google.com, pub-1772441188610312, DIRECT, f08c47fec0942fa0 2020 TYT Türkçe Soruları I dinledebiyat
top of page

1. “Mutlak olan hiçbir ÅŸey yoktur.” fikri yaygın bir mantık hatasıdır çünkü bu önermenin kendisi bile en azından bir mutlağı varsayar. Bu önermenin ---- inanmak, "Herkes yalan söylüyor." diyen kiÅŸinin doÄŸruyu söylediÄŸine inanmak kadar ---- içerir.


Bu parçada boÅŸ bırakılan yerlere sırasıyla aÅŸağıdakilerden hangisi getirilmelidir?


A) sağlamlığına - belirsizlik
B) geçerliÄŸine - tutarsızlık
C) doğruluğuna - karışıklık
D) mantığına - sıradanlık
E) yaygınlığına - karşıtlık

 


2. Eğer cebinde akrep var diyorsanız birinin cimri
                      I
olduğunu uzun uzadıya anlatmanıza gerek yoktur. Aynı
biçimde görmüÅŸ geçirmiÅŸ sözü, kastettiÄŸiniz kiÅŸinin çok
                        II
tecrübeli olduÄŸunu veya iyi günler yaÅŸadığını belirtmekte
iÅŸinizi kolaylaÅŸtırır. Biri için helal süt emmiÅŸ demeniz
                                                     III
insanların ona olan güvenini artırırken hinoÄŸlu hin
                                                                    IV
demeniz insanları ondan uzaklaştıracaktır.
Paraya kıymak sözünü kullandığınızdaysa insanların
          V
gözünde savurgan bir kiÅŸilik canlanacaktır.


Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisi yanlış kullanılmıştır?


A) I                B) II          C)III        D) IV          E) V

 

 

 


3. Sanatta etkilenme, kaçınılmaz gibi görünse de öykünme tasvip edilecek bir durum deÄŸildir. Sanatın gerçekliÄŸi bunu hiçbir surette mazur görmez; özgünlüÄŸün yeniden üretimi ÅŸeklinde can bulur her defasında çünkü. Tersi bir durum onu kötürümleÅŸtirir.


Bu parçadaki altı çizili sözcüÄŸü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aÅŸağıdakilerin hangisinde vardır?


A) Genç insanların, kiÅŸiliklerini oluÅŸtururken özellikle saygı ve sevgi duydukları bir kiÅŸiliÄŸi taklit etme eÄŸilimi göstermeleri olaÄŸandır.
B) Kitap okuma alışkanlıklarındaki benzerlikler, okuyucuların benzer kitaplardan aynı sonuçları çıkardıkları anlamına gelmez.
C) Televizyon dizilerinin yapay kahramanları, hayatı tanımlama biçimleriyle ister istemez gerçek dünyanın bireyleri üzerinde etki bırakıyor.
D) Futbolcu, sahada sahip olması gereken öz güven ve beceriyi ancak antrenörünün talimatlarına harfiyen uymasıyla kazanır.
E) Tarihsel bir olayı anlamlandırmak için baÅŸvurulan tarihin tekerrürden ibaret olduÄŸu anlayışı, günümüzde pek kabul görmüyor.

 

 


4. Gerçek eleÅŸtirinin amacı; bir sanat görüÅŸünü örneklendirmek, bir sanat yapıtının sanat deÄŸerini belirlemek, bir örnekten kalkarak çözümlemeler ve incelemeler yapmak ve bir görüÅŸü temellendirmek olmalıdır. Böyle bir eleÅŸtiri anlayışıyla kaleme alınmış yazıların amacı; falancayı yüceltmek, onurlandırmak veya filancayı ezmek, yerin dibine batırmak olamaz. Edebiyat çevrelerindeki güncel kıpırdanışlara deÄŸil, felsefi bir temelden hareketle edebiyat olaylarına eÄŸilir bu tür eleÅŸtiriler.


Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?


A) Sanatçıların bir sanat görüÅŸüne ağırlık vermesi
B) Sanatçılar arasında rekabet ortamının oluÅŸması
C) Sanat dünyasındaki kısa süreli yönelimler
D) EleÅŸtiri yazılarının artış göstermesi ve sevilmesi
E) EleÅŸtirmen yorumlarının tartışmaya açıklığı

​

​

​

​

5. KeÅŸiÅŸler, dünyanın tarihini anlatmayı hiçbir zaman
bitiremediler çünkü her defasında dünyanın yaratılması
ile işe başladılar.


Bu cümlede keÅŸiÅŸlerin tutumuna dair yapılan eleÅŸtiri
aşağıdakilerden hangisidir
?


A) Kendilerinden öncekilerin geldiÄŸi noktadan devam
etmek yerine sürecin başını açıklamayı iÅŸ edinmeleri
B) İnsanın varlık sebebinin ancak varoluşun ilk
dönemlerini öÄŸrenmekle kavranabileceÄŸine inanmaları
C) Dünyanın tarihini insanlık tarihinden tamamen ayrı
bir çalışma alanı olarak görmekte ısrar etmeleri
D) Dünyanın yaratılışını anlamayı, insanlığın sonradan
katettiÄŸi mesafeyi anlatmaktan daha önemli
görmeleri
E) Yaratılışına dair tartışmalara odaklanıp dünyanın birey
tarafından nasıl kurgulandığını atlamaları

 

​

​


6. (I) Bu köhne tren garında birkaç saat önce bir araya
gelmiÅŸ üç yabancı olduÄŸumuz hâlde, hızla birbirimizle
benzeÅŸmiÅŸ gibiyiz. (II) Aynı biçimde sıkılmamızın, aynı
meraklı bakışlarla etrafı izlememizin nedeni nedir? (III)
Her biri diğerinin devamı olan hareketlerimiz aynı beyin
tarafından komut aldığımızı gösteriyor sanki. (IV) Birimiz
bir yana baktığında hep beraber aynı tarafa yöneliyoruz
mesela. (V) Gözlerimizde biriken yorgunluklarımız da aynı
desem yeridir.


Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
anlamca kesinlik söz konusudur?


