DİNLEDEBİYAT
Atın yiğidi kendine kamçı vurdurmaz.
KELİME ANLAMI ÇIKMIŞ SORULAR-2
(Testin "dinledebiyat.com" adresini kaldırmamak kaydıyla pdf olarak indirilip
çoğaltılmasında sakınca yoktur. Ancak herhangi bir yayın organında yayımlanması yasaktır.)
1. Kim bilir kaç kere karar verip de başlayamadığım bir işi bu yıl da
ertelemek zorunda kaldım. Türkçe Sözlük’ü alıp baştan sona okuma
düşüncem yine hayal oldu. Oysa sözcüklerin kuytulara yatmış, öteki
yüzleriyle karşılaşmak tadına doyulmaz bir eğlence olacaktı benim için.
Bu parçadaki altı çizili sözle, sözcüklere yönelik olarak anlatılmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) İlk anda akla gelmeyen anlamlarını öğrenmek
B) Yapısal özelliklerini tanımak
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek
D) Gündelik dilde kullanılanları araştırmak
E)Yeni bir sözlük oluşturmak
(2011-YGS)
2. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeraltı haritasıdır.”
Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayımlanan genç şairlerin çoğu, bir
süre sonra çalışmalarını kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre
taşlarını koyarlar.
Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma” sözüyle,
dergilerin hangi özelliği belirtilmek istenmiştir?
A) Sanatçıları, farklı algılama kalıpları içinde düşündürme
B) Gizli yeteneklerin gün ışığına çıkmasına olanak sağlama
C) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
D) Şiiri öteki türlerin önüne geçirme
E)Sanatçıların birbirlerinden yararlanmasına ortam hazırlama
(2011-YGS)
3. Turgut Uyar’ın “Şiir çıkmazda çünkü insan çıkmazda.” sözüne
katılmadığımı belirtmek isterim. Bu iki durum arasında karşıtlık ilişkisi
var bence. Yani insan çıkmazdaysa şiir çıkmazda olamaz. Aksine, şiir
çıkmazdan beslenir. Bu, zaman zaman varoluşsal, bireysel çıkmazlar
olur; zaman zaman da savaşlar, felaketler gibi toplumsal çıkmazlar...
Peki bu hep böyle olmak zorunda mıdır? Tabii ki değildir. Çıkmazlar
olmadan da yazılabilir çok iyi şiirler.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada geçen “Şiir çıkmazdan beslenir.”
sözüne anlamca en yakındır?
A) Büyük ve eskimeyen şiirler, insanın dış dünyasıyla iç dünyasını
kaynaştırarak anlatanlardır.
B) Şiirin evrenselliği insanın duygu dünyasına odaklanmasına bağlıdır.
C) Çözümsüz durumlar şiire kaynaklık eder.
D) Yeni şiir türlerinin oluşturulmasında, yaşananların payı vardır.
E)İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
(2011-YGS)
4. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç içindeki sözün
anlamını içermemektedir?
A) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öyküdeki kadının
kim olduğunu, nasıl bir yaşam sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür
kılın, (belirginlik kazandırmak)
B) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye sığdırmak
herkesin üstesinden gelebileceği bir iş değildir, (zorluğu yenmek)
C) Öykünüzün kahramanı olan kadını, içimizden biri gibi
gösterebilmişsiniz, (inandırıcı olmak)
D) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir doğallıkla yazın, bunu
yapabilecek güçlü bir kaleminiz var. (yazarlık yeteneği olmak)
E) Öykülerinizde ayrıntılardan kaçınmanızı, yalınlığa bağlı kalmanızı
çok beğendim; bu, sizin yoğunluğa verdiğiniz önemi gösterir,
(çığır açıcı olmak)
5. Şair olarak başarımı — borçluyum çünkü ne kadar çok sözcükten
kurtulursam şiire o kadar çok yaklaştığımı düşünürüm hep.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) sahip olduklarıma değil, vazgeçtiklerime
B) aynı metni eklemelerle zenginleştirmeme
C) aldığım notlardan yararlanmama
D) hayal gücümün zenginliğine
E)işlediğim duyguların çeşitliliğine
(2011-YGS)
6. Aşağıdakilerin hangisinde anlatılanlar ayraç içinde
verilenlerle uyuşmamaktadır?
