google.com, pub-1772441188610312, DIRECT, f08c47fec0942fa0
top of page

1.(I) Bu yazı, Güven Turan hakkında ayaküstü tutulmuş notlardan oluşuyor. (II) Birkaç cümleyle "Güven Turan kimdir?" sorusunu yanıtlamam istense aşağı yukarı burada kaleme aldıklarımı söylerim. (III) Okuduğum, yazılarını ve kitaplarını merakla beklediğim isimlerden biri. (IV) Şairlik, öykü yazarlığı, eleştirmenlik, editörlük, çevirmenlik gibi alanlarda zaman içinde kendini ispatlamış özgün bir kalem. (V) Birçok şeyi aynı anda iyi yapabilen isimler azdır, hele sanat dünyasında onun gibi birine çok seyrek rastlarsınız.

 

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde "kısa sürede, acele olarak" anlamlarına gelen bir söz kullanılmıştır?

A) I                  B) II                C) III          D) IV          E) V

2.Dikkat edilirse mutluluk tanımlanırken hazzın, haz tanımlanırken mutluluğun anlam alanından yararlanılır ama mutluluk hazzın bir gömlek üstüne konur. Zira gönlün hissedişi, zihinden önce gelir. Belki bu yüzden haz o anda gözler yumularak; mutluluk ise gözler açılarak katmerlenir.

Bu parçadaki altı çizili sözcükle mutluluk ve haz hakkında anlatılmak istenen durum aşağıdakilerden hangisidir?

A) Çoğalma           B) Ayrışma            C) Karışma

D) Donuklaşma     E) Dönüşme

 

 

 

3.Bergson, toplumları başlıca iki grupta toplar: açık toplumlar ve kapalı toplumlar. Kapalı toplumda, üyeler birbirine kenetlenmiştir; kendi toplulukları dışındakilere karşı ya kayıtsız ya da saldırgan bir tavır geliştirirler. Daima dar ve ---- olan bu tür toplumlar, ilkel toplumlarda görülen birçok özelliği de bünyelerinde taşırlar. Açık toplum ise insanlığı bütünüyle kucaklayan toplum çeşididir.

Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) dışa dönük       B) dışlayıcı             C) değişken

D) korunaksız       E) gerçekçi

 

4.Aşağıdaki cümlelerden hangisi ayraç içinde verilen ifadeyle uyuşmaktadır?

A)Tarihî bir kalenin çevresine kurulan Uçhisar, ilkbahar aylarında mis kokulu, rengârenk çiçeklerle bezenir. (Karşılaştırma)

B)Nevşehir'in yaşayan el sanatlarından biri geleneksel tezgâhlardaki dokuma halı ve kilim üretimidir. (Çıkarım)

C)Ürgüp yakınlarında yöre halkının "Üç Güzeller" adını verdiği peribacaları, gün boyu fotoğrafçıların akınına uğruyor. (Tanım)

D)Bu yörede uzun yıllar varlığını sürdürmüş mağara evleri günümüzde güzel ve konforlu birer butik otele dönüştürülmüştür. (Nesnellik)

E)Bu topraklarda çok lezzetli ve çeşitli üzümler yetiştiğinden olsa gerek, yörenin her yerinde bağlara rastlıyoruz. (Tahmin)

 

 

 

 

  

 

5.Aşağıdaki yargılardan hangisi kişisel düşünce içermemektedir?

A)Meydandaki hareketlilik, hiç bitmeyecekmiş gibi hız kesmeden devam ediyor.

B)Bu ülkede gördüğüm her kıyafet ve her hareket birbirine benziyor.

C)İnsanların elindeki bavullar, kendi yaşantılarına dair garip izler taşıyor.

D)Görevlinin sesini duyanlar yerinden ayrılıyor ve işaret edilen yere ilerliyor.

E)Şikâyetler de tıpkı eşyalar gibi, tekrarlandıkça eskimeye devam ediyor.

 

 

6.Sahip olduğun mal mülk, statü, ait olduğun sınıf, cinsiyet, din ve etnik kimlik seni sen yapan unsurlardır. Sen tüm bunların ve her birinin diğerleriyle etkileşiminin toplamısın. Senin farklılığın ve ayrıcalığın budur. Bir yaşamın ayrıcalığı her kimsen o olmaktır.

Bu parçadaki altı çizili cümleyle aşağıdaki yargılardan hangisi arasında ilişki kurulabilir?

A)Kimliği belirleyen özellikler, kişinin yaşamını benzersizleştirir ve ona değer katar.

B)Kendini gerçekleştirmek isteyen birey öncelikle sahip olduklarının değerini bilmelidir.

C)Her hayat, içerdiği benzersiz deneyimlerle diğerlerinden ayrılır ve anlam kazanır.

D)Bir insanın kimliğini belirleyen ve etkileyen faktörler hem genetik hem de çevreseldir.

E)İnsan, kimliğini oluşturan unsurları değiştiremediği için bunlarla yaşamaya alışmalıdır.

 

 

7.Türkiye'nin ulu dağlarını, ıssız koylarını, göç dışında kimsenin ayak basmadığı sarp geçitlerini anlatan renkler; en az kendileri kadar etkileyici motif ve desenlerde yer yer boy gösteriyor.

Bu cümlede aşağıdaki ögelerden hangisi bulunmamaktadır?

A) Özne             B) Dolaylı tümleç     C) Belirtili nesne

 

D) Zarf tümleci                                   E) Yüklem

 

 

8.Gözlerin gözlerime değince Felaketim olurdu ağlardım Beni sevmiyordun bilirdim Bir sevdiğin vardı duyardım Çöp gibi bir oğlan, ipince Hayırsızın biriydi fikrimce

Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?