A) I       B) II        C)III            D) IV            E) V

 

 


7. (I) “Ötekine önem ve deÄŸer vermek” ÅŸeklinde de
tanımlanan empati, kendimizin ve başkalarının sınırlarını
belirlemekle baÅŸlar. (II) Ä°lkel bir varoluÅŸtan gerçek ve
ahlaki deÄŸerlere sahip bir insan olma yolunda yükseliÅŸimiz
empati sayesindedir. (III) Zihnimizin sınırlarından çıkıp
başkalarının zihinlerinde dolaşabilmek, kendiliğinden elde
ettiÄŸimiz bir yeti deÄŸildir. (IV) Empatinin ahlak
temellerimizin ne kadar derininde yer aldığını, empati
ortamında büyüyen çocukların ileride akranlarına kıyasla
daha fazla empati kurabilmesinden anlayabiliyoruz. (V)
Gerçek empati, anlamak kadar baÅŸkalarının duygularını,
duyarlılıklarını hissedebilmektir. (VI) Ötekine önem
vermeyi küçüklüÄŸümüzden beri bir deÄŸer olarak
öÄŸrenmiÅŸsek insanlarla iliÅŸkimizde empatik davranmayı bir
davranış kalıbı olarak özümseriz.


Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi ikisi aynı
düÅŸünceyi aktarmaktadır?


A) I ve III

B) I ve V

C) II ve VI
D) III ve IV

E) IV ve VI

 

 

 


8. Kromofor adı verilen pigment molekülleri fotosentez
sırasında güneÅŸ enerjisini tepkime merkezlerine hızlı
taşıdığından güneÅŸ enerjisinin hemen hepsi arada hiç
ısı kaybı olmadan kimyasal enerjiye dönüÅŸür.


Bu cümledeki ögelerin doÄŸru sıralanışı aÅŸağıdakilerin
hangisinde verilmiÅŸtir?


A) Belirtisiz nesne - zarf tümleci - zarf tümleci - özne - yer
tamlayıcısı - yüklem
B) Belirtili nesne - zarf tümleci - zarf tümleci - özne - yer
tamlayıcısı - yüklem
C) Özne - zarf tümleci - yer tamlayıcısı - zarf tümleci
- yüklem
D) Zarf tümleci - özne - zarf tümleci - yüklem
E) Zarf tümleci - özne - zarf tümleci - yer tamlayıcısı
- yüklem

 

 


9. Her sene, zamanı gelince Ä°stanbul’un mahallelerinden
                          I
BoÄŸaz’ın köylerine göçler baÅŸlardı. Eski Ä°stanbullular;
II
BoÄŸaziçi’nin kenarlarına yapılmış ve eski erkân
                                              III
sedirleriyle, kerevet, ÅŸilte ve halılar üstünde yer
minderleri gibi eski eÅŸyalarla döÅŸenmiÅŸ geniÅŸ odalı,
      IV
gönül ferahlatıcı yalılara taşınırlardı.


                                                 V
Bu parçada altı çizili sözcüklerle ilgili aÅŸağıdakilerden
hangisi yanlıştır?


A) I. sözcük belirtme durumu eki almıştır.
B) II. sözcük iyelik eki almıştır.
C) III. sözcük sıfat-fiil eki almıştır.
D) IV. sözcük çokluk eki almıştır.
E) V. sözcük geniÅŸ zaman eki almıştır.

​

​

​

​

​

(I) Emprovize caz yapan müzisyenlerde çok önemli bir yetenek var: Zihnin akış hâlini kullanmak. (II) Trans hâli olarak da bilinen akış, bütünüyle tek aktiviteye odaklandığımız durumlarda beliriyor. (III) ÖrneÄŸin maratonda koÅŸuyorsanız tüm dikkatiniz vücudunuzun hareketlerine odaklanıyor. (IV) Kas hareketlerinizi, ayaklarınızın yerle temasını hissetmeye baÅŸlıyor; benliÄŸin kaybolduÄŸunu gözlemliyorsunuz. (V) Böyle durumlarda odaklanılan beceriler en üst seviyede gerçekleÅŸtiriliyor.


Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde sıfat tamlaması yoktur?


A) I          B) II           C)III            D) IV            E) V

 

 


11. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin yazımı ile ilgili yanlışlık yapılmıştır?


A) Bu konuyla ilgili kanun, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüÄŸe girdi.
B) Leyla Ä°le Mecnun, Türk edebiyatında en çok iÅŸlenen anlatılardandır.
C) Bahar mevsiminde bu tepeden Çanakkale BoÄŸazı’nın seyrine doyum olmaz.
D) Kültigin Anıtı, uçsuz bucaksız Orhun Vadisi’nin orta yerinde ziyaretçilerini bekler.
E) XII. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu bu yıl Ankara’da yapılacak.

 

 

 

 


12. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüÄŸün yazımı yanlıştır?


A) Bu araÅŸtırmada bizi ÅŸaşırtan bulgu, çevreciliÄŸin barışsever akımlarla çatışmasıdır.
B) O kadar merhametlidir ki yakın arkadaşları arasında karıncaincitmez olarak anılır.
C) BaÅŸkentin ortasındaki gökdelenler, etrafındaki binaları yutacakmış gibi duruyordu.
D) Ä°nsanlar, çokbilmiÅŸ olarak tanınan kiÅŸilerle arkadaÅŸlık kurmaktan uzak dururlar.
E) Orada yaÅŸamamış, o insanlarla hiç baÄŸ kurmamış gibi ne deÄŸerbilir ne yol yordam.

 

 

 

 


13. Anadolu’da hangi büyücek kasabaya (I) adım atsanız tuluat tiyatrolarından birine rast gelirsiniz. Hiç deÄŸilse çarşı duvarlarında kafilenin yakın zamanda buraya konup göçtüÄŸünü gösteren (II) solmuÅŸ ve yırtık bir ilana tesadüf edersiniz. Oyunlar kasabanın tiyatrosunda (III) köy meydanında yahut en büyük kahvede sergilenir. Ahali için arkalıksız kahve iskemleleri (IV) üç beÅŸ masa; oyuncular için yerden birkaç karış yüksek bir sedir (V) delik deÅŸik iki boyalı perde yeter de artar bile.


Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine virgül getirilemez?


