular, İzmirliler kalmış mıdır?
Bu parçada asıl yakınılan durum aşağıdakilerden hangisidir?
A)Kentlerde yaşayan insanlar arasında akrabalık ilişkilerinin zayıflaması
B)Kalabalıklar içinde yaşasa da insanın iç dünyasında yalnız olması
C)Kentlerin, bir araya getirdiği insanları zamanla birbirine yabancılaştırması
D)Hemşehri kavramının günümüzde farklı bir anlam kazanması
E)Büyük kentlerde mahallelerin yerini büyük apartmanların alması
19. Bitkiler gibi hayvanlar da Rönesans Dönemi’nde heyecanla incelendi. Doğa tarihi öğrencileri, bilinen coğrafyadaki pek çok hayvan çeşidini zaten tanıyordu. Ancak coğrafi keşifler sonucunda yeni ülkelerin bulunmasıyla birlikte varlığı bilinen hayvanlara çok farklı türler eklendi. Bu gelişme, seyahat eden doğa düşkünü bilim araştırmacılarından oluşan yeni bir kitlenin var olmasını sağladı. İlk günlerin hırslı maceracılarının yerini bilgi peşinde koşan insanlar aldı. Bu kişiler sadece uzak diyarlardaki bitki ve hayvan çeşitlerini öğrenmekle kalmadı, kendi ülkelerinin hayvan ve bitki çeşitliliğini de yeniden inceleme ihtiyacı duydu. Böylece her devlet kendi coğrafyasında görülen canlı türlerinin tespiti için araştırmalar başlattı.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Bulunan yerlerin, doğaya bakış açısını değiştirdiğine
B) Doğa tutkunu bilim insanlarından oluşan bir grubun ortaya çıktığına
C) Coğrafi keşiflerle beraber eldeki bilgilere yenilerinin eklendiğine
D) Canlı türlerinin devamlılığıyla ilgili çalışmaların hız kazandığına
E) Bitki ve hayvan çeşitlerinin tekrar incelenmeye alındığına
20. Bizde genellikle çocuk yayınları küçümsenir, kitaplarda da süreli yayınlarda da böyledir bu. “Çocuk işte.” denip geçilir. Büyükler için hazırlanan eserlere gösterilen özen, onlarınkine gösterilmez. Oysa çocuklar için yazılanlarda daha özenli davranmak gerekir. Çocuk yayınları, onlara sadece okuma sevgisini aşılamakla kalmamalı; doğru mesajlar vererek değer eğitimine, iyi bir birey ve okur olmalarına da katkı sağlamalıdır. Çocukların ne kadar kolay etkilenip değiştiğini, yönlendirmeye ne kadar açık olduğunu yakından biliyorum. Öğretmenlik yıllarımda bunun sayısız örneğine tanık oldum çünkü.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı olabilir?
A) Çocuk yayınlarında başarının ölçütü, yayının çok satılması mıdır?
B) Çocuklara yönelik eserler hazırlanırken nelere dikkat edilmelidir?
C) Çocukların ilgisini hangi tür yayınlar daha fazla çekmektedir?
D) Çocuk yayınlarında içerik ve çocuk psikolojisi ilişkisi nasıl kurulmalıdır?
E) Çocuklar için yazılan eserler, yazarlarının yaşantısından izler taşımalı mıdır?
21. Roman yazmayı hiç düşünmedim. Bunun nedeni, mükemmel olma isteği değil. Birkaç kez denedim ancak hiçbir zaman iyi bir anlatıcı olamadım. Bu yüzden roman yazmaktan özellikle kaçındım. Kimi dönemlerde şiir yazdım, hâlâ yazdığım oluyor fakat bunlar, kendim için yazdığım şiir denemeleri. ayımlanacak değerde değil.
Bu parçada kendisinden böyle söz eden kişi aşağıdakilerin hangisiyle nitelendirilemez?