A) Ünsüz benzeşmesi         B) Ünlü düşmesi

C) Ünsüz türemesi               D) Ünlü daralması

E) Ünsüz yumuşaması

 

 

9.(I) Teşvikiye'deki gökyüzü manzaralı evden Bostancı'ya, Beyazıt'a giderken onca yılın içinden geçtim. (II) Ziyaret ettiğim kişi; sanat tarihçisi, yazar, akademisyen ve en önemlisi sürekli üreten bir insan. (III) Tükenmeyen merakı ve öğrenme isteği içinde büyüyen Nurhan'ın, bir kadın olarak meydan okuduğu hayata karşı araştırarak, okuyarak ve yazarak nasıl dimdik durduğunu öğrendim. (IV) Onu dinlerken tükenmeyen çalışma azminin kaynağına inmeye çalıştım, ipuçlarını aradım.(V) Hafızasının canlılığına tanıklık ederek kültür ve sanat dünyamıza kazandırdığı yayımların yol hikâyelerini dinledim.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A)I. cümlede sıfat tamlaması vardır.

B)II. cümlede derecelendirme zarfı vardır.

C)III. cümlede farklı türlerde fiilimsi bulunmaktadır.

D)IV. cümlede işaret sıfatına yer verilmiştir.

E)V. cümlede birden fazla isim tamlaması vardır.

 

 

 

 

 

 

10.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin kullanımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?

A)Osmanlı Devleti'nde Batılılaşma hamlesi Tanzimat Fermanı ile başlamıştır.

B)Hicaz, Türk müziğinde en sevdiğim makamlardan biridir.

C)Çocukken gittiğim Uzungöl Beldesi, unutamadığım yerlerdendir.

D)Reşat Nuri'nin Gamsız'ın Ölümü adlı öyküsü, Bakanlığın ders kitaplarına girdi.

E)Homeros'un eşsiz eserlerinde Eski Yunan tanrıları ana kahramanlardır.

 

 

11.(I) "Haldizen 12 km, Balıklıgöl 17 km" yazan tabelayı geçeli yarım saat oldu. (II) Sağımda köpürerek akan bir dere; ceviz, kestane, ladin, kayın ve göknar ağaçlarından oluşan yeşil bir orman örtüsüyle çevrili vadi uzanıyor. (III) Her dönemeçte başka bir dere, köpüren sulara karışıyor. (IV) Bazen küçük bazen de büyük şelaleler oluşturarak Haldizen Deresi’yle bütünleşiyor sular. (V) Giderek alışıldık bir görüntü olup çıkıyor çağlayanlar.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde öznel bir yargıya yer verilmiştir?

A) I          B) II         C) III        D) IV       E) V

 

 

 

 

 

 

12.Sonbahar güneşinin ilk ışıkları karşı tepelerden göründü. Hemen ardından, hastalıklı bacalar öksüre öksüre tütmeye başladı. Toprak damlı, güneşe dönük evlerin kapıları birazdan gıcırdayarak açılacak. Az sonra köy bütünüyle uyanacak. En son çocuklar ayaklanacak ve annelerini arayacak. Toprak yolun alt tarafındaki meralar hayvanlarla dolacak; iki ayaklı, dört ayaklı, kanatlı, kanatsız... Tüm hayvanlar arasında amansız bir rızık kapma yarışı başlayacak. Bugün yaşananlar yarın yaşanacakların bir provasıymış gibi hayat seyircisiz ve eleştirmensiz akıp gidecek.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)Kimi canlılar betimlenerek anlatılmıştır.

B)Geçmiş ve gelecek zamana ait olaylara yer verilmiştir.

C)Bazı varlıklara insana ait özellikler yüklenmiştir.

D)Kimi yargılarda öznel bir bakış açısı kullanılmıştır.

E)Varlıkların soyut özellikleri ön plana çıkarılmıştır

 

13.(I) Bir dilin kaybolması, çevremizdeki bir hayvan veya bitki türünün tükenmesinden daha önemsiz bir olay değildir. (II) Soyu tükenmekte olan bir hayvan türü veya üç beş örneği kalmış bir bitki türü için medyada birçok haber görebilirsiniz. (III) Ancak Afrika'da, Asya'da birkaç yüz konuşanı kalmış bir dil için ciddi bir yayın göremezsiniz. (IV) Dil konuşurlarının, ana dillerini terk etmeleri çok değişik nedenlere dayanır. (V) Devlet idaresini kaybetme, göç, azınlık durumuna düşme, sosyoekonomik sorunlar vb. buna örnek olarak gösterilebilir. (VI) Ana dil, benzer nedenlerle konuşulduğu coğrafyadan çekilmeye başlayınca evin içine sıkışır ve sonunda yok olup gider.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) II         B) III        C) IV        D) V        E) VI

 

 

 

 

 

14. (I) İdeolojiler; sanatçının düşünme, yorumlama, yaratma gücünü zayıflatıp köreltmektedir. (II) eteneklerini güdümlü sanatın emrine sunmuş bir sanatçının hayat, insan ve olaylar karşısında tarafsız olmasını beklemek veya böyle bir tavır sergilediğini iddia etmek mümkün değildir. (III) Zira o daha masaya otururken zihninde şablonunu hazırlamıştır. (IV) Şablonunu belirlediği konularda çok açık, kesin ve peşin fikre sahiptir. (V) Bu sebeple duygu ve düşüncelerini anlatırken bağımsız davranmak durumundadır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I          B) II         C) III        D) IV       E) V

 

15.Yüzlerce yıllık ormanın kuytularında öylece duruyordu işte, dimdik ve mağrur. Gümüş renkli kabuklarla kaplanmış, ormanın bütün ağaçlarından çok daha uzun boylu bir ağaç. Bursa'nın ünlü kumaşları gibi yeşil yapraklarının arasından ateş topu gibi patlayan zakkum, pembemsi çiçekleriyle oracıkta duruyor ve kışın kapanmış bir havuzun sessiz hüznüyle "Ben buradayım." diye ünlemsiz çığlıklar atıyordu. Sonra arduvaz grisi yağmurlar yağdı. Gelin böceklerinin mekân tuttuğu yapraklar hüzünlü hüzünlü sararmaya başladı. "Perde!" deyip yavaşça yerlere döküldüler. Sonra meyveler, birer birer uç verdi.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A)Kişileştirme yapılmıştır.

