google.com, pub-1772441188610312, DIRECT, f08c47fec0942fa0
top of page

                     ÖĞRETİCİ METİNLER

a. Gazete Çevresinde Gelişen Metinler:

a.1- Makale:

Bir konuda  yazılan ispatlı yazılardır. Yayın organlarında yayımlanarak okuyucuya ulaştırılır.

Özellikleri:

  • Bilimsel metinlerdendir. Bir görüşün doğru ya da yanlışlı ispatlanmaya çalışılır.

  • En belirgin özelliği kanıtlara başvurmasıdır. Bunlar belge, istatistiki veri ...vs olabilir.

  • Nesnel bir bakış açısı ile kaleme alınmalıdır.

  • Konu sınırlaması yoktur. Her konuda yazılabilir.

  • Makaleyi yazan kişi yazdığı konuda biligili ya da uzman olmalıdır.

  • Gazete, dergi  ya da internet ortamında yayımlanır.

  • Açıklayıcı anlatım kullanılır. Süslü anlatımdan uzak durulur.

  • Türk Edebiyatında ilk makale Şinasi’nin Tercüman-ı Ahval gazetesinin ilk sayısında yayımladığı Tercüman-ı Ahval Mukaddime’sidir.

a.2- Deneme:

Yazarın herhangi bir konudaki şahsi görüşlerini kendi kendisi ile konuşuyormuş gibi yazdığı sabit bir kuralı olmayan yazılardır.

Özellikleri:

  • Yazar herhangi bir konuda şahsi görüşleri iç hesaplaşma tarzında ele alır.

  • Samimi bir üslubu vardır.Ancak karşıda birine hitap ediyor gibi değilde kendi kendine anlatıyor gibidir.

  • Genel olarak toplumsal konularda değil de bireysel konularda yazılır.

  • Öğretici ve düşünsel yazılardır.

  • Anlatılanları ispatlama kaygısı yoktur.

  • Herhangi bir yazım planı yoktur.

  • Kısa yazılardır. Genelde birkaç sayfayı geçmez.

  • Akıcı bir üslubu vardır ve geniş halk kitleleri tarafından anlaşılabilecek sade bir üslubu vardır.

  • Dünya edebiyatında bu alanda en ünlü isim Montaigne’dir. “Denemeler” adlı kitabı  dünyaca ünlüdür.

  • Türk Edebiyatında Ahmet Haşim, Ahmet Rasim, Refik Halit Karay, Falih Rıfkı Atay, Nurullah Ataç, Cemil Meriç, Mehmet Kaplan deneme alanında önde olan isimlerdir.

a.3. Sohbet :

 Genelde günlük konularda yazılan ispat kaygısı güdülmeyen senli benli tarzda samimi bir üslupla yazılan yazılardır.

 

Özellikleri:

  • Makalenin yazım planı ile aynıdır. (Giriş gelişme,sonuç)

  • Karşıda birisi ile konuşuyormuş havasında yazılır.

  • Çoğunlukla günlük sanatsal konularda yazılırlar.

  • Gazete, dergi ya da internet ortamında yayınlanırlar.

  • İspat kaygısı olmaz.

  • Anlatımı kuvvetlendirmek ve samimiyeti artırmak için yazar anılarından, gülmece fıkralardan, nüktelerden yararlanabilir.

  • Edebiyatımızda Ahmet Rasim, Suut Kemal Yetkin, Nurullah Ataç, Melih Cevdet Anday Attila İlhan bu konuda ünlü sanatçılardır.

a.4. Fıkra:

Yazarın toplumsal ya da siyasi olaylarla ilgili kişisel görüşlerini akıcı bir üslupla ele aldığı günübirlik yazılardır.

 

Özellikleri:

  • Toplumun gündeminde olan konular ele alınır.

  • Gazete, dergi ya da internette yayımlanır.

  • İspatlama kaygısı yoktur.

  • Gündemde olmak kaydıyla her konuda yazılabilir.

  • Türk Edebiyatında Tercüman-ı Ahval gazetesi ile beraber görülmeye baişanmıştır.

  • Giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşur.

  • Deyim ve nükteli sözlere yer verilir.