A) I    B) II          C)III              D) IV              E) V

 

 

 


14. Balıkçı ( ) orfinozu ( ) ÅŸimdiye dek tuttuklarına hiç benzemeyen bu balığı ( ) heyecanla ( ) özlemle beklemiÅŸ ( ) emeÄŸinin karşılığını sonunda alabilmiÅŸti ( )


Bu parçada boÅŸ bırakılan yerlere aÅŸağıdaki noktalama iÅŸaretlerinden hangileri sırasıyla getirilmelidir?


A) (-) (,) (-) (,) (;) (.)
B) (;) (,) (,) (;) (;) (.)
C) (,) (-) (-) (;) (,) (.)
D) (;) (-) (-) (,) (;) (...)
E) (,) (-) (-) (,) (;) (.)

 

 

 


15. Kentsel düÅŸ gücünü heceleyenler, kentin karakteri olan nesnelerdir. Bu nesneler, kentin tarihine tanıklık eden ve onunla bütünleÅŸen varlıklar olarak kendilerini kabul ettirir. Dilsiz güçler rolünde hep sahnededirler. Galata Kulesi, BeyoÄŸlu’nun yıkık dökük evleri, bir avlunun gölgesindeki zarif bir kuyu, kim bilir güneÅŸin yakıcılığında hangi sohbetlere siper olmuÅŸ görkemli asırlık çınarlar, yüzyıllık bir çeÅŸme, küçük bir fotoÄŸrafçının vitrinini süsleyen eski aile fotoÄŸrafları… Bu nesnelerin iÅŸlevi; varlıklarıyla kentin romanını yazmak, varlıklarını sürdürürken çağın yüklediÄŸi yeni anlamlara raÄŸmen kente sahip çıkmaktır.


Bu parçanın anlatımında aÅŸağıdakilerden hangisi vardır?


A) Öyküleme B) Örneklendirme
C) Tanık gösterme D) Tanımlama
E) Karşılaştırma

 

 


16. (I) John B. Watson tarafından, insan davranışlarını açıklamak için davranışçılık kuramı geliÅŸtirildi.
(Ä°Ä°) Davranışçı psikolojiye göre nesnel yöntemlerle gözlemlenemeyen zihinsel süreçlerin incelenmesinin bir anlamı yoktu. (III) Pavlov, Skinner gibi bilim insanlarının Watson’ın görüÅŸlerine katılmasıyla kuram yaygınlık kazandı. (IV) Davranışçı psikoloji öÄŸrenmeyi, uyarıcı ve tepki arasındaki baÄŸla açıklayarak psikanalitik görüÅŸün belirttiÄŸi etkinin geçerli olmadığını ileri sürdü. (V) Uyarıcı olarak nitelendirilen çevresel faktörler, kiÅŸilerde olumlu veya olumsuz davranışlara neden oluyordu.
(VI) Olumsuz davranışlara yol açan uyaranlar kaldırılarak olumlu davranışları oluÅŸturanlar eklendiÄŸinde bireyin kendini geliÅŸtirmesi bekleniyordu.


Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle baÅŸlar?


A) II        B) III          C) IV          D) V           E) VI

 


17. (I) Asya’dan gelen göç dalgaları zaman zaman Batı Avrupa ülkelerinde büyük direniÅŸleri tetiklemiÅŸtir. (II) Bununla beraber düÅŸük doÄŸum oranıyla baÅŸa çıkabilmek için Batı Avrupa, doÄŸrudan göçmenlere ihtiyaç duymuÅŸtur. (III) Batı Avrupalıların iÅŸ, kültür ve kimlik açısından tehdit altında olduklarına dair oluÅŸan kaygı, direniÅŸlerin temelini oluÅŸturur.
(IV) DüÅŸüncelerinde haklı olsalar da göçün topluma kazandırdığı deÄŸerlerin altı çizilirse bu kaygıların giderilmesi de kolaylaşır. (V) Göçmenleri ağırlayan toplumlar, çeÅŸitliliÄŸi bir zenginlik olarak görmeye baÅŸladığında tehdit ve kaygının sadece toplumsal bir refleks olduÄŸu anlaşılır.


Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düÅŸüncenin akışını bozmaktadır?


A) I        B) II           C)III          D) IV           E) V

 


18. Sinema ve spor dendiÄŸinde akla gelen baÅŸarılı filmler yok mudur? Olmaz olur mu! Zaman zaman usta yönetmenler bu konudaki kliÅŸeleri aşıp sporu filmlerine ustaca yerleÅŸtirmiÅŸlerdir. Mesela Fabri'nin unutulmaz filmi Cehennemde Ä°ki Devre bunlardan biridir. Bu önemli film, savaÅŸ sırasında bir Alman toplama kampında, kamp yöneticileriyle tutsaklar arasındaki bir futbol maçının, tutukluların kaçması için bir fırsata dönüÅŸtürülmesini ustaca anlatır. ----. Buna benzer ÅŸekilde unutamadığım diÄŸer bir film de Hitchcock'un Trendeki Yabancılar'ı ve bu filmin ünlü tenis sahnesidir.


Bu parçada boÅŸ bırakılan yere düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisi getirilmelidir?


A) Ama spor, yalnızca izleyiciyi kendine çekmek için futbolun geriliminden ve çalımından ibaret bir etkinlik deÄŸildir
B) Sinema izleyicisinden çok futbol meraklılarının ilgisini çeken bu tarz filmlerin popülerleÅŸmesi doÄŸaldır
C) Bu filmi izleyenler sadece bir filmin deÄŸil aynı zamanda bir futbol maçının heyecanını içlerinde duyar
D) Film yorumcuları kadar spor eleÅŸtirmenlerinin de eleÅŸtirdiÄŸi film gerçekçilikten uzak bulunmuÅŸtur
E) Spor ve sinema iliÅŸkileri üstüne bir yazı yazmak için aslında ikisinin de iyi bir izleyicisi olmak gerekiyor

 

 

 

 

​


19. Ä°nsanlar duygu ve akıl arasında tutturdukları dengeyle ayakta kalır ve yaÅŸam denen yolda ilerler. Bunlardan birinin, kontrolü tamamen ele geçirmesi felaket getirebilir. Bu gerçek ÅŸöyle bir benzetmeyle aktarılır: Bir at arabasındasınız ve arabanız, güçlü iki at tarafından çekiliyor. Atlardan biri aklın, diÄŸeri duygunun temsilcisi. Bir at sizi sürekli yolun bir tarafına, öbürü de diÄŸer tarafına çekmeye çalışıyor. Sizin iÅŸiniz ----.


