DİNLEDEBİYAT
Atın yiğidi kendine kamçı vurdurmaz.
SÜLEYMAN ÇELEBİ
Bugün Bursa’da tellallar seslenmede
İrandan vaiz geldi, hadi Ulu Camiye
Halk toplanmış da gelmiş içeriye
Vaiz de çıkmış yavaş yavaş kürsüye
Başlamış anlatmaya Peygamber Efendimizi
Halk çıt çıkarmadan dinliyormuş kendisini
Sözcükleri dökülüyor sanki deniz incisi
Söz söylemekten anlıyor İranlı vaiz, belli
Dinledikçe halk ondan Peygamberini İslamın
“Muhammed” dedikçe sevdalıdır sanırsın
Biliyorsan gerçekler görünür her yer apaydın
Bilmiyor isen anla at gözlüğü takmışsın
Vaiz seviyorum derken halkın kazandı gönlünü
Araya sıkıştırdı yalan ve yanlış ve fitne tohumunu
Bir Süleyman Çelebi anladı vaizin oyununu
Ama büyülenmiş gibiydi halk dinlemezdi kimse onu
Çok dayanamadı, attı kendini sokakların koynuna
Çaresizliğin derin sessizliğinde boğula boğula
Çare arayan ruhuna bir merhem araya araya
Düşüne düşüne ulaşıverdi evinin kapısına
Biliyordu artık yapılması gerekeni
Aldı kağıdı, kalemi bir de mürekkebi
Başladı yazmaya hayat-ı Nebi’yi
Ama seçti yol olarak nesiri değil şiiri
Tam 732 beyitten oluşan bir mesnevi
Adı Vesilet’ün Necat yani kurtuluş sebebi
Herkes ‘Mevlid’ diye bildi bu şiiri asırlarca
Okundu ölüm, doğum ve bayramlarda
SÜLEYMAN ÇELEBİ
15. yüzyıl divan şairidir.
-
Vesiletü’n Necat (Kurtuluş Vesilesi) adlı mesnevisiyle tanınmıştır.
-
Sade bir dil kullanmıştır.
-
Dini- tasavvufi konularda yazmıştır.
Eseri:
Vesiletü’n Necat (Mevlid)