A) Yetersiz olduğunu düşünen
B) İçinde bulunduğu durumdan yakınan
C) Ürettiklerini ortaya çıkarmayan
D) Öz eleştiri yapabilen
E) Açık sözlü bir tutum sergileyen
22. - 23. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
En az iki katlı inşa edilen geleneksel Türk evlerinde erkeklerin oturma salonu olan selamlık alt kattadır. Kadınlara mahsus olan haremlik ise üst kattadır ve genellikle selamlıktan daha geniştir. Selamlık evin harem bölümüne sıkıntı vermemek için işlevsel bir çözüm olmuştur. Sokağa açılan avlular yüksek duvarlarla çevrilidir ve bu da hane halkının ev içinde rahat hareket etmesini sağlar. Günümüzün apartmanlarında balkonların karşıladığı ihtiyacı, geleneksel mimarimizde avlu karşılar. İçinde çardak ve çeşmelerin de bulunduğu avlular aynı zamanda birer sohbet mekânıdır. Mahremiyetin bir başka uyarıcısı ise kapı tokmaklarıdır. Evlerde biri ince diğeri kalın ses çıkaran iki halka tokmak bulunur. Eve gelen erkekler büyük tokmağı kullanır, bu ses ev halkına ikaz niteliği taşır. Kadınlar ise küçük tokmağı kullanarak erkeklerin avludan ayrılmaları gerektiğinin uyarısını yaparlar. Estetiğin işlevsellikle buluştuğu Türk evleri incelendiğinde tüm bu ayrıntıların belli bir amaca hizmet ettiği görülür.
22. Bu parçaya göre, geleneksel Türk evlerinin tasarlanmasında göz önünde bulundurulan temel etken aşağıdakilerden hangisidir?
A) Estetiğe ve düzene önem vermek
B) Kalabalık ailelerin bir arada yaşamalarına uygun zemin hazırlamak
C) Konforu ve rahat yaşamı öncelemek
D) Özel yaşamın gizliliğini korumak
E) Kadınların ve çocukların güvenliğini sağlamak
23. Bu parçada geleneksel Türk evleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Fiziksel özelliklerinin neler olduğuna
B) Avlunun ne tür işlevsel yönlerinin bulunduğuna
C) Kullanımında cinsiyetin dikkate alındığına
D) Tarih boyunca tecrübeli ustalarca yapılabildiğine
E) Kapı tokmaklarının ne amaçla kullanıldığına
24. Sevgilime kul oldum
Güzelliği seçeli
Varlıkta yoksul oldum
Benliğimden geçeli
Vücut ruha ağ gibi
Bir düğümlü bağ gibi
Muhabbet menbâ gibi
Kevserinden içeli
Bu şiirle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Çapraz kafiye kullanılmıştır.
B) Tezat sanatına yer verilmiştir.
C) Tasavvufi ögeler vardır.
D) İmgelere yer verilmiştir.
E) Anlam, şiirselliğe tercih edilmiştir.
25. Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümde duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu’ya.
Bu dizelerle ilgili olarak
I..Hecenin 7+7 kalıbıyla yazılmıştır.
II. Didaktik bir üslup söz konusudur.
III. Yarım uyak kullanılmıştır.
IV. Mesnevi biçiminde uyaklanmıştır.
V. Ana izlek(tema) Anadolu ve gurbettir.
yargılarından hangileri yanlıştır?
A) I. ve II. B) I. ve V. C) II. ve III.
D) III. ve IV. E) IV. ve V.
26. Gördüm ol meh dûşuna bir şâl atup lâhûrdan
Gül yanaklar üstüne yaşmak tutunmuş nûrdan
Bu beyitteki altı çizili sözcükte aşağıdaki söz sanatlarından hangisi vardır?