Bu parçanın sonuna düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisi getirilmelidir?


A) güvenli bir ÅŸekilde ilerleyebilmek için dizginleri sıkıp ikisini de kontrol altında tutmaktır
B) bir tarafın sizi uçuruma yuvarlamaması için arabadan atlayacağınız anı iyi belirlemektir
C) bu iki atın fırsatlar sundukları kadar kötü bir son getirebileceÄŸini de aklınızda tutmaktır
D) atların çekiÅŸmesinin ilerlemenize engel olduÄŸunu görünce güvenilir olan atı seçmektir
E) rasyonellik adına aklınızın buyruğuna girmek yerine sezgilerinize kulak vermektir.

​

​

​


20. (I) Batı etkisindeki çaÄŸdaÅŸ Türk ÅŸiiri eskiyi yok sayarak, eskiden gelen her ÅŸeyi silip atarak geliÅŸmedi. (II) Kısa sürse de eskiye karşı zorlu çıkışların yapıldığı, geçmiÅŸin küçümsendiÄŸi dönemler olmadı deÄŸil. (III) Ama çaÄŸdaÅŸ ÅŸiirimiz, edebiyatımızın çok daha eski dönemlerinin güzel ürünlerinden, güçlü ustalarından zaman zaman etkilendi. (IV) Sanatçılar, divan edebiyatı ve halk edebiyatının kimi unsurlarını eserlerine bazen örtülü olarak bazen de açıkça taşıdı. (V) Hatta bunların arasında çaÄŸdaÅŸlıklarından hiçbir ÅŸey yitirmeden divan ÅŸiiri tarzında yazmayı deneyenler de oldu.


Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Eski ÅŸiire özgü üslubun çaÄŸdaÅŸ ÅŸiirde kullanılıp kullanılamayacağı konusunda tartışmalara girdi.” cümlesi getirilebilir?


A) I           B) II    C)III          D) IV            E) V

 

 


21. Bu, kültüre hangi açıdan yaklaÅŸtığımızla ilgilidir. Nitekim bu alanda çalışan bilim insanlarının hemen hepsinin onu yeniden tarif etme çabası da bunu göstermektedir.
Bununla beraber ÅŸimdiye kadar ortaya atılan bütün tarifler gözden geçirildiÄŸinde hepsinde ortak olanı ve bu terimle ne kastedildiÄŸini anlamak kolaydır.


Bu sözler aÅŸağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiÅŸ olabilir?


A) Kültürel yozlaÅŸmanın temelinde yatan sebepler nelerdir?
B) Kültürün farklı ÅŸekillerde tanımlanmasıyla ilgili ne düÅŸünüyorsunuz?
C) Sizce kültür, toplumdan topluma deÄŸiÅŸen bir olgu mudur?
D) Bugün kültürler arasındaki farklılıklar nasıl açıklanabilir?
E) Toplumlar, son yıllardaki kültürel deÄŸiÅŸimlerden nasıl etkileniyor?

 

 

 

 


22. Resim eleÅŸtirmenleri eserleri incelerken belirli bir yönteme baÄŸlı kalırlar. Betimleme, çözümleme, yorumlama ve yargıya varma olmak üzere dört iÅŸlem basamağını kapsayan bu yöntemle eserden bilgi edinirler. Yöntemin ilk aÅŸamasında tabloda yer alan ve gözle görülen her nesne tek tek listelenir. Ä°kinci aÅŸamada bu nesneler resmin içine yerleÅŸtirilirken nelere dikkat edildiÄŸi örneÄŸin konum, renk, kontrast, ton gibi niteliklerin nasıl kullanıldığı belirlenir. Üçüncü aÅŸamada ressamın kullandığı nesneler ve bunların organizasyonuyla vermek istediÄŸi mesaj ortaya çıkarılır. Son aÅŸamada ise o ana kadar elde edilen bütün veriler bir arada deÄŸerlendirilir, eseri iyi veya kötü kılan özellikler ortaya konur ve incelenen eserin niteliÄŸi hakkında nihai karara varılır.


AÅŸağıdakilerden hangisi bu yöntemi kullanan bir resim eleÅŸtirmeninin süreç içinde soracağı sorulardan biri olamaz?


A) Verilmek istenen mesaj, hangi obje ve varlıklar kullanılarak aktarılmaktadır?
B) Ressam, tabloda görülen bileÅŸenlerin organizasyonunda nelere dikkat etmiÅŸtir?
C) Ressam, bu eserinde tam olarak ne anlatmak istemektedir?
D) Ressamı başarılı yahut başarısız yapan temel nitelikler nelerdir?
E) Eser, hangi güçlü ve zayıf yönleriyle diÄŸer yapıtlardan ayrılmaktadır?

 

 


23. Bir antropolog olarak antropolojinin yöntemlerini, kendi kültürüme bakıp içinde yaÅŸadığım dünyayı incelemek için kullanmaya karar verdim. Sayıları gittikçe artan ÅŸirket antropologlarından biri oldum. Zaten, egzotik bir ÅŸeyler bulmak için çok da uzaklara gitmeye gerek yok. Yapmamız gereken, bu betondan ormanda insanların iÅŸ dünyasında ayakta kalmak için hangi rekabet içgüdülerine güvendiklerine, bireysel ve örgütsel hareketlerinde ne tür davranış kalıplarını benimsediklerine odaklanmak.
Ä°. SanayileÅŸmemiÅŸ bölgelerdeki yerli halkların kültürleriyle ÅŸehir kültürü arasındaki farklar
Ä°Ä°. KurumsallaÅŸmış ÅŸirketlerdeki çalışanların bireysel baÅŸarı elde etmek ve grup içinde yükselmek için geliÅŸtirdiÄŸi stratejiler
Ä°Ä°Ä°. Belli bir sektörde çalışanların bir grup kültürü geliÅŸtirmesini saÄŸlayan kiÅŸisel ve sosyal dinamikler


Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen kiÅŸinin çalışma alanına girer?