B)Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.

C)Benzetmelere yer verilmiştir.

D)Örneklemeye başvurulmuştur.

E)Betimleyici ögeler kullanılmıştır

 

16.Fellini filmlerinde karakterlerin yolu çoğu kez sahilden geçer. Fellini; sahili bir tür yüzleşme, arınma, hesaplaşma yeri olarak kurgular. Bu yüzden sahilin kendine özgü bir el değmemişliği, dokunulmazlığı ve masumiyeti vardır. Karakterler, kumlara adım atınca gözlerini ufka dikip bir iç hesaplaşmaya girmeden duramazlar. Bu manzaranın en güzel örneğine Tatlı Hayat'ın finalinde rastlarız. Fellini, bu eşsiz final sahnesinde sahili, yozlaşmış karakterin masumiyete olan vedasını göstermek için kullanır. ----.

Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A)Dolayısıyla üzerinde konuşmadan önce filmin yönetmenini bilmek gerekir

B)Bu türden doğallığını yitirmiş mekânlarla pek çok filmde karşılaşırız

C)Bu anlamda mekân, karakterin geliştirilmesinde sembolik bir görev üstlenir

D)Aşk filmlerinde âşıkların birbirine kavuştuğu mekân genellikle sahil olur

E)Çünkü sahil, denizin karayla zamanın mekânla buluştuğu bir eşiktir

 

17.Okuma alışkanlığı konusunda yaklaşık on yıldır adalet sistemi odaklı "kitap" ve "ceza" kavramlarını bir araya getiren olumsuz bir uygulama sürüp gidiyor. Söz konusu uygulama çok kolay ve anlaşılabilir türden... İyi niyetlerinden kuşku duyulmayacak bazı hâkimler, kimi "basit" suçlara karşı, suç sahiplerine "kitap okuma cezası" veriyor. İstiyorlar ki bu "basit" suçlardan dolayı ilk defa hüküm giyen bireyler, hapishanelere gönderilmesin ve mahkûm psikolojisine girmesin; bunun yerine bu türden bazı basit uygulamalarla cezalarını çekmiş olsunlar.

Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmaktadır?

A)Hâkimler tarafından suçlulara uygun cezalar verilmemesinden

B)Kitap okumanın bir cezalandırma aracı olarak görülmesinden

C)Hâkimlerin ceza uygulamalarında inisiyatif kullanmasından

D)Mahkûmların okuma alışkanlığının yeterince gelişmemesinden

E)Mağdurların haklarının gerektiği gibi korunmamasından

 

 

 

 

 

18.Sanıldığının aksine "kalıplar"ı tamamen ortadan kaldırmak veya yaygın deyimle kırmak, insanın o kadar da işine gelmez. Çünkü kalıplar, bazen dünyayı insana dar etse de çoğu zaman insanın en büyük yardımcısıdır. Tam da bu yüzden yerlerine koyacağınız daha insancıl, daha kullanışlı, daha rahat kalıplar yoksa var olan kalıpları kırmamanız daha iyidir.

Bu parçada "kalıplar"la ilgili olarak asıl vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)İnsanlara bazı olumlu alışkanlıklar kazandırdığı

B)İnsan yaşamını sınırladığı kadar kolaylaştırdığı

C)Daha iyi ve yararlı olanların geliştirilmesi gerektiği

D)Bireyin yaratıcılığını ve üretkenliğini engellediği

E)Yaşamın bazı alanlarında bunlara göre davranıldığı

 

 

19.Günümüz gençleri savaşın yarattığı hasarın insani yönünü kavrayamadıkları için nükleer silahları mitleştiriyor. Bunu okulda öğrencilerimle, evde çocuklarımla konuşurken bile gözlemleyebiliyorum. Gençler tanık olmadıkları için nükleer savaşı yalnızca bilgisayar oyunlarından ibaret sanıyor. Dolayısıyla nükleer silahlar, onların zihninde çizgi filmlerdeki patlayan uzay gemileri veya şekil değiştiren robotlar gibi efsanevi bir öge hâline geliyor.

Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmaktadır?

A)Gençlerin nükleer silahların tehlikesini kavrayamamasından

B)Gençlerin bilgisayar oyunlarına bağımlı hâle gelmesinden

C)Teknolojik olanakların iyi amaçlar için kullanılmamasından

D)Teknolojik gelişmelerde insani değerlerin göz ardı edilmesinden

E)Çizgi filmlerin içeriklerinin yeni kuşakları olumsuz etkilemesinden

 

20.Edebiyatta özgünlüğe, uzun süre ne Doğu'da ne de Batı'da önem verilmiştir. Batı'da romanın ortaya çıkışından sonra durum değişmiş; bireyin önem kazanmasıyla birlikte sıradan insanların kendilerine özgü yaşamları, yazarları yeni konular, değişik olay örgüleri aramaya itmiştir. Bunun yanı sıra romantikler; sanatçının kendi hayatı ve kişiliğini dile getirmesini sanatın önemli bir koşulu sayınca özgünlük bir değer ölçütü olarak kabul edilmiştir. Diğer yandan yapısalcılar, bir eserin kendinden önce yazılanlardan bağımsız, tek ve özgün olamayacağını ileri sürerek her metnin kendinden önce gelen metinlerle bağlantısını ortaya koymuşlardır.

