DİNLEDEBİYAT
Atın yiğidi kendine kamçı vurdurmaz.
MİLLİ EDEBİYAT’TA ŞİİR
-
Toplum için sanat anlayışına uygun “sade dil ve hece ölçüsüyle” milliyetçi şiirlerin yanı sıra bireysel duyguları ifade eden şiirler de bu dönemde etkili olmuştur.
-
Farklı konularda şiirler yazılmasına rağmen ortak olan İstanbul Türkçesi’nin esas alınmış olmasıdır.
-
Genel anlamda bir halka ve Anadolu’ya yöneliş olmuş bu da halk şiirinin dönem edebiyatında kaynak olarak kullanılmasına neden olmuştur.
-
Ağırlıklı olarak hece ölçüsü kullanılmasına rağmen bu dönem şiirlerinde az da olsa aruz kullanılmıştır.
-
Milli kültür ve milli tarihle ilgili konular ele alınmıştır.
-
Anlaşılır ve sade bir üslup kullanılmıştır. Edebi sanatlar ve ağır imgelere pek yer verilmemiştir.
-
Tam ve zengin uyağın yanında yarım uyak da kullanılmıştır.
-
Genel anlamda fikirler işlendiği için didaktik özellik gösterir. Ama bu dönem şiirlerinin tamamı için geçerli değildir.
-
Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul gibi şairlerin “sade dil ve hece ölçüsüyle” yazdıkları milliyetçi şiirler yazmışlardır.
-
Saf (öz) şiir anlayışı ile hareket eden Ahmet Haşim, Yahya Kemal güzel şiir yazmanın öncelik olması gerektiğini iade etmişlerdir. Ses ve musiki önemlidir.
-
Ahmet Haşim Milli Edebiyat Cereyanından hiç etkilenmeden Fecr-i Ati geleneğini Milli Edebiyat döneminde de devam ettirmiştir.
-
Manzum hikâyelerde toplumsal sorunlar işlenmiş, halkın yaşayışı ve değerleri anlatılmıştır.
-
Milli Edebiyatçı olmamasına rağmen toplumcu çizgide eser veren Mehmet Akif’in bu dönem manzumeleri oldukça ünlüdür.