A) Yalnız I         B) Yalnız II             C) I ve III


            D) II ve III                  E) I, II ve III

2020  TYT Çıkmış Türkçe Soruları

24. Çırak Foma, ustası Rublev’e, “Ben maviyi herkesten daha iyi görüyorum.” der. Bunun üzerine Rublev de “Sana artık bir ÅŸey öÄŸretemem çünkü sen her ÅŸeyi bildiÄŸini sanıyorsun.” diye karşılık verir.


AÅŸağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılmak istenen düÅŸünceyle örtüÅŸmektedir?


A) Mutlak baÅŸarı, ustaları aÅŸmakla mümkün olur.
B) Becerisini kutsayan kişi kendini bilgiye kapatmıştır.
C) Kendine güvenen çırağın ustaya ihtiyacı yoktur.
D) Bilgisinden emin olmak, ustalara özgü bir erdemdir.
E) Çırak, hatasını ustanın hoÅŸgörüsü sayesinde görebilir.

 


25. QWERTY sisteminin kullanıldığı daktilo, harf düzeninin sıkışmasını en aza indiren, ticari anlamda baÅŸarılı ilk daktilo olarak 1874’te ortaya çıkmıştır. Ancak QWERTY klavyesinde vuruÅŸların %32’si orta, %52’si üst ve %16’sı da ulaÅŸması en zor olan alt sırada yapılır. Dahası bu diziliÅŸ, daha zayıf olan sol elin ve en zayıf olan serçe parmağın çok fazla kullanılmasını gerektirir. Ayrıntılı çalışmaların ardından Dvorak 1932'de, QWERTY klavyesini öÄŸrenmek için gereken zamandan daha kısa sürede öÄŸrenilebilen, klavye kullanıcısının baÅŸarısını ve hızını büyük oranda artıran yeni bir klavye geliÅŸtirdi. Ancak Dvorak klavyesi, o günden bugüne Ä°ngiliz dilinin standart klavyesi QWERTY’nin yerini alamadı.


Bu parçadan hareketle aÅŸağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?


A) Bir yeniliÄŸin eski yöntem veya fikirden belirgin ÅŸekilde iyi olması uzun vadede de olsa toplumda kabul edileceÄŸini gösterir.
B) Ä°cat edilen aletlerin ortaya koyduÄŸu yenilikler, bu aletlerin esas amacının dışında farklı amaçlara da hizmet etmesine neden olur.
C) YeniliÄŸi ortaya çıkaran kiÅŸinin unvanı, bu yeniliÄŸin insanlar tarafından kullanılma olasılığının artmasında etkilidir.
D) Bir yeniliÄŸin benimsenmesi için toplumun gereksinim, deÄŸer ve hedefleriyle görece uyum içinde olması gerekir.
E) Uyum sağlamayı gerektiren bir yeniliği kabul etmek yerine alışkanlığa bağlı kalmak insanlara daha kolay gelir.

 

 

​

​


26. Türk edebiyatında ve sosyolojisinde BatılılaÅŸma olgusuna iliÅŸkin, karmaşık süreçlere iÅŸaret eden geniÅŸ bir literatür mevcut olmakla birlikte, bu çalışmada Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü filmi incelenirken Kemal Tahir’in görüÅŸlerinden hareket edilmiÅŸtir. Bunun da baÅŸlıca nedeni, Kemal Tahir’in BatılılaÅŸma ve sorunlarını, Osmanlı Devleti’nin kuruluÅŸ döneminden itibaren ele alıp sorgulamasıyla özgün bir yaklaşım ortaya koymuÅŸ olmasıdır. Ancak filmin yönetmen/senaristiyle Kemal Tahir’in devlet ve toplum konusundaki görüÅŸleri arasında belirgin ayrımlar bulunmaktadır. DiÄŸer yandan bugünün sorunlarının kaynağının Osmanlı’nın kuruluÅŸ dönemine kadar götürülmesi ve tarihe yaklaşım biçimleri bakımından ise pek çok benzerlik de göze çarpar.


 


A) Kemal Tahir, filmdeki içeriÄŸi Osmanlı’da BatılılaÅŸma olgusu temelinde ele almıştır.
B) Yönetmen/senarist, filmi Kemal Tahir’in görüÅŸlerine dayanarak oluÅŸturmuÅŸtur.
C) Film, Kemal Tahir ve yönetmen/senaristin ortak bir çalışması olarak ele alınabilir.
D) Kemal Tahir’in görüÅŸleri filmi incelemede önemli bir dayanak noktası sunmaktadır.
E) Filmde olay, Osmanlı Devleti’nin kuruluÅŸ yıllarında geçmektedir.

27. Ey insan! Etrafında yarattığın düÅŸmanlar seni kendi kusurlarının, eksikliklerinin farkına varmaktan alıkoyar. BaÅŸkalarını cezalandırdığın, aÅŸağıladığın hatta yok ettiÄŸin sürece dikkatini kendi içine yöneltemezsin. Böylece kendinle yüzleÅŸme ihtiyacı da hissetmezsin. Yarattığın düÅŸmanlar çaresizliklerinin yerini alır, onlar sayesinde zayıflıklarının üstünü örtersin. Åžunu aklından çıkarma: “Sandığın gibi baÅŸkalarının günahları, seni aziz yapmaz!”


Bu parçadan hareketle aÅŸağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?


A) Bireyin dışarıya ve baÅŸkalarına yansıttığı öfke ve nefret, zamanla kendi zaaflarından arınmasına neden olur.
B) Bireyin yaÅŸadığı toplumdaki öteki bireylerin hatalarına karşı geliÅŸtirdiÄŸi tavır, kendi benliÄŸiyle kurduÄŸu bağı güçlendirir.
C) ÖtekileÅŸtiren ve ötekini düÅŸman gibi gören birey, kendini eleÅŸtirme ve yargılama ihtiyacını hissetmeyerek kendini yüceltir.
D) Bireyin çevresindeki insanları tehdit olarak algılamasının temelinde toplumdan yalıtılmış bir hayat sürmesi yatar.
E) Kendilerine ve baÅŸkalarına yönelttikleri eleÅŸtirel sese kulak vermeyi baÅŸarabilenler hatasız ve dengeli bir yaÅŸam sürerler.