Bu parçadan "özgünlük"le ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?

A)Yapısalcılık ve romantizm akımlarında tartışıldığına

B)Romanın doğuşuyla birlikte üzerinde durulduğuna

C)Eserin değerini belirleyen bir ölçüt kabul edildiğine

D)Sanatçının, kendini eserine yansıtmasıyla ilişkili olduğuna

E) Batı edebiyatında başarılı romanın bir niteliği sayıldığına

 

 

21.Bir savaşı; bir kentin, Troya’nın yıkımını anlatan bu kitabı insanlar hem dinlediler hem okudular. Bir yandan resmettiler, bir yandan da oynadılar. Ondan efsaneler ürettiler; düşleri gerçeğe, gerçeği düşlere dönüştürdüler. 16 bin dizeyi 3 bin yıl boyunca böyle yaşattılar. Ardında esin kaynağı olduğu paha biçilmez sanat eserleri, ciltler dolusu bilimsel çalışma ve sonsuz tartışma bırakan bu kitabın adı İlyada’ydı.

Bu parçada sözü edilen eserle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A)            Biçimsel özelliğine

B)            Ele aldığı olaya

C)            İlham verici olduğuna

D)            Evrensel değerine

E)            Uzun süren etkisine

 

 

 

22.Onlar ki beşer hayrına doğmuş, yaşamışlar,

      Onlardan eserdir bu duyuşlar, bu dalışlar...

      Onlar ki yanan fecr idiler dağda, denizde,

      Her manzara onlardan akistir içimizde...

      Onlar ki bugün gökte birer kasra çekildi,

      Devrinde fakat hangisi mes’ûd olabildi?

      Varsın seni ömrünce azâbın kolu sarsın

      Şâir! Sen üzüldükçe ve öldükçe yaşarsın!

 

Bu dizelerden hareketle şairlerle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A)Eserlerini ve kendilerini insanlığa adamışlardır.

B)İnsanların duygularını biçimlendirmede aracı olmuşlardır.

C)Eserleriyle doğayı algılayışımızı etkilemişlerdir.

D)İç huzurunu yakalayamadıkları bir hayat sürmüşlerdir.

E)Eserlerinde hüzünlü konuları işlemeyi tercih etmişlerdir.

23.          - 24. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

(İ)1970 Luanda doğumlu Gonçalo Manuel Tavares, Portekiz'in edebiyat dünyasına kazandırdığı parlak bir yazar olarak gösteriliyor. (II) Edebiyat kariyerine 2001'de başlayan Tavares'in roman, şiir, tiyatro oyunu ve çeşitli anlatılardan oluşan kitapları 36 dile çevrilmiş; 51 ülkede yayımlanmış ve farklı ülkelerde pek çok saygın edebiyat ödülüne değer bulunmuştu. (III) Tavares yazmanın yanı sıra Lizbon Üniversitesinde epistemoloji dersleri de vermiştir. (IV) Sanatçının 2003-2007 yılları arasında tamamladığı Krallık dörtlemesinin ilk üç romanı önceki yıllarda Türkçeye çevrilmişti. (V) Dördüncü roman Teknik Çağında Dua Etmeyi Öğrenmek de bu dörtlemesinin son romanı olarak yakın zamanda yayımlandı. (VI) Bu dört kitapta Tavares, işlenen kavramlar açısından birbirini tamamlar nitelikli bazı karakterler üzerinden şiddete teslim olan, iradesini yitiren, kaderini başkalarının ellerine bırakan toplumlarda bireylerin çürümesini anlatıyor.

 

23.      Bu parçada Tavares'le ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Edebiyatın farklı dallarında ürünler ortaya koyduğuna

B) Başarılı ve başarısı takdir edilmiş bir sanatçı olduğuna

C) Sanat hayatındaki ilk ürünlerinin düzyazı türünde olduğuna

D) Birbiriyle ilişkili olarak tasarlanan eserlerinin bulunduğuna

E) Bilgi ve birikimini eğitim kurumlarında paylaştığına

 

 

 

24.Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde Tavares'in eserlerinin içeriğiyle ilgili bilgi verilmiştir?

 

A) II         B) III        C) IV        D) V        E) VI

 

 

25.İslamiyetin doğuşundan kısa bir süre sonra ortaya çıkmış olan ----, İslam dünyasındaki etkisi yüzyıllar boyu sürmüş bir düşünce ve inanç sistemidir. Allah'a sevgiyle ulaşmayı amaçlar. İslami Dönem Türk edebiyatında bu düşünce sistemi çevresinde bir edebiyat akımı oluşmuştur. Bu akım, kendine özgü nazım türlerine ve şekillerine sahiptir. Örneğin nefes gibi nazım türlerinde ---- düşüncesi ele alınmıştır. Bu düşünceye göre tek varlık Allah'tır ve evrende görünen her şeyde Allah'ın türlü yansımaları vardır.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) Bektaşilik - tevhid           B) tasavvuf - vahdetivücut

C) hikemî tarz - fenâfillah   D) Mevlevilik - enelhak

                          E)  mistisizm – marifet

26. Kutadgu Bilig ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)Geçiş Dönemi ürünleri arasında yer almaktadır.

B)Alegorik söyleyişe sahip didaktik bir metindir.

C)İçeriği bakımından nasihatname türüne girer.

D)Yoğun Arapça ve Farsça kelimelerden dolayı dili ağırdır.

E)Hem dörtlük hem de beyitlerden oluşmaktadır.

 

 

 

27.Aşağıdakilerden hangisi Karagöz tipinin özelliklerinden biri değildir?

A)Düşündüğünü söylemekten çekinmez.

B)Hacivat'ın söylediği bazı sözleri yanlış anlar.

C)Hacivat ile hemen her konuda zıt fikirlere sahiptir.