(meh: ay, dûş: omuz, lâhûr: bir tür kumaş)
A) İstiare B) Telmih C) Tevriye
D) Kinaye E) Teşbih
27. Divan şiirinde, edebî sanatlarla sağlanan derin ve yoğun bir anlam söz konusudur. Bunu gerçekleştirmek için bazen bilinen bir olaya ait birkaç anahtar kavram verilerek okuyucunun zihninde çağrışımlar uyandırılır, bazen dış dünyadaki gerçekliklerin sınırı zorlanır, bazen de olaylar daha çarpıcı gerekçelere bağlanır.
Bu parçada özellikleri dile getirilen edebî sanatlar, aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?
A) Tevriye – Kinaye – Hüsnütalil
B) Telmih – Teşbih – Tecahülüarif
C) Telmih – übalağa – Hüsnütalil
D) Tenasüp – ecazımürsel – übalağa
E) Tenasüp – Kinaye – Tecahülüarif
2015 Üniversite Sınavlarında Çıkmış Edebiyat Soruları
28. Dükkânlardan pek çoğu açık ama ürün yok. Kendime bir iki gömlek alayım hevesiyle hangisine girdim ise “Kalmadı.” cevabını aldım. Hatta çocuk gömleği bile bulunmuyordu. Esnaflar arasında Avusturyalı kadınlar da vardı. En baştaki antikacıya ne dersiniz? Üç dört halı sermiş, camekânına antika türünden, bizim laternacıların giydikleri simsiyah feslerle şamdan ucuna geçirilen kıpkırmızı küçük fesler dizmiş. Bununla birlikte bu dükkânların hiçbirinde tabiat güzelliğini belirten düzenleme zevki görünmüyordu.
Bu parçada aşağıdaki edebî türlerden hangisine ait özellikler ağır basmaktadır?
A) Eleştiri B) Haber yazısı
C) Sohbet D) Anı
E) Gezi yazısı
29. Belirli ve kesin kuralları olmayan, düşünce ağırlıklı bir türdür. Bu tür yazılarda bilgi ve sanat iç içedir. İleri sürülen düşünceleri ispatlama zorunluluğu olmasa da yazarın gereken fikrî olgunluğa, yeterli tecrübeye ve olayları yorumlayabilecek kapasiteye; durmadan gelişen, serpilen, biçimlenen bir dünya görüşüne ve hayat anlayışına sahip olması beklenir.
Bu parçada aşağıdaki edebî türlerden hangisine ait özellikler dile getirilmiştir?
A) Deneme B) Makale
C) Röportaj D) Söylev
E) Fıkra
30. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun romanlarında görülen; çatışmacı, kötümser, kararsız ve idealist kişiler çoğu zaman yazarla ilişkilendirilmektedir.
Aşağıdakilerden hangisi bu açıklamaya uygun bir karakter değildir?
A) Hüküm Gecesi – Ahmet Kerim
B) Sodom ve Gomore – Necdet
C) Yaban – Ahmet Celal
D) Kiralık Konak – Hakkı Celis
E) Nur Baba – Nur Baba
31. Alegorik bir eserdir.Mesnevi nazım şekliyle yazılmıştır. Ahlaki-didaktik türde bir eserdir.Siyasetname niteliği taşımaktadır.
Bazı özellikleri verilen eser aşağıdakilerden hangisine aittir?
A) Hoca Ahmet Yesevi
B) Yusuf Has Hâcip
C) Ali Şir Nevayi
D) Edip Ahmet Yükneki
E) Kaşgarlı Mahmut
32. Hece ölçüsüyle söylenir.Dinsel sürgün avları ile şölen veya toy denen ziyafetlerde söylenir.Aşk, doğa sevgisi ve yiğitlik gibi çeşitli konular işlenir.aaab, cccb şeklinde kafiyelenir.
Bazı özellikleri verilen nazım şekli aşağıdakilerden hangisidir?