 


28. DoÄŸa bilimleri gibi tarih de zorunlulukların ve doÄŸal düzenin insan hayatını, belli ölçüde de olsa, etkilediÄŸini kabul eder. Tarihî olaylar, onları ortaya çıkaran ÅŸartların nedensellik ilkesi göz önünde tutularak açıklanmasıyla anlamlandırılır. Belirli iklimsel ve ekolojik ÅŸartların olaylar üzerindeki etkisi hesaba katılmadan salt kaynaklardan ve kanıtlardan yola çıkarak sonuçlara varmak mümkün ve anlamlı deÄŸildir. Bununla birlikte tarih biliminin görevi, tarihî olayları kendi özellikleri içinde incelemektir.
Tarihî olayların geliÅŸiminde genelgeçer kanunları ve bunların olaylar üzerindeki etkisini araÅŸtırmak, tarih biliminin deÄŸil belki de tarih felsefesinin görevidir.


Bu parçaya göre aÅŸağıdaki önermelerden hangisi tarih biliminin bakışıyla örtüÅŸür?


A) Her tarihî olay kendi coÄŸrafi koÅŸulları içinde incelenir.
B) Ä°nsanlık tarihindeki olaylar çoÄŸunlukla tekrar eder.
C) Tarih bilimi de doÄŸa bilimleri gibi kanunlar koyar.
D) Tarih bilimi sadece yazılı belgeleri dikkate alır.
E) Tarih felsefesi genellemeler yapmaktan kaçınır.

 

 

 


29. “Ne yapmalıyım?” sorusu “Ne yapıyorum?”, “Ne yaptım?”, “Ne yapacağım?” sorularından farklıdır.
Ne yapıyor olduÄŸum, ne yaptığım veya ne yapacağımda bir betimleme söz konusudur; gözleriniz, hafızanız veya yazdıklarınız bunların gerçekliÄŸini kanıtlamaya yeter.
Ama ne yapmam gerektiÄŸi, bir betimleme deÄŸil bir soruÅŸturmadır, bir yol arayışıdır. Betimlemeyle yol arayışı arasındaki ayrım, gerçeklik ile etik arasındaki farkı ortaya koyar.


Bu parçadan hareketle etik aÅŸağıdakilerin hangisinde doÄŸru tanımlanmıştır?


A) Ahlaki olarak en doÄŸru olanın er geç hâkim gerçekliÄŸe dönüÅŸeceÄŸini savunan bir felsefe kuramıdır.
B) Ä°deal olana ulaÅŸmak için geçmiÅŸte yapılan hatalardan dersler çıkarmayı öneren pratik bir düÅŸünce biçimidir.
C) Olgular temelinde sınanabilecek, kanıtlanması mümkün bir açıklama deÄŸil gerekli olanı arayan bir sorgulama türüdür.
D) GeçmiÅŸ ve gelecek arasında bir bütünlük gözeten, doÄŸrunun her çaÄŸda kendini tekrarladığını savunan bir disiplindir.
E) Olması gerekeni, doÄŸruluÄŸu ve adaleti en fazla kiÅŸinin ortak faydasına sabitleyen bir akıl yürütme yöntemidir.

 

 


30. Ozanlar, ÅŸiirin düzyazıdan üstünlüÄŸü konusunda kanıt üretmeye bayılır. Åžiir kolay ezberlenir, demek ki üstündür; kısadır, demek ki üstündür; zor anlaşılır, demek ki üstündür. Kimileri de düzyazının anlatım gücünün bir yerde tükendiÄŸine ama ÅŸiirin anlatım gücünün hiç tükenmediÄŸine inandıklarından “Åžiir, düzyazının bittiÄŸi yerde baÅŸlar.” deyip çıkarlar iÅŸin içinden. Düzyazının bir yerde tıkandığını nereden çıkarırlar bilinmez.


Bu parçanın yazarının aÅŸağıdakilerden hangisini söylemesi beklenir?


A) Åžiirin dile getirdiÄŸini roman da öykü de dile getirebilir, sorun sanatçının hangi türde yazdığında deÄŸil baÅŸarısındadır.
B) Bir ÅŸiiri kafamızda yıllarca taşıyabiliriz ama düzyazıyı deÄŸil, onun ağırlığı yaÅŸamın odağına yerleÅŸmesini engeller.
C) Åžiirin giriftliÄŸi karşısında romanın, öykünün kendini okuruna açması, kolayca anlaşılır olması okurun seçimlerini etkiler.
D) Åžairleri kendi konumlarının altını çizmeye iten ÅŸey, düzyazının günümüz okurları tarafından gördüÄŸü yoÄŸun raÄŸbettir.
E) Her türün yükseldiÄŸi dönemler vardır; ÅŸiir yavaÅŸladığında düzyazı, düzyazı yeni ufuklar bulamadığında ÅŸiir öncülüÄŸü üstlenir.

 


31. Yeni nesil, maaÅŸ deÄŸil unvan peÅŸinde!
Bir araÅŸtırma ÅŸirketi, maaÅŸlı çalışan 18-25 yaÅŸ aralığındaki 830 kiÅŸiyle yaptığı görüÅŸmede kiÅŸilere unvan tercihine yönelik sorular sormuÅŸtur. AraÅŸtırma sonucunda katılımcıların %80'inin “Çalıştığım yerdeki önceliÄŸim unvan deÄŸil, maaşım.” cevabı verdiÄŸi, %18’inin “Unvanım yükseltilirse maaşımın aynı kalması önemli deÄŸil.” görüÅŸünü belirttiÄŸi, %2'sinin de “Unvanım yükselirse maaşımın düÅŸmesi benim için önemli olmaz.” dediÄŸi tespit edilmiÅŸtir. AraÅŸtırma sonuçları, son dönemde popüler hâle gelen unvan pazarlamasının nasıl yapılacağı konusunda da ÅŸirketlere önemli geri bildirimler sunmuÅŸtur.


Bu köÅŸe yazısıyla ilgili aÅŸağıdakilerden hangisi söylenebilir?


A) Kanıtlanamayan varsayımlar üzerinde yorum yapılmaktadır.
B) Kendi içerisinde tutarsızlıkları ve yanlılıkları bulunmaktadır.
C) Ä°statistiki verilerin gerçeÄŸi yansıtmadığı ortaya koyulmaktadır.
D) Güncel bir konunun ekonomik etkilerine deÄŸinilmektedir.
E) Toplumun farklı kesimlerinin bakış açıları karşılaÅŸtırılmaktadır.