  • Ahmet Rasim, Ahmet Haşim, Falih Rıfkı, Hüseyin Cahit, Peyami Safa bu konuda önde gelen edebiyatçılardandır.

a.5-Röportaj:

İlk olarak mülakat türü gibi sorulan sorulan cevapların gazetede yayımlanması şeklinde çıkıp zamanla araştırma inceleme yazısı haline gelerek mülakat türünden ayrılan bir yazı türüdür.

Röportaj, Yazarın bir eser, kişi, eşya ya da yer ile ilgili inceleme ve bire bir görüşme sonuçları ve  varsa fotoğrafları, videoları, istatistiki bilgileri ortaya koyup kendi görüşleri ile harmanlayarak okuyucuları ikna etme amacıyla yayımladığı araştırma yazılarına denir.

 

Özellikleri:

  • Açıklayıcı, öyküleyici, betimleyici ve tartışmacı anlatım gibi birçok anlatım tekniği kullanılır.

  • Nesnel veriler kullandığı için zamanla tarihsel veri olarak kullanılabilir.

  • Düşünsel planla yazılır.

  • Video, fotoğraf, belge gibi destekleyici argümanlar kullanılabilir.

  • Sadece soru-cevaptan oluşan “mülakat” türü ile karıştırılmamalıdır.Bu konuda ünlnmiş yazarlar: Falih Rıfkı Atay, Yaşar Kemal, Ruşen Eşref Günaydın,Hikmet Çetinkaya ...

a-6- Eleştiri:

Bir eseri ya da sanatçıyı tanıtma amaçlı yazılan yazılara denilir. Eser yazılırken tüm yönleri ile le alınır.Yani eser sadece olumsuz yanları ile değil de varsa olumlu yanlarıyla da ele alınır.

 

Özellikleri:

  • Öznellikten mümkün olduğunca kaçınılmalıdır.

  • Eleştirisi yapılan eserden uzaklaşılmamalı, sonuna kadar aynı eser üzerinde durulmalıdır.

  • Eleştiride mümkün olduğunca somut verilerden yararlanılmalı, eleştiri cümleleri eserdeki ilgili cümle ya da paragraflara dayandırılmalıdır.

  • Yazılan her eser ve eserin sahibi eleştiriye konu olabilir.

  • Eser olumlu ve olumsuz yönleri ile ele alınmalıdır.

  • Türk Edebiyatında ilk eleştiri Tanzimat Döneminde Ziya Paşa’nın Harabat adlı antolojisi için yazılan “Tahrib-i Harabat adlı eserdir.

b. Kişisel Hayatı Konu Alan Metinler:

b.1- Hatıra (Anı):

İnsan yaşamında iz bırakan olayların daha sonrasında olayı yaşayan kişi tarafından kaleme alınması ile ortaya çıkan yazı türüne denilir.

Özellikleri:

  • Tarihsel belge niteliği omamasına rağmen tarihe ışık tutan eserlerdir.

  • Birinci kişi anlatımı söz konusudur.

  • Açık, sade içten bir anlatımı vardır.

  • Öyküleyici, betimleyici, açıklayıcı anlatım türleri kullanılır.

  • Jean Jacques  Roussau’ nun “İtiraflar” adlı eseri batı edebiyatında en bilinen anı türündeki eserdir.

  • Türk Edebiyatında ise Muallim Naci’nin “Ömerin Çocukluğu”, Ziya Paşa’nın “Defter’i Amal”ı, Ahmet Rasim’in “Falaka”sı, Hlit Ziya’nın “Kırk Yıl”ı, Hüseyin Cahit’in “Edebi Hatıralar”ı, ve Falih Rıfkı Atay’ın “Çankaya”sı bu alanda en bilinen eserlerdir.  

b.2- Günlük:

Bir kişinin gün içinde yaşadığı ilgi çekici olayları günü gününe yazmasına denilir. Günlükte tarih belirtilir. Olayların gün içinde ne zaman gerçekleştiği de anlatım içinde verilir.

 

Özellikler:

  • Yaşanılan olay, hissedilen duygular, düşünülen hayaller günü gününe yazılır.

  • Birinci kişi anlatım söz konusudur.

  • Öznel yargıların yoğunlukta olduğu yazılardır.

  • Günlüğü yazan kişinin psikolojik yapısını ortaya koyar.

  • Tarihi olayların öğrenilmesinde objektif olmayan kaynak konumundadırlar.

