google.com, pub-1772441188610312, DIRECT, f08c47fec0942fa0 Türkçenin Tarihi Dönemleri konu anlatımı I Türkiye I dinledebiyat
top of page

TÜRK DÄ°LÄ°NÄ°N TARÄ°HÄ° GELİŞİMÄ°

​

Türkçeye ait en eski yazılı metinler Yenisey ve Orhun yazıtlarıdır. Bu da ilk metinler  VII. yüzyılda karşımıza çıkmış demektir.  Daha öncesine ait yazılı metinler olmadığından öncesi için sözlü dönem denilmiÅŸtir..

​

Göktürk yazıtlarındaki dilde soyut kelimelerin yer alması, saÄŸlam cümle yapısı gibi özellikler Türkçenin en az 1000 yıl ya da daha eski olduÄŸu görüÅŸünü ortaya çıkarmıştır. Ayrıca son araÅŸtırmalar Bilinen ilk yazılı dil olan Sümercede soyut anlamlı Türkçe kelimelerin varlığını göstermiÅŸtir. Bu da Türkçenin Sümerceden eski bir dil olduÄŸu görüÅŸünü kuvvetlendirmektedir.

 

Türkçenin Tarihi Evreleri: 

​

ALTAY ÇAÄžI        

Türkçe ve MoÄŸolcanın ayrılmadığı dönem olarak bilinir. Türkçenin karanlık dönemi denilir.

​

Ä°LK TÜRKÇE ÇAÄžI

Hun, Bulgar, Avar, Hazar vb. Türk kavimlerinin dillerini içine alan devredir.

​

ESKÄ° TÜRKÇE ÇAÄžI

Orhun yazıtları ile Uygur metinlerini içine alan dönemdir. Bu dönem 2’ye ayrılır:

​

A) Köktürkçe:

Orhun Yazıtlarında ilk örneklerini görürüz. Köktürkçede harfler bitiÅŸmez. Yazı saÄŸdan sola sütunlar halinde ve yukarıdan aÅŸağıya doÄŸru yazılır. Kelimeler, aralarına üst üste iki nokta konmak suretiyle birbirlerinden ayrılır.

​

B) Uygurca:

Uygurlar, dört alfabe kullanmışlardır:

​

1) Uygur yazısı :Uygurlar en fazla bu alfabeyi kullanmışlardır.

2) Manihey yazısı

3) SoÄŸdak Yazısı: Daha çok MoÄŸollar tarafından kullanılmıştır.

4) Brahmi yazısı

​

Uygurca Osmanlı Devleti’nin ilk zamanlarına kadar varlığını sürdürmüÅŸtür.

 

ORTA TÜRKÇE

Karahanlı Türkçesi de denilir. 10. yüzyılda Karahanlı Türklerinin islâmiyeti kabul etmelerinin bu deÄŸiÅŸimde etkisi vardır. Yusuf Has Hâcip bu Türkçeye Hakaniye Türkçesi adını veriyor. Bu dönem Türkçesi hem Eski Türkçenin özelliklerini göstermekte, hem de daha sonraki Türkçeye ait deÄŸiÅŸikliklerin iÅŸaretini vermektedir. Orta Türkçe denmesinin sebebi de budur. Dîvân ü Lügati't-Türk, Kutadgu Bilig, Atabetü'l-Hakayik bu dönem Türkçesi ile yazılmış eserler olup, hepsi de islâmiyet etkisiyle meydana getirilmiÅŸtir.

 

KUZEY-DOÄžU TÜRKÇESÄ°

Orta-Asya'daki Türklerinin  büyük kütleler halinde Hazar Denizi'nin güney ve kuzeyinden, kuzeye ve batıya yayılması yeni kültür merkezlerinin meydana gelmesi, Ä°slâm kültürünün Türkler arasında gittikçe kuvvetli bir ÅŸekilde yerleÅŸmesi ile ortaya çıkmıştır. Kuzey-DoÄŸu Türkçesi, önce 13. ve 14. yüzyıllarda bir müddet, Eski Türkçe'nin tabiî ve yeni bir devamı olarak eski ve yeni arasında köprü görevi gören bir geçiÅŸ devresi halinde devam etmiÅŸ ve 15. yüzyıldan itibaren Kuzey Türkçesi ve DoÄŸu Türkçesi adıyla iki yeni yazı diline ayrılmıştır.

​

KUZEY TÜRKÇESÄ°

Kıpçakça da denilir. Çok uzun süreli olamamasının nedeni Kıpçakçaya ait bir edebiyatın ÅŸekillenememesidir. Kıpçakça ile ilgili en önemli eser "Codex Cumanicus"dur.

 

DOÄžU TÜRKÇESÄ°

DoÄŸu Türkçesi, Timur devriyle birlikte baÅŸlayan ve "ÇaÄŸatayca" adıyla en kuvvetli dönemini yaÅŸadıktan sonra, yerini bugünkü Özbekçeye bırakan yazı dilidir. Ve son zamanlarda dil bilginleri ÇaÄŸataycayı üç grupta incelemektedirler:

 

BATI TÜRKÇESÄ°

Eski Anadolu Türkçesi ve Osmanlıca ile deÄŸiÅŸen ve geliÅŸen  Azeri ve Türkmen kollarının ayrıldığı OÄŸuzcaya denilir.

Batı Türkçesi üç aÅŸamalı olarak incelenebilir:

​

a) Eski Anadolu Türkçesi: 13-15 yy. Batı Türkçesinin kuruluÅŸ evresi.

b) Osmanlıca: 15-20 yy. Osmanlıca kavramının yerleÅŸtiÄŸi dönem.

c) Türkiye Türkçesi: 1908 sonrası milliyetçilik hareketleri ile beraber  dilde millilik kavramıyla geliÅŸen Türkçedir. Yazı dili olarak Ä°stanbul konuÅŸma aÄŸzı esas alınmıştır.

​

bottom of page