 

 

 


32. Matisse, aynı mavi tonunun bir santimetrekaresiyle bir metrekaresinin birbirinden farklı olduÄŸunu söyler. Benzer ÅŸekilde, mavi bir daire ile aynı maviden yapılmış bir kare farklı tonlardadır. Ona göre bir renk; paletteyken farklı, fırçadayken farklı, tuvaldeyken farklıdır. Çevresindeki diÄŸer tonların ve ÅŸekillerin yarattığı uzam, resmin içindeki ve üzerindeki ışık, nesnelerin düÅŸme ve gerileme oranlarını belirleyen konum; her tonu farklılaÅŸtırır. Resme bakanın, binlerce rengin bir çerçeve içinde eritildiÄŸini düÅŸünmesi bundandır.


Matisse’e göre aÅŸağıdakilerden hangisi renk tonunu farklılaÅŸtıran bir etken olamaz?


A) Form ve ışık                  B) Alanın boyutu
C) Resmin tekniÄŸi             D) Yüzeyin dokusu
                                      E) Perspektif ve açı

 

 

 


33. Faust, Don Juan ve Don KiÅŸot emellerinin peÅŸinden sabit bir fikirle koÅŸar. Bu karakterlerin her biri aslında mükemmellik arayışıyla kibrin, istisnai bir yiÄŸitlikle yozlaÅŸtırıcı bir aşırılığın vücut bulmuÅŸ hâlleridir. Söz konusu karakterlere dair tespitlerim, aslında çok daha önce yaratılmış olan bu imgelerin romantik dönem yorumuna dayanan izlenimlerimdi. Ancak Faust’un sırf merak duygusu yüzünden lanetlendiÄŸini, Don Juan’ın gerçekten iÅŸkence gördüÄŸünü artık düÅŸünmüyorum. Hatta Don KiÅŸot’un cömertliÄŸi bile gerçek mi emin deÄŸilim. Fakat bu karakterlerin bireyci toplumumuz için hâlâ özel birer tınısı olduÄŸuna inanıyorum.


Bu parçanın yazarıyla ilgili aÅŸağıdakilerden hangisi söylenemez?


A) Roman kiÅŸilerini, onların karakteristik özellikleri üzerinden deÄŸerlendirmiÅŸtir.
B) Roman kahramanlarına ilişkin değerlendirmelerinde değişim olmuştur.
C) Roman kahramanlarına iliÅŸkin analizlerini belirli bir dönem baÄŸlamında ortaya koymuÅŸtur.
D) Ä°dealizm ve kontrolsüz eylemlerin kurgusal baÅŸarıyı artırdığına inanmaktadır.
E) Roman karakterlerinin toplum üzerinde süregelen bir etkisi olduÄŸunu düÅŸünmektedir.

 

 


34. Özgün resimler, yeniden canlandırmanın hiçbir zaman olamayacağı ölçüde sessiz ve dingindir. Bu bakımdan yeniden canlandırmayla karşılaÅŸtırılamaz. Çünkü özgün resimde sessizlik ve dinginlik asıl malzemenin, boyanın içine sinmiÅŸtir; insan boyada ressamın resmi yaptığı andaki hareketlerinin izlerini görebilir. Bunun, resmin boyanmasıyla insanın ona bakması arasındaki zaman aralığını kapatmak gibi bir etkisi vardır. Bu özel anlamda tüm resimler çaÄŸdaÅŸtır. Resimlerin çaÄŸlarının tanıkları olma özelliÄŸi buradan gelir. Ä°çinde yaÅŸadıkları tarihsel an orada, gözümüzün önündedir.


Bu parçadan hareketle özgün resimlerle ilgili aÅŸağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?


A) Kendine has bir yapım sırrına sahiptir.
B) Sanatçının tecrübelerinin ürünüdür.
C) Zamanın sınırlarını aÅŸan bir gücü vardır.
D) OluÅŸturulduÄŸu dönemin izlerini taşır.
E) Yaratıcısının tekniÄŸini görünür kılar.

 

 

​

​


35.-36. soruları aÅŸağıdaki parçaya göre cevaplayınız.


Maya, Sezen Aksu’nun 1991’de çıkardığı Gülümse’den sonra, Türk pop müziÄŸinin en iddialı ve ses getiren albümlerinden biri. Dinleyiciyle önceden buluÅŸan “Öyle Kolaysa” ve “Ya Bu Ä°ÅŸler Ne” ÅŸarkılarıyla beÄŸeni toplamışken bunlara eklenen “Fırtınadayım”, “Çukur” gibi ÅŸarkılarla bu albüm bir baÅŸyapıta dönüÅŸüyor. Böylece Maya ile Mabel Matiz, tek atımlık kurÅŸunu olduÄŸu iddialarını da boÅŸa çıkarıyor. Birçok ünlü sanatçının sevilen ÅŸarkılarını yorumlayarak daha önceki çalışmasında da cesaretini ortaya koyan Matiz, Maya ile geleneÄŸe deÄŸmekten korkmayan modern bir anlatım yakaladı. Tasavvufun mistik havası, halk ÅŸiirinin coÅŸkun sesi, synth-pop ile birleÅŸen Arap popunun ritimleri ayrı ayrı ve bir bütün olarak duyuluyor albümde. Gözünün gördüÄŸüyle gönlünün bildiÄŸi bir olmayan âşıkların acısını söylerken Matiz, Åžeyh Galip’ten NeÅŸet ErtaÅŸ'a uzanan bir köprü kuruyor. Böylece toplumsal normlara ve hayatı çerçeveleyen ezici gerçeklere raÄŸmen yüreÄŸinin sesini dinleyenlerin çıkmazını anlatıyor. DeÄŸmekten, esinlenmekten, beslenmekten korkmuyor.


35. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?


A) Aşkın yalnızca bir yanılsama olduğunu bilecek kadar olgun olanlar
B) Kendi isteklerini ve hayatlarını sevdikleri kiÅŸi için feda edebilenler
C) Arzuları ve gerçeklik arasındaki çatışmanın ortasında sıkışıp kalanlar
D) Gerçek aÅŸkın dış görünüÅŸte deÄŸil, âşığın kalbinde olduÄŸunu anlayanlar
E) Mükemmel aÅŸkı beklemenin ve aramanın boÅŸuna olduÄŸunu bilenler.