 

Günlük Çeşitleri:

1- İçe Dönük Günlükler:

Yazarın günlükte kendi kendine hitap eder tarzda yakınma, dertleşme söz konusudur. Çevrenin, toplumun, yaşadığı olayların yazar üzerinde bıraktığı psikolojik izleri rahatça görebiliriz.

Stendhal’in, Andre Gide ve bizim edebiyatımızda Nurullah Ataç’ın bu alanda eserlerii vardır.

 

2.Dışa Dönük Günlük:

Bu tür günlüklerde yazar günlük olayların kendi ruh dünyasında bıraktığı izleri değil de toplum üzerindeki etkisini ele alır. Dönemin sanat, siyaset, edebiyat gibi alanları ile toplumsal olaylar öykü tekniği kullanılarak eleştirisel bir üslupla ele alınır. Bu yönleri ile bu tür günlükler tarihi olaylara ışık tutma özeeliğine sahip olurlar.

Andre Gide’nin Kalpazanlar adlı eseri bu türün en önemlilerindendir.

b.3- Mektup:

Heberleşmede kullanılan bir yazı türüdür. Haberleşme bireyler arasında olabileceği gibi resmi ya da özel kurumlar arasında ya da bireyler ile kurumlar arasında da olabilir.

 

Mektup Çeşitleri:

 1.Özel Mektuplar:

Arkadaş, dost, akraba gibi kendimize yakın hissettiğimiz insanlara yazdığımız doğal ve samimi üslupla yazılan mektuplardır.

 

Özellikleri:

  • Sağ üst köşeye tarih ve yer kaydı düşülür.

  • Mektubun yazılacağı kişiye yakınlık ya da kişinin konumuna uygun bir hitapla başlanır.

  • Sağ alt köşeye ad ve soyad yazılıp altına imza atılır.

  • Sol alt köşeye adres bilgileri girilebilir.

  • Sonda selam, saygı, hasret gibi ifadeler kullanılır.

 

 

2. Edebi Mektuplar:  

Özel mektupların sanatçı ya da edebiyatçılar arasında sanatsal ya da edebi konularda yazılan türüne denilir.  Eskiden mektup şeklinde yazılan eserlere “mektubat” denilirdi. Kınalızade Ali Şir Nevai gibi edebiyatçıların bu tarzda eserleri mevcuttur.

Modern anlamda mektup türü edebiyatımıza Tanzimat Döneminde girmiştir. Namık Kemal ile Abdulhak Hamit’in birbirlerine yazdıkları mektuplar bu türe ait ilk örneklerdendir.

 

 

3.Resmi Mektuplar:

Resmi kurumların kendi aralarında birbirlerine yazdıkları  ya da kişilerin başvurularına verdikleri yazılara denilir.

Bu tür mektuplarda hitap başlığı, sıra no’su, konusu belirtilmelidir. İlgi hanesine sayı ve tarih, konu hanesine amaç yazılır. Açık anlaşılır ve yoruma meydan bırakmayacak bir üslup olmalıdır.Mektubun sonu alt makama ya da kişiye yazılıyorsa “.. rica ederim.” Üst makama yazılıyorsa “...arz ederim.” Şeklinde bitirilir.

 

En alt sağa ise mektubu yazanın adı soyadı makamı ve imzası eklenir.

 

 

Dilekçe:

 Resmi mektupların bir çeşididir diyebiliriz. Dilekçe resmi ya da özel kurumlara verilebilir. Hiçbir kurumun dilekçeyi kabul etmeme hakkı yoktur. Özel ya da resmi kurum dilekçeyi cevaplamakla yükümlüdür. Eğer dilekçe kendisi ile ilgili değilse yine de cevap verilmeli, kendisi ile ilgili olmadığı açık bir üslupla anlatılmalı ve nereye başvurulması gerektiği belirtilmelidir.

  • Dilekçe hitapla başlar. Hitap Kelimelerinin tümü ya da kelimelerin ilk harfleri büyük harfle başlamalıdır.

  • Daha sonra dilekçeyi yazan kendisini tanıtarak problemi açık ve anlaşılır biçimde izah etmeli ve kurumdan isteğini bildirmelidir.

  • En sondaki istek cümlesi “... arz ederim. “ şeklinde bitirilir.

  • Sağ alt köşede ad soyad tarih ve imza bulunur.

  • Sol altta ise iletişim bilgileri yer alır.