D)Orta Oyunu'ndaki Kavuklu tipini hatırlatır.

E)Konuşmalarında özentili ve süslü bir dil kullanır.

 

 

28. Gelse celâlinden cefâ

      Yahud cemâlinden vefâ

      İkisi de cana safâ

      Senden hem ol hoş bu hoş

Bu dörtlüğün nazım türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Devriye            B) İlahi                   C) Şathiye

                      D) Nefes          E) Nutuk

 

 

29.Kulak verdim dört bir yanı dinledim

     Arkam sıra gıybet eden çoğimiş

     Çok yaşayıp mihnet ile ölmeden

    Az yaşayıp devran sürmek yeğ imiş

Bu dörtlükle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)11'li hece ölçüsüyle yazılmıştır.

B)Didaktik bir anlatıma yer verilmiştir.

C)"xaxa" şeklinde uyaklanmıştır.

D)Güzelleme türünde yazılmıştır.

E)Kişisel deneyimler anlatılmıştır

2017 Üniversite Sınavlarında Çıkmış  Edebiyat Soruları

30.       Geleneksel Türk tiyatrosu ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A) Dramatik türde sadece Karagöz ve orta oyununu bilen Türk seyircisi, Tanzimat’tan sonra türün Avrupai şekillerini de tanımaya başlar.

B) Karagöz ve orta oyunundaki tüm tipler, tek bir kişi tarafından taklit yoluyla canlandırılır.

C) Karagöz ve orta oyununda, olayların akışı başlıca iki kişinin üzerindedir.

D) Karagöz ve orta oyununda Osmanlı Devleti sınırları içinde yaşayan farklı etnik zümrelerin şiveleri önemli rol oynar.

E) Karagöz ve orta oyununda diyaloglar belli bir çerçeve doğrultusunda doğaçlama olarak gerçekleştirilir.

 

 

 

31.           1914 yılında seferberlik davulları çalarken Adana’nın Ceyhan ilçesinde doğmuşum. Babam avukat, çiftçi, parti lideri. Annem eski öğretmenlerden Azime Hanım. Biri erkek olmak üzere benden küçük dört kardeşim var. Evliyim, dört çocuk babasıyım. Yıllardır kalemimle geçiniyorum.

Bu parça aşağıdaki edebî türlerden hangisine örnek verilebilir?

 

A) Otobiyografi                 B) Biyografi                 C) Fıkra

                  D) Deneme                          E) Makale

 

 

 

 

 

32. 12. yüzyılda Ahmet Yesevi tarafından yazılmıştır.Türk kültürünün Orta Asya sahasında İslamiyet’in kabulüyle başlayan değişiminin ve yeniden yapılanmasının ilk ürünlerindendir.Eser, İslam ruhuna uygun ideal insan ve toplum oluşturma çabalarının bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır.

Bazı özellikleri verilen eser aşağıdakilerden hangisidir?

A) Divan-ı Hikmet                   B) Kutadgu Bilig

C) Atabetü’l-Hakayık              D) Divanü Lügâti’t-Türk

                                 E) Vesiletü’n-Necât

33.Türk edebiyatında gerçek anlamda ilk mizahi ürünler; masallar, fıkralar ve seyirlik oyunlardır. Divan edebiyatında bir kimseyi yermek, olumsuz bir gidişatı eleştirmek amacıyla yazılan hicviyeler de bir çeşit mizah ürünüydü. Bu tür metinlerde abartılı bir dil kullanılır ve hicvedilen kişi âdeta yerin dibine geçirilmeye çalışılırdı.----, bu bağlamda akla gelen ilk örneklerden biridir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A)            Nâbî’nin Hayriyye’si

B)            Şeyhî’nin Harnâme’si

C)            Nef’î’nin Siham-ı Kaza’sı

D)            Bağdatlı Rûhî’nin Terkib-i Bend’i

E)            Fuzûli’nin Şikâyetnâme’si

 

 

 

 

34.Seni sevmek bana verse de çile Yılmadan çekerim yeter ki he de Senin gibi biten ender bir güle Gözyaşı dökerim yeter ki he de

 

Bu dörtlüğün nazım türü aşağıdakilerden hangisidir?

 

A) Taşlama             B) Koçaklama         C) Güzelleme

 

                           D) Ağıt         E) Destan

 

 

 

35.I. Bahariyye – Pastoral şiir

     II. Nasihatname – Lirik şiir

    III. Gazavatname – Epik şiir

    IV. Menakıbname – Satirik şiir

 

Yukarıda numaralanmış tür eşleştirmelerinden hangileri yanlıştır?

 

   A) I. ve II.               B) I. ve III.                             C) II. ve III.

 

        D) II. ve IV.                   E) III. ve IV

 

 

 

36.Türk edebiyatındaki en önemli temsilcisi Yunus Emre olan ilahi; Allah aşkını konu edinen, onu övmek için özel bir ezgiyle yazılıp söylenen, herhangi bir tarikat izi taşımayan şiirlerdir. Bu şiirler; söylendiği yere, kesime veya tarikata göre farklı isimler alır.

 

Aşağıdakilerden hangisi bu isimlerden biri değildir?

 

    A) Âyin                    B) Nefes                                   C) Tapuğ

 

                   D) Devriye                           E) Deme

 

 

 

 

37.Türk nesri, ---- ile edebî bir kimlik kazanmıştır. Divan edebiyatının özenli hatta bir çeşit süslü nesrinin ilk büyük sanatkârı odur. Fars edebiyatının secili cümlelerini ve mecazlı anlatımını benimsemiş olan sanatçı, bir bakıma klasik nesrin temelini attığı dinî-tasavvufi içerikli ---- adlı eserinin ön sözünde, eseri güzel görünsün diye bu tür söz sanatlarına yöneldiğini belirtmiştir. Eserin dili süslü ve özenli olsa da devrine göre anlaşılabilir biçimdedir.