 

 


36. Bu parçaya göre Mabel Matiz ile ilgili aÅŸağıdakilerden hangisi söylenemez?


A) Kültürel ve tarihî çeÅŸitliliÄŸi yansıtan bir sese ve anlatıma sahip olduÄŸu
B) Türk müzik piyasasında büyük bir ilgi uyandırmayı baÅŸardığı
C) Kendisiyle özdeÅŸleÅŸmiÅŸ yürekli yaklaşımını Maya albümünde de sürdürdüÄŸü
D) Modern insanın hikâyesini evrensel tınılardan çok, yerli ögelerle aktardığı
E) Uzun süre aynı baÅŸarıyı sürdüremeyeceÄŸini savunanları haksız çıkardığı

 

 


37.-38. soruları aÅŸağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.


Stephen King’in yayımlanır yayımlanmaz bir efsaneye
dönen romanı O (It), 27 senede bir uyanan meçhul bir
kötülüÄŸü ve bu kötülükle baÅŸ etmeye çalışan bir grup
genci anlatır. Kitaba adını veren O, palyaço formunda
olmakla birlikte dünyadaki bütün kötülerden daha kötü
bir şey olarak tasvir edilir. Karşısındaki insanın en
korktuÄŸu ÅŸeyin biçimini alan bir varlıktır. Bu durum Harry
Potter’ın roman dünyasına da aynen taşınmıştır. Ancak
asıl ilginç olan Ä°ngilizce orijinal adı “it” sözcüÄŸünde
gizlidir. Bu sözcüÄŸün Almancadaki karşılığı olan “es”,
üçüncü tekil nesneler için zamir olarak kullanılmasının
yanı sıra Freud’un nesnel gerçeklerden bağımsız ve
öznel yaÅŸantı dünyası “id” için kullandığı sözcüktür.
Gerçekten de karakterin zihnin kanalizasyonlarından
çıkmayan ama batmayan da bir ÅŸey oluÅŸu, akla ilk önce
Freudyen bir id’i getirir.


37. Bu parçada O adlı romanla ilgili aÅŸağıdakilerden hangisine deÄŸinilmemiÅŸtir?


A) Okuyucu tarafından büyük ilgi gördüÄŸüne
B) Adının farklı dildeki karşılığına
C) BaÅŸka bir romanla benzerliÄŸine
D) Ana hatlarıyla içeriÄŸine
E) Sinemaya uyarlandığına

 

 


38. Bu parçaya göre O karakterinin Freud’un id kavramını çaÄŸrıştıran yönü aÅŸağıdakilerden hangisidir?


A) Bütün kötülerden daha kötü bir ÅŸey olarak tasvir edilmesi
B) Bilinçaltının derinliklerinde kaybolmaksızın saklanabilmesÄ°
C) Bireyi içgüdüsel tepki vermeye zorlaması
D) Gerçek niyetini bir palyaço görüntüsünün altına gizlemesi
E) Ä°nsanın bilinçaltındaki korkularını hatırlatması

 

 


39.-40. soruları aÅŸağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Gerçek dünyadaki somut durumların benzerlik ve farklılıklarından yola çıkılarak temel yönlerinin ortaya konmasıyla araÅŸtırmacılar tarafından inÅŸa edilen kurgulara “ideal tipler” adı verilir. Bir ideal tip, dünyayı gözlemlemekte kullandığımız bir bakış açısına benzer. ÖrneÄŸin demokrasi, siber suçlar, tüketim toplumu veya otoriteyle ilgili açıklayıcı önermeler sunmak için ideal tiplere baÅŸvurulabilir. Ancak bu kurguları oluÅŸturmadaki amaç, olgunun bütün özelliklerini ortaya koymak deÄŸil, araÅŸtırmacıya açıklama ve karşılaÅŸtırma yapma veya varsayımlar kurma imkânı saÄŸlayan yardımcı bir araç sunmaktır. Ä°deal tipler, araÅŸtırmacının incelediÄŸi olguyla ilgili gerçeÄŸe iliÅŸkin bazı problemleri ifade etmesine olanak saÄŸlayan bir referans çerçevesidir. Bundan dolayı ideal tiplerin hiçbir suretle doÄŸru veya yanlış olduÄŸu ifade edilemez.


39. Bu parçaya göre ideal tiplerle ilgili aÅŸağıdakilerden hangisi söylenemez?


A) Gündelik yaÅŸamdaki olay ve olgulara iliÅŸkin gözlemlerden doÄŸar.
B) Kurgu olarak tasarlandığından sosyal gerçeklikle farklılık gösterebilir.
C) Ä°ÅŸlevi konusunda araÅŸtırmacılar arasında görüÅŸ farklılıkları bulunmaktadır.
D) Sosyal olay ve olguları açıklamada kullanılabilecek örnek niteliÄŸine sahiptir.
E) AraÅŸtırmacıların ele aldığı nesne hakkında fikir yürütmesine imkân saÄŸlar.

 


40. Bu parçaya göre ideal tiplerin doÄŸru veya yanlış olduÄŸunun söylenememesinin nedeni aÅŸağıdakilerden hangisidir?


A) Ä°deal veya saf olan gerçek bilginin tam olarak gözlemlenememesi
B) Olgunun tam tanımına ulaÅŸtıktan sonra ideal olma özelliÄŸini yitirmesi
C) Sosyal dünyayı tanımlayıcı özelliklerin bir bütünlük oluÅŸturamaması
D) GerçekliÄŸin daha çok ana unsurlarını yansıtan bir sınır çiziyor olması
E) Olguları anlaşılır kılacak benzerlikleri belirlemede zorluk yaşanması

 

 

 

 


TÜRKÇE TESTÄ°
1.B
2.E
3.A
4.C
5.A
6.D
7.E
8.E
9.A
10.D
11.B
12.E
13.A
14.E
15.B
16.C
17.B
18.C
19.A
20.D
21.B
22.E
23.D
24.B
25.E
26.D
27.C
28.A
29.C
30.A
31.B
32.C
33.D
34.B
35.C
36.D
37.E
38.B
39.C
40.D

bottom of page