A) Okurun ilgisini canlı tutacak ilginç her türlü eylem ve durumun
olduğu gibi aktarılmadığı, özetlenerek kolayca başkasına
anlatılmayacak bir düzen içinde işlendiği öyküler yazmayı
denedim, (anlatımda kapalılığı yeğleme)
B) Öykülerimde birtakım resimler çizmeyi, bu yolla, anlatılanları
okurun gözünde canlandırarak görünür kılmayı, okuru bunların
içine çekmeyi amaçladım, (betimlemelere yer verme)
C) Öykülerimi, okurun elinden bırakamayacağı kadar çekici bir
biçimde yazmayı, heyecanlandırıcı bir kurgulamaya ağırlık
vererek sürükleyici kılmayı amaçladım, (düşünsel bir derinlik
kazandırma)
D) Okurun, belli bir zamana ve yere, gerçek kişilere
bağlayamayacağı, kendi düş gücüyle tamamlayıp
boyutlandıracağı öyküler yazmayı düşledim, (okuru etkin kılma)
E) Öykülerimi kurgularken, okurların ayrımına varamayacağı geriye
dönüşler yaparak öykünün bütünselliği bozulmadan okunmasını
istedim, (durum ve olayları oluş sırasına göre vermeme)
(2011-LYS)
7. Bizde hâlâ halk şiiri geleneğine gereğinden fazla bağlı kalan şairler
var. Bu, duyguları devindirici bir tutum değildir. Çünkü o ürünler
çağdaş duyarlığı besleyecek zenginlikler taşımaz, sözü kanatlandıracak
olanaklar içermez.
Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisi olamaz?
A) Yeni imgeler çağrıştırmama
B) Temaları günlük yaşamla sınırlı tutma
C) Alışılmış söyleyişlerin dışına çıkamama
D) Bireysel yaratıcılığı önleme
E)Belirli biçimler içinde sıkışıp kalma
(2011-LYS)
(2009-ÖSS)
8. Bilimsel bir yazı, dile getirdiği düşünce ne olursa olsun her türlü
duyguyla, duygusallıkla ilgisini kesmiştir. Böylesi yazılarda bilim adamı,
kendini mümkün olduğu kadar paranteze almalıdır. Bu yazılar,
“Nesneler kendisi konuşuyor.” diyenleri haklı çıkarmalıdır.
Bu parçada geçen “kendini paranteze almak” sözüyle anlatılmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Anlama çabası içinde olmak
B) Konu dışına çıkmamak
C) Farklı görüşlere saygı duymak
D) Kişisel değerlendirmelerini yansıtmamak
E)Özgün bir bakış açısına sahip olmak
(2010-YGS)
9. Sanatta ve edebiyatta etkilenme doğaldır. Çünkü sanatçının en
önemli özelliği, sürekli arayış içinde olması, kendini yeterli
görmemesidir. Nitekim yazar Andre Gide, kendine yettiğini söyleyen
sanatçıyı “zekâsına diyet yaptıran insan”a benzetir.
Bu parçada geçen “zekâsına diyet yaptırmak” sözüyle sanatçılara
özgü hangi özellik belirtilmek istenmiştir?
A) Düşünce ve duygu dünyasını besleyerek geliştirmeme
B) Öz eleştiri yapma alışkanlığı olmama
C) Görüşlerini başkalarıyla paylaşmak istememe
D) Başkalarını taklitten kaçınma
E)Yaratıları üzerinde gerektiği ölçüde çalışmama
(2010-YGS)
10. Kırk yılı aşan yazarlık çabamda ne anlatmak istemiştim? Bu kursun
bir kütle gibi çökmüştü üstüme. Oysa yaşamım boyanca nice insanlar
tanımıştım; nice bağlılıklara, vefalara, öfkelere tanık olmuştum.