A) Koşuk B) Sagu C) Semai
D) Varsağı E) Türkü
33. Aşağıdaki açıklamalardan hangisi ayraç içinde verilen terimle uyuşmamaktadır?
A) Din uğruna yapılan savaşları konu alan eserler (Gazavatnâme)
B) Sanatlı bir dille yazılmış düzyazıların ve mektupların bir araya toplandığı eserler (Münşeat)
C) Elçi olarak bir ülkeye gönderilen kişilerin elçilikleri sırasındaki gözlemlerini dile getirdikleri eserler (Sefaretnâme)
D) Herhangi bir manzumeyi alaycı bir şekilde taklit etmek için oluşturulmuş eserler (Tehzil)
E) Bir şehrin güzelliklerinin sanatkârane bir biçimde dile getirildiği eserler (Surnâme)
34. Evet, tarz-ı kadîm-i şi’ri bozduk, herc ü merc ettik,
Nedir şi’r-i hakiki safha-i irfâna derc ettik
Bu manzumede geçen “tarz-ı kadîm” ifadesiyle belirtilen şiir anlayışı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Divan şiiri
B) Tanzimat Dönemi şiiri
C) Halk şiiri
D) İslamiyet’ten önceki Türk şiiri
E) Servetifünun Dönemi şiiri
35. XVII. yüzyılda sanatlı nesrin en önemli temsilcilerinden biri olan yazar, ilk defa mensur hamse oluşturmuş; XV. yüzyılda temelleri atılmış olan süslü nesre yeni bir boyut kazandırmıştır. Sanat ve maharet göstermek amacıyla o döneme kadar kullanılmamış Arapça ve Farsça kelimelere yer vermiş, zincirleme tamlamalar ve uzun cümlelerle özgün bir üslup geliştirmiştir.
Bu parçada kendisinden söz edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Veysî B) Nergisî
C) Katip Çelebi D) Nâbî
E) Sinan Paşa
36. Çağdaşlarına göre zarif bir dile, zengin bir hayale, canlı bir tasvir yeteneğine sahip olan ----, her yönüyle büyük bir şairdir. İslami ilimlere ve Acem edebiyatına tam olarak vakıf olduğu bazen çok sanatlı olan kasidelerinden anlaşılır. Edebiyatımızdaki yergi türünün şaheserlerinden birini ortaya koyan şair; II. urat’a sunduğu, “öküzlerdeki boynuza sahip olmayı uman bir eşeğin kulağından ve kuyruğundan olması” ana fikrini işlediği, mesnevi nazım biçimini kullandığı sembolik tarzdaki eseriyle ünlüdür.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Neşatî B) Nailî
C) Ahmet Paşa D) Şeyhî
E) Fuzûlî
37. ---- şiirlerinde en çok dikkat çeken mekânlardan
biri Sa’dâbâd’dır. Büyük ve görkemli bir alanı ifade eden Sa’dâbâd; su kanalı, köşkler, saray, mesire alanı
ve kamelyalarıyla şairin hayal dünyasını süsleyen bir tablo şeklinde sunulmuştur.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Bağdatlı Rûhî’nin B) Bâkî’nin
C) Nedîm’in D) Şeyh Galip’in
E) Nef’î’nin
38. Bu neslin üslubu son derece açık ve yalındır. Bunun nedeni; onların, varlığı güzel bulmaları ve onu teşbih, istiare, mecaz gibi edebî sanatlarla süslemeye ve değiştirmeye gerek görmemeleridir.
Bu parçadaki “Bu neslin” ifadesi kapsamına aşağıdakilerden hangisi girmez?
A) Fecr-i Atîciler B) Garipçiler
C) Beş Hececiler D) Hisarcılar
E) Millî Edebiyatçılar
39. Romanlarında; ferdin iç dünyasını esas alan konuları, Servetifünun hareketinin genel karakterine daha uygun romantik duyguları, hayalleri ve aşkları ele alır. Çok ender de olsa Halas gibi kimi romanlarında bazen yurtseverlik duygularının ve sosyal alandaki Batılılaşma hareketine ait bazı unsurların anlatıldığı da olur. Romanlarında sosyal çevreye ve olaya değer vermeyen sadece psikolojik içeriğe yönelen bir yazardan bundan fazlası da beklenemez. Gerçekten, onun romanlarındaki esas muhtevayı ferdin iç dünyası oluşturur ve romanlarının daha çok psikolojik roman çeşidine sokulabileceği sonucuna varmak güçtür.