 

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

 

A)            Âşık Paşa – Garibnâme

B)            Nergisî – Nihâlistan

C)            Sinan Paşa – Tazarrunâme

D)            Veysî – Hâbname

E)            Evliya Çelebi – Seyahatnâme

 

 

 

38.----; gazellerinde gerçek aşkı, zevki ve eğlenceyi gerçekçi bir üslupla dile getirmiştir. O, ---- gibi üzüntü ve acılarını tasavvufi kavramlardan hareketle sembolik bir dille yansıtan yanık bir âşık değil neşeli bir kişiliktir.

 

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

 

A)            Hoca Dehhani – Nesimi

B)            Nedîm – Fuzûli

C)            Bâkî – Hayali

D)            Zâtî – Şeyhülislam Yahya

E)            Bağdatlı Rûhî – Şeyh Galip

 

 

 

39.           XVI. ve XVII. yüzyıllarda yaşayan, Yunus Emre ile Nasreddin Hoca gibi nereli olduğu konusunda değişik rivayetler bulunan bir saz şairidir. Çukurova, Balkanlar, Azerbaycan, Türkmenistan gibi değişik bölgelerde yaşadığı düşünülen saz şairi hakkındaki bir başka tartışma da Barak veya Varsak boyuna mensup olup olmadığıdır. Şiirlerinin temasını genellikle güzellik ve gurbet kavramları oluşturan âşık, bütün şiirlerini hece ölçüsüyle söylemiştir.

 

Bu parçada söz edilen saz şairi aşağıdakilerden hangisidir?

 

A) Köroğlu                                              B) Âşık Ömer

 

C) Karacaoğlan                                      D) Ercişli Emrah

 

                                E)            Gevherî

 

 

 

40. Devrin siyasi koşulları gereği içe kapanma, maraziliğe varan bir melankoli ve kişisellik bu grubun olumsuz özellikleri gibi görülse de estetik değerlerde derinleşme ve gelişme daha belirgindir. Yeni bir edebî dilin oluşmasını ve gelişmesini sağlamışlardır ama bir önceki nesil tarafından sadeleştirilmeye çalışılan yazı dilini yeniden ağırlaştırdıkları için eleştirilmişlerdir. Gerek şiirde gerekse nesirde ahenkli kelimelere, Arapça ve Farsça tamlamalara, eski sözlüklerde bulunan fakat Arapça ve Farsçada dahi artık kullanılmayan bazı sözcüklere şiirlerinde yer vermişlerdir.

 

Bu parçada sözü edilen edebî topluluk veya dönem aşağıdakilerden hangisidir?

 

A) Yedi Meşale                                      B) Tanzimat

 

C) Millî Edebiyat                                       D) Servetifünun

 

                                           E) Garip

 

 

 

 

41.Ben “edebî” sayılabilecek hiçbir eser yazmadım. Çünkü benim eserlerimin çoğunu yazdığım sıralarda edebiyattan anlamayanlar, toplumumuzun büyük çoğunluğunu teşkil ediyordu. Benim emelim de fazlaca eser vererek çoğunluğa hitap etmek, onları aydınlatıp dertlerine tercüman olmaya çalışmaktı. Zaten edebiyat yapmaya ne vaktim ne de kalemim müsaitti. Bence o dönemde “edebî” eser vermek, karnını doyuramamış bir kimseye meyve ikram etmek kadar garip bir hareketti.

 

Aşağıdakilerden hangisinin edebiyat anlayışı, bu parçadaki yazarla örtüşür?

 

A)            Sami Paşazâde Sezai

B)            Ahmet Mithat Efendi

C)            Mehmet Rauf

D)            Halit Ziya Uşaklıgil

E)            Abdülhak Hamit Tarhan

 

 

 

 

42.           Şair, Tanzimat’tan sonra Divan edebiyatına ilk fakat usta bir söyleyişe kavuşmuş şuurlu bir dönüşü temsil etmektedir. Yeni şiirin sadece Batı’ya değil millî örneklere de bağlanmasını istemiştir. Şair, Köylü Kızların Şarkısı adlı şiiri ile edebiyatımızın ilk ve şaşılacak kadar yeni olan ahenkli köy şiirini ortaya koymuştur. Bu şiirde köylülerin konuşmaları, yaşayışları ve duygulanışları aruz vezni içinde canlı bir üslupla yansıtılmıştır. Ayrıca Fransız şiirinden başarılı tercümeler de yapmıştır. Şiirlerini Ateşpâre, Şerâre ve Füruzan isimli kitaplarda toplamıştır.

 

Bu parçada sözü edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?

 

A)            Nabizâde Nâzım

B)            Recaizade Mahmut Ekrem

C)            Ziya Paşa

D)            Şemsettin Sami

E)            Muallim Naci

 

 

 

43.Edebiyatımızda, tabiat ve mizacını şiirlerine onun gibi yansıtabilen pek az şair vardır. Sevgi ve nefretleri, kırgınlık ve sevinçleri, umut ve bezginlikleri, fazileti ve gururu, buğuz ve istihzası, elle tutulurcasına şiirinden sezilir. Gerçekten de onun çok etkili ve mağrur bir kişiliği olduğu yargısı, hatıra yazan bütün arkadaşlarının ortak yargısını oluşturur. Yahya Kemal Beyatlı ise onun bu özelliğini Portreler adlı kitabında “Hırsını yenemeyecek derecede kindar.” cümlesiyle özetlemektedir. Özellikle İstanbul’a olan kinini anlattığı şiiri, Yahya Kemal’in bu cümlesine iyi bir örnektir.

 

Bu parçada mizacından ve şiirinden söz edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?