İnsanların iyiliklerini, ihanetlerini görmüştüm. Kalıcı bir sevginin
olamayacağını öğrenmiştim. Aşk, kâğıt üzerinde güzeldi;mutlu sonlar,
romanlara özgüydü.
Böyle diyen yazar altı çizili sözle aşağıdakilerden hangisini anlatmak
istemiştir?
A) Yazdıklarının anlaşılmamasına üzüldüğünü
B) Soruyu yanıtlamada güçlük çektiğini
C) Eskiden yazdıklarını artık beğenmediğini
D) Yaşadıklarını anlatmaktan kaçındığını
E)Duygu dünyasına sınırlar çizdiğini
(2010-YGS)
11. (I) Kim ne derse desin, eleştirmenler özelde edebiyatın, genelde
sanatın üvey evlatlarıdır. (II) İki kere ikinin dört ettiği kadar kesin bir
gerçektir bu. (III) Şairler ve yazarlar, onları pek sevmezler, soğuk bir iş
ilişkisidir eleştirmenlerle aralarındaki. (IV) Överseniz mesele yok,
kupkuru bir teşekkürle yetinir çoğu. (V) Ama beğenmezseniz hemen
çıkarırlar acımasız eleştiri oklarını ve saplamaya başlarlar.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde mecazlı bir
söyleyiş yoktur?
A)I. B) II. C) III. D) IV. E)V.
(2010-YGS)
12. Hayatta iki tür insan vardır: Birinci gruptakiler, hayata eldivenle
dokunanlar; ikinci gruptakiler, hayata eldivensiz dokunanlar. Hayata
eldivenle dokunanların hiç yıpranmamak gibi bir ayrıcalıkları vardır.
Eldivensiz dokunmayagörün acır, yanar canınız. Ama her şeyi daha
derinliğine duyumsar, daha yoğun yaşarsınız. Sanatçının bunlardan
birini seçme lüksü yoktur. O, hayata eldivensiz dokunanlardandır.
Bu parçada geçen “sanatçının hayata eldivensiz dokunması” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ümitlendirici ortamlar yaratma
B) Yaşamdaki güçlükleri doğrudan anlatma
C) Yaşanılanları bir değerlendirmeden geçirme
D) Olayları düş gücüyle yeniden yaratma
E)Yaşama yeni anlamlar yükleme
(2010-LYS)
13. Özellikleri yönünden hiçbir akım içinde yer almayan şairler var.
Bunlar, kendi kuşağından olanların yazdıklarına da benzemeyen bir şiir
yazıyorlar. Bir kuşak ya da gruba katılmadıkları için şiirlerinin bulutsu
bir görünüşü var. Bunları yazanlar, kendilerine özgü bu şiirlerle şiirin
bir mozaik olduğunu önümüzdeki birkaç yıl içinde gösterecekler.
Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenen aşağıdakilerin
hangisinde sırasıyla verilmiştir?
A) Özellikleri ve sınırları belirgin olmayan -çeşitlilik içeren
B) Düş gücüne ağırlık veren -teknik açıdan kusursuz
C) Duyguları devindiren -sanat değeri taşıyan
D) Belirli konular üzerine yoğunlaşan -birçok öğesi olan
E)Kendinden öncekileri yadsıyan -okur duyarlığına seslenen
14. Aşağıdaki tanımlardan hangisi ayraç içinde verilen
kavramla uyuşmamaktadır?
A) Şiirde dizeyi, düz yazıda cümleyi oluşturan sözcüklerin ses
özelliklerine göre sıralanışından doğan uyum, (ahenk)
B) Yazınsal yaratılarda yer alan öğelerin birbirine bağlanıp
bütünleşerek oluşturdukları düzen, (biçim)
C) Bir yapıtta anlatılmak isteneni örneklerle yansıtma. (ayrıntı)
D) Sanatçının bir olayı ya da konuyu belli bir yönden ele alıp
değerlendirmesi, (bakış açısı)
E) Yazınsal yaratılarda yansıtılmak isteneni daha canlı, etkili,
görünür kılmak amacıyla zihinde canlandırılmaya çalışılan
görüntü, (imge)