Bu parçada romanlarından ve romancılığından söz edilen yazar aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mehmet Rauf
B) Halit Ziya Uşaklıgil
C) Hüseyin Rahmi Gürpınar
D) Peyami Safa
E) Hüseyin Cahit Yalçın
40. Romancıların ele alıp işledikleri konular, dönemin sosyal ve siyasal koşullarıyla sınırlıdır. Bunların ortak amacı; halka seslenen bir roman türü geliştirmek, Batılılaşma ile gelen sosyal ve kültürel değişimi halka benimsetmek, halkı onlardan haberdar etmektir. Romanların yapı
ve konuları, bu düşüncenin gerçekleşmesine hizmet eder. Esirlik, aile, görücü usulü evlilik ve kadınların eğitimi gibi döneme özgü sosyal konular; aşk, ölüm ve kahramanlık gibi evrensel konularla desteklenir. Yapı ise birey-gelenek, birey-toplum ve kadın-erkek ekseninde şekillenir.
Aşağıdaki eserlerden hangisi, bu parçada dile getirilen dönemin yazarlarından birine aittir?
A) Sinekli Bakkal B) Huzur
C) Baba Evi D) Cezmi
E) Mai ve Siyah
41. Yahya Kemal Beyatlı’yla mizaç ayrılığından dolayı şiiri farklı bir yönde gelişen bu şair, saf şiir arayışı açısından, döneminde Yahya Kemal’e en yakın sanatçıdır. Ancak Yahya Kemal’in saf şiir düşüncesi; romantik, parnasist, sembolist ve neoklasik gibi Fransız şiirinin birbirinden çok farklı özellikler taşıyan örneklerinin etkileriyle oluşmuştur. Bu şair ise saf şiiri, Fransız sembolistlerinde ve izlenimcilerinde bulmuştur.
Bu parçada sözü edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ahmet Haşim
B) Cahit Sıtkı Tarancı
C) Ahmet Hamdi Tanpınar
D) Ahmet Muhip Dıranas
E) Mehmet Akif Ersoy
42. Bütün hikâyelerinde, sağlam bir anlatma tekniği hemen fark edilir fakat bazı ürünleri fıkradan bozma hikâyeler olarak algılanabilir. Ama o, hikâyelerinin işlevine inanan bir yazar olarak toplumu etkilemeyi ve böylece dünyanın değişmesine katkıda bulunmayı amaçlamıştır. Efruz Bey’in ön sözünde, “Hakikati; görüldüğü gibi, edebiyat yapmadan yazmak istedim.” derken ifade ettiği şey, hikâyeleri için de geçerlidir.
Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ömer Seyfettin
B) Refik Halit Karay
C) Reşat Nuri Güntekin
D) Ahmet Rasim
E) Halide Edip Adıvar
43. Yazarın hemen her öyküsünde hangi düzeyden, hangi meslekten olursa olsun, başlangıçta duygu yoksulu gibi bir izlenim bırakan öykü kahramanları; birdenbire bir halk filozofu, bir şair, bir düşünür olarak kabuğundan dışarı çıkar. Öykünün etki gücü, işte o andan itibaren artar. Türk hikâyeciliğinde yeni bir tarzın öncülerinden olan yazarın bütün öykülerinde kahraman ya kendini aşmak için çırpınır ya da başka türlü anlaşılmaya yatkın kişiliğini birdenbire gerçek çizgileriyle ortaya koyar. Lüzumsuz Adam, Mahalle Kahvesi ve Havada Bulut tanınmış öykü kitaplarından bazılarıdır.
Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden hangisidir?
A) Füruzan B) Oktay Akbal
C) Sait Faik Abasıyanık D)Mustafa Kutlu
E) Haldun Taner
44. Yazarın edebiyatımıza getirdiği yeniliklerden biri de köy hayatını ve köy insanını ilk olarak ele almış olmasıdır. Anadolu köylüsünün bilgisizliği, yoksulluğu, ağalar ve tefeciler ile ilişkileri, duygusal davranışları olayların içinde eritilerek ustalıkla ortaya konmuştur. Bu bağlamda Antalya’nın Kaş ilçesindeki bir köyde geçen olayların anlatıldığı roman, yazarın en başarılı eseri sayılır.
Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sami Paşazâde Sezai B) Şemsettin Sami
C) Nabizâde Nâzım D) Ahmet Mithat Efendi
E) Muallim Naci
45. Türk romanında aileden söz ederken akla gelen ilk eserlerden biri olan bu romanda, XX. yüzyılın hemen başında, bir İstanbul ailesinin yaşamının Adnan ve Bihter’in evliliği üzerinden anlatıldığı bir konuyla karşı karşıya kalırız. Bu roman; XIX. yüzyılın sonlarında oluşan zengin ve halktan kopuk bir sınıfın yaşam biçimini, geleneksel Türk ailesinin “sözde Batılı” yaşam biçiminin etkisi altında çözülerek alt üst olup yozlaşmasını, bu insanların dünyaya bakış açılarını ve sosyal ilişkilerini anlatıyor.
Aşağıdaki eserlerden hangisi, bu parçada sözü edilen romanın yazarına aittir?
A) Hayal İçinde
B) Yaprak Dökümü
C) Bugünün Saraylısı
D) Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç
E) Kırık Hayatlar
46. Cumhuriyet sonrası Türk şiirinin bir beyannameyle ortaya çıkan ilk topluluğu olan ----, ortak çıkardıkları şiir kitaplarının başına bir mukaddime koyarak “son zamanların renksiz ve dar Ayşe, Fatma terennümü”nü sürdüremeyeceklerini, şiirin artık konu bakımından değişmesi ve genişlemesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Yedi Meşaleciler B) Beş Hececiler
C) Maviciler D) Hisarcılar
E) Genç Kalemler
47. Garip çizgisinde başladığı şiir serüvenine; halk edebiyatı, divan ve Batı şiirinin özelliklerini ekleyerek sürekli değişimi, şiir için bir çıkış yolu olarak seçmiştir. Gurbet, hasret ve hikmet burçlarını keşfeden ve Evler isimli bir eseri de bulunan sanatçıya “evlerin öyküsünü yazan şair” de diyebiliriz. Ona göre ev, süreklilik arz eden kalıcı değerleri simgeler. Bile/Yazdı ve Eski Toprak kitaplarındaki şiirlerinde eskiyle yeni, biçimle izlek arasındaki uyum kendisini somut bir biçimde belli eder. Onun şiirlerinde kelimeyi aşan fakat şiir cümlesi içinde kalan kendine özgü alışılmamış bağdaştırmalar vardır. Şair, kendisine özgü bir çağrışım ağını oluşturacak özel bir dil kullanmakta ısrarcıdır.
Bu parçada kendisinden söz edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?
A) Attila İlhan
B) Behçet Necatigil
C) Orhan Veli Kanık
D) Edip Cansever
E) Melih Cevdet Anday
48. Halk sanatımızı, ister istemez çağdaş kültürün sağladığı kolaylıklara göre onaracağız. er altında sessiz sedasız nefes alan adını bilmediğimiz çeşitli cevherlerimiz gibi yüzde yüz bizim olan ne varsa hepsine birer birer çekidüzen vereceğiz. Halk sanatımız, büyük aydınlarımızın ömürleri boyunca yararlanabileceği bir kaynak olacak. Çağdaş kültürün bütün kollarından faydalanan bir halk sanatı bir çırpıda dünya çapında tanınacak. Öyle bir ağaç ki dalları ve yaprakları aydın kafalardan örülmüş, köklerini de derinlemesine halk içerisine salmış. İşte, hiçbir zaman sırtı yere gelmeyecek sanat ağacı!