 

4.İş Mektupları:

Özel kurumların kendi aralarında ya kişilerle olan iş ile ilgili mektuplarına denilir.Çok değişik nitelikte iş mektubu vardır:

  • Tavsiye mektupları

  • Sipariş mektupları

  • Satış mektupları

  • Şikâyet mektupları

  • Alacak mektupları vb. gibi.

 

 

 

5.Açık Mektup:

Bir düşünceyi aktarmak, bir tezi savunmak amacı ile halka ya da ulaşılması zor bir yetkili ya da yetkililere hitaben kişi ya da kurum adına yazılan ve yayın organları tarafından yayımlanan mektuplara denilir.

b.4- Gezi Yazısı:

Gezilip görülen yerlerin anlatıldığı yazılara denir. Eskiden bu tür yazılara “seyahatname” denilirdi.

 

Özellikleri:

  • Gezi yazıları tarihsel kaynak olma özelliğine sahiptirler.

  • Daha çok betimleme tekniği kullanılır. Gözlem gücü çok önemlidir.

  • Gezilip görülen yerler ile ilgili  resim ya da fotoğraflarında verilmesi etkileyiciliği artırır.

  • Gezi yazısı her zaman objektif bilgiler içermek zorunda değildir. Gezilip görülen yerlerin yazar üzerinde bıraktığı etkiler öznel değerlendirmelerle ifade edilebilir.

  • Dünya Edebiyatında bu alanda İbn-i Batuda, Marco Polo, ve Herodotos önde gelen edebiyatçılardır.

  • Türk Edebiyatında Seydi Ali Reis’in “Mirat-ül Memalik ( Memleketlerin Aynası)” adlı eseri, Evliya Çelebi’nin “Seyahatname”si, Katip Çelebi’nin “Cihannuma”sı bu alanda en ünlü eserlerdir.

  • Tanzimat Döneminde tekrar canlanan bu türün Tanzimat ve sonrasındaki temsilcileri:

 

→ Ahmet Mithat (Avrupa’da Bir Cevelan)

→ Cenap Şehabettin (Hac Yolunda, Avrupa Mektupları)

→ Ahmet Haşim ( Frankfurt Seyahatnamesi)

→ Reşat Nuri Güntekin (Anadolu Notları)

b.5- Biyografi

Bir kişinin hayatını yazmaya denilir. Genel olarak sanat, spor, edebiyat, iş dünyası gibi alanlarda ünlenmiş insanların hayat hikayelerini yazmak şeklinde tanımlar vardır. İşin aslı hayat hikayesinin biyografi sayılabilmesi için ünlü birinin hayatını anlatması diye bir şart yoktur. Herhangi birinin hayat hikayesi de biyografi türü içine girer. Ancak bir eserin ortaya çıkarılış amaçlarından birisinin okuyucuların ilgisini çekmek olmasından dolayı ünlü insanların hayat hikayelerinin ele alınıp yayımlanması söz konusu olmuştur. Çünkü sıradan insanların biyografileri geniş okuyucu kitlelerinin ilgisini çekmez. Ancak ünlü birinin hayat hikayesi özellikle  ilgili alanda olan ya da söz konusu alana ilgi duyan kesimlerce tercih edilecektir.

 

Biyografinin Özellikleri:

  • Tarafsız olunmalıdır.

  • Gelge, fotoğraf ve tanık gibi verilere dayanmalıdır.

  • Biyografgisi anlatılacak kişinin hayatı kronolojik sıralamaya uygun verilmelidir.

  • Şahıs tek bir yönü ile değil bütün yönleriyle ele alınmalıdır.

  • Subjektif ifadelerden mümkün olduğuncakaçınılmalıdır.

  • Açık, sade ve anlaşılır bir dil kullanılmalıdır.

 

Biyografi Çeşitleri:

1.Bilimsel Biyografi:

Hayatı verilecek kişinin biyografisi kronolojik sıraya uygun biçimde, bilgi, belde, veri, tanık gibi etmenlerle desteklenerek verilir.

 

2.Biyografik Roman:

Kişinin yaşamını konu alan romanlara denilir. Biyografinin roman kurgusu içerisinde ele alınmasıdır da diyebiliriz.

 

3.Nekroloji:

Kişi öldükten kısa bir süre sonra kişiyi tanıyanla ve sevenler tarafından o kişinin üstün özelliklerinin gazete ve dergi gibi yayın organlarında ele alınmasıdır.

bottom of page