 

A) Mehmet Âkif Ersoy           B) Süleyman Nazif

 

C) Cenap Şehabettin              D) Namık Kemal

 

                                          E)  Tevfik Fikret

 

 

 

 

44.           ----, konuşulan Türkçeyi roman ve hikâye dili hâline getirmiş ve bu özelliği ile bütün çağdaşlarının takdirini kazanmıştır. Yalın dili, mizah dergilerindeki yazılarında keskinleşen alaycı ifadesi, seçtiği konular, canlandırdığı tipler, özgün anlatım tekniğiyle her seviyeden okuyucunun kendisinde bir şeyler bulduğu ve vazgeçemediği bir yazar olmuştur. Anadolu’daki gezilerinin izlenimlerini derlediği Anadolu Notları, onun denemeci yanını da ortaya koyan önemli bir eseridir. Bu kitaptaki nice parça, okuyucuyu gerçeğin birçok köşesiyle karşılaştırır. Romanlarında canlandırdığı kişilerini asla feda etmekten yana olmaması, onun bu insanları değişik cepheleriyle tanımış olmasından kaynaklanır.

 

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

 

A)            Yakup Kadri Karaosmanoğlu

B)            Reşat Nuri Güntekin

C)            Halide Edip Adıvar

D)            Refik Halit Karay

E)            Memduh Şevket Esendal

 

 

 

45.Sanatçı, Divan edebiyatını Doğu’nun; Tanzimat ve Servetifünun edebiyatlarını ise Batı’nın birer kopyası ve taklidi saydığı için onlara millî sanat gözüyle bakmıyordu. Ona göre gerçek millî edebiyat ancak halk edebiyatıydı. Çünkü Türklerin kültürü, dili, duygu ve hayalleri ancak onda mevcuttu. Kendisi aslında destan ve masallardan çıkarılacak bir Türk romantizmi peşindeydi. 1913 yılından sonra dil, üslup ve kullandığı vezin bakımından Yeni Lisan anlayışının ilkelerine sadık kaldı. Şiirlerini Kızıl Elma, Yeni Hayat ve Altın Işık isimli kitaplarda topladı.

Bu parçada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?

 

A)            Ömer Seyfettin

B)            Ali Canip Yöntem

C)            Mehmet Emin Yurdakul

D)            Ziya Gökalp

E)            Rıza Tevfik Bölükbaşı

 

 

46.Bence şiir bir şekil meselesidir. Şekil her şeyden evvel dilin vezin ve kafiye ile yoğrulmasıdır. Vezin, kafiye ve şiire ait diğer kurallar, yavaş yavaş kişisel bir teknik hâline gelir. Bu sayede dile önce kendi sesimiz ve biraz da benliğimiz, iç hayatımız, tecrübelerimiz girer. Bütün mesele dili, kendi sesimiz yapmaktır.

Aşağıdakilerden hangisi bu şiir anlayışıyla eser vermiş olamaz?

A)            Ahmet Hamdi Tanpınar

B)            Ziya Osman Saba

C)            Ahmet Haşim

D)            Yahya Kemal Beyatlı

E)            Orhan Veli Kanık

 

 

 

 

 

47.    I. Gençlik gelip geçti bir günlük süstü

            Ömrüm doymamaktan dünyaya küstü

            Eser darmadağın emek yüzüstü

            Gidiyorum işim acele

         II.İşim gücüm budur benim

             Gökyüzünü boyarım her sabah

             Uyanır bakarsınız ki mavi

Aşağıdakilerin hangisinde, numaralanmış bu şiirlerin temsil ettiği şiir anlayışları sırasıyla verilmiştir?

A)            Yedi Meşaleciler – İkinci Yeni

B)            Mistik şiir – Garipçiler

C)            Yedi Meşaleciler – Toplumcu şiir

D)            İkinci Yeni – Garipçiler

E)            Mistik şiir – İkinci Yeni

 

 

 

48.Artık ne rübâî ne semaî kaldı!

     San’atta bir âvâre tedâî kaldı!

     Her cephesi ma’mûr şiirden bugüne

     Mazbût iki üç kalem, fedâi kaldı.

 

Bu dörtlükte şair, Türk şiiriyle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?

 

A) Geleneksel Türk şiirine ilginin yeterli olmamasından

B) Çağrışım unsurlarına yeteri kadar yer verilmemesinden

C) Şair sayısındaki artışın şiir kalitesini düşürmesinden

D) Şiirin sadece belli mekânlarda gelişmesinden

E) Yenilikçi yönünün ilgilenenleri yetkinliğe yönlendirememesinden

 

 

 

 

49.Şiirini kendinden önceki şiir zincirine bir yeni halka olarak ekleyemeyen ozanın yaşayabileceğine hiç inanmadım. İlk kitabımdan bu yana, geçmiş Türk şiirinin rüzgârları, şiirlerimin arasında kendini hissettirdi. Duvar’da, Sisler Bulvarı’nda, Yağmur Kaçağı’nda daha çok Dadaloğlu, Köroğlu bir yandan; Gevherî, Dertli ve Zihnî de öte yandan olmak üzere bir halk şiiri, destan şiiri soluğu vardır. Sonra Divan şiirini hesaba katmamanın yanlış hatta sersemce bir iş olacağını düşündüm. Ben Sana Mecburum, Belâ Çiçeği bu düşüncemin denemelerini gün ışığına çıkarmıştır.

 

Bu parçada kendisinden söz eden şair aşağıdakilerden hangisidir?

 

A)            Attila İlhan

B)            Turgut Uyar

C)            İlhan Berk

D)            Edip Cansever

E)            Sezai Karakoç

 

 

 

 

 

50.Edebiyatımızda bazı sanatçılar eserlerinde işledikleri konulara göre takma isimlerle anılır olmuştur. Masalcı Baba, Bayrak Şairi, Halikarnas Balıkçısı, Destan Şairi, Evler Şairi... bunlardan bazılarıdır.