Bu parçada dile getirilen düşünceler, aşağıdaki şairlerden hangisinin şiir anlayışıyla uyuşmaz?
A) Kemalettin Kamu B) Ahmet Kutsi Tecer
C) Bedri Rahmi Eyuboğlu D) Cahit Külebi
E) Cemal Süreya
49. Romanlarındaki kişileri; onları etkileyen, yönlendiren toplumsal çevrelerinden soyutlamadan vermiştir. Bundan dolayı biz, kişilerin davranışlarını yadırgamadığımız gibi bireyle toplumu iç içe izleriz. Romanlarının erkek kahramanları genelde değişik nedenlerle çevreleriyle uyum sağlayamayan kişilerdir. Kadınlar ise farklı özellikleriyle boy gösterirler. Kuyucaklı Yusuf’ta topluma boyun eğen, İçimizdeki Şeytan’da yavaş yavaş bilinçlenmeye başlayan bir kadınla karşılaşırız.
Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden hangisidir?
A) Orhan Kemal B) Aziz Nesin
C) Kemal Tahir D) Necati Cumalı
E) Sabahattin Ali
50. Hayat karşısında rindane bir duruşu olan şairin içe dönük kişiliği eserlerinin dünyasına da yansımıştır. Kapalı ve gizemli bir şiir diline sahiptir. Bu dil anlayışıyla dinî muhtevayı birleştirerek labirent izlekli şiirler yazar. Onun şiirleri ile birlikte çok yüzlü ve zengin bir dünyanın eşiğinden içeri gireriz. Şair, 1977 yılında yayımladığı Menziller kitabı ile İslami düşünceyi öncelemeye başlar. Korku ve Yakarış adlı son şiir kitabında Hristiyan varoluşçu düşünür Sören Kierkegaard’ın etkisini; yaşam, ölüm, tutsaklık, günah, kaygı ve rahmet kavramlarıyla yansıtan şair, şiirine lirik niteliğini kaybettirmeden evrensel nitelikli fikrî unsurları da ekler.
Bu parçada kendisinden söz edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?
A) Cahit Zarifoğlu B)Sezai Karakoç
C) Mehmet Çınarlı D) Erdem Bayazıt
E) İsmet Özel
51. Adalet Ağaoğlu; Almanya’da kazandığı parayı bir otomobile yatıran ve onu binbir özenle ülkesine getiren gurbetçinin hikâyesini, bir aydın uzaklığında ve işçinin duygusunu küçümseyen bir edayla ---- adlı romanında anlatmaktadır.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki eserlerden hangisi getirilmelidir?
A) Fikrimin İnce Gülü B) Ölmeye Yatmak
C) Üç Beş Kişi D) Sessizliğin İlk Sesi
E) Bir Düğün Gecesi
52. ----, hikâyecilerimiz arasında en dolambaçlı sorunları bile sadelik ilkelerinden vazgeçmeden anlatabilen başarılı bir sanatçıydı. Bu tutum, onu bizde o zamanlar moda olan aupassant yerine adı yeni yeni duyulan Anton Çehov’a götürdü. Şöhreti sevmezdi; bu yüzden Ayaşlı ile Kiracıları’na kendi ismini bile koymamış, yalnızca isminin baş harflerini yazmıştı.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Mithat Cemal Kuntay
B) Abdülhak Şinasi Hisar
C) Cevat Şakir Kabaağaçlı
D) amiha Ayverdi
E) Memduh Şevket Esendal
53. 1961’de yayımlanan ve uygarlık değişiminin birey üzerindeki sancılarını ele alan ---- adlı eseri; dengesiz, arayış içindeki kişiler aracılığıyla yaşadığı dönemin eleştirisini yüklenir. İronik bir anlatımla iki uygarlık arasında bocalayan Türk toplumunun tablosunun çizildiği roman, başkahraman Hayri İrdal’ın anıları biçiminde kaleme alınmıştır. Yazar bu yarı meczup kahramanının kişiliğinde; geçmiş özleminden kurtulamayan, geçmişe saplanmış aydınları eleştirirken bir yandan da İkinci Meşrutiyet’in ilanından başlayarak siyasetin güdümündeki sanat anlayışını ve üniversite çevresinin içe dönük kısır çatışmalarını eleştirir.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki eserlerden hangisi getirilmelidir?
A) Esir Şehrin İnsanları
B) Saatleri Ayarlama Enstitüsü
C) Müfettişler Müfettişi
D) Kürk Mantolu Madonna
E) Bir Bilim Adamının Romanı
54. Peyami Safa ---- adlı eserinde, fakir ama erdemli vatansever bir gencin yaşadığı aşk neticesinde girdiği yüksek zümrenin iç dünyasını anlatır. Yazarın asıl vermek istediği, düşünce ve maneviyat bakımından Orhan’da meydana gelen değişmelerdir. Onun kendi dünyasındaki bu değişmeler, materyalist bir çizgiden idealizme geçiş noktasında verilir. Burada, materyalizmi simgeleyen Süleyman ile idealizmi simgeleyen Necati’nin rolleri ve yönlendirici fonksiyonları dikkat çekicidir.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki eserlerden hangisi getirilmelidir?
A) Bir Tereddüdün Romanı
B) Biz İnsanlar
C) Yalnızız
D) Fatih-Harbiye
E) Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
55. Yedi Meşale topluluğuna mensup olan sanatçı, edebiyatın birçok türünde eser vermiştir. Sanatı şişirmekten, harcamaktan korkan bilinçli, birikimli bir eleştirmen ve edebiyat işçisidir. Sedat Simavi Büyük Edebiyat Ödülü’nü (1991) ve Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülü’nü (1992) almıştır. Ortaoyunu eseriyle Türk Dil Kurumu Bilim Ödülü’nü (1974) kazanmıştır. Birinci Perde en tanınmış eserlerinden biridir.
Bu parçada kendisinden söz edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sabri Esat Siyavuşgil B) Ziya Osman Saba
C) Cevdet Kudret Solok D) Yaşar Nabi Nayır
E) Vasfi Mahir Kocatürk
56. Şair, okura gerçekleri değil, izlenimlerini duyurmaya çalışmalı; anlam belirgin olmamalı; okur, sezinlediklerinden kendisi anlamlar çıkarmalıdır. Sözcüklerin anlamlarından çok ahenkleri, oluşturacakları müzikalite önemlidir. Duyurmak ve sezdirmek için mecazlı, çağrışıma elverişli söz ve söyleyişler seçilmelidir. Üzüntü, alaca karanlık; kırmızı ve sarı vb. renkler şiirde önem taşıyan ögelerdir.
Bu parçada özellikleri verilen edebî akım aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sembolizm
B) Parnasizm
C) Klasisizm
D) Kübizm
E) Romantizm
LİSANS YERLEŞTİRME SINAVI-3
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI TESTİ
21.06.2015
1. C 21. B 41. A
2. B 22. D 42. A
3. D 23. D 43. C
4. E 24. E 44. C
5. E 25. C 45. E
6. C 26. A 46. A
7. C 27. C 47. B
8. A 28. E 48. E
9. E 29. A 49. E
10. E 30. E 50. A
11. C 31. B 51. A
12. C 32. A 52. E
13. D 33. E 53. B
14. C 34. A 54. B
15. A 35. B 55. C
16. D 36. D 56. A
17. A 37. C
18. C 38. A
19. D 39. A
20. B 40. D
11