 

Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada takma isimleri belirtilen sanatçılardan biri değildir?

 

A) Arif Nihat Asya

B) Behçet Necatigil

C) Cevat Şakir Kabaağaçlı

D) Faruk Nafiz Çamlıbel

E) Eflatun Cem Güney

 

 

 

 

 

51.İlk şiirini 1927’de Güneş dergisinde yayımlayan şairin ilk dönem şiirlerinde Ahmet Haşim’in belirgin bir etkisi görülür. Bireysel duygulanmalarını estetikçi bir yaklaşımla şiirin dünyasında buluşturur. Karamsar ve içe dönük bir şairdir. 1940 yılına kadar yazdığı şiirleri romantik, bu tarihten sonraki şiirleri ise toplumsal gerçekçi bir özellik taşır. Devrin sosyal yapısı ve geçim sıkıntısı Nâzım Hikmet’in de etkisiyle onu toplumu önceleyen bir sanat anlayışına yaklaştırır. Yarenlik, Sınıf, Yaşadıkça, Devam, Üsküdar’da Sabah Oldu gibi şiir kitaplarının yanında birçok güldürü dizileri de yayımlanan ----, kendi şiirini “yaşadığı çağa tanıklık eden ve konularını yaşadığı çağdan alan somut bir şiir” şeklinde özetler.

 

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

 

A)            Rıfat Ilgaz

B)            Cahit Irgat

C)            Sabahattin Ali

D)            Ataol Behramoğlu

E)            İsmet Özel

 

 

52.Yazılarımda, sanıyorum bir tek annemin tesirinde kaldım. İlk romanım Küçük Dünya’da, bence bu tesir açıkça görünür. İkinci romanım Azap Toprakları’nda kendi üslubumu buldum gibi... Konu bulmaya ve nasıl yazdığıma gelince söz gelimi bir konu gelir içimden, mesela Bulgaristan’daki Türklerin durumu yahut sendika olayları... Böyle şeyleri ve konuyu düşünürken karakterler doğar, önemli karakterler ekseri kendi isimlerini beraberlerinde taşıyıp getirirler, ben bu isimleri değiştirmeyi uğursuzluk addettiğim için ne gelmişse onu yazarım.

Bu parçada romancılığından ve yazma yönteminden söz eden yazar aşağıdakilerden hangisidir?

A)            Emine Işınsu

B)            Sevinç Çokum

C)            Adalet Ağaoğlu

D)            Halide Nusret Zorlutuna

E)            Samiha Ayverdi

 

 

 

53.Yazarlar, eserlerinde içinde yaşadıkları toplumların tarihlerini konu olarak seçebilirler. Örneğin, Kırımlı yazar Cengiz Dağcı, II. Dünya Savaşı sırasında değişik cephelerde yaşanan vahşeti ilk romanı Korkunç Yıllar ve onun devamı olan Yurdunu Kaybeden Adam başta olmak üzere Türkiye Türkçesi ile yazdığı romanlarında anlatmıştır. Bu romanlarda olduğu gibi yakın tarihimiz de edebiyatımızda farklı yazarlarca konu edilmiştir. Türk edebiyatında özellikle Kurtuluş Savaşı’nın izleri eserlere yansımıştır.

 

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada dile getirilen düşünceye yönelik eserlere örnek olamaz?

 

A)            Yorgun Savaşçı

B)            Sahnenin Dışındakiler

C)            Dersaadet’te Sabah Ezanları

D)            Avare Yıllar

E)            Küçük Ağa

 

 

 

 

54. Oyunlarıyla tiyatro edebiyatımıza önemli katkıda bulunan yazarlarımızdandır.

İlk dönemde yazdığı Masum Katiller, Kanaviçe, Duvarların Ötesi gibi eserlerde olaylar arasında mantık bağı gözeten klasik oyun kurgulama yöntemine başvurmuştur.

Kendi türünde bir başyapıt olan Ocak’ta, öyküyü sağlam bir yapıya oturttuğu, karşılıklı konuşmaları gerçek bir alışveriş ve sürükleyici bir etki-tepki biçiminde örgütlediği, oyunun duygusal öyküsüne sevecen ve tatlı bir tavırla yaklaştığı görülür.

Konu seçimi, olaylara yaklaşımı, geçmiş olaylarla şimdikiler arasında köprü kurmaya elverişli anlatımıyla düşündürücü olduğu kadar eğlendirici bir yazardır.

Bazı özellikleri verilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?

 

A)            Turan Oflazoğlu

B)            Cevdet Kudret

C)            Necati Cumalı

D)            Haldun Taner

E)            Turgut Özakman

 

 

 

 

55.           I.  İntibah – Ali Bey

                II. Araba Sevdası – Bihruz Bey

                III. Mai ve Siyah – Ahmet Celâl

                IV. Şıpsevdi – Aliye

                 V.  Eylül – Necip

 

Yukarıdaki numaralanmış roman-kahraman eşleştirmelerinden hangileri yanlıştır?

 

       A) I. ve III.              B) II. ve III.                   C) II. ve V.         

 

                          D) III. ve IV.      E) IV. ve V.

 

 

 

56.           Hayır, hayâl ile yoktur benim alışverişim

                 İnan ki ne demiş isem görüp de söylemişim

                Şudur benim cihânda en beğendiğim meslek

                Sözüm odun gibi olsun hakikat olsun tek

 

Bu dizelerde dile getirilen düşünce, aşağıdaki edebî akımlardan hangisi ile ilişkilendirilebilir?

 

A) Romantizm

B) Realizm

C) Sembolizm

D) Sürrealizm

E) Klasisizm

